TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET REŞİT ARSLAN BAŞVURUSU (5)
|
(Başvuru Numarası: 2013/4342)
|
|
Karar Tarihi: 23/3/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Hikmet Murat AKKAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet Reşit ARSLAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, başvurucunun vasisi tarafından gönderilen
takvim kartlarının ceza infaz kurumu tarafından başvurucuya verilmemesi
nedeniyle maddi ve manevi varlığının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/6/2013 tarihinde Kırıkkale Cumhuriyet
Başsavcılığı vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil
edecek bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 30/11/2015
tarihinde, başvurunun adli yardım talebinin kabul edilmesine karar verilmiştir.
4. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 28/12/2015
tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından 30/12/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 25/1/2016 tarihinde
Anayasa Mahkemesine sunmuştur.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanlarını
8/2/2016 tarihinde ibraz etmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
8. Başvuru dilekçesi ve ekleri, başvuruya konu dosya
içeriği ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) kayıtlarından tespit edilen ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Hâlihazırda Ankara 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli
Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucu, Kırıkkale F Tipi
Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu sırada aynı zamanda
vasisi olan kardeşi tarafından kendisine bir mektup gönderilmiştir.
10. Söz konusu mektup başvurucuya teslim edilmeden önce
vasi tarafından başvurucuya 5/3/2013 tarihinde bir faks yollanmıştır. Faksın
içeriğinde başvurucuya mektubun yanında gönderilen eşyalar hakkında
bilgilendirme yapılmıştır. Bu kapsamda, başvurucuya takvim ve kartpostal da
yollanmıştır.
11. Söz konusu mektubun başvurucuya ne zaman teslim
edildiği belli olmamakla beraber mektubun yanında gönderilen takvime ve
kartpostala el konulmuştur.
12. Başvurucu, sadece kendisine teslim edilmeyen takvime
yönelik olarak Kırıkkale İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) 15/3/2013
tarihinde başvuruda bulunmuştur. Başvurucu dilekçesinde el takvimine idare
tarafından kendisinden habersiz şekilde el konulduğunu, bu durumu faks
sayesinde bildiğini, daha önce de buna benzer şekilde takvimine el konulduğunu
ileri sürmüştür. Bu kapsamda başvurucu "telefon kartı ebadındaki
kağıttan takvim kartı yasağının ve bunu haber vermeden alıkoyma uygulamasının
yasal dayanağını öğrenmek istiyorum" diyerek dilekçesini
noktalamıştır.
13. Bunun üzerine İnfaz Hakimliği, 18/3/2013 tarihinde
Ceza İnfaz Kurumundan bilgi istemiştir.
14. Ceza İnfaz Kurumu bunun üzerine 19/3/2013 tarihinde
başvurucuya teslim edilmeyen 2 adet el takvimini ve 5 adet kartpostalı tutanağa
bağlayıp kurumun eşya emanet birimine teslim etmiştir.
15. Ceza İnfaz Kurumu 26/3/2013 tarihinde İnfaz
Hâkimliğine bilgi vermiştir. Söz konusu bilgi kapsamında, başvurucunun kartpostalına
ve takvimine el koyma gerekçesi açıklanmıştır. Bu gerekçe, İnfaz Hâkimliği
kararında yer almaktadır.
16. İnfaz Hâkimliği 5/4/2013 tarihli ve E.2013/180,
K.2013/238 sayılı kararla başvurucunun dilekçesi ile ilgili olarak yazı tipi
ile beraber şu kararı vermiştir:
"Kırıkkale
F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 26/03/2013 tarih
ve 2013/3403 sayılı yazısı ile; Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya
ve Maddeler Hakkında Yönetmeliğin 15 inci maddesinde "Her oda veya koğuşta,
idare tarafından yaptırılan panolara asılmak ve kurum kantininden temin
edilmek koşuluyla birer adet Türk bayrağı, Atatürk resmî, gazete kupürü,
haber, yazı fotoğraf ve takvim bulundurulabilir." hükmü bulunmakta
olup, adı geçenin odasında kurumumuzca temin edilmiş takvim bulunduğundan posta
aracılığı ile gelen takvim kartları odasına verilmemiş, hükümlü adına emanet
eşya deposuna kaldırılmıştır. Aynı maddede "Ceza infaz kurumu işyurdu
yönetim kurulunca kantinde satışına karar verilen, bu Yönetmelikte sayılmayan
ve kurum güvenliğini tehlikeye düşürmeyen eşyaların stok oluşturmayacak şekilde
koğuş, oda ve eklentilerde bulundurulmasına izin verilebilir." hükmü
getirilmiş olup, kurum kantininde kartpostal satıldığından hükümlüye posta ile
gönderilen kartpostallar kendisine verilmemiş, hükümlü adına emanet eşya
deposuna kaldırılmış olduğunun bildirildiği görülmekle,
Hükümlü tarafından talep edilen takvim,
Ceza infaz kurumlarında bulundurulabilecek eşya ve maddeler hakkındaki
yönetmeliğin 15.maddesinde sayılan eşyalardan olmadığından, ayrıca hükümlünün
odasında bir adet daha takvim olduğu anlaşıldığından ve stok oluşturma durumu
bulunduğundan hükümlünün şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Ceza evi idaresince yapılan el koyma
işleminde yönetmelik hükümlerine aykırılık bulunmadığından hükümlünün
ŞİKAYETİNİN REDDİNE,..."
17. Söz konusu karar başvurucuya 11/4/2013 tarihinde
tebliğ edilmiştir. Başvurucu bunun üzerine 15/4/2013 tarihinde Kırıkkale Ağır
Ceza Mahkemesine itiraz etmiştir. Başvurucu itiraz ederken bu sefer -İnfaz
Hâkimliğine başvuru amacından farklı olarak- İnfaz Hâkimliğinin kararında
belirtilenlerin gönderilen üçüncü mektupla ilgili olduğunu, önceki mektuplardan
alınmış kartların akıbetini öğrenemediğini dile getirmiştir. Başvurucunun
itirazı 30/4/2013 tarihli ve 2013/474 Değişik İş sayılı kararla reddedilmiştir.
Red gerekçesi şöyledir:
"Kırıkkale İnfaz Hakimliğinin
yukarıda tarih ve numarası yazılı bulunan kararı sonuç ve gerekçesi itibarı ile
yasaya uygun olduğu anlaşıldığından hükümlünün yerinde görülmeyen itirazının
reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;
Kırıkkale İnfaz Hakimliğinin05.04.2013
tarih 2013/240sayılı karanı itiraz eden Hükümlü Mehmet Reşit Arslan’ın yerinde
görülmeyen İTİRAZININ REDDİNE..."
18. Nihai karar 9/5/2013 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
19. Başvurucu 7/6/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
20. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 35. maddesi şöyledir:
"(1) Kapalı ceza infaz kurumlarında
bulunan hükümlülerin oda ve eklentilerinde bulundurabilecekleri veya
bulunduramayacakları kişisel eşya, gıda, tıbbî malzeme ve diğer ihtiyaç
maddeleri yönetmelikle düzenlenir."
21.
6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî
Gazete'de yayımlanan 20/3/2006 tarihli ve 2006/10218 sayılı Ceza İnfaz
Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Tüzük'ün (İnfaz Tüzüğü) 125. maddesi şöyledir:
(1) Hükümlülerin adlarına posta veya
kargo ile gönderilen havale ve eşya, kurum mutemedi tarafından en geç 7 gün
içinde postadan alınır. Gönderi, içeriği itibariyle kuruma sokulması ve
bulundurulması mevzuat hükümlerince sakıncalı olmaması hâlinde hükümlüye teslim
edilir.
(2)Sakıncalı olduğu belirlenen gönderiler
hakkında, posta veya kargodan alındığı tarihten itibaren onbeş gün içerisinde
hükümlüye yazılı bilgi verilir. Hükümlü, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren
onbeş gün içerisinde infaz hâkimliğine itiraz hakkını kullanmadığı takdirde,
gönderi, göndericiye veya hükümlünün göstereceği kişiye iade edilir. Hükümlünün
isteği halinde ilk ziyaret günü yakınlarına verilmek üzere kurum emanet
deposunda saklanabilir. Ancak eşyanın bozulabilir olması veya maddi değerinde
azalma olasılığının bulunması halinde, gönderi gönderene iade edilir.
22. 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında
Yönetmelik'in (Yönetmelik) 15. maddesi şöyledir:
"Hükümlüler,
oda sistemine geçmiş ceza infaz kurumlarının koğuş, oda ve eklentilerinde, bir
adet kafes ile bir çift kanarya, bülbül veya muhabbet kuşu gibi küçük kafes
kuşu bulundurabilir. Henüz oda sistemine geçmemiş diğer ceza infaz
kurumlarında, kafes ve kuş sayısı idare tarafından belirlenir.
Koğuş
veya odada kuş bulundurulabilmesi için, birlikte kalan hükümlülerin rızalarının
alınması zorunludur.
Hükümlülerin
kendilerini geliştirmeleri için gerekli görülen eğitim ve kültürel
çalışmalarında kullanabilecekleri malzemeleri, koğuş, oda ve eklentiler dışında,
idare tarafından uygun görülecek yerlerde ve denetim altında bulundurmasına ve
kullanmasına kurum olanakları çerçevesinde izin verilebilir.
Hükümlüler, kendilerine idare
tarafından verilen nevresim takımı ve battaniye dışında, kantinden temin
edilmek şartıyla bir adet nevresim takımı ve iklim koşulları değerlendirilerek
idarenin uygun göreceği sayıda battaniye bulundurabilir.
Kantinden
temin edilmek koşuluyla, her odada bir adet, on kişiden fazla mevcudu olan
koğuşlarda ise iki adet, kumar niteliğinde olmayan ve idarece belirlenen,
satranç takımı gibi oyunlara ait malzemeler bulundurulabilir.
Her
oda veya koğuşta, idare tarafından yaptırılan panolara asılmak ve kurum
kantininden temin edilmek koşuluyla birer adet Türk bayrağı, Atatürk resmî,
gazete kupürü, haber, yazı fotoğraf ve takvim bulundurulabilir.
Her hükümlünün kendisine ayrılan
yattığı yer veya dolabında, aile fertlerinin fotoğraflarına ait albüm
bulundurmasına izin verilir.
Hükümlüler
nişan ve evlilik yüzüğü, küpe, kolye, toka, tespih ve kol saati ile kantinden
temin edilmek koşuluyla bir adet masa saati ve bir adet top bulundurabilir.
Bayan hükümlüler, kantin aracılığı ile
satın aldıkları makyaj malzemelerini koğuş veya odalarında bulundurabilir.
Ceza
infaz kurumu işyurdu yönetim kurulunca kantinde satışına karar verilen, bu
Yönetmelikte sayılmayan ve kurum güvenliğini tehlikeye düşürmeyen eşyaların
stok oluşturmayacak şekilde koğuş, oda ve eklentilerde bulundurulmasına izin
verilebilir."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
23. Mahkemenin 23/3/2016 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
24. Başvurucu, üniversite öğrencisi olması sebebiyle
çalışmalarını planlayabilmek için söz konusu takvime ihtiyaç duyduğunu, aynı
takvime başka hükümlülerin sahip olduğunu, kendisine gelen takvim kartına haber
verilmeden el konulduğu için mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, idarenin her
ne kadar haber vermeye ilişkin beyanı olsa da bunun doğru olmadığını, kayıt
anlamında hiçbir belgenin mevcut olmadığını, bu kapsamda Cezaevinde ayrıca
ayrımcılıkta bulunulduğunu, sonuç olarak kendisinin eziyete maruz kaldığını ve
ilgili kişilerin görevini kötüye kullandıklarını belirterek 100.000 TL manevi
tazminat talep etmiştir.
B. Değerlendirme
25. Bakanlık görüş yazısında söz konusu müdahale özel
hayata saygı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu sebeple başvuruya konu olayda
müdahalenin demokratik toplum düzeninde gerekli olup olmadığı ve ölçülülük
ilkesi yönünden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
26. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevapta
ifadelerini yinelemiştir.
27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucu, başvuruya konu takvimin kendisine verilmemesi nedeniyle
eğitim hakkının engellendiğini ileri sürmekte ise de eğitim hakkına yapılan
müdahalenin başvurucu tarafından desteklenememesi sebebiyle bu konuda bir
değerlendirilme yapılmamıştır. Yine başvurucu, mülkiyet hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmekle beraber bu husus aynı zamanda Anayasanın 17.
maddesindeki özel hayatın bir unsuru olan kişinin kendisini geliştirmesi
çerçevesinde kalmaktadır. Başvurucunun İnfaz Hâkimliğine başvurduğu tarih
itibariyle eşyanın alıkonulmasından resmî olarak haberdar olmaması nedeniyle
şikâyetin anayasal önem ve önemsiz zarar kriterleri bağlamında
değerlendirilebilmesi mümkün görünmemektedir.
28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuruların
kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi" kenar başlıklı 48.
maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"Mahkeme,
Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve
sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir
zarara uğramadığı başvurular ile açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul
edilemezliğine karar verebilir."
29. 6216 sayılı Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasına göre Mahkemece açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemez
olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı,
iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu,
temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu
açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular
açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir.
30. 5275 sayılı Kanunu'nun 35. maddesinin gerekçesi şu
şekildedir:
"Bu madde kapalı ceza infaz
kurumlarında bulunan hükümlülerin, oda ve eklentilerinde bulundurabilecekleri
veya bulunduramayacakları kişisel eşya, gıda, tıbbı malzeme ve diğer ihtiyaç
maddelerinin yönetmelikte gösterileceğini belirtmektedir."
31. Bu kapsamda Kanun, yürütme organına hükümlü ya da
tutukluların hangi eşyaları bulundurabileceğine ilişkin düzenleme yetkisi
vermektedir. Anayasal sınırlar içerisinde kalmak koşuluyla cezaevinin güvenliği
ve düzeni için öngörülen bir takım kurallar konulması pek tabiidir. Somut
olayda başvurucu, cezaevinde bulunan bir hükümlü olması sebebiyle bu
düzenlemenin kendisine uygulanacağı açıktır.
32. Yönetmelik'in 15. maddesi kapsamında olmadığı
düşünülen eşya, başvurucuya verilmemiştir. Başvurucunun İnfaz Hâkimliğine
şikâyet müracaatında bulunması üzerine resmî olarak bu husus Cezaevi idaresi
tarafından tutanağa bağlanmıştır. Daha sonra İnfaz Hâkimliği tarafından söz
konusu eşyanın Yönetmelik kapsamında olmadığı teyit edilmiştir. Ağır Ceza
Mahkemesi de İnfaz Hâkimliği kararında yer alan gerekçelerin yeterli olduğunu
ve yapılan işlemin kanuna uygun olduğunu belirtmiştir (bkz. §§ 14-17).
33. Dolayısıyla söz konusu olayda, başvurucunun
olaylardan önce bir takvime sahip olması ve takvimin neden yetersiz kalıp yeni
bir takvime ihtiyacı olduğunu açıklamaması, başvurucunun cezaevinde
bulunmasından dolayı bir takım sınırlamalara maruz kalmasının tek başına bir ihlal
oluşturmayacağı, eşyaların herhangi bir kaydının tutulmadığı itirazının söz
konusu süreçte -bireysel başvuru aşamasından önce ve İnfaz Hâkimliği önünde-
yerine getirilmesi, başvuruya konu eşyanın yaşamsal nitelikte bir öneminin
bulunmaması, İnfaz Hâkimliği ile Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeleri ve
başvurucunun Ağır Ceza Mahkemesine başvuru amacı bir bütün olarak dikkate
alındığında bir ihlalin olmadığı açık olduğundan, başvurunun diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Geçici olarak muaf tutulan 198,35 TL harçtan ibaret
yargılama giderinin başvurucudan TAHSİLİNE,
C. Kararın bir örneğinin bilgi için Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE
23/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.