TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MİRZE AYDIN VE MESUT KARABULUT BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/7837)
|
|
Karar Tarihi: 6/4/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe
GÜLTEKİN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Mirze AYDIN
|
|
|
2. Mesut
KARABULUT
|
Vekili
|
:
|
Av. Mustafa
ERASLAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru "terör örgütüne yardım etmek" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında
3/9/2006 tarihinde gözaltına alınan başvurucular hakkında açılan kamu
davasının, makul sürede sonuçlandırılamaması nedeniyle adil yargılama hakkının
ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 25/10/2013 tarihinde İstanbul 21. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil
edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca 27/2/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilir olduğuna ve esas incelemesinin Bölüm tarafından
yapılmasına karar verilmiştir.
4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250.
maddesi ile görevli) yürütülen soruşturma kapsamında 3/9/2006 tarihinde
gözaltına alınmış, 5/9/2006 tarihinde tutuklanmıştır.
7. Başvurucular hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının
(CMK 250. maddesi ile görevli) 15/9/2006 tarihli iddianamesi ile "terör
örgütüne yardım, terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından kamu davası
açılmıştır.
8. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile
görevli) 14/12/2006 tarihinde başvurucu Mehmet Karabulut'un, 27/3/2007
tarihinde ise başvurucu Mirze Aydın'ın tahliyesine
karar vermiştir.
9. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile
görevli) 30/10/2008 tarihli ve E.2006/218, K.2008/234 sayılı kararı ile
başvurucuların eylemlerinin örgüt propagandası olduğu gerekçesiyle 1 yıl 3 ay
hapis cezasıyla cazalandırılmalarına karar vermiştir.
10. Temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 19/12/2012
tarihli ve E.2010/14041, K.2012/15347 sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesinin
kararı bozulmuştur.
11. Bozmaya uyularak yürütülen yargılamada Mahkemenin 27/6/2013
tarihli ve E.2013/10, K.2013/124 sayılı kararıyla başvurucu Mirze
Aydın'ın12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesi
uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, başvurucu Mesut
Karabulut'un "terör örgütüne yardım etmek"suçundan
beraatine, "terör örgütü propagandası
yapmak" suçu hakkında ise kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmiştir.
Mesut Karabulut hakkında verilen karar, itiraz ve temyiz edilmemesi üzerine
aynı tarihte kesinleşmiş, diğer sanıklar yönünden karar temyiz edilmiştir.
12. Karar, başvuruculara tefhim edilmiştir.
13. Başvurucular 25/10/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
14. Temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 7/9/2015 tarihli
ve E.2015/5063, K.2015/2831 sayılı ilamıyla başvurucu Mirze
Aydın hakkında verilen hüküm onanmıştır.
B. İlgili Hukuk
15. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220.
maddesi, 3713 sayılıKanunu'nun 7. maddesinin (3)
numaralı fıkrası.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 6/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
17. Başvurucular "terör örgütüne yardım etmek"
suçundan yürütülen soruşturma kapsamında haklarında açılan kamu davasının makul
sürede sonuçlandırılamadığını belirterek adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşler, tazminat talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
a. Başvurucu Mesut Karabulut Yönünden
18. Başvurucu, hakkında yürütülen ceza yargılamasının makul
sürede sonuçlanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru usulü" kenar başlıklı 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişseihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.."
20. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün "Başvuru süresi ve mazeret"
kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
21. Bireysel başvurunun ön şartlarından birisi de otuz günlük
süre kuralıdır. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir
usul hükmüdür ( Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013, §
32).
22. 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin beşinci fıkrasında
bireysel başvurunun, başvuru yolları açık olan kararlar için bu yolların
tüketildiği, başvuru yolu bulunmayan kararlar için ise "ihlalin öğrenildiği" tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerektiği düzenlenmiştir.
23. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
64. maddesinin birinci fıkrasında bireysel başvuru süresinin başlangıcına
ilişkin olarak "başvuru yollarının
tüketildiği" tarihten söz edilmekte ise de bu ibarenin nihai
kararın başvurucuya tebliğ edildiği ya da tebliğ zorunluluğu bulunmayan
yargılamalar bakımından kararın başvurucunun erişimine açıldığı yada kararın
içeriğini kesin olarak öğrenebildiği tarih olarak anlaşılmalıdır (Mehmet Mercan, B. No: 2013/2001,
16/5/2013, § 16; Taner Kurban, B.
No: 2013/1582, 7/11/2013, § 21).
24. Somut olayda başvurucu isnat edilen suç nedeniyle 3/9/2006
tarihinde tutuklanmıştır. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesi
ile görevli) 30/10/2008 tarihinde verdiği karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin
19/12/2012 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Bozmaya uyularak yürütülen yargılamada
Mahkemenin 27/6/2013 tarihli kararıyla başvurucunun terör örgütüne yardım etmek
suçundan beraatine, terör örgütü propagandası yapmak
suçu hakkında ise kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmiştir. Karar
başvurucuya tefhim edilmiş, itiraz veya temyiz yoluna gidilmemesi üzerine aynı
tarihte kesinleşmiştir. Bu durumda başvurucunun, nihai kararı 27/6/2013
tarihinde öğrendiği anlaşılmıştır.
25. Bireysel başvuru ise 25/10/2013 tarihinde, yani bireysel
başvuru için öngörülen otuz günlük süreden sonra yapılmıştır.
26. Açıklanan nedenlerle başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekmiştir.
b. Başvurucu Mirze
Aydın Yönünden
27. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
28. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi
ile görevli) hakkında açılan kamu davasında yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
29. Ceza davalarına ilişkin yargılamaların makul sürede
sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının
kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek bir davadaki yargılama süresinin makul
olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve
başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi
hususların dikkate alınacağı belirtilmiş (B.E.
B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; Ersin
Ceyhan, B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).) ve bu kapsamda
yapılan incelemeler sonucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
yönelik kararlar verilmiştir (Mehmet Fatih
Özdemir, B. No: 2013/1607, 17/11/2014; Ömer Çoygun, B. No: 2013/3396,
22/6/2015; Osman Bayrak, B. No:
2013/3803, 25/2/2015).
30. Başvuru konusu olay; 13. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK. 250.
maddesi ile görevli) "terör örgütüne yardım etmek" suçundan açılan ceza davasına ilişkindir.
Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken
sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu
davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih,başvurucunun İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli) gözaltına alındığı 3/9/2006
tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai
olarak karara bağlandığı tarih olup somut başvuru açısından bu tarih Yargıtay
9. Ceza Dairesince kararın onandığı 7/9/2015'tir (Ersin Ceyhan, § 35).
31. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli) yürütülen soruşturma
kapsamında başvurucunun 3/9/2006 tarihinde gözaltına alındığı, 5/9/2006
tarihinde ise tutuklandığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250.
maddesi ile görevli) 15/9/2006 tarihli iddianamesiyle başvurucu hakkında ceza
davasının açıldığı tespit edilmiştir. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK
250. maddesi ile görevli) 30/10/2008 tarihli kararı ile başvurucunun
eylemlerinin örgüt propagandası olduğu gerekçesiyle 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cazalandırılmasına karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay
9. Ceza Dairesinin 19/12/2012 tarihli ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının
bozulduğu, bozmaya uyularak yürütülen yargılamada Mahkemenin 27/6/2013 tarihli
kararıyla başvurucunun 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar
verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 7/9/2015 tarihli ilamıyla
kararın onandığı anlaşılmıştır.
32. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde başvuruya konu ceza
davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Davaya bütün olarak bakıldığında
somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön
bulunmadığı ve söz konusu dokuz yıllık yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
33. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
34. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
35. Başvurucu 20.000 TL tazminat ödenmesi talebinde bulunmuştur.
36. Bireysel başvuru dosyasının incelenmesi sonucunda başvurucu Mirze Aydın'ınmakul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
37. Başvurucu Mirze Aydın'ın tarafı
olduğu uyuşmazlığa ilişkin dokuz yıllık yargılama süresi dikkate alındığında
yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle
giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvurucuya net 8.000 TL manevi
tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
38. Başvurucu Mirze Aydın tarafından
yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.800 TL
vekalet ücretinden oluşan toplam 1.998,35 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Başvurucu Mesut Karabulut'un başvurusunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
2. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
B. 1. Başvurucu Mirze Aydın yönünden
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının KABUL EDİLEBİLİR
OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucu Mirze Aydın'a net 8.000
TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer
taleplerinin REDDİNE,
D. Başvurucu Mirze Aydın tarafından
yapılan 198,35 TL harçtan ve 1.800 TL vekalet ücretinden oluşan toplam 1.998,35
TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
6/4/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.