TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
TEKFEN İNŞAAT VE TESİSAT A.Ş. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/4769)
|
|
Karar Tarihi: 16/3/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Tekfen İnşaat ve Tesisat A.Ş.
|
Vekili
|
:
|
Av. Haşim BAYIRBAŞ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, 7/6/1995 tarihinde
Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tazminat davasının makul sürede
sonuçlanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlali iddiası ile ilgilidir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 14/6/2013 tarihinde
Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden
yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun
bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci
Komisyonunca 28/11/2013 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına ve dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından
16/4/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
Adalet Bakanlığının 13/5/2015 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucuya ait iş yerinde
çalışan R.Ç.'nin iş kazasında vefat etmesi sonucu,
başvurucu ve diğer bir kısım davalılar aleyhine 7/6/1995 tarihinde Büyükçekmece
Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açılmış, anılan dava aynı Mahkemede
görülmekte olan iki ayrı dava ile birleştirilmiştir.
8. Büyükçekmece Asliye Hukuk
Mahkemesi, 23/1/2001 tarihli ve E.1995/973, K.2001/78 sayılı kararı ile davanın
kısmen kabulüne, hükmedilen tazminatın davalılardan müştereken tahsiline karar
vermiştir.
9. Büyükçekmece Asliye Hukuk
Mahkemesinin kararı üzerine davacılar, başvurucunun da içinde bulunduğu
davalılar aleyhine icra takibine başlamışlar, başvurucu İlk Derece Mahkemesinin
kararını tehiri icra talebiyle temyiz etmiş, icranın geri bırakılması için
ilgili İcra Müdürlüğüne 109.000,00 TL tutarında teminat mektubu sunmuştur.
10. Temyiz incelemesi sonunda,
İlk Derece Mahkemesinin kararı Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin, 25/9/2001 tarihli
ve E.2001/4847, K.2001/6170 sayılı ilamı ile bozulmuştur.
11. Bozma üzerine Büyükçekmece
Asliye Hukuk Mahkemesince 23/9/2003 tarihli ve E.2001/2163, K.2003/1299 sayılı
karar ile yeniden hüküm kurulmuş, bu hüküm de Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin,
9/11/2004 tarihli ve E.2004/8653, K.2004/9469 sayılı ilamı ile bozulmuştur.
12. Bozma üzerine dosya
kendisine gelen Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, 29/12/2005 tarihli ve
E.2005/1037, K.2005/1076 sayılı kararı ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
tarafından iş davalarına bakma yetkisinin kaldırıldığını belirterek, talep
halinde dosyanın Bakırköy İş Mahkemesine gönderilmesine hükmetmiştir.
13. Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinin bu kararının ardından dosya, Bakırköy 3. İş Mahkemesi esasına
alınmış, Bakırköy 3. İş Mahkemesi, 24/7/2006 tarihli kararı ile davaya bakma
yetkisinin olmadığını belirtmiş, yargılama için Büyükçekmece 2. Asliye
Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğuna hükmetmiştir.
14. Dosya tekrar kendisine gelen
Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, 13/12/2007 tarihli ve E.2007/30,
K.2007/1138 sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne hükmetmiş, temyiz
incelemesi sonucu, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 14/10/2008 tarihli ve
E.2008/13760, K.2008/15739 sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesinin kararını
bozmuştur.
15. Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi bozma üzerine 29/6/2011 tarihli ve E.2009/182, K.2011/455 sayılı
kararı ile davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir.
16. Temyiz incelemesi sonunda,
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 26/2/2013 tarihli ve E.2012/7078, K.2013/3412
sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına hükmetmiştir.
17. Başvurucu, Yargıtay 21.
Hukuk Dairesinin düzelterek onama ilamını 27/5/2013 tarihinde öğrendiğini beyan
etmiştir.
18. Başvurucu 14/6/2013
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
19. Mahkemenin 16/3/2016
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 14/6/2013 tarihli ve 2013/4769
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
20. Başvurucu, 7/6/1995
tarihinde Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan tazminat
davasının 23/1/2001 tarihli karar ile kısmen kabulüne karar verildiğini,
hükmedilen tazminatın davacılar tarafından icra takibine konu edilmesi üzerine
tehiri icra talepli temyiz isteminde bulunduğunu, icranın geri bırakılması için
İcra Müdürlüğüne 109.000,00 TL tutarlı teminat mektubu sunduğunu, yargılama
sonunda davanın kısmen kabulü yönündeki kararın ancak 26/2/2013 tarihinde
verilebildiğini, dolayısıyla makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek
adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, 23/1/2001 tarihli
kararın ardından icrayı ertelemek amacıyla İcra Müdürlüğüne sunduğu teminat
mektubunu yargılama sonunda geri alabilmek için Müdürlüğe toplam 118.109,00 TL
fazla ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu duruma yargılamanın uzamasının neden
olduğunu ifade ederek, fazla ödenen miktar ve söz konusu miktara işletilecek
faizin tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
21. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi
sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar
verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
22. Başvurucu, 7/6/1995 tarihinde Büyükçekmece Asliye Hukuk
Mahkemesinde aleyhine açılan tazminat davasının makul sürede
sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
23. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil
yargılanma hakkının kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek, bir davadaki
yargılama süresinin makul olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı,
yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmiştir (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 34–64; Hayrettin Ekim,
B. No: 2013/3442, 20/3/2014, §§ 33-55).
24. Başvuru konusu olayda,
Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla) nezdinde açılan tazminat
davasının söz konusu olduğu görülmekle, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda yer alan usul
hükümlerine göre yürütülen ve medeni hak ve yükümlülükleri konu alan somut
yargılama faaliyetinin makul süre değerlendirmesi
için başlangıcı, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye
başlandığı tarih olup (Güher Ergun ve
diğerleri, § 50) bu tarih somut başvuru açısından, 7/6/1995 tarihidir.
25. Sürenin bitiş tarihi ise,
çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihi
olup (Güher
Ergun ve diğerleri, § 52), somut başvuru açısından söz konusu tarih ise İlk Derece
Mahkemesi kararının Yargıtay 21. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği
26/2/2013 tarihidir.
26. Başvuruya konu yargılama
sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun, başvurucunun iş yerinde
çalışan R.Ç.’nin iş kazası sonucu vefat etmesi
üzerine, R.Ç.’nin ailesinin başvurucu aleyhine açtığı
tazminat istemine ilişkin olduğu, davanın 7/6/1995 tarihinde açıldığı ve aynı
konuda aynı Mahkemede açılan diğer iki dava ile birleştirildiği, İlk Derece
Mahkemesince verilen kararların Yargıtay tarafından bozulmasından sonra İlk
Derece Mahkemesinin 29/6/2011 tarihli kararının, Yargıtay 21. Hukuk Dairesince,
26/2/2013 tarihli ilam ile düzelterek onandığı ve bu tarihte kesinleştiği
anlaşılmıştır.
27. Başvurunun değerlendirilmesi sonucunda, başvuruya konu
tazminat davasının hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzak olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun
tutum ve davranışlarıyla ve usuli haklarını
kullanırken özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep
olduğu da söylenemez. Dolayısıyla somut başvuru açısından farklı karar
verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık on sekiz yıllık bir
sürede tamamlanan yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna
varılmıştır.
28. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
29. Başvurucu, adil yargılanma
hakkının ihlal edilmesi nedeniyle, tehiri icra talebi için İcra Müdürlüğüne
sunduğu teminat mektubunu yargılama sonunda geri alırken, fazla ödeme yapmak
zorunda kaldığı 118.109,00 TL’nin tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini
istemiştir.
30. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, esas inceleme sonunda ihlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedileceği belirtilmiş, ancak yerindelik denetimi yapılamayacağı, idari
eylem ve işlem niteliğinde karar verilemeyeceği hüküm altına alınmış;
(2) numaralı fıkrasında ise Anayasa Mahkemesince bir ihlalin tespit edilmesi
halinde yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hallerde
başvurucu lehine tazminata hükmedilebileceği belirtilmiştir.
31. Başvuru konusu olayda, başvurucunun makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte, başvuruya konu
olan yargılama sürecinin kesinleşerek sona erdiği dikkate alındığında,
başvurucunun da manevi tazminat talebi bulunmaması nedeniyle ihlalin tespiti
dışında sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gereken bir husus
bulunmadığı anlaşılmaktadır.
32. Başvurucu tarafından ileri
sürülen tazminat talebi maddi zararlarının karşılanmasına dönük olup, tespit
edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı
anlaşıldığından, başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi
gerekir.
33. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca
tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.800,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
1.998,35 TL yargılama
giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1.
Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucunun diğer
taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan
198,35 TL harç ve 1.800,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.998,35 TL
yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın
tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren
dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona
erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
16/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.