TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İ.R.S VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/7064)
|
|
Karar Tarihi: 6/4/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe
GÜLTEKİN
|
Başvurucular
|
:
|
1.İ.R.S
|
|
|
2. M.Y
|
|
|
3. M.S.C
|
|
|
4. B.Ç
|
|
|
5. H.O
|
|
|
6. A.Ş
|
|
|
7. Z.A
|
Vekili
|
:
|
Av. Mehmet
ERBİL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru "suçu ve suçluyu övme, terör örgütü propagandası
yapma" suçlarından yürütülen
soruşturma kapsamında 23/12/2008 ile 11/1/2009 tarihlerinde gözaltına alınan
başvurucular hakkında açılan kamu davasının makul sürede sonuçlandırılamaması
nedeniyle adil yargılama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/9/2013 tarihinde İstanbul 15. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil
edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 27/2/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından
yapılmasına karar verilmiştir.
4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvuruculardan M.Y., M.S.C., B.Ç., H.O. ve A.Ş. İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli) yürütülen soruşturma
kapsamında 23/12/2008 tarihinde gözaltına alınmış 24/12/2008 tarihinde serbest
bırakılmışlardır. 29/12/2008 tarihinde başvurucu Z. A.nın, 12/1/2009 tarihinde ise başvurucu İ.R.S.nin ifadesi alınmıştır.
7. Başvurucular hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının
(CMK 250. maddesi ile görevli) 30/1/2009 tarihli iddianamesi ile "PKK
terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme" suçlarından kamu davası açılmıştır.
8. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile
görevli) 30/3/2010 tarihli ve E.2009/42, K.2010/45 sayılı kararıyla yüklenen
suçların unsurlarının gerçekleşmediğini belirtilerek başvurucuların beraatinekarar vermiştir.
9. Temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 29/4/2013 tarihli
ve E.2012/1475, K.2013/6672 sayılı ilamıyla 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı
Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların
Ertelenmesi Hakkında Kanun'un geçici birinci maddesi uyarınca kovuşturmanın
ertelenmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi
kararı bozulmuştur.
10. Bozmaya uyularak yürütülen yargılamada Mahkemenin 24/7/2013
tarihli ve E.2013/87, K.2013/142 sayılı kararıyla 6352 sayılı Kanun'un geçici
birinci maddesi uyarınca başvurucular hakkındaki kovuşturmanın ertelenmesine
karar verilmiştir. Anılan karara itiraz edilmemiş, karar kesinleşmiştir.
11. Karar 6/8/2013 tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucular 3/9/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
13. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 215.
maddesi, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 4. ve 5.
maddeleri.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 6/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
15. Başvurucular "suçu ve suçluyu övme, terör örgütü
propagandası yapma" suçlarından
yürütülen soruşturma kapsamında haklarında açılan kamu davasının makul sürede
sonuçlandırılamadığını belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüşler, tazminat talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
16. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
17. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250.
maddesi ile görevli) haklarında açılan kamu davasında yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılmadığını belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüşlerdir.
18. Ceza davalarına ilişkin yargılamaların makul sürede
sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının
kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek bir davadaki yargılama süresinin makul
olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve
başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi
hususların dikkate alınacağı belirtilmiş (B.E.,
B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; Ersin
Ceyhan, B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).) ve bu kapsamda
yapılan incelemeler sonucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
yönelik kararlar verilmiştir (Mehmet Fatih
Özdemir, B. No: 2013/1607, 17/11/2014; Ömer Çoygun, B. No: 2013/3396,
22/6/2015; Osman Bayrak, B. No:
2013/3803, 25/2/2015).
19. Başvuru konusu olay; İstanbul9. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK
250. maddesi ile görevli) "suçu ve suçluyu övme, terör örgütü propagandası
yapma" suçlarından açılan ceza davasına ilişkindir. Ceza muhakemesinde
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı,
bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi
veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir
takım tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı
tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih,başvurucuların
bir kısmının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli)
yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alındığı 23/12/2008 tarihidir. Ceza
yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai olarak karara
bağlandığı tarih olup (Ersin Ceyhan,
§ 35) somut başvuru açısından bu tarih İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK
250. maddesi ile görevli) tarafından kovuşturmanın ertelenmesi kararının
verildiği 24/7/2013'tür.
20. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli) yürütülen soruşturma
kapsamında başvurucuların bir kısmının 23/12/2008 tarihinde gözaltına
alındıkları, 24/12/2008 serbest bırakıldıkları, başvurucularhakkında
farklı tarihlerde yakalama kararlarının verildiği İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığının (CMK 250. maddesi ile görevli) 30/1/2009 tarihli iddianamesiyle
başvurucular hakkında ceza davasının açıldığı tespit edilmiştir. İstanbul 9.
Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesi ile görevli) 30/3/2010 tarihli kararı
ile başvurucuların atılı suçlardan beraatlerine karar
verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 29/4/2013 tarihli
ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulduğu, bozmaya uyularak yürütülen
yargılamada Mahkemenin 24/7/2013 tarihli kararıyla başvurucular hakkında
kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği, itiraz edilmemesi üzerine anılan
kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
21. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde başvuruya konu ceza
davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Davaya bütün olarak bakıldığında
somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön
bulunmadığı ve söz konusu dört yıl yedi aylık yargılama sürecinde makul olmayan
bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
22. Açıklanan nedenlerle başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
23. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
24. Başvurucular ayrı ayrı 30.000 TL tazminatın ödenmesi
talebinde bulunmuşlardır.
25. Bireysel başvuru dosyasının incelenmesi sonucunda
başvurucuların adil yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
26. Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin dört yıl
yedi aylık yargılama süresi dikkate alındığında yargılama faaliyetinin uzunluğu
sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı
karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 4.000 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
27. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.800
TL vekalet ücretinden oluşan toplam 1.998,35 TL yargılama giderinin
başvuruculara ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucuların kimliklerinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvuruculara ayrı ayrı net 4.000 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
E. 198,35 TL harçtan ve 1.800 TL vekalet ücretinden oluşan
toplam 1.998,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
6/4/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.