TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FEYZULLAH TEMEL VE DİĞERLERİ
BAŞVURUSU
|
Başvuru Numarası: 2013/9060
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucular
|
:
|
Feyzullah TEMEL
|
|
|
Mehmet Mustafa TEMEL
|
|
|
Kemal TEMEL
|
|
|
Ali TEMEL
|
|
|
Mehmet Burhan TEMEL
|
|
|
Burhan TEMEL
|
|
|
Ahmet TEMEL
|
|
|
Bedriye EKİNCİ
|
|
|
Medine TEMEL
|
|
|
Yaziya
DURAN
|
|
|
Taha TEMEL
|
|
|
Mehmet TEMEL
|
|
|
Mekiye
TEMEL
|
|
|
Songül TEMEL
|
|
|
Ekrem TEMEL
|
|
|
Fatma KAYA
|
|
|
Hülya TEMEL
|
|
|
Sabriye TEMEL
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Ali AYDEMİR
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular 12/3/1975 tarihinde Derik Kadastro
Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini,
yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını, bu sürede taşınmazlarını
kullanamadıklarını, taşınmazlarının gelirlerinden yararlanamadıklarını
belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşler ve tazminat talep etmişlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurular, 16/12/2013 ve 24/4/2014 tarihlerinde Anayasa
Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvuruların Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. Komisyon tarafından, kabul edilebilirlik
incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyaların Bölüme gönderilmesine
karar verilmiştir.
4. Başvurucular Feyzullah Temel, Mehmet Mustafa Temel, Kemal Temel,
Ali Temel, Mehmet Burhan Temel, Burhan Temel, Ahmet Temel, Bedriye Ekinci,
Medine Temel, Yaziya Duran, Taha Temel, Mehmet Temel
ve Mekiye Temel tarafından 2013/9060 sayılı bireysel
başvuru dosyası ile başvurucular Songül Temel, Ekrem Temel, Fatma Kaya, Hülya
Temel, Sabriye Temel tarafından yapılan 2014/5586 sayılı bireysel başvuru
dosyası aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye
2013/9060 sayılı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından 22/1/2015 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir
6. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 20/2/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Mardin ili Derik ilçesi Derinsu köyünde 1974 yılında
yapılan kadastro çalışmaları sonunda 32 ilâ 46, 171, 174, 179, 180, 181 ve 185
parsel numaralı taşınmazlar, başvurucular Burhan Temel, Feyzullah Temel, diğer
başvurucuların murisleri Abdülkadir Temel, Abdülsamet
Temel, Seydoş Temel, Mehmet Siraç
Temel ve müşterekleri adlarına tespit edilmiştir.
9. Malik olduğunu iddia eden kişilerce tespitin iptali için
Tapulama Komisyonu Başkanlığına itiraz edilmiştir.
10. İtirazların Komisyonca reddedilmesi üzerine muterizler
tarafından başvurucular Burhan Temel, Feyzullah Temel, diğer başvurucuların
murisleri Abdülkadir Temel, Abdülsamet Temel, Seydoş Temel, Mehmet Siraç Temel
ve müşterekleri aleyhine, 12/3/1975 tarihinde Derik Tapulama Mahkemesinin
E.1975/100 sayılı dosyasında, 24/3/1975 tarihinde de aynı Mahkemenin E.1975/99,
E.1975/101, E.1975/102, E.1975/107, E.1975/108, E.1975/109, E.1975/110,
E.1975/111, E.1975/112, E.1975/113, E.1975/115, E.1975/116, E.1975/296 ve
E.1957/297 sayılı dosyalarında kadastro tespitine itiraz davaları açılmıştır.
11. Derik Tapulama Mahkemesince, 18/9/1981 tarihinde yukarıda
anılan dosyaların E.1975/100 sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar
verilmiştir.
12. Derik Kadastro Mahkemesi, yaklaşık 30 yıllık bir
yargılamadan sonra, 22/7/2005 tarih ve E.1975/100, K.2005/7 sayılı kararla,
E.1975/100 sayılı dosya ile E.1975/98 sayılı dosyanın birleştirilmesine ve
yargılamanın E.1975/98 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar vermiştir.
13. Mahkeme, 24/11/2006 tarihli duruşmada daha önce
birleştirilmesine karar verilen E.1975/100 sayılı dosyanın, E.1975/98 sayılı
dava dosyasından konuları arasında hukuki ve fiili bir irtibat bulunmadığı
gerekçesiyle tefrikine karar vermiştir.
14. Tefrik kararı üzerine E.1975/100 sayılı dava, Derik
Kadastro Mahkemesinin E.2006/6 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
15. Derik Kadastro Mahkemesinin E.2006/6 sayılı dosyasındaki
yargılama devam etmektedir.
16. Başvurucular, 16/12/2013 ve 24/4/2014 tarihlerinde
bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
17. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin
birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30. maddesinin
birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36. maddesinin
birinci fıkrasının son cümlesi (Bkz. B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 16-22).
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 16/12/2013 tarih ve 2013/9060 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
19. Başvurucular 12/3/1975 tarihinde Derik Kadastro
Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini,
yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını, bu sürede taşınmazlarını
kullanamadıklarını, taşınmazlarının gelirlerinden yararlanamadıklarını
belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
20. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
21. Başvurucular 12/3/1975 tarihinde Derik Kadastro
Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini,
yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını, bu sürede taşınmazlarını
kullanamadıklarını, taşınmazlarının gelirlerinden yararlanamadıklarını
belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
22. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da
yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil
olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle
sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin
de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
23. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
24. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz
mülkiyeti hakkında Derik Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz
davasında, 3402 sayılı Kanun ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine
göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu
alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
25. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 12/3/1975 tarihidir.
26. Başvuruya konu dava, başvurucular Mehmet Mustafa Temel,
Kemal Temel, Ali Temel, Mehmet Burhan Temel, Ahmet Temel, Bedriye Ekinci,
Medine Temel, Yaziya Duran, Taha Temel, Mehmet Temel,
Mekiye Temel, Songül Temel, Ekrem Temel, Fatma Kaya,
Hülya Temel ve Sabriye Temel miras bırakanlarından intikalle takip etmekte
oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre değerlendirmesi bakımından
dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların yargılamaya katıldıkları
an değil, somut olayda muris açısından değerlendirmeye esas alınan sürenin
başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
27. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
28. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinden, Mardin
ili Derik ilçesi Derinsu köyünde 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları
sırasında 32 ilâ 46, 171, 174, 179, 180, 181 ve 185 parsel numaralı
taşınmazların başvurucular Burhan Temel, Feyzullah Temel, ve diğer
başvurucuların murisleri Abdulkadir Temel, Abdulsamet Temel, Seydoş Temel, Mehmet Siraç Temel
ve müşterekleri adına tespit edilmesi üzerine, aleyhine Derik Kadastro
Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davaları açıldığı, açılan davaların
Mahkemenin E.1975/100 sayılı dosyasında birleştirilmesine karar verildiği,
yargılama devam ederken ilk E.1975/100 sayılı dosya ile E.1975/98 sayılı
dosyanın birleştirilmesine, daha sonra bu iki dosyanın aralarında hukuki ve
fiili bir irtibat bulunmadığı gerekçesiyle tefrikine karar verildiği, tefrik
kararı üzerine E.1975/100 sayılı davanın Derik Kadastro Mahkemesinin E.2006/6
sayılı dosyasına kaydedildiği, yargılamanın halen Derik Kadastro Mahkemesinin
E.2006/6 sayılı dosyasında devam ettiği ve davanın keşif aşamasında olduğu
anlaşılmıştır.
29. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, başvuruya
konu yargılamanın Kadastro Mahkemesi önünde sürdüğü görülmekle, 3402 sayılı
Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin
uyuşmazlıkları konu alan yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir
yargılama faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel
usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul
sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (bkz. § 17).
30. Kadastro mahkemesi nezdindeki yargılamaların makul sürede
tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve
yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara
alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B.
No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67;
2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
31. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle
icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık
niteliğinin bulunduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak
bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama
sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini
gerektirecek bir yön bulunmadığı ve kırk yılı aşkın süredir devam eden
yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
32. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
33. Başvurucular uzun süren yargılama nedeniyle
taşınmazlarını kullanamadıklarını belirterek, Anayasa’nın 35. maddesinde
tanımlanan mülkiyet haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş olup,
başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde
yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
34. Başvurucular, Songül Temel, Ekrem Temel, Fatma Kaya,
Hülya Temel, Sabriye Temel maruz kaldıkları zarar karşılığı olarak ayrı ayrı
100.000,00 TL manevi tazminata ve miktar belirtmeksizin maddi tazminata,
başvurucular Feyzullah Temel, Mehmet Mustafa Temel, Kemal Temel, Ali Temel,
Mehmet Burhan Temel, Burhan Temel, Ahmet Temel, Bedriye Ekinci, Medine Temel, Yaziya Duran, Taha Temel, Mehmet Temel, Mekiye
Temel ayrı ayrı 300.000,00 TL manevi tazminata, toplam 250.000,00 TL maddi
tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
35. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
36. Başvurucular tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin kırk yılı
aşkın süredir devam devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama
faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan
manevi zararları karşılığında başvurucular Feyzullah Temel ve Burhan Temel’in
her birine net 24.900,00 TL, başvurucular Mehmet Mustafa Temel, Mehmet Burhan
Temel, Mekiye Temel, Mehmet Temel, Bedriye Ekinci, Yaziya Duran, Taha Temel’in her birine net 1.600,00 TL,
başvurucular Kemal Temel, Ahmet Temel, Medine Temel’in her birine net 2.800,00
TL, başvurucular Songül Temel, Ekrem Temel, Fatma Kaya, Hülya Temel, Sabriye
Temel’in her birine net 3.150,00 TL, Ali Temel’e net 6.250,00 TL manevi
tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
37. Başvurucular Feyzullah Temel, Mehmet Mustafa Temel, Kemal
Temel, Ali Temel, Mehmet Burhan Temel, Burhan Temel, Ahmet Temel, Bedriye
Ekinci, Medine Temel, Yaziya Duran, Taha Temel,
Mehmet Temel, Mekiye Temel tarafından yapılan ve
dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harçtan oluşan yargılama
giderinin anılan başvuruculara müştereken ödenmesine, başvurucular Songül
Temel, Ekrem Temel, Fatma Kaya, Hülya Temel, Sabriye Temel tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama
giderinin anılan başvuruculara müştereken ödenmesine ve belirtilen
başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
38. Başvuruya konu yargılamanın kırk yılı aşkın süredir devam
ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek,
anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka,
adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi
amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine
gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucular Feyzullah Temel ve Burhan Temel’in her
birine net 24.900,00 TL, başvurucular Mehmet Mustafa Temel, Mehmet Burhan
Temel, Mekiye Temel, Mehmet Temel, Bedriye Ekinci, Yaziya Duran, Taha Temel’in her birine net 1.600,00 TL,
başvurucular Kemal Temel, Ahmet Temel, Medine Temel’in her birine net 2.800,00
TL, başvurucular Songül Temel, Ekrem Temel, Fatma Kaya, Hülya Temel, Sabriye
Temel’in her birine net 3.150,00 TL, Ali Temel’e net 6.250,00 TL manevi
TAZMİNAT ÖDENMESİNE başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin
REDDİNE,
C. Başvurucular
Feyzullah Temel, Mehmet Mustafa Temel, Kemal Temel, Ali Temel, Mehmet Burhan
Temel, Burhan Temel, Ahmet Temel, Bedriye Ekinci, Medine Temel, Yaziya Duran, Taha Temel, Mehmet Temel, Mekiye
Temel tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL
harçtan oluşan yargılama giderinin anılan başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
başvurucular Songül Temel, Ekrem Temel, Fatma Kaya, Hülya Temel, Sabriye Temel
tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL
harçtan oluşan yargılama giderinin anılan başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE
ve belirtilen başvurucuların tamamına 1.500,00 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN
ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Derik Kadastro Mahkemesine
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.