TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
HAMZA TURHAN AYBERK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/13601)
Karar Tarihi: 12/4/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör Yrd.
Leyla Nur ODUNCU
Başvurucu
Hamza Turhan AYBERK
Vekili
Av. Ahmet Deniz ARI
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia dışındaki iddialar yönünden kısmi kabul edilmezlik kararı verilerek makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia yönünden başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, İstanbul Güngören İlçe Emniyet Müdürlüğünde Emniyet Amiri olarak görev yapmakta iken 7/7/2001 tarihinde bacağından vurularak yaralanmış; bu olayla ilgili olarak başvurucu hakkında disiplin soruşturması açılmıştır.
9. Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun 3/6/2002tarihli ve 2002/327 sayılı kararı ile Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 8/22. maddesi uyarınca başvurucunun meslekten çıkarılmasına karar verilmiştir.
10. Anılan olay kapsamında başvurucu hakkında26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 240. maddesi uyarınca açılan ceza davasında Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/2/2002 tarihli kararıyla başvurucunun beraatine karar verilmiş; karar, kanun yolu incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir.
11. Başvurucu, beraat kararını da ekleyerek hakkında uygulanan meslekten çıkarma cezasının iptali istemiyle 1/11/2002 tarihinde iptal davası açılmıştır.
12. İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 21/10/2003 tarihli ve E.2002/1709, K.2002/1544 sayılı kararı ile davanın reddine hükmedilmiştir.
13. Başvurucunun yürütmenin durdurulması istemli temyizi üzerine, Danıştay Onikinci Dairesinin 14/12/2004 sayılı ve E.2004/747 sayılı kararıyla başvurucuya çıkarılan tebligatın, başvurucunun belirttiği adresten ayrılması nedeniyle 2/7/2004 ve 24/9/2004 tarihlerinde tebliğ edilemediği anlaşıldığından 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
14. Başvurucu 13/9/2005 tarihli dilekçesiyle dosyanın yeniden işleme konulmasını talep etmiştir.
15. Danıştay Onikinci Dairesinin 11/5/2006 tarihli ve E.2004/747, K.2006/1901 sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
16. Davalı idarenin karar düzeltme istemi, aynı Dairenin 6/6/2008 tarihli ve E.2006/5130, K.2008/3342 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
17. Bozma kararı üzerine yapılan yeniden incelemede İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 19/9/2008 tarihli ve E.2008/1288, K.2008/1805 sayılı kararı ile bozma kararına uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmiştir.
18. Başvurucunun temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/5/2010 tarihli ve E.2009/111, K.2010/1048 sayılı kararı ile temyiz isteminin reddine, ısrar kararının onanmasına hükmedilmiştir.
19. Başvurucunun karar düzeltme istemi Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30/10/2013 tarihli ve E.2010/3517, K.2013/3319 sayılı kararı ile reddedilmiştir. Bu karar 15/7/2014 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir.
20. Başvurucu 13/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Mahkemenin 12/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
22. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
A. Kabul Edilebilirlik Yönünden
23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45, 47).
25. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).
26. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında başvurucunun kusuruyla uzayan yargılama nedeniyle meydana gelen 1 yıl 2 aylık süre düşüldüğünde somut olayda yaklaşık 9 yıl 9 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”
29. Başvurucu, manevi tazminat talebinde bulunmamıştır.
30. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
31. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
E. Kararın bir örneğinin İstanbul 4. İdare Mahkemesine (E.2008/1288, K.2008/1805) GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.