TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İBRAHİM DİRİL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/12850)
|
|
Karar Tarihi: 21/11/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Heysem KOCAÇİNAR
|
Başvurucu
|
:
|
İbrahim DİRİL
|
Vekili
|
:
|
Av. Fikret AYDOĞDU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, beraat edilen davada lehe eksik vekâlet ücretine
hükmedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/8/2014 tarihinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı aralarında
başvurucunun da bulunduğu kişiler hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma
suçundan cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açmıştır.
8. Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi yapmış olduğu yargılama
sonucunda 8/6/2012 tarihli karar ile sanıkların atılı
suçu işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeterliher
türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ayrı ayrı
beraatlarına karar vermiştir.
9. Hüküm başvurucunun da aralarında bulunduğu bir kısım sanıklar
müdafii tarafından lehe vekâlet ücretine karar
verilmediği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 15/1/2014
tarihli karar ile, beraat eden sanıklar lehine vekâlet
ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle hükmün bozulmasına
ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasına ''Kendisini vekâletle temsil ettiren sanıklar
[Z.A.], [B.A.], [E.B.], [G.A.], [S.K.], [P.A.],
İbrahim Diril ve [M.A.] için
karar tarihindeki Avukatlık Ücret Tarifesinin 13/5 maddesi uyarınca takdir
edilen 2.400 TL'nin hazineden alınarak sanıklara verilmesine''
ibaresinin eklenerek düzeltilerek onanmasına karar vermiştir.
10. Yargıtay 14. Ceza Dairesinin nihai kararı üzerine
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi 3/3/2014
tarihinde kesinleştirme işlemini yaparak Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemine
(UYAP) kararı girmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 21/11/2017 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
12. Başvurucu, aynı eylem nedeniyle birden fazla sanık hakkında
açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda beraat kararı ile birlikte,
kendisini vekille temsil ettiren her bir sanık yönünden ayrı ayrı vekâlet
ücretine karar verilmesi gerekirken tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesinin
adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
13. Dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin
öngörülmesi -bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça-
hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırı
değildir (Remzi Durmaz, B. No:
2013/1718, 2/10/2013, § 27).
14. Bireysel başvuruların 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca
başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Anılan
düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin
başlangıcına ilişkin olarak "başvuru
yollarının tüketildiği" tarihten
söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı
dikkate alınarak bu ibarenin "nihai kararın gerekçesinin
öğrenilebildiği" tarih
olarak anlaşılması gerekir. Bu öğrenme, somut olayın özelliklerine göre farklı
şekillerde gerçekleşebilir (A.C. ve
diğerleri [GK], B. No: 2013/1827,25/2/2016,
§ 25).
15. Bireysel başvuru süresi bakımından "nihai kararın
gerekçesinin tebliği" öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği
ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu
olabilir. Bu kapsamda nihai kararın gerekçesinin "dosyadan suret
alınması" gibi hâllerde öğrenilmesi de mümkündür. Başvurucuların nihai
kararın gerekçesini" öğrendiklerini beyan ettikleri tarih" de
bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
16. Diğer yandan nihai kararın gerekçesi öğrenilmemiş olmakla
birlikte sonucunun öğrenildiği durumlar da söz konusu olabilir. Böyle bir
durumda sonucu öğrenilen nihai kararın gerekçesine derece mahkemesinden kesin
olarak erişilebilmesi mümkün ise bireysel başvuru süresinin sonucun öğrenildiği
tarihten itibaren başlatılması gerekir. Bu kapsamda bir ceza mahkûmiyetine
ilişkin nihai kararın sonucunun infaz aşamasında "yakalama", "müddetname veya çağrı kâğıdının ya da ödeme emrinin
tebliği" suretiyle öğrenildiği durumlarda başvurucular, nihai kararın
sonucundan haberdar olmakta ve nihai karar gerekçesini kesin olarak öğrenme
olanağına sahip bulunmaktadırlar (Aydın
Selçuk, B. No: 2014/3194, 20/11/2014, § 24; Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546,
30/12/2014, § 24; Halil Aslan, B.
No: 2014/3038, 10/12/2014, § 38).
17. Nihai kararın gerekçesinin öğrenilemediği veya nihai kararın
sonucunun öğrenilip gerekçesinin kesin olarak öğrenilme imkânının elde
edilemediği hâllerde başvuru süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağının
da belirlenmesi gerekir. Aksi hâlde sınırsız bir başvuru süresi söz konusu
olabilecektir. Bu kapsamda yapılacak değerlendirmede; sürenin başlangıç
tarihinin, başvurucuların özen yükümlükleri ile mahkemeye erişim haklarının
aşırı sınırlanmaması hususlarının birlikte dikkate alınması gerekir.
18. Başvurucuların bireysel başvuruda bulunmak amacıyla dava ve
başvurularını takip etmek için gerekli özeni gösterme yükümlülükleri vardır.Bu yükümlülük kapsamında
ilk derece mahkemesine fiilen ulaşan nihai kararın gerekçesini öğrenme
konusunda gerekli özeni gösterme sorumluluğu başvuruculara aittir. Diğer bir
ifadeyle başvurucular veya vekillerinin ilk derece mahkemesine ulaşan kararın
bir örneğini almak için özenli davrandıklarını kanıtlamaları gerekir (A. C. ve diğerleri § 29).
19. Yargıtay ceza daireleri tarafından verilen kararların
taraflara tebliğine ilişkin bir düzenleme mevzuatta bulunmamaktadır. Ceza
yargılamasında nihai kararın tebliğ edilmediği durumlarda kararın derece
mahkemesine ulaşmasından ve böylece gerekçesinin erişilebilir olmasından sonra,
özen yükümlülüğü kapsamında makul bir süre içinde bireysel başvuru yapmak
isteyen ilgililerden karara erişmeleri ve karar gerekçesini öğrenmeleri
beklenir. Bu kapsamda erişilebilir olan nihai kararın, en geç üç ay içinde
ilgilileri tarafından bilindiği ve gerekçesinin öğrenildiği kabul edilmelidir.
Aksi tespit edilmediği sürece bireysel başvuru için 6216 sayılı Kanun'da
öngörülen otuz günlük başvuru süresi bu tarihten itibaren başlayacaktır(A. C. ve diğerleri [GK], § 30).
20. Somut olayda, Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 8/6/2012 tarihli kararı, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin
15/1/2014 tarihli ilamıyla onanarak aynı tarihte kesinleşmiştir. UYAP üzerinden
yapılan araştırmada Yargıtay ilamının en geç kesinleştirme şerhinin
gerçekleştirildiği 3/3/2014 tarihinde Mahkemeye
ulaştığı görülmüştür. Diğer bir ifadeyle başvurucunun nihai kararın içeriğine
erişme imkânını en geç 3/3/2014 tarihinde elde ettiği
anlaşılmıştır.
21. Nihai kararın içeriğine erişme imkânının elde edildiği 3/3/2014 tarihinden itibaren özen yükümlüğü kapsamında
kararın içeriğinin öğrenildiği kabul edilen üç aylık sürenin sonundan itibaren
en geç otuz günlük bireysel başvuru süresi sonunda 3/7/2014 tarihinine
kadar başvurucu tarafından bireysel başvuruda bulunulması gerekirken başvuru
süresi geçtikten sonra 7/8/2014 tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır.
22. Açıklanan nedenlerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 21/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.