TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AYŞE YEŞİL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/11133)
|
|
Karar Tarihi: 19/4/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah
PERDECİOĞLU
|
Başvurucular
|
:
|
1. Ayşe
YEŞİL
|
|
|
2. Ramazan
KARUL
|
|
|
3. Naciye
ABAY
|
|
|
4. Melahat
DİKER
|
|
|
5. Şükriye
PALABIYIK
|
|
|
6. Müzeher TULU
|
|
|
7. Hatice
DİKER
|
Vekili
|
:
|
Av. Fatih
ABAY
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kamu kurum ve kuruluşları aleyhine verilmiş,
ekonomik değere ilişkin ve icra edilebilir bir yargı kararının uzun süre icra
edilmemesi ve mahkemece hükmedilen tazminata kesinleşme tarihinden itibaren
kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının işletilmemesi nedenleriyle
adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/7/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular tarafından 30/12/2010 tarihinde Antalya 2.
Asliye Hukuk Mahkemesinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine
açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında 3/7/2012 tarihli
karar ile 501.768 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal
faizi ile birlikte davalı idareden alınarak başvuruculara ödenmesine
hükmedilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin
11/12/2012 tarihli ilamı ile onanmış, karar düzeltme istemi de aynı Dairenin
30/4/2013 tarihli ilamı ile reddedilmiş ve yargılama süreci sona ermiştir.
9. Başvurucular yargı kararı uyarınca lehlerine hükmedilen
tazminatın tahsili amacıyla Antalya 8. İcra Dairesinin E.2012/5533 sıra
sayısına kayıtlı dosya ile icra takibi başlatmışlardır.
10. Başvurucular 21/12/2016 tarihinde ilgili idare ise
29/12/2016 tarihinde sundukları dilekçeler ile söz konusu borç kapsamında kısmi
ödemeler yapılmakla birlikte borcun tamamının henüz ödenmediğini beyan
etmişlerdir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 19/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mahkemeye Erişim Hakkı
ve Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
12. Başvurucular; ilgili idare aleyhine verilmiş, ekonomik
değere ilişkin ve icra edilebilir yargı kararının uzun süre icra edilmemesi
nedeniyle mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan
mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
14. Kamu kurum ve kuruluşları aleyhine verilmiş, icra edilebilir
bir yargı kararının hiç icra edilmemesi ya da icrasının makul süre içinde
yapılmaması, kararın verildiği yargılamada sağlanmış olan mahkemeye erişim
hakkı dâhil adil yargılanma hakkı güvencelerini anlamsız hâle getirir.
Dolayısıyla böyle bir durum mahkemeye erişim hakkının ihlali sonucunu doğurur (Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, B. No:
2013/711, 3/4/2014, §§ 37-54).
15. Öte yandan mahkeme kararına dayanan icra edilebilir bir
alacak, mülkiyet hakkı kapsamında korunan ekonomik bir değer ifade eder. Kamu
kurum ve kuruluşları aleyhine hükmedilmiş böyle bir alacağın hiç ödenmemesi ya
da ödenmesinin uzun sürmesi suretiyle oluşan belirsizlik, mülkiyet hakkının
ihlaline neden olur (Kenan Yıldırım ve Turan
Yıldırım, §§ 55-75).
16. Bu durumda anılan ilkeler (§§ 14, 15) ve Anayasa
Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararları dikkate alındığında somut
olayda yukarıda belirtilen nitelikteki yargı kararının üzerinden yaklaşık dört
yıl geçmesine karşın kısmen icra edilmiş olması nedeniyle mahkemeye erişim
hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmalıdır.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan mahkemeye erişim hakkı ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence
altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Hükmedilen Tazminata
Uygulanacak Faiz Oranına İlişkin İddia
18. Başvurucular, lehlerine tazminata hükmeden mahkeme kararının
kesinleştiğini, bu durumda ödeme tarihine kadar söz konusu tazminata kamu
alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranı işletilerek ödeme yapılması
gerektiğini belirterek, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
19. Anayasa Mahkemesince başvurucunun şikâyetine benzer
şikâyetlerin yer aldığı bireysel başvuru dosyalarında yapılan incelemelerde,
Mahkeme kararlarının kesinleşmesinden itibaren hükmedilen tazminat bedellerine
kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gereğinin Yargıtayca 2011 yılından bu yana kabul edildiği ancak
başvurucuların bu konudaki taleplerini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve
adli mercilere usulüne uygun olarak iletmesi ve bu konuda sahip oldukları bilgi
ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunmaları gerektiği aksi hâlde şikâyetin
başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunacağı hüküm
altına alınmıştır (Nejat Sakaoğlu,
B. No:2013/9403, 14/10/2015, §§ 22-34; Nejdet Sakaoğlu ve diğerleri, B. No: 2013/9404, 18/11/2015, §§
30-42).
20. Somut olayda başvurucular, icra takibi sürecinde alacaklarına,
mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren kamu alacaklarına öngörülen en
yüksek faizin uygulanması yönünde talepte bulunduklarına, taleplerinin
reddedildiğine ya da bu konuda bir uyuşmazlık çıkartıp bunu mahkemeler önüne
taşıdıklarına dair Anayasa Mahkemesine herhangi bir açıklamada
bulunmamışlardır. Oysa başvurucuların-Yargıtayın 2011
yılından itibaren değişen içtihadı gözönüne
alındığında- bireysel başvuruya konu ettikleri bu şikâyetlerini öncelikle ve
süresinde yetkili idari ve adli mercilere usulüne uygun olarak iletmeleri, bu
konuda sahip oldukları bilgi ve kanıtları zamanında bu makamlara sunmaları
gerekmektedir.
21. Açıklanan gerekçeyle somut başvuruda Anayasa Mahkemesi
içtihadından ayrılmayı gerektirecek bir sebep görülmediğinden, başvurunun bu
kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
23. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
24. Somut olayda mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının
ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
25. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 9.600 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
26. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin
başvuruculara müşterek olarak ödenmesine karar verilmesi gerekir.
27. Ayrıca yargı kararının mümkün olan en kısa sürede icra
edilmesi ve böylece hukuk devleti ilkesi ile adalete olan güvenin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi için ihlal kararının bir örneğinin ilgili
idareye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlali
iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Hükmedilen tazminata uygulanacak faiz oranına ilişkin
iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye
erişim hakkı ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara ayrı ayrı net 9.600 TL manevi tazminat
ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Antalya
Büyükşehir Belediye Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
19/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.