TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ADEM SERKAN GÜNDOĞDU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/8668)
Karar Tarihi: 6/4/2016
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Nuri NECİPOĞLU
Erdal TERCAN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör Yrd.
Gökçe GÜLTEKİN
Başvurucular
1. Seyfi POLAT
2. Ziya ULUSOY
Vekilleri
Av. Keleş ÖZTÜRK
Av. Faruk Nafiz ERTEKİN
Başvurucu
3.Adem Serkan GÜNDOĞDU
Vekili
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru "Anayasayı ihlal, silahlı terör örgütünü yönetme" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında 12/9/2006 tarihinde gözaltına alınan başvurucular hakkında açılan kamu davasının makul sürede sonuçlandırılamaması nedeniyle adil yargılama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 29/11/2013 tarihi ile 2/12/2013 tarihinde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvuruların Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Komisyon tarafından 31/12/2013 tarihinde, başvuruların kabul edilebilirlik incelemelerinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Başvurucular tarafından yapılan 2013/8668, 2013/8669, 2013/8891 numaralı bireysel başvuru dosyaları, aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş; incelemeye 2013/8668 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli) yasa dışı MLKP (Marksist Leninist Komünist Parti) örgütüne yönelikyürütülen soruşturma kapsamında 12/9/2006 tarihinde gözaltına alınıp 15/9/2006 tarihinde tutuklanmışlardır.
8. Başvurucular hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. maddesi ile görevli) 17/5/2007 tarihli iddianamesi ile anayasal düzeni silahlı ayaklanma yoluyla değiştirmeyi amaçlayan silahlı terör örgütünü yönetme, sahte kimlik kullanma, patlayıcı madde bulundurma, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet etme, mala zarar verme suçlarından yirmi şüpheli ile birlikte kamu davası açılmıştır.
9. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile görevli) 13/12/2012 tarihinde başvurucu Adem Serkan Gündoğdu'nun, 17/5/2011 tarihinde ise başvurucu Ziya Ulusoy'un tahliyesine karar vermiştir.
10. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile görevli) 5/11/2013 tarihli ve E.2007/303, K.2013/192 sayılı kararıyla başvurucuların, üzerilerine atılı suçların bir kısmı yönünden mahkûmiyetlerine karar vermiştir.
11. Bu karar temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir.
12. Başvurucular 29/11/2013 ve 2/12/2013 tarihlerinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
13. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 309. ve 314. maddeleri, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 6136 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (2) numaralı fıkrası.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 6/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
15. Başvurucular "Anayasayı ihlal, silahlı terör örgütünü yönetme" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında haklarında açılan kamu davasının makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, ihlalin tespit edilmesini ve tazminat ödenmesini talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
16. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
17. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli) haklarında açılan kamu davasında yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
18. Ceza davalarına ilişkin yargılamaların makul sürede sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek bir davadaki yargılama süresinin makul olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmiştir (B.E. B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; Ersin Ceyhan, B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40). Bu kapsamda yapılan incelemeler sonucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik kararlar verilmiştir (Mehmet Fatih Özdemir, B. No: 2013/1607, 17/11/2014; Ömer Çoygun, B. No: 2013/3396, 22/6/2015; Osman Bayrak, B. No: 2013/3803, 25/2/2015).
19. Başvuru konusu olay, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK 250. maddesi ile görevli) "Anayasayı ihlal, silahlı örgüt" suçlarından açılan ceza davasına ilişkindir. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih,başvurucuların İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli) gözaltına alındığı 12/9/2006'dır. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai olarak karara bağlandığı tarih olmakla birlikte yargılaması devam eden davalar yönünden Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir (Ersin Ceyhan, § 35).
20. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli) yürütülen soruşturma kapsamında başvurucuların 12/9/2006 tarihinde gözaltına alındıkları, 15/9/2006 tarihinde ise tutuklandıkları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. maddesi ile görevli) 17/5/2007 tarihli iddianamesiyle başvurucular hakkında ceza davasının açıldığı tespit edilmiştir. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesi ile görevli) 5/11/2013 tarihli kararı ile başvurucuların üzerilerine atılı bir kısım suçlar yönünden cezalandırılmalarına karar verildiği, anılan kararın temyiz incelemesinin hâlen devam ettiğianlaşılmıştır.
21. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde başvuruya konu ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında karmaşık olmakla birlikte davaya bütün olarak bakıldığında somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu dokuz yıl dört ayı aşkın yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
22. Açıklanan nedenlerle başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarını ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
24. Başvurucu Ziya Ulusoy 28.000 TL, başvurucu Seyfi Polat ile Adem Serkan Ulusoy 30.000 TL tazminat ödenmesi talebinde bulunmuşlardır.
25. Bireysel başvuru dosyasının incelenmesi sonucunda başvurucuların adil yargılanma haklarının ihlal edildiğisonucuna varılmıştır.
26. Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin dokuz yıl dört ayı aşkın yargılama süresi dikkate alındığında yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 6.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
27. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 198,35 TL başvuru harcının başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine, 1.800 TL vekalet ücretinin ise başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara ayrı ayrı net 6.000 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
D. 198,35 TL başvurucu harcının AYRI AYRI, 1.800 TL vekalet ücretinin MÜŞTEREKEN BAŞVURUCULARA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
6/4/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.