TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HAYRİ ÜLKER BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/4733)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Hayri ÜLKER
|
Vekili
|
:
|
Av. Necmeddin YANKOL
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, 29/3/2002 tarihinde Marmaris 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinde açtığı zilyetliğe dayalı tescil davasında, yapılan kadastro
çalışması sonucunda taşınmazın 199,29 m2'lik kısmı hakkında tespit tutanağı
düzenlenip 247 ada 4 parsel numarası verilmesi, 490,33 m2'lik kısmının ise
orman sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapulama harici bırakılması
üzerine, tapulama harici bırakılan kısım hakkındaki davanın tefrik edilerek
Mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine, 247 ada 4 parsel numaralı taşınmaz
bakımından Mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Marmaris Kadastro Mahkemesine
gönderilmesine karar verildiğini, her iki davanın halen devam ettiğini,
davaların makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 20/6/2013 tarihinde Marmaris 3. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 26/11/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
I.4. Bölüm Başkanı tarafından
28/1/2015 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte
yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 12/2/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan
görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, Muğla ili Marmaris ilçesi Hisarönü
köyü, Kürardı mevkiinde bulunan taşınmazı, C.S. isimli şahıstan, henüz bölgede
kadastro çalışmaları yapılmadığı için zilyetlik belgesi ile 10/12/1996
tarihinde satın aldığı ve taşınmaz üzerinde zilyetlikle mülk edinme koşulları
gerçekleştiği iddiasıyla 29/3/2002 tarihinde Marmaris 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinde Maliye Hazinesi aleyhine, zilyetliğe dayalı tescil davası açmış
olup, dava Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2002/267 sayılı dosyasına
kaydedilmiştir.
8. Yargılamanın devamı sırasında taşınmazın bulunduğu Hisarönü köyünde kadastro çalışmaları yapılarak, taşınmazın
199,29 m2'lik kısmı hakkında tespit tutanağı düzenlenip 247 ada 4 parsel
numarası verilmesine, 490,33 m2'lik kısmının ise orman sınırları içerisinde
kaldığı gerekçesiyle tapulama harici bırakılmasına karar verilmiştir.
9. Bunun üzerine Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesi,
19/2/2009 tarih ve E.2002/267, K.2009/100 sayılı kararıyla tapulama harici
bırakılan kısım hakkındaki davanın tefrik edilerek Mahkemenin ayrı bir esasına
kaydedilmesine, 247 ada 4 parsel numaralı taşınmaz bakımından Mahkemenin
görevsizliğine ve dosyanın Marmaris Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar
vermiştir.
10. Orman sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapulama
harici bırakılan kısım hakkındaki dava, Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin
E.2009/59 sayılı dosyasına kaydedilmiş olup, yargılama devam etmektedir.
11. 247 ada 4 parsel numaralı taşınmaza ilişkin olarak
Kadastro Mahkemesine gönderilen dava, Marmaris Kadastro Mahkemesinin
E.2009/1769 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
12. Bu davada Marmaris Kadastro Mahkemesi, 5/7/2010 tarih ve
E.2009/1769, K.2010/624 sayılı kararıyla davanın reddine, 247 ada 4 parsel
numaralı taşınmazın orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline
karar vermiştir.
13. Temyiz üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 2/11/2012
tarih ve E.2011/8720, K.2012/12034 sayılı ilâmıyla İlk Derece Mahkemesi
kararının bozulmasına karar vermiştir.
14. Bu karara karşı yapılan karar düzeltme talebi, Yargıtay
20. Hukuk Dairesinin 11/11/2013 tarih ve E.2013/4420, K.2013/9870 sayılı
ilâmıyla reddedilmiştir.
15. Bozma kararı sonrası dava yeni bir esasa kaydedilmemiş
olup yargılama devam etmektedir.
16. Başvurucu, 20/6/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
17. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin
birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30.
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36.
maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi (bkz. B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§
16-22), 22/11/2001 tarih ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 20/6/2013 tarih ve 2013/4733 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, 29/3/2002 tarihinde Marmaris 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinde açtığı zilyetliğe dayalı tescil davasında, taşınmazın bulunduğu
yerde yapılan kadastro çalışması sonucu taşınmazın 199,29 m2'lik kısmı hakkında
tespit tutanağı düzenlenip 247 ada 4 parsel numarası verilmesi, 490,33 m2'lik
kısmının ise orman sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapulama harici
bırakılması üzerine, tapulama harici bırakılan kısım hakkındaki davanın tefrik
edilerek Mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine, 247 ada 4 parsel numaralı
taşınmaz bakımından Mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Marmaris Kadastro
Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, her iki davanın da halen devam
ettiğini, davaların makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Başvuru dilekçesi ve ekleri incelendiğinde, başvurucunun
Marmaris Kadastro Mahkemesindeki kadastro tespitine itiraz davası ile Marmaris
2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki tescil davasının makul sürede
sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Bu nedenle başvurucunun iki ayrı yargılamaya konu
ihlal iddiaları ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
21. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Kadastro Tespitine İtiraz Davasının Makul
Sürede Tamamlanmadığı İddiası
22. Başvurucu, Marmaris Kadastro Mahkemesinin E.2009/1769
sayılı dosyasına kaydedilen kadastro tespitine itiraz davasının, 29/3/2002
tarihinden beri devam ettiğini belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
23. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM
içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, gerek Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer
alan gerek AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen
ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut
başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda
belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup,
ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının
yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
24. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
25. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz
mülkiyeti hakkında Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve taşınmazın
bir kısmı yönünden görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine devredilen
kadastro tespitine itiraz davasında, 3402 ve 6100 sayılı Kanunlarda yer alan
usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve
yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 49).
26. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 29/3/2002 tarihidir.
27. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
28. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
29/3/2002 tarihinde Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan E.2002/267
sayılı davada, taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmaları yapılarak,
taşınmazın 199,29 m2'lik kısmı hakkında tespit tutanağı düzenlenip 247 ada 4
parsel numarası verilmesi ve 490,33 m2'lik kısmının ise orman sınırları
içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapulama harici bırakılması üzerine, Marmaris
2. Asliye Hukuk Mahkemesince tapulama harici bırakılan kısım hakkındaki davanın
tefrik edilerek Mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine, 247 ada 4 parsel
numaralı taşınmaz bakımından Mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Marmaris
Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bunun üzerine davanın
Marmaris Kadastro Mahkemesinin E.2009/1769 sayılı dosyasına kaydedildiği
anlaşılmıştır. Yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, 247 ada 4 parsel
numaralı taşınmazın orman vasfı Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği,
yapılan temyiz incelemesi sonucunda bu kararın bozulduğu, bozma kararına karşı
yapılan karar düzeltme talebinin reddedildiği, bozma kararı sonrası dava henüz
yeni bir esasa kaydedilmemiş olmakla birlikte yargılamanın halen devam ettiği
belirlenmiştir.
29. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, başvuruya
konu yargılama sürecinin kısmen Asliye Hukuk Mahkemesi kısmen Kadastro
Mahkemesi önünde sürdüğü görülmekle, 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul
hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkları konu alan
yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli
hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir yargılama faaliyetinin söz konusu
olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile 6100 sayılı
Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul sürede çözümlenmesi
gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (bkz. § 17).
30. Kadastro mahkemesi ve 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü
yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede
tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve
yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara
alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B.
No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67;
2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
31. Başvuruya konu davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken
usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık nitelikte
olduğunu ortaya koymakla birlikte davaya bütün olarak bakıldığında, 3402 sayılı
Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut
başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı
ve on üç yılı aşkın bir süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan
bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
32. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
b. Tescil
Davasının Makul Sürede Tamamlanmadığı İddiası
33. Başvurucu, Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin
E.2009/59 sayılı dosyasına kaydedilen tescil davasının, 29/3/2002 tarihinden
beri devam ettiğini belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
34. Yukarıda açıklandığı üzere, Anayasa’nın
36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere
ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru
konusu olayda taşınmaz mülkiyeti hakkında Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde
açılan ve taşınmazın bir kısmı yönünden tefrik kararı verilerek Marmaris 2.
Asliye Hukuk Mahkemesinin ayrı bir esasına kaydedilen tescil davasında 1086
sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Kanunda yer alan
usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve
yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 49).
35. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı
karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle
davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 29/3/2002 tarihidir.
36. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
29/3/2002 tarihinde Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan E.2002/267
sayılı davada, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda,
taşınmazın 199,29 m2'lik kısmı hakkında tespit tutanağı düzenlenip 247 ada 4
parsel numarası verilmesi ve 490,33 m2'lik kısmının ise orman sınırları
içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapulama harici bırakılması üzerine, Marmaris
2. Asliye Hukuk Mahkemesince tapulama harici bırakılan kısım hakkındaki davanın
tefrik edilerek Mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine, 247 ada 4 parsel
numaralı taşınmaz bakımından Mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Marmaris
Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Marmaris 2. Asliye Hukuk
Mahkemesince tapulama harici bırakılan kısım hakkındaki davanın, Mahkemenin
E.2009/59 sayılı dosyasına kaydedildiği ve yargılamanın halen devam ettiği
anlaşılmıştır.
37. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi
mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki
iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi
tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul
hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64).
38. Başvuruya konu davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken
usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık nitelikte
olduğunu ortaya koymakla birlikte davaya bütün olarak bakıldığında, somut
başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı
ve on üç yılı aşkın bir süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan
bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
39. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
40. Başvurucu, 50.000 Euro manevi tazminata hükmedilmesini
talep etmiştir.
41. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
42. Başvurucunun tarafı olduğu Marmaris Kadastro Mahkemesinde
devam eden kadastro tespitine itiraz davasına ilişkin on üç yılı aşkın bir
süredir devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin
uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararları karşılığında başvurucuya net 13.300,00 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
43. Başvurucunun tarafı olduğu Marmaris 2. Asliye Hukuk
Mahkemesindeki tescil davası on üç yılı aşkın bir süredir devam etmekle
birlikte, bu yargılamada, davanın 19/2/2009 tarihinde tefrik edilerek
Mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın tefrik edildiği tarihe kadar olan yargılama sürecine ilişkin olarak
yukarıda belirtildiği üzere kadastro tespitine itiraz davası yönünden manevi
tazminata hükmedildiği dikkate alınarak, tescil davasında, tefrik kararından
sonraki yargılama süreci göz önünde bulundurularak, altı yıldır devam eden
yargılama süreci nedeniyle, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca
ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya
net 5.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
44. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler
uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
45. Başvuruya konu
yargılamaların uzun süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamaların mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1.
Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya, Marmaris Kadastro Mahkemesindeki kadastro tespitine
itiraz davası yönünden net 13.300,00 TL, Marmaris 2. Asliye Hukuk
Mahkemesindeki tescil davası yönünden net 5.000,00 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Marmaris Kadastro Mahkemesine ve Marmaris
2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.