TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HALİS ORHAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/7257)
|
|
Karar Tarihi: 31/3/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Tuğba YILDIZ
|
Başvurucular
|
:
|
Halis ORHAN
ve diğerleri [bkz. ekli tablonun B satırı]
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Ali
ARTUK
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurular, terör olayı nedeniyle köyü terk etmeye mecbur
kalınması sonucu 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden
Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan başvuruların ve
açılan davaların reddedilmesive makul sürede
sonuçlandırılmaması nedeniyle adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal
edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular, muhtelif tarihlerde Ağrı Asliye Hukuk Mahkemeleri
vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formları ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde başvuruların Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek
bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Başvurucular, adli yardım talep etmişse de bireysel başvuru
yapıldıktan sonra harçların yatırıldığı görülmüştür.
4. Birinci Bölüm ve İkinci Bölüm Komisyonlarınca muhtelif
tarihlerde, başvuruların kabul edilebilirlik incelemelerinin Bölümler
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanları tarafından muhtelif tarihlerde, başvuruların
kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın muhtelif tarihli yazılarında Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen
başvurular hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
7. Anayasa Mahkemesi tarafından ekli tablonun A satırında
başvuru numaraları belirtilen dosyaların konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle
2013/7257 başvuru numaralı dosya ile birleştirilmesine, incelemenin 2013/7257
başvuru numaralı dosya üzerinden yürütülmesine ve diğer bireysel başvuru
dosyalarının kapatılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
8. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucular, Iğdır ili Tuzluca ilçesi Kartutan
köyünde ikamet etmekte iken 1994 yılında meydana gelen terör olayları ve köy
muhtarının öldürülmesi neticesinde köyün boşaltılmasıyla yerleşim yerlerinden
göç etmek zorunda kaldıklarını iddia etmişlerdir.
10. Başvurucular, ekli tablonun C satırında belirtilen
tarihlerde 5233 sayılı Kanun kapsamına giren zararlarının karşılanması
talebiyle Iğdır Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna (Komisyon) başvurmuşlardır.
11. Ekli tablonun D satırında tarih ve sayıları belirtilen
Komisyon kararlarında, terör olayları sonucu oluşan zararların karşılanması
talebiyle yapılan başvurularda dosyalarda yer alan bilgi ve belgeler uyarınca
başvuruculara belirlenen miktarlarda tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
12. Başvurucular tarafından sulhname
tasarısı imzalanmayarak Komisyon kararında belirtilen miktarın eksik
hesaplandığı gerekçesiyle iptal davası açılmıştır.
13. Belirtilen Komisyon kararları aleyhine başvurucular
tarafından açılan iptal davalarında, ekli tablonun E satırında tarihleri
gösterilen Erzurum İdare Mahkemeleri kararları ile dava konusu işlemin iptaline
karar verilmiştir. Kararların gerekçelerinin ilgili kısmı şöyledir:
" ...
ara kararı ile davalı idareden,Iğdır İli Tuzluca
İlçesi Kartutan Köyü’nde 1993 yılı ve sonrasında
yaşanan terör olayları nedeniyle uğranılan zarar ziyandan dolayı aynı
tarihlerde Kartutan Köyü ile ilgili olarak tutulan
tüm tutanaklar ile olayla ilgili tüm diğer bilgi ve belgeler istenilmiş olup,
davalı idare tarafından ara kararına cevaben verilen yazı ile eklerinin
incelenmesi neticesinde; 15.5.2006 tarihinde yapılan ve Iğdır İli'ndeki birçok köyü kapsayan keşifle ilgili başvuru
sahibi veya yetkili temsilcisine keşif yeri ile gün ve saatinin yazılı olarak
bildirildiğine ilişkin tebliğ ve tebellüğ belgeleri ile hazır bulunmadıklarını
gösteren tutanağa ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediği görülmüştür.
Olayın Mahkememizce değerlendirilmesi
neticesinde; Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması
Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde belirtilen usule uyulmaksızın keşif
yapıldığı, keşif yeri ile gün ve saatinin davacıya veya yetkili temsilcisine
yazılı olarak bildirilmediği; başvuru sahibinin kendisi veya yetkili temsilcisi
ve varsa şahitlerinin keşif mahallinde hazır bulundurulmadığı hususunun dava
dosyası mündericatında yer alan ... keşif tutanağından anlaşıldığından, eksik
incelemeye ve usule aykırı biçimde yapılan keşfe dayalı olarak tesis edilen
dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır."
14. İdare Mahkemelerinin iptal kararları üzerine Komisyon
tarafından ekli tablonun F satırında tarih ve sayıları gösterilen karalarla
taleplerin reddine karar verilmiştir. Kararların ilgili kısmı şöyledir:
"...Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü ile
11.11.2009 tarihinde yapılan yazışmaya ilişkin alınan cevabi yazıda
14/25.11.1983 yılında Kartutan köyünde meydana gelen
doğal afet (sel) nedeniyle köyde bulunan genel hane sayısı 11 olarak tespit
edilmiş ve 11 aile hak sahibi kabul edilerek Afet İşleri Genel Müdürlüğünce
Tuzluca merkez Tuzla civarı mevkide bulunan afet konutlarına yerleştirildiği,
ilçe nüfus müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucu alınan 16.2.2007 tarih ve 146
sayılı cevabı yazıda Kartutan köyünde 1990-2000
tarihinde genel nüfus sayımı yapılmış olup köy nüfus sayısının sıfır olarak
belirtildiği,
İl İdare Kurulu Müdürlüğü ile 17.12.2009
tarihinde yapılan yazışmaya ilişkin alınan cevapta, ilgili köyü 1992 yılında
ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı köyü terk ederek başka yerleşim
birimlerine yerleştikleri, köydeki evlerin harap ve yıkık bir şekilde olduğu ve
herhangi bir hayat belirtisinin bulunmadığı bu nedenle adı geçen köyün Bakanlık
Makamının 19.12.2005 tarih ve 76-1 sayılı onayı ile köy tüzel kişiliğinin
kaldırıldığı,
Tuzluca ilçe jandarma komutanlığı ile
Komisyonumuzca 13.7.2009 tarihli yapılan yazışmaya ilişkin alınan cevabi yazıda
Kartutan köyünün bağlı olduğu Gaziler karakol arşiv
kayıtlarında ilgili köyde herhangi bir terör olayının meydana gelemediği ve
yine müracaat dosyalarında iddia edilen olaya ilişkin ilçe jandarma Komutanlığı
ile yapılan ikinci yazışma neticesinde 5.8.2009 tarihli alınan cevabi yazıda,
vatandaşlar tarafından iddia edilen olayın köy sınırları içerisinde değilde 4.4.1990 tarihinde Seyitçeşme
tepede gerçekleştiği,
İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ile
komisyonumuzca yapılan yazışmaya ilişkin 8.10.2009 tarihli alınan cevabi yazıda
ilgili mezrada yaşanan doğal afet sonucu Kartutan
mezrası halkının Tuzluca merkezde bulunan afet konutlarına yerleştirildiği ve
bu nedenle 3.27.1994 yılında yapılan mahalli idareler genel seçimlerinin de
burada yapıldığı anlaşılmış olup bu nedenle ... taleplerin reddine..."
15. Belirtilen Komisyon kararı aleyhine başvurucular tarafından
tekrar açılan iptal davalarında, ekli tablonun G satırında tarihleri gösterilen
Erzurum İdare Mahkemeleri kararları ile davanın reddine hükmedilmiştir.
Kararların gerekçelerinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Uyuşmazlığın çözümü için Mahkememizce
yapılan ara kararlara verilen cevapların incelenmesinden; Iğdır Valiliği
Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'nün 11.11.2009 gün ve 2345 sayılı yazısında; Kartutan Köyü'nde 14-25.11.1983 tarihinde meydana gelen
şiddetli yağmurlar sonucu oluşan afet nedeniyle 11 ailenin hak sahibi kabul
edildiği ve bu ailelerin Tuzluca ilçesinde yapılan afet konutlarına 1989
yılında yerleştirildikleri, Tuzluca Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü'nün
18.01.2010 gün ve 50 sayılı yazısında; 1993-1999 yılları arasında genel nüfus
sayımı yapılmadığı, ancak 1997 yılında genel nüfus tespiti yapıldığı ve burada Kartutan Köyü nüfusunun sıfır olarak tespit edildiği,
28.07.2009 tarihli Jandarma tutanağında; Kartutan
Köyü'nde terör olayı meydana gelmediği, başvurucuların iddia ettikleri terör
olayının Seyisçeşme Tepe'de meydana geldiği, buranın
da Kartutan Köyü dışında bulunduğu, Jandarma
tarafından tutulan 15.11.2010 tarihli tutanakta; 1993-2000 yılları arasında Kartutan Köyü'nde geçici köy korucusu bulunmadığı ve
görevlendirilmediği, İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü'nün
19.12.2005 gün ve 76-1 sayılı onayıyla; Kartutan Köyü
halkının 1992 yılından itibaren ekonomik ve sosyal nedenlerle köyü terk ederek
başka yerleşim birimlerine yerleşmeleri ve köyde yerleşik nüfusun bulunmaması
nedeniyle tüzel kişiliğinin kaldırılmasına karar verildiği, Tuzluca İlçe Seçim
Kurulu Başkanlığı'nın 03.11.2010 gün ve 261 sayılı yazısında; 27 Mart 1994
tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimleri öncesinde Kartutan Köyü halkı topluca Tuzluca İlçe Merkezi Kartutan Afet Konutlarına yerleştirildiğindenYüksek
Seçim Kurulu Başkanlığı'nın 25.12.1993 gün ve 30 sayılı yazısı ekinde yer alan
165 sayılı kararı gereği Kartutan Köyü'nde sandık
kurulamadığı ve muhtar seçilemediği, 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan Milletvekilliği
Genel Seçimlerinde Kartutan Köyü'nün sandık bölgesi
ilan edilmediği, Tuzluca İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nın anılan yazısı
eklerinde yer alan belgelerde ise; Kartutan Köyü
Muhtarı Hasan Orhan'ın 17.02.1994 tarihli dilekçesinde; köylerinde heyelan olması
nedeniyle Tuzluca ilçe merkezinde kendilerine konut yapıldığı, söz konusu afet
konutlarına kendi köyleri adına sandık kurulması talebinde bulunulduğu,
dolayısıyla o tarih itibariyle anılan gerekçeyle köyün boşaldığının muhtarca
zımnen kabul edildiği, Tuzluca Kaymakamlığı Mahalli İdareler Bürosu'nun
03.03.1994 gün ve 310 sayılı yazısında da, Kartutan
Köyü'nün tamamen boşaltılarak Tuzluca ilçe merkezindeki afet konutlarına
yerleştiklerinin belirtildiği görülmüştür.
Bu durumda, yukarıda belirtilen hususların
birlikte değerlendirilmesinden, Kartutan Köyü'nün
idarece resmi şekilde veyaköy halkıtarafından
terör kaygısıyla fiilenboşaltılmadığı, dolayısıyla
... 5233 sayılı Yasadan yararlanma imkanı bulunmadığı
anlaşıldığından, ... başvurunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka
aykırılık görülmemiştir..."
16. Başvurucuların temyizi üzerine ekli tablonun H satırında
gösterilen tarihlerde Danıştay Onbeşinci Dairesi
ilamları ile kararların usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçelerde ileri sürülen
temyiz nedenlerinin kararların bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği
belirtilerek hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
17. Başvurucular tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş,
ekli tablonun I satırında belirtilen tarihlerde karar düzeltme talepleri
Danıştay Onbeşinci Dairesinin ilamları ile
reddedilmiştir.
18. Karar düzeltme isteminin reddi kararları, başvuruculara
tebliğ edilmiş ve başvurucular muhtelif tarihlerde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
19. 5233 sayılı Kanun’un 4., 6., 7., 8., geçici 1., geçici 3.,
geçici 4. maddeleri, 24/6/2013 tarihli ve 2013/5034 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı Eki Karar’ın 1. maddesi, Danıştay Onuncu Dairesinin 20/2/2009 tarihli ve
E.2008/6679, K.2009/1227 sayılı kararı (Celal
Demir, B. No: 2013/3309, 6/2/2014, §§ 15-28).
20. 5233 sayılı Kanun'un 1. maddesi şöyledir:
"Bu
Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen
faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının
karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir."
21. Aynı Kanun'un 2. maddesi şöyledir:
"Aşağıda
belirtilen zararlar bu Kanunun kapsamı dışındadır:
...
d)
Terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi
istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları
zararlar."
22. Danıştay Onuncu Dairesinin 30/12/2008 tarihli ve
E.2008/4141, K.2008/9584 sayılı kararı şöyledir:
"Öte yandan; kişilerin malvarlıklarına
ulaşamamaları nedeniyle uğradıkları zararların 5233 sayılı Yasa uyarınca
tazmini; köyün, idarece veya köy halkı tarafından tamamen boşaltılması halinde
mümkün olabileceğinden; Mahkemece bozma kararı üzerine davacının ikamet ettiği
köyün boşaltılıp boşaltılmadığının araştırılmasından sonra bir karar verilmesi
gerektiği tabiidir.
..."
23. Danıştay Onuncu Dairesinin 31/12/2008 tarihli ve
E.2008/5548, K.2008/9733 sayılı kararı şöyledir:
"5233 sayılı Yasanın yukarıda aktarılan maddelerinin
değerlendirilmesinden; kişilerin malvarlıklarına ulaşamaması nedeniyle
uğradıkları zararın 5233 sayılı
Yasa uyarınca tazmininin, terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler
sonucu meydana gelmesi şartına bağlı bulunduğu; başka bir ifadeyle, köyün,
idarece veya köy halkı tarafından tamamen boşaltılması halinde söz konusu
zararların tazmini yoluna gidilebileceği; güvenlik kaygısına dayansa dahi,
terör olayları sonucu köyü terk edenlerin malvarlıklarına ulaşamaması nedeniyle
uğradıkları zararın, sadece köyün idarece veya köy halkı tarafından tamamen
boşaltılması halinde ve köyün boşaltılmasından köye dönüşün başladığı tarihe
kadar geçen süreçle sınırlı olarak tazmininin mümkün olduğu sonucuna
ulaşılmaktadır. Zira, boşaltılan bir köye dönüşün başlaması, o köyde güvenli
bir şekilde yaşayabilme olanaklarına kavuşulduğu anlamına gelmektedir. Köye
dönüş için sağlanması zorunlu olan asgari güvenlik düzeyi ölçütünün ise
objektif olması gerektiği; başka bir anlatımla, köye geri dönen ve dönmeyen kişilere
göre değişmemesi gerektiği de tabiidir.
Bu kabule göre, uyuşmazlığa konu olayda,
davacının terör olayları sonucu terk ettiği Yoncalıbayır
Köyü'nde bulunan malvarlığına ulaşamamasından kaynaklanan zararının; sadece
köyün boşaltılmasından, köye dönüşün başladığı tarihe kadar geçen süreçle
sınırlı kalmak kaydıyla tazmini olanaklı bulunduğundan, davalı idarece
yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu 1 yıllık süre üzerinden hesaplanan
miktarın ödenmesi yolundaki dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
..."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 31/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvurular incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
25. Başvurucular ikamet ettikleri Iğdır ili Tuzluca ilçesi Kartutan köyünde 1994 yılında terör olaylarının
yoğunlaşması ve muhtarın öldürülmesi nedeniyle güvenlik kaygısıyla köyün
boşaltıldığını, 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptıkları talebin ve akabinde
açtıkları davanın reddedildiğini, Komisyonun ilk kararında tazminata hükmetmişken
daha sonra verdiği kararla önceki kararından haksız olarak döndüğünü, köyde
sürekli çatışma ortamının var olması karşısında devletin yeterli güvenli ortamı
sağlayamadığını, Mahkeme kararlarının kendi içinde çelişkili olduğunu, komşu
köylerde yaşayanlara terör nedeniyle tazminat verildiğini, köyün yoğun kış
şartlarına rağmen yıllardır boşaltılmadığını, terör olayı nedeniyle
boşaltıldığını, köyün sosyal ve ekonomik nedenlerle boşaltıldığı fikrinin soyut
ve afaki olduğunu, mal varlıklarına ulaşamamaktan dolayı maddi zararların
olduğunu, yapılan yargılamaların on yılı geçtiğini ve makul sürede
sonuçlandırılmadığını belirterek Anayasa’nın19., 35., 36. ve 45. maddelerinde
tanımlanan haklarının ihlal edildiğini iddia etmişler ve maddi tazminat
talebinde bulunmuşlardır.
B. Değerlendirme
26. Başvuruformları ve ekleri
incelendiğinde başvurucular, 5233 sayılı Kanun kapsamındaki zararlarının
tazmini amacıyla açtıkları davaların reddedilmesi nedeniyle Anayasa’nın 19.,
35., 36. ve 45. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini iddia
etmişlerdir. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki
nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi
takdir eder (Tahir Canan, B. No:
2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların ihlal iddiaları aşağıdaki başlıklar
altında incelenmiştir.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
a. Yargılamanın Sonucu
İtibarıyla Adil Olmadığına İlişkin İddia
27. Başvurucular, Komisyonlarca verilen kararın akabinde
açtıkları davadan sonuç alamadıklarını, göç etmeye mecbur kalmaları nedeni ile
mal varlıklarına ulaşamadıklarını, tarım, hayvancılık ve diğer köy geçim
kaynaklarından mahrum kaldıklarını taşınma ile kira, taşınma gibi zararlarının
olduğunu anılan zararlara köy boşaltma eylemleri ile sebebiyet verilmiş
olmasına rağmen zararlarının tazmin edilmediğini belirterek mülkiyet hakkının
ihlal edildiğinden şikâyetçi olmuş; yargılama sürecinde yapılan incelemeler ve
lehine olmayan yargı kararı temeline dayandırıldığı tespit edilen bu iddiaların
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
28. Başvurucular, yargılamanın adil olmadığı iddiası kapsamında
Komisyonun ve Mahkemenin kararlarının çelişkili olduğunu, iddialarının esastan
incelenmediğini, yeterli araştırmanın yapılmadığını, 1994 yılında muhtarın
öldürüldüğünü, yaşanan olaylar neticesinde güvenlik nedeniyle göç etmeye mecbur
kaldıklarını, oluşan zararları için yeterli bir giderim imkânı sağlanmadığını
iddia etmişlerdir.
29. Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası ile 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (6) numaralı fıkrasında, bireysel başvurulara
ilişkin incelemelerde kanun yolunda gözetilmesi gereken hususların incelemeye
tabi tutulamayacağı, 6216 sayılı Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul
edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013,
§ 24).
30. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri
önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece
mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup
olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece
mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda
bariz takdir hatası içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru
kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu
şikâyeti niteliğindeki başvurular, derece mahkemesi kararları bariz takdir
hatası veya açık keyfîlik içermedikçe Anayasa
Mahkemesince esas yönünden incelenemez (Necati
Gündüz ve Recep Gündüz, § 26).
31. Başvurucular maddi vakıa ve delillerin hatalı takdiri
neticesinde davalarının reddedildiğini, bu kapsamda Derece Mahkemelerince
delillerin takdirinin hatalı ve hükmün sonuç itibarıyla hukuka aykırı olduğunu
belirtmekte olup başvurucuların iddialarının özünün, Derece Mahkemelerince
delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının yorumlanmasında isabet
olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu
anlaşılmaktadır.
32. Başvuru konusu İdare Mahkemesi kararlarında, başvurucular ve
idare tarafından sunulan bilgi ve belgelerden söz konusu olaylarla ilgili
olarak Iğdır Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün yazısında Kartutan köyünde 14-25/11/1983 tarihinde meydana gelen
şiddetli yağmurlar sonucu oluşan afet nedeniyle on bir ailenin hak sahibi kabul
edildiği ve bu ailelerin Tuzluca ilçesinde yapılan afet konutlarına 1989
yılında yerleştirildiği; Tuzluca Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğünün yazısında
1993 ile 1999 yılları arasında genel nüfus sayımı yapılmadığı ancak 1997
yılında genel nüfus tespiti yapıldığı ve burada Kartutan
köyü nüfusunun sıfır olarak tespit edildiği; 28/7/2009 tarihli Jandarma
tutanağında Kartutan köyünde terör olayı meydana
gelmediği, başvurucuların iddia ettikleri terör olayının Seyisçeşme
tepede meydana geldiği, buranın da Kartutan köyü
dışında bulunduğu; jandarma tarafından tutulan 15/11/2010 tarihli tutanakta
1993 ile 2000 yılları arasında Kartutan köyünde
geçici köy korucusu bulunmadığı ve görevlendirilmediği, İçişleri Bakanlığı İller
İdaresi Genel Müdürlüğünün 19/12/2005 gün ve 76-1 sayılı onayıyla Kartutan köyü halkının 1992 yılından itibaren ekonomik ve
sosyal nedenlerle köyü terk ederek başka yerleşim birimlerine yerleşmeleri ve
köyde yerleşik nüfusun bulunmaması nedeniyle tüzel kişiliğinin kaldırılmasına
karar verildiği; Tuzluca İlçe Seçim Kurulu Başkanlığının yazısında 27/3/1994
tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimleri öncesinde Kartutan köyü halkı topluca Tuzluca İlçe Merkezi Kartutan Afet Konutlarına yerleştirildiğindenYüksek
Seçim Kurulu Başkanlığının yazısı ekinde yer alan karar gereği Kartutan köyünde sandık kurulamadığı ve muhtar
seçilemediği, 18/4/1999 tarihinde yapılan Milletvekilliği Genel Seçimlerinde Kartutan köyünün sandık bölgesi ilan edilmediği; Tuzluca İlçe
Seçim Kurulu Başkanlığının anılan yazısı eklerinde yer alan belgelerde ise Kartutan köyü muhtarı Hasan Orhan'ın 17/2/1994 tarihli
dilekçesinde köylerinde heyelan olması nedeniyle Tuzluca ilçe merkezinde
kendilerine konut yapıldığı, söz konusu afet konutlarına kendi köyleri adına
sandık kurulması talebinde bulunulduğu, dolayısıyla o tarih itibarıyla anılan
gerekçeyle köyün boşaldığının muhtarca zımnen kabul edildiği; Tuzluca
Kaymakamlığı Mahalli İdareler Bürosunun yazısında da Kartutan
köyünün tamamen boşaltılarak Tuzluca ilçe merkezindeki afet konutlarına
yerleştirildiği, belirtilen hususların birlikte değerlendirilmesinden Kartutan köyünün idarece resmî şekilde veya köy halkı
tarafından terör kaygısıyla fiilenboşaltılmadığı
belirtilerek davaların reddine karar verilmiştir. Başvurucuların iddiaları,
temyiz merciince de incelenip reddedilmek suretiyle yerel Mahkeme kararları
onanmış; karar düzeltme talepleri ise reddedilmiştir.
33. Başvurucuların iddialarına yönelik olarak muhtarın terör
nedeniyle öldüğü, köyün boşaltılmış olduğuna dayanak olarak gösterilmişse de
anılan Mahkeme kararları gereğince belirtilen olayın köy dışında gerçekleştiği,
köyün terör nedeniyle boşaltılmış olduğuna ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı
da dikkate alındığında Derece Mahkemelerinin kararlarında bariz takdir hatası
ve açık keyfîlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
34. Açıklanan nedenlerle başvurucular tarafından ileri sürülen
iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşıldığından, başvuruların
bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
35. Başvurucular, ayrıca idarenin can ve mal güvenliğini sağlama
yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini
iddia etmektedirler.
36. Başvuru dilekçeleri incelendiğinde başvurucuların
Anayasa’nın 35. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürdükleri bölümde, 5233
sayılı Kanun kapsamında tanzim edilen belgelerde maddi zararlarının mevcut
olduğu iddia edilmiş, fakat idari yargı makamlarının tazminat başvurularına
ilişkin söz konusu düzenlemeleri dar ve aleyhe yorumlayarak Anayasa’nın 35.
maddesinin ihlal edildiği ileri sürülmüştür.
37. Başvurucular tarafından mülkiyet haklarının ihlal edildiği
hususundaki iddiaların yargılamanın sonucuna dayandırıldığı ve yargılama
sürecine ilişkin olarak yukarıda yapılan değerlendirme neticesinde
başvurucuların delillerini ve iddialarını sunma fırsatı bulamadığına ve
yargılamaya etkin olarak katılma imkânlarının ellerinden alındığına dair bir
bulgu da saptanmadığı anlaşılan somut yargılama faaliyetlerinin Derece
Mahkemelerince adil yargılanma hakkının gereklerine uygun şekilde yerine getirildiği
tespit edilmiş olduğundan mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiaların
ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir (Ülkü Özgür, B. No: 2013/2263, 26/6/2014, § 43).
b. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
38. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvuruların bu kısmının
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
39. Başvurucular 5233 sayılı Kanun kapsamında ileri sürülen
giderim talebinin değerlendirilmesi hususundaki idari süreç ve yargılama
prosedürünün makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle Anayasa’nın 36.
maddesinde tanımlanan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia
etmişlerdir.
40. 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan müracaatlarda idari
yargı makamları nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki
iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesinin bu
konuda verdiği kararlarında, komisyon ve yargılama aşamalarında geçen süreler
ile davanın tüm koşulları, karara bağlanan başvuru sayısı ve yargılama
sürecinde komisyon ve yargılama makamlarınca yapılan işlemler dikkate alınarak
uyuşmazlığın karara bağlanması konusunda kamu otoritelerine ve özellikle
yargılama organlarına atfedilebilecek bir gecikmenin olmadığı ve toplamda sekiz
yılın altında gerçekleşen başvuruların karara bağlanma süresinin makul sürede
yargılanma hakkının ihlaline yol açmadığı sonucuna ulaşılmıştır (Sabri Çetin, B. No: 2013/3007, 6/2/2014,
§§ 61-69; Mahmut Can Arslan, B.
No: 2013/3008, 6/2/2014, §§ 60-68; Mehmet
Gürgen, B. No: 2013/3202, 6/2/2014, §§ 58-66; Celal Demir, §§ 58-66). Başvurunun kesin
olarak karara bağlanmasının daha uzun bir sürede gerçekleştiği ve bu durumun
başvuruculara atfedilebilecek bir kusurdan kaynaklanmadığı durumlarda ise makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır (İsmet Kaya, B. No: 2013/2294, 8/5/2014, §§
46-70).
41. Somut davalara bir bütün olarak bakıldığında Komisyona
başvuru tarihleri (bkz. ekli tablonun C satırı)ile nihai karar tarihleri (bkz.
ekli tablonun I satırı) arasında geçen ve ekli tablonun İ satırında her bir
başvuru için ayrı ayrı toplam süreleri belirtilen ve toplamda sekiz yılı geçen
yargılama sürelerinde başvurucular açısından farklı karar verilmesini
gerektiren bir yön bulunmadığı ve söz konusu yargılama süreçlerinde makul
olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
42. Açıklanan nedenlerle başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un
50. Maddesi Yönünden
43. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir. …
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
44.
Başvurucular, başvuru formunda belirtikleri maddi tazminat miktarının
taraflarına ödenmesi talebinde bulunmuşlardır.
45. Mevcut başvuruda Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla
birlikte başvurucular tarafından manevi tazminat talebinde bulunulmadığı,
tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı da
olmadığı anlaşıldığından başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine
karar verilmesi gerekir.
46. Başvurucular tarafından ayrı ayrı yapılan ve dosyadaki
belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin
başvuruculara ayrı ayrı ve 1.800 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığına ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Tazminata ilişkin taleplerin
REDDİNE,
D. 206,10 TL harcın BAŞVURUCULARA
AYRI AYRI ÖDENMESİNE, 1.800 TL vekâlet ücretinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN
ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini
takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay
içinde yapılmasına, ödemelerde gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği
tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
31/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
|
Sıra
|
1
|
2
|
3
|
4
|
5
|
6
|
7
|
A
|
Başvuru
Numarası
|
2013/7257
|
2013/7258
|
2013/7435
|
2013/7436
|
2013/7437
|
2013/7441
|
2013/7667
|
B
|
Başvurucu
|
Halis
Orhan
|
Mehmet
Orhan
|
Saliha
Korkusuz
|
Ahmet
Orhan
|
Emine
Orhan
|
Mehmet Orhan
|
Cemal
Orhan
|
C
|
Komisyona Başvuru Tarihi ve Dosya Kayıt
Numarası
|
1/1/2005
587
|
1/1/2005
603
|
1/1/2005
595
|
1/1/2005
605
|
1/1/2005
586
|
1/1/2005
591
|
1/1/2005
585
|
D
|
Komisyon Karar Tarihi ve Numarası (1)
|
8/12/2006
2006/1-138
|
8/12/2006
2006/1-148
|
8/12/2006
2006/1-149
|
8/12/2006
2006/1-139
|
8/12/2006
2006/1-216
|
8/12/2006
2006/1-150
|
8/12/2006
2006/1-132
|
E
|
Yerel Mahkeme
Karar Tarihi (1)
|
24/11/2008
|
11/9/2008
|
11/9/2008
|
24/11/2008
|
24/11/2008
|
11/9/2008
|
16/10/2008
|
F
|
Komisyon Karar Tarihi ve Numarası (2)
|
27/1/2010
2010/1-5
|
27/1/2010
2010/1-7
|
27/1/2010
2010/1-27
|
27/1/2010
2010/1-8
|
27/1/2010
2010/1-10
|
27/1/2010
2010/1-37
|
27/1/2010
2010/1-1
|
G
|
Yerel Mahkeme
Karar Tarihi (2)
|
19/4/2011
|
19/4/2011
|
19/4/2011
|
19/4/2011
|
19/4/2011
|
2/2/2011
|
19/4/2011
|
H
|
Temyiz Yolu Karar Tarihi
|
28/11/2012
|
28/11/2012
|
5/12/2012
|
28/11/2012
|
28/11/2012
|
5/12/2012
|
5/12/2012
|
I
|
Karar Düzeltme Yolu Karar Tarihi
|
27/6/2013
|
27/6/2013
|
27/6/2013
|
27/6/2013
|
27/6/2013
|
27/6/2013
|
27/6/2013
|
İ
|
İdari ve Yargısal
Süreçte Geçen Toplam Süre
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
|
Sıra
|
8
|
9
|
10
|
11
|
12
|
13
|
14
|
A
|
Başvuru
Numarası
|
2013/7669
|
2013/7670
|
2013/7671
|
2013/7673
|
2013/7675
|
2013/7705
|
2013/7708
|
B
|
Başvurucu
|
Abdulcebbar Orhan
|
Hatice
Orhan
|
Zeki
Orhan
|
Yaşar
Orhan
|
Abdulvahap
Orhan
|
Birol
Orhan
|
Abdülaziz
Taşin
|
C
|
Komisyona Başvuru Tarihi ve Dosya Kayıt
Numarası
|
1/1/2005
593
|
1/1/2005
597
|
1/1/2005
606
|
1/1/2005
589
|
1/1/2005
599
|
1/1/2005
602
|
1/1/2005
1573
|
D
|
Komisyon Karar Tarihi ve Numarası (1)
|
8/12/2006
2006/1-136
|
8/12/2006
2006/1-158
|
8/12/2006
2006/1-134
|
8/12/2006
2006/1-142
|
8/12/2006
2006/1-137
|
8/12/2006
2006/1-152
|
8/12/2006
2006/1-151
|
E
|
Yerel Mahkeme
Karar Tarihi (1)
|
24/11/2008
|
4/11/2008
|
24/11/2008
|
24/11/2008
|
24/11/2008
|
4/11/2008
|
17/12/2008
|
F
|
Komisyon Karar Tarihi ve Numarası (2)
|
27/1/2010
2010/1-28
|
27/1/2010
2010/1-3
|
27/1/2010
2010/1-6
|
27/1/2010
2010/1-35
|
27/1/2010
2010/1-30
|
27/1/2010
2010/1-2
|
27/1/2010
2010/1-32
|
G
|
Yerel Mahkeme
Karar Tarihi (2)
|
19/4/2011
|
2/2/2011
|
19/4/2011
|
2/2/2011
|
2/2/2011
|
2/2/2011
|
2/2/2011
|
H
|
Temyiz
Yolu Karar Tarihi
|
28/11/2012
|
28/11/2012
|
5/12/2012
|
28/11/2012
|
28/11/2012
|
5/12/2012
|
5/12/2012
|
I
|
Karar Düzeltme Yolu Karar Tarihi
|
27/6/2013
|
12/6/2013
|
27/6/2013
|
12/6/2013
|
12/6/2013
|
12/6/2013
|
27/6/2013
|
İ
|
İdari ve Yargısal
Süreçte Geçen Toplam Süre
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
|
Sıra
|
15
|
16
|
17
|
18
|
|
|
|
A
|
Başvuru
Numarası
|
2013/7712
|
2013/7713
|
2013/8494
|
2014/149
|
|
|
|
B
|
Başvurucu
|
Lütfi
Orhan
|
Sabri Taşin
|
Latif
Orhan
|
Mehmet
Orhan
|
|
|
|
C
|
Komisyona Başvuru Tarihi ve Dosya Kayıt
Numarası
|
1/1/2005
3182
|
1/1/2005
582
|
1/1/2005
590
|
1/1/2005
584
|
|
|
|
D
|
Komisyon Karar Tarihi ve Numarası (1)
|
8/12/2006
2006/1-157
|
8/1/2006
2006/1-159
|
8/12/2006
2006/1-133
|
8/12/2006
2006/1-135
|
|
|
|
E
|
Yerel Mahkeme
Karar Tarihi (1)
|
24/11/2008
|
24/11/2008
|
24/11/2008
|
11/9/2008
|
|
|
|
F
|
Komisyon Karar Tarihi ve Numarası (2)
|
27/1/2010
2010/1-36
|
27/1/2010
2010/1-33
|
27/1/2010
2010/1-34
|
27/1/2010
2010/1-12
|
|
|
|
G
|
Yerel Mahkeme
Karar Tarihi (2)
|
2/2/2011
|
2/2/2011
|
19/4/2011
|
19/4/2011
|
|
|
|
H
|
Temyiz Yolu Karar Tarihi
|
28/11/2012
|
5/12/2012
|
5/12/2012
|
28/11/2012
|
|
|
|
I
|
Karar Düzeltme Yolu Karar Tarihi
|
12/6/2013
|
12/6/2013
|
27/6/2013
|
19/9/2013
|
|
|
|
İ
|
İdari ve Yargısal
Süreçte Geçen Toplam Süre
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
8 yıl
5 ay
|
|
|
|