logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mehmet Nuri Kıran ve Sürmeli Memet Sezgin [2.B.], B. No: 2013/3304, 10/3/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET NURİ KIRAN VE SÜRMELİ MEMET SEZGİN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/3304)

 

Karar Tarihi: 10/3/2015

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

Raportör Yrd.

:

Derya ATAKUL

Başvurucular

:

Mehmet Nuri KIRAN

 

 

Sürmeli Memet SEZGİN

Vekilleri

:

Av. Mehmet ERBİL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucular, "3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçunu işledikleri iddiasıyla yargılandıkları davanın makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 9/5/2013 tarihinde İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 24/10/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 5/12/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 19/12/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

7. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK. 250. maddesi ile yetkili) yürütülen soruşturma kapsamında, 18/3/2007 tarihinde başvurucular gözaltına alınmışlardır.

8. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tutuklama talebi üzerine, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK. 250. maddesi ile görevli), 22/3/2007 tarih ve 2007/28 Sorgu sayılı kararı ile tutuklama talebinin reddine ve başvurucuların serbest bırakılmasına karar vermiştir.

9. Başvurucular ve diğer iki şüpheli hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK. 250. maddesi ile yetkili) 6/6/2007 tarih ve E.2007/853 sayılı iddianamesi ile "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır.

10. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK. 250. maddesi ile görevli), 16/6/2009 tarih ve E.2007/321, K.2009/139 sayılı kararı ile başvurucuların "3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçundan ayrı ayrı 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan başvurucular hakkında açılan davanın tefrikine, dava dosyasının görevli ve yetkili Beyoğlu Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

11. Başvurucuların temyizi üzerine karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 14/1/2013 tarih ve E.2012/1734, K.2013/577 sayılı ilâmı ile bozulmuştur.

12. Bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada Mahkemece, 1/3/2013 tarih ve E.2013/27, K.2013/42 sayılı karar ile başvurucular hakkında "3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçundan açılan kamu davasının ertelenmesine karar verilmiştir.

13. Karar, 10/4/2013 tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiş, başvurucular anılan karara itiraz etmemişlerdir.

14. Başvurucular, 9/5/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

B. İlgili Hukuk

15. 12/4/1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinin ikinci fıkrası; 2/7/2012 tarih ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un Geçici 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 10/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 9/5/2013 tarih ve 2013/3304 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

17. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, 18/3/2007 tarihinde gözaltına alındıklarını, 22/3/2007 tarihinde serbest bırakıldıklarını, ancak "3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçundan haklarında açılan kamu davasında makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

18. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

19. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 18/3/2007 tarihinde gözaltına alınmalarıyla başlayan yargılama sürecinin makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

20. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, gerek Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan gerek AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).

21. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).

22. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625, 9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucular hakkında, "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçlarını işledikleri iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır. Başvurucular hakkında isnat olunan suçlar 3713 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrası ile 6/10/1983 tarih ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 28. maddesinin birinci fıkrasında hapis cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır. Bu çerçevede başvurucular hakkındaki suç isnadına dayalı yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin güvence kapsamına girdiği konusunda kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).

23. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anıdır. Somut başvuru açısından bu tarih, başvurucuların gözaltına alındıkları 18/3/2007 tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih ise suç isnadının nihai olarak karara bağlandığı tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince, başvurucular hakkında açılan kamu davasının ertelenmesine karar verildiği 1/3/2013 tarihidir (B. No: 2013/695, 9/1/2014, § 35).

24. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, 18/3/2007 tarihinde gözaltına alınarak 22/3/2007 tarihinde serbest bırakılan başvurucular ile diğer iki şüpheli hakkında, Başsavcılığın 6/6/2007 tarihli iddianamesi ile "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada başvurucuların ve diğer sanıkların savunmaları ile tanık beyanlarının alındığı, 16/6/2009 tarihinde başvurucuların "3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçundan ayrı ayrı 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan başvurucular hakkında açılan davanın tefrikine, dava dosyasının görevli ve yetkili Beyoğlu Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği tespit edilmiştir. Başvurucuların temyizi üzerine hükmün, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 14/1/2013 tarihli ilâmı ile bozulduğu, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada Mahkemece, 1/3/2013 tarihli karar ile başvurucular hakkında "3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçundan açılan kamu davasının ertelenmesine karar verildiği ve başvurucuların anılan karara itiraz etmedikleri belirlenmiştir. Yargılamanın uzamasında başvuruculara atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı anlaşılmıştır.

25. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).

26. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucuların tutum ve davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep oldukları da söylenemez. Anılan davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu beş yıl on bir ay on üç günlük yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.

27. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden

28. Başvurucular, makul sürede yargılama yapılmadığı için ayrı ayrı 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

29. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

 “Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

30. Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin beş yıl on bir ay on üç günlük yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 4.150,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

31. Başvurucular tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucuların;

1. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,

B. Başvuruculara ayrı ayrı net 4.150,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

C. Başvurucular tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

10/3/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mehmet Nuri Kıran ve Sürmeli Memet Sezgin [2.B.], B. No: 2013/3304, 10/3/2015, § …)
   
Başvuru Adı MEHMET NURİ KIRAN VE SÜRMELİ MEMET SEZGİN
Başvuru No 2013/3304
Başvuru Tarihi 9/5/2013
Karar Tarihi 10/3/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucular, "3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçunu işledikleri iddiasıyla yargılandıkları davanın makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) İhlal Manevi tazminat

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 3713 Terörle Mücadele Kanunu 7
6352 Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun geçici 1
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi