logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(A.N.S.(2) [1.B.], B. No: 2014/19304, 10/1/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A.N.S. BAŞVURUSU (2)

(Başvuru Numarası: 2014/19304)

 

Karar Tarihi: 10/1/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportörler

:

Akif YILDIRIM

 

 

Heysem KOCAÇİNAR

Başvurucu

:

A.N.S.

Vekili

:

Av. Ersoy AYTAÇ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; başvurucuya yüklenen suçların işlenmediğinin sabit olması gerekçesiyle beraat kararı verilmemesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 10/12/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. İlçe müftüsü ve aynı zamanda Türkiye Diyanet Vakfı Çekerek Şubesinin (Vakıf) yönetim kurulu başkanı olan başvurucu hakkında Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından zimmet, irtikâp, görevi kötüye kullanma, sahtecilik, kamu görevlisinin ticareti ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davaları açılmıştır. Başvurucu yargılama sırasında 5/5/2007 ile 25/6/2007 ve 24/10/2007 ile 23/6/2008 tarihleri arasında tutuklu kalmıştır.

9. Aralarındaki hukuki ve fiilî irtibat nedeniyle davalar birleştirilerek yargılamaya Yozgat Ağır Ceza Mahkemesinin E.2006/104 sayılı dosyasında devam edilmiştir.

10. Yozgat Ağır Ceza mahkemesi 18/4/2011 tarihli kararıyla başvurucunun yargılama aşamalarındaki savunmaları, mağdur ve katılanların beyanları, tanık anlatımları vebilirkişi raporunu esas alarak Vakıf tarafından yapılan ihalenin katılımcısı İ.S.ye yönelik irtikâp; Vakfın parasıyla şahsi aracına akaryakıt alma suretiyle güveni kötüye kullanma ve belgede sahtecilik suçlarına ilişkin kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar verilmiştir.

11. Mahkeme aynı karar ile Vakıf adına imamlar vasıtasıyla başvurucunun para ve buğday toplaması, başarılı öğrencilere verilmek üzere esnaftan toplanan çeyrek altınların bir kısmının mal edinilmesi, müftülüğe ait binadan çıkan camekanların satışından elde edilen paranın kuruma aktarılmaması, kurum adına yapılan icra takibi sonucunda tahsil edilen paranın kurum hesaplarına yatırılmaması, memuriyet nüfuz ve yetkisini kullanarak kuruma ait çeşitli hizmetlerde kullanılmak üzere görevlilere ait geçici yollukların kendisine verilmesini sağlaması eylemleri nedeniyle güveni kötüye kullanma ve irtikâp suçlarından cezalandırılmasına karar vermiştir.

12. Hüküm başvurucu tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 20/6/2014 tarihli karar ile hükmün beraate ilişkin kısmını onamış, güveni kötüye kullanma suçundan açılan davanın ise düşmesine karar vermiştir. Diğer mahkûmiyet hükümleri ise bozulmuştur.

13. Başvurucu düşme kararını 10/11/2014 tarihinde öğrenmiştir.

14. Başvurucu 10/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Mahkemenin 10/1/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

16. Başvurucu, tutukluluğunun makul süreyi aştığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

17. Anayasa Mahkemesi, benzer iddiaların ileri sürüldüğü başvurulara ilişkin olarak birçok kararında “zaman bakımından yetkisi”yle ilgili ilkeleri belirlemiştir. İlk derece mahkemesince verilen mahkûmiyet kararının anılan yetkinin başladığı 23/9/2012 tarihinden sonra verilmiş olması gerektiği, bu tarihten önce verilen bir nihai kararla sona eren tutukluluk hâllerine ilişkin başvuruların zaman bakımından yetki dışında kaldığı kabul edilmiştir (Cevdet Genç, B. No: 2012/142, 9/1/2014, §§ 24-29; Osman Büyüksu, B. No: 2013/5512, 3/4/2014, §§ 20-24; Ali Öksüz, B. No: 2013/6065, 3/4/2014, §§ 20-23).

18. Somut olayda ilk kez 25/5/2007 tarihinde tutuklanıp 26/6/2007 tarihinde tahliye edilen başvurucu, 24/10/2007 tarihinde ikinci kez tutuklanmış ve 23/6/2008 tarihinde tahliye edilmiştir.

19. Başvurucunun suç isnadına bağlı tutukluluk durumu başvurucunun tahliye edildiği 23/6/2008 tarihinde, yani bireysel başvuruların incelenmeye başlandığı tarih olarak belirlenen 23/9/2012 tarihinden önce sona ermiştir

20. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar

1. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

21. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

23. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).

24. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (B.E., § 29).

25. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 8 yıl 7 ayı aşan yargılamanın süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

26. Açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

2. Diğer İhlal İddiaları

27. Başvurucu, beraat ve düşme kararlarıyla sonuçlanan yargılamada tam olarak aklanamadığını, atılı suçların işlenmediğinin sabit olması gerekçesiyle beraat kararı verilmesi mümkün iken yukarıda belirtilen şekilde karar verildiğini, böylece masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

28. Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda daha önce verdiği kararlarındaadil yargılanma hakkının kişilere isnadın bir hâkim veya mahkeme tarafından karara bağlanması hakkını verdiğini, ancak Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan bu hakkın ceza davalarının mutlaka bir mahkûmiyet ya da beraat hükmü ile sonuçlandırılmasını isteme hakkını içermediği belirtilmiştir (Ramazan Yıldız, B. No: 2014/2354, 16/10/2014, § 30).

29. Bununla birlikte adil yargılanma hakkı, suç isnadı altındaki kişilere haklarındaki ceza davasının tam olarak aklanmayı sağlayan bir hükümle sonuçlarındırılmasını isteme yönünde bir güvence de sağlamamaktadır. Kaldı ki ceza davasının herhangi bir nedenle düştüğü veya yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı verildiği durumlarda da kişi hakkında masumiyet karinesi devam etmektedir. Ayrıca başvurucu hakkında verilen kararlar, herhangi bir suçlayıcı veya cezai ifade barındırmamakta ve başvurucunun adli siciline işlenmemektedir. Kararların keyfiliğinden de bahsedilemez.

30. Somut olayda yapılan yargılama sonucunda derece mahkemelerince başvurucu hakkındaki isnatlar karara bağlandığından adil yargılanma hakkına yönelik birmüdahalenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

31. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının da açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

32. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”

33. Başvurucu, makul oranda bir tazminata karar verilmesitalebinde bulunmuştur.

34. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

35. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 10.800 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

36. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.186,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

 2. Adil yargılanma hakkı kapsamında;

 a. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

 b. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 10.800 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 206,10 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.186,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Yozgat Ağır Ceza Mahkemesine (E.2006/104, K.2011/93) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 10/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(A.N.S.(2) [1.B.], B. No: 2014/19304, 10/1/2018, § …)
   
Başvuru Adı A.N.S.(2)
Başvuru No 2014/19304
Başvuru Tarihi 10/12/2014
Karar Tarihi 10/1/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; başvurucuya yüklenen suçların işlenmediğinin sabit olması gerekçesiyle beraat kararı verilmemesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Masumiyet karinesi (Ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) İhlal Manevi tazminat
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (süre) Zaman Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi