TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ALP BÜYÜKKAYA BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/8381)
|
|
Karar Tarihi: 7/4/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Alparslan
ALTAN
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe
GÜLTEKİN
|
Başvurucu
|
:
|
Alp
BÜYÜKKAYA
|
Vekili
|
:
|
Av. Hasan
Kemal ELBAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, hakkı olmayan yere tecavüz suçundan yürütülen
yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle adil yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/11/2013 tarihinde Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla
yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 13/12/2013 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm tarafından 23/01/2014 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 12/2/2014 tarihli yazısında Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Kemer Kaymakamlığının 27/9/2007 tarihinde ilçede yaptığı
denetimde, aralarında başvurucunun işletmecisi olduğu dalış okulunun da
bulunduğu bazı işletmelerin kıyı kenar çizgisi içinde kalan ve devletin hüküm
ve tasarrufu altında bulunan taşınmazı işgal ettiği tespit edilmiş ve bu
işletmeler hakkında Kemer Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda
bulunulmuştur.
8. Kemer Cumhuriyet Başsavcılığının 11/1/2008 tarihli
iddianamesiyle hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediği iddiasıyla başvurucu
hakkında Kemer 1. Asliye Ceza Mahkemesinde ceza davası açılmıştır.
9. Başvurucu 2/4/2008 tarihinde talimat yoluylasorgulanmıştır.
10. Mahkemenin 9/9/2008 tarihli ve E.2008/55, K.2008/840 sayılı
kararıyla görevsizlik kararı verilmiştir.
11. Temyiz üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 11/10/2012
tarihli ve E.2011/10107, K.2012/30567 sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesi
kararı bozulmuştur.
12. Bozmaya uyularak yürütülen yargılamada Mahkemenin 17/12/2013
tarihli ve E.2013/50, K.2013/900 kararıyla hakkı olmayan yere tecavüz suçundan
açılan davada, eylemin 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 15.
maddesinde düzenlenen kabahat eylemine uyduğu belirtilerek soruşturma
zamanaşımının dolması nedeniyle idari para cezası verilmesine yer olmadığına
hükmedilmiştir.
13. İtiraz üzerine Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 7/2/2014
2014/122 Değişik İş sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi ilamının ortadan
kaldırılmasına, dosyanın Mahkemeye iadesine karar verilmiştir.
14. Mahkemenin 30/4/2014 tarihli ve E.2014/160, K.2014/127
sayılı kararıyla idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar
verilmiştir.
15. İtiraz üzerine, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/5/2014
tarihli ve 2014/362 Değişik İş sayılı kararıyla itiraz incelemesi üzerine
Mahkemece duruşma açılmadığı ve taraflara itiraz kararına karşı diyeceklerinin
sorulmadığı, dosya üzerinden karar verildiği gerekçesiyle Mahkeme ilamının
ortadan kaldırılmasına, dosyanın Mahkemeye iadesine karar verilmiştir.
16. Mahkemenin 27/6/2014 tarihli ve E.2014/329 tarihli ve
K.2014/449 sayılı kararıyla başvurucu hakkında 27/9/2007 tarihinde tutanak
düzenlendiği, eylemin maktu idari para cezasını gerektirdiği ve 3621 sayılı
Kanun'un08/02/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile
değişiklikten önceki 15. maddesi kapsamında kaldığı, tutanak tarihinden karar
tarihine kadar kabahatler için uygulanan zamanaşımı süresinin dolduğu
belirtilerek idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
17. Başvurucu, 7/11/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
18. İtiraz istemi üzerine Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin
3/10/2014 tarihli ve 2014/1607 Değişik İş sayılı kararıyla itiraz
reddedilmiştir.
B. İlgili Hukuk
19. 3621 sayılı Kanun’un 15. maddesi.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 7/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu, hakkı olmayan yere tecavüz suçundan yargılandığı
davanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle Anayasa'nın 36. maddesinde
düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, tazminata
hükmedilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
22. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
23. Başvurucu, Kemer Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında açılan
kamu davasında yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
24. Ceza davalarına ilişkin yargılamaların makul sürede
sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının, adil yargılanma hakkı
kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek bir davadaki yargılama süresinin makul
olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve
başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususların
dikkate alınacağı belirtilmiş (B.E.,
B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; Ersin
Ceyhan, B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).) ve bu kapsamda
yapılan incelemeler sonucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
yönelik kararlar verilmiştir (Mehmet Fatih
Özdemir, B. No: 2013/1607, 17/11/2014; Ömer Çoygun, B. No: 2013/3396,
22/6/2015; Osman Bayrak, B. No:
2013/3803, 25/2/2015).
25. Başvuru konusu olay; Kemer 1. Asliye Ceza Mahkemesinde hakkı
olmayan yere tecavüz suçundan açılan ceza davasına ilişkindir. Ceza
muhakemesinde yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken
sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu
davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih,başvurucunun Antalya Nöbetçi Asliye Ceza
Mahkemesince talimat yoluyla sorgulandığı 2/4/2008'dir. Ceza yargılamasında
sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai olarak karara bağlandığı tarih
olup somut davada bu tarih, Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesince İlk Derece
Mahkemesi kararına yapılan itirazın reddedildiği 3/10/2014'tür (Ersin Ceyhan, § 35).
26. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde Kemer Cumhuriyet
Başsavcılığının 11/1/2008 tarihli iddianamesiyle başvurucu hakkında ceza
davasının açıldığı, 2/4/2008 tarihinde başvurucunun sorgulandığı tespit
edilmiştir. Kemer 1. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada9/9/2008
tarihinde görevsizlik kararı verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 8. Ceza
Dairesinin 11/10/2012 tarihli ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının
bozulduğu, bozmaya uyularak yürütülen yargılamada Mahkemece 17/12/2013
tarihinde para cezası verilmesine yer olmadığına karar verildiği, anılan karara
itiraz üzerine Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 7/2/2014 tarihli ilamıyla
Mahkeme kararının kaldırıldığı, Mahkemece 30/4/2014 tarihinde tekrar karar
verildiği, itiraz üzerine kararın Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/5/2014
tarihli ilamıyla kaldırıldığı, yürütülen yargılamada Mahkemece27/6/2014
tarihinde karar verildiği, itiraz üzerine Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin
3/10/2014 tarihli kararıyla itirazın reddedildiği anlaşılmıştır.
27. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde başvuruya konu ceza
davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucunun, tutum ve
davranışlarıyla ve usule ilişkin haklarını kullanırken özensiz davranmasıyla
yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da söylenemez. Anılan davaya
bütün olarak bakıldığında somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini
gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu yedi yıl altı aylık yargılama
sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
28. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
30. Başvurucu, 10.000 TL manevi tazminatın ödenmesi talebinde
bulunmuştur.
31. Bireysel başvuru dosyasının incelenmesi sonucunda
başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
32. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yedi yıl altı
aylık yargılama süresi dikkate alındığında yargılama faaliyetinin uzunluğu
sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı
karşılığında başvurucuya net 6.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
33. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.800
TL vekalet ücretinden oluşan toplam 1.998.35 TL
yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 6.000 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, tazminata
ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 198,35 TL harçtan ve 1.800 TL vekalet ücretinden oluşan
toplam 1.998.35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
7/4/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.