TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
DEVRİM EVİN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/2069)
|
|
Karar Tarihi: 20/2/2014
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
Raportör
|
:
|
Elif KARAKAŞ
|
Başvurucu
|
:
|
Devrim EVİN
|
Vekili
|
:
|
Av. Hasan Hüseyin EVİN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sahne Sanatları Tiyatro Bölümü
Tezli Yüksek Lisans Programına katılma hakkı kazanmasına rağmen, bu okulun
bulunduğu İstanbul iline atanma talebinin zımnen reddi üzerine açtığı iptal
davasının reddedilmesi nedeniyle eğitim hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 18/3/2012 tarihinde İzmir
Bölge İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari
yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin
bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 25/11/2013
tarihinde kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına,
dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
5. Başvurucu, Adana Devlet Tiyatrosu Müdürlüğünde tiyatro sanatçısı
olarak görev yapmakta iken, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Sahne Sanatları Tiyatro Bölümü Tezli Yüksek Lisans
Programına katılmaya hak kazanmıştır.
6. Söz konusu programda haftanın üç günü ders olduğundan ve yüzde
yetmiş devam zorunluluğu bulunduğundan bahisle başvurucu, 9/10/2009
tarihinde Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne başvurarak İstanbul Devlet
Tiyatrosu Müdürlüğü emrine atanma talebinde bulunmuştur.
7. Anılan başvuru idarece cevap verilmemek suretiyle
reddedilmiştir.
8. Başvurucunun zımni ret işleminin iptali istemiyle açtığı dava,
Ankara 1. İdare Mahkemesinin 7/7/2011 tarih ve
E.2011/1343, K.2011/1326 sayılı kararıyla “Adana
Devlet Tiyatrosunda davacıya ihtiyaç olduğu ve tâbi olduğu mevzuatta öğrenim
durumu nedeniyle tayin isteyebileceğine dair hüküm bulunmadığı da dikkate
alındığında davacının İstanbul Devlet Tiyatrosu emrine atanması istemiyle
yaptığı başvurusunun zımnen reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka
aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle reddedilmiştir.
9. Temyiz edilen karar, Danıştay 5. Dairesinin 15/11/2011
tarih ve E.2011/5284, K.2011/6394 sayılı kararıyla onanmış, karar düzeltme
talebi de aynı Dairenin 13/11/2012 tarih ve E.2012/1087, K.2012/7268 sayılı
kararıyla reddedilmiş, karar aynı tarihte kesinleşmiştir. Bu karar başvurucuya 18/2/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
B. İlgili
Hukuk
10. 10/6/1949 tarih ve 5441 sayılı Devlet Tiyatrosu Kuruluşu
Hakkında Kanun’un 5.
maddesinin (C) fıkrasının ilgili kısımları şöyledir:
“…Devlet Tiyatroları sanatkar
memurları, uygulatıcı uzman memurları ve uzman memurları sanat ve yönetim
kurulu kararı üzerine Genel Müdürle aralarında yapılacak bir yıl süreli idari
sözleşmelerle göreve alınırlar. Yapılacak idari sözleşmelere bu maddede
belirtilen hizmet özellikleri de yazılır. Bunların sözleşmelerinin sonunda
hizmete devamları da aynı usule tabidir.
Mali hakları ve özellikleri bu kanun içinde
kalmak ve Devlet memuru niteliklerine halel gelmemek üzere sanatkar
memurlar, uygulatıcı uzman memurlar ve uzman memurların hizmete alınma, hizmete
devamı şekilleri ile sair özellik ve yükümlülükleri idari sözleşmelerinde
belirtilir.”
11. 7/5/1987 tarih ve 87/11782 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul
edilen “Devlet Sanatçıları ve Sanatçıların
Sözleşmeli Olarak Çalıştırılmalarına Dair Esaslar”ın 13. maddesi şöyledir:
“Bu Esaslarda geçmeyen diğer hususlar
hakkında, kurumların özel kanun ve mevzuat hükümleri; özel kanunu ve mevzuatı
bulunmayan kurumlar için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri ve "Hizmet
Sözleşmesi'' hükümleri uygulanır.”
12. Aynı Esaslar’ın 15. maddesi şöyledir:
“Maliye
Bakanlığınca vize edilen pozisyonlarda çalıştırılan personelin kurum içi birim
değişiklikleri, norm pozisyonlarında aynı unvanlı boş pozisyon bulunması
kaydıyla, belirlenen norm pozisyon usul ve esaslarına göre Bakanlıkça karara
bağlanır. Karara bağlanarak gerçekleştirilen kurum içi birim değişiklikleri, onbeş gün içerisinde Maliye Bakanlığına bildirilir.”
13. 25/6/1983 tarih ve 18088 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle
Atanmalarına Dair Yönetmeliğin “Yer
değiştirme suretiyle atanmalarda gözönünde
bulundurulacak hususlar” başlıklı 9. maddesinin birinci ve ikinci
fıkraları şöyledir:
“Yer
değiştirme suretiyle atanmalar, Devlet Memurlarının dengeli bir şekilde
dağılımını sağlamak için öğrenimi, uzmanlığı, iş tecrübesi, mesleki bilgisi
gibi özellikleri ile boş kadro durumu göz önünde bulundurularak kurumlarınca
hazırlanan bir plan dahilinde yapılır.
Yapılacak
atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından, eş ve sağlık durumları
ilgili kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak dikkate alınır.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 20/2/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun
18/3/2013 tarih ve 2013/2069 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği
düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
15. Başvurucu, yüksek lisans
programına katılma hakkı kazanmasına rağmen İstanbul iline atanmaması ve bunun
üzerine açtığı iptal davasının mahkemece reddedilmesi nedeniyle öğrenimini hâlâ
tamamlayamadığını, ayrıca atanma talebi İstanbul’da kadro bulunmadığı
gerekçesiyle reddedilirken dava sürecinde birçok oyuncunun İstanbul’a
atandığını, bu şekilde kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını belirterek
Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesiyle 42. maddesinde
düzenlenen eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
16. Anayasa’nın 42. maddesi
şöyledir:
“Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
…
İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve
Devlet okullarında parasızdır.
…
Devlet, maddi imkanlardan yoksun
başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve
başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel
eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.
…”
17. Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’ne ek Türkiye’nin taraf olduğu 1 No.lu Protokol’ün 2. maddesi
şöyledir:
“Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet,
eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve
babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre
yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.”
18. Anayasa’nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin
kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine
başvurabilir…”
19. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve
incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Mahkeme, … açıkça dayanaktan
yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
20. 6216 sayılı Kanun’un “Esas hakkındaki inceleme” kenar başlıklı
49. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel
başvurulara ilişkin incelemeleri, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve
bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlıdır.
Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
1. Eğitim
Hakkının İhlali İddiası Yönünden
21. 6216 sayılı Kanun’un 48.
maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre Mahkemece açıkça dayanaktan yoksun
başvuruların kabul edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal
iddialarını kanıtlayamadığı, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi
gereken hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin
olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya
zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul
edilebilir (B. No: 2012/665, 13/6/2013, § 20).
22. Başvurucu, İstanbul ilindeki
bir üniversitenin yüksek lisans programına katılma hakkı kazandığı halde görev
yerinin Adana ili olması ve İstanbul’a atanma talebinin de reddedilmesi
nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
23. Başvurucunun, atanma
talebinin reddi üzerine açtığı iptal davasında davalı idare tarafından
başvurucunun Adana Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü emrine kazandığı sınav sonucu
atandığı, sınava girmeden önce atandığı yerde en az altı yıl görev yapacağına
ilişkin taahhütname imzaladığı ve tayin başvurularının hizmet süresi, ihtiyaç
ve kadro durumu gözetilerek değerlendirildiği belirtilmiş; İdare Mahkemesi de
görev yerinde başvurucuya ihtiyaç olduğu ve tâbi olduğu mevzuatta öğrenim
durumu nedeniyle tayin isteyebileceğine dair hüküm bulunmadığı gerekçesiyle
davayı reddetmiştir.
24. Başvurucu, programa katılım
hakkı kazandığı üniversitenin bulunduğu İstanbul iline atanma talebinin
reddedilmesi işleminin İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmemesini, eğitim
hakkının ihlali olarak değerlendirmektedir. Başvurucu bunun dışında eğitim
hakkına yapılan kamu gücüne dayalı bir müdahaleden bahsetmemektedir. Başvuru
konusu olaya ilişkin zımni ret işlemi doğrudan eğitim hakkıyla ilgili olmayıp,
başvurucunun atanma talebinin reddedilmesiyle ilgilidir. Yine İdare
Mahkemesinin başvuru konusu olaya ilişkin kararı da doğrudan eğitim hakkıyla
ilgili olmayıp, asıl olarak atamama işleminin hukuka uygunluğuyla ilgilidir
(Bkz. B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 27).
25. Eğitim hakkı, kamu ve özel
eğitim kurumlarını kapsadığı gibi eğitimin; ilk, orta ve yüksek öğrenim
seviyelerini de kapsar (B. No: 2012/1334, 17/9/2013, §
28. Ayrıca benzer yöndeki AİHM kararları için
bkz. Kjeldsen, Busk Madsen ve Pedersen/Danimarka, B. No. 5926/72, 7/12/1976,
§ 50; Leyla Şahin/Türkiye, B. No.
44774/98, 10/11/2005, §§ 134-136).
26. Anayasa’da yer alan eğitim
ve öğrenim hakkı, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe
negatif ödevini yüklemekle birlikte Anayasa’da öngörülen ilköğretim dışında
devletin tüm bireylere eğitim ve öğrenim sağlaması şeklinde pozitif bir ödev
yüklememektedir. Devletin özellikle lisansüstü eğitim almak isteyen herkese
bunu sağlama şeklinde pozitif bir ödevi bulunmamaktadır. Bu çerçevede kamu
kurumlarının her personeline yüksek lisans ya da doktora eğitimi amacıyla görev
yerinin değiştirilmesini sağlama yükümlülüğü de yoktur (B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 29).
27. Başvurucu kendi isteğiyle
başvurduğu ve katılmaya hak kazandığı yüksek lisans programına devam edebilmek
amacıyla Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne müracaat ederek İstanbul Devlet
Tiyatroları Müdürlüğü emrine atanma talebinde bulunmuş, ancak talebi ilgili
Kurumca reddedilmiştir. Bu durumda başvurucunun eğitim hakkına kamu gücü
kullanılarak doğrudan bir müdahalede bulunulmadığı, başvurucunun eğitim
hakkının İstanbul iline atanma talebinin reddine ilişkin işlemden dolaylı
olarak etkilendiği anlaşılmaktadır (Bkz. B. No: 2012/1334, 17/9/2013,
§ 30).
28. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun eğitim hakkının ihlali iddialarına ilişkin olarak söz konusu
hakkına bir müdahale olmadığı anlaşıldığından, başvurunun diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Eşitlik
İlkesinin İhlali İddiası Yönünden
29. Başvurucu, kendisinin atanma
talebi İstanbul’da kadro bulunmadığı gerekçesiyle reddedilirken birçok oyuncunun
İstanbul’a atandığını, bu şekilde kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını
belirterek Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen “kanun önünde eşitlik ilkesi”nin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
30. Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” kenar başlıklı 10.
maddesi şöyledir:
“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi
inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde
eşittir.
…
Devlet organları ve
idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak
hareket etmek zorundadırlar.”
31. Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin “Ayırımcılık yasağı”
kenar başlıklı 14. maddesi şöyledir:
“Bu Sözleşme’de tanınan hak
ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer
kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet,
doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık
gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”
32. Başvurucunun, Anayasa’nın
10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine yönelik
iddialarının, bahsi geçen maddelerdeki ifadeler dikkate alındığında, soyut
olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp, mutlaka Anayasa ve AİHS kapsamında yer
alan diğer temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı olarak ele alınması gerekir
(B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 33).
33. Başvurucunun, eşitlik
ilkesinin ihlali iddiasının eğitim hakkı çerçevesinde ve bu hakla bağlantılı
olarak ele alınması gerekir. Dolayısıyla eşitlik ilkesi, bağımsız nitelikte
koruma işlevine sahip olmayıp, bu hakkın kullanılmasını, korunmasını ve başvuru
yollarını güvence altına alan tamamlayıcı nitelikte haklardandır (B. No:
2012/1049, 26/3/2013, § 34).
34. Ayrımcılık yasağının ihlal
edilip edilmediğinin tartışılabilmesi için, ihlal iddiasının, kişinin hangi
temel hak ve özgürlüğü konusunda hangi temele dayalı olarak ayrımcılığa maruz
kaldığının gösterilmesi gerekir. Somut olayda başvurucu kendi atanma talebi
reddedilirken başkalarının taleplerinin kabul edilerek atamalarının yapıldığından
bahisle ayırımcılığa uğradığını dile getirmiş fakat hangi nedene dayalı olarak
kendisine farklı muamelede bulunulduğuna ilişkin olarak her hangi bir beyanda
bulunmamıştır. Ayırımcılık iddiasının ciddiye alınabilmesi için başvurucunun
kendisiyle benzer durumdaki başka kişilere yapılan muamele ile kendisine
yapılan muamele arasında bir farklılığın bulunduğunu ve bu farklılığın meşru
bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene
dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir. Somut olayda başvurucu
sözünü ettiği benzer olaylar ile kendi durumunun aynı olduğunu ortaya
koyamadığı gibi kendisine hangi nedene dayalı olarak ayırımcılık yapıldığına
ilişkin de her hangi bir beyanda bulunmamıştır (B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 50).
35. Açıklanan nedenlerle,
başvurucu ihlal iddialarını kanıtlayacak herhangi bir delil ileri sürmediğinden
başvurunun bu kısmının “açıkça dayanaktan
yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1.
Eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasının “açıkça
dayanaktan yoksun olması”,
2.
Eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddiasının “açıkça
dayanaktan yoksun olması”
nedenleriyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
20/2/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.