TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
TUNCAY MERDİM BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/19157)
Karar Tarihi: 22/6/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Nuri NECİPOĞLU
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör
Murat İlter DEVECİ
Başvurucu
Tuncay MERDİM
Vekili
Av. Yusuf Seçkin ŞAHİN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, akıl hastalığına rağmen tutuklama kararı verilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; akıl hastalığı ile ilgili rapor aldırılmadan mahkûmiyet hükmü kurulması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 8/12/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği iddiasıyla Kınık Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 5/10/2008 tarihinde gözaltına alınmıştır.
8. Başvurucu, İzmir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 6/5/2009 tarihli kararıyla yetkili hâkim veya mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere tutuklanmış (sevk tutuklaması); Kınık Sulh Ceza Mahkemesinin 12/5/2009 tarihli kararıyla da isnat edilen suçları işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmıştır.
9. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 22/5/2009 tarihli iddianamesiyle, çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği iddiasıyla başvurucu hakkında kamu davası açılmıştır.
10. Başvurucu, yargılamayı yürüten İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/7/2009 tarihli kararı üzerine tahliye edilmiştir.
11. İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi 18/7/2011 tarihli kararıyla başvurucunun isnat edilen suçlardan mahkûmiyetine karar vermiştir.
12. Başvurucu müdafiinin talebi üzerine temyiz incelemesi yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesi 15/9/2014 tarihinde mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına karar vermiştir.
13. Başvurucu 8/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 22/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
15. Başvurucunun kesinleşen mahkûmiyet kararının infaz edilecek olması nedeniyle özgürlüğünün kısıtlanacağına yönelik iddiasının özü, mahkûmiyet kararının sonucunun adil olmadığına ilişkindir. Bu nedenle söz konusu iddia, adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.
A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
16. Başvurucu, yargılama sürecinde bir süre tutuklu kalması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvurular incelenebilir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 18). Somut olayda başvurucunun tutukluluk durumunun 13/7/2009 tarihinde tahliye olmasıyla son bulduğu anlaşılmıştır.
18. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılama Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
19. Başvurucu; askerlik hizmetini yaparken uğradığı saldırı sonucu yaralandığını, ruh sağlığının bozulduğunu, Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Sağlık Kurulunca düzenlenen 12/5/2014 tarihli raporda askerliğe elverişli olmadığının belirtildiğini, daha öncesinde de travma sonrası stres bozukluğu bulunduğuna dair rapor verildiğini (Başvuru formunun ekindeki belgelerden bahsi geçen raporların 6/5/2008 ve 31/7/2009 tarihli raporlar olduğu olduğu anlaşılmıştır.), kendisinde akıl hastalığı bulunduğunu, yargılama sürecinde bu hususu dile getirmemiş olmasının kendisini gereği gibi savunamadığını gösterdiğini ileri sürmüştür. Başvurucuya göre akıl sağlığı yönünden rapor aldırılmaması savunma hakkını ihlal etmiştir. Bu nedenle iddiaların savunma hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.
20. Bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddialar ile bu mahkemelere sunulmayan bilgi ve belgeler bireysel başvuru konusu edilemez (Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 20).
21. Başvurucu, yargılamanın gerek İlk Derece Mahkemesi aşamasında gerekse Yargıtay aşamasında ihlal iddiasını dile getirmemiş, bireysel başvuru formunda da bu hususu açıkça belirtmiştir. Derece Mahkemelerinde başvurucunun ihlal iddiasını ileri sürmek için yeterli imkâna sahip olmadığına dair herhangi bir veri de mevcut değildir.
22. Bu itibarla yargılama makamlarına iddia edilen hak ihlallerinin düzeltilmesi imkânı tanınmaksızın başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir ifadeyle bireysel başvuruya konu edilen şikâyetler, Derece Mahkemeleri önünde ileri sürülmeksizin ilk defa bireysel başvuru aşamasında dile getirilmiştir (Metin Polat, B. No: 2013/1145, 10/6/2015, § 25). Başvurucunun ruh sağlığıyla ilgili raporların mahkûmiyet öncesine ait tarih taşıması nedeniyle iddiaların yargılama aşamasında bilinmediğinden ve bu nedenle ileri sürülmediğinden söz edilemez. Derece mahkemelerinin bilmedikleri ya da bilmeleri gerekmeyen hususları nazara alarak hak ihlallerinin oluşmasını engellemeleri ve oluşan hak ihlallerini gidermeleri mümkün değildir.
23. Açıklanan nedenlerle başvurucunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 22/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.