TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KEZBAN UYSAL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/20026)
|
|
Karar Tarihi: 12/1/2017
|
R.G. Tarih ve Sayı: 21/2/2017 -
29986
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
|
Başvurucular
|
:
|
1. Kezban UYSAL
|
|
|
2. Tuncay AKARÇAY
|
|
|
3. Mehmet AKARÇAY
|
Vekili
|
:
|
Av. Rıza ÖZTEKİN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında
taşınmaz bedel tespiti için sunulan emsal taşınmaz değerlerinin dikkate
alınmaması ve hükmedilen bedelin gerçek değeri karşılamaması nedenleriyle adil
yargılanma ve mülkiyet hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 23/12/2014 tarihinde Eskişehir Hukuk Mahkemeleri Ön
Bürosu vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan
ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek
bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 27/10/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 22/2/2016 tarihinde, başvurunun
kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık 21/3/2016 tarihinde sunduğu belge ile
mevcut başvuru hakkında verilen kabul edilebilirlik kararının Bakanlıklarına
gönderilmesi hâlinde 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 49/2. ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
71. maddeleri uyarınca görüş bildirilebileceğini belirtmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular aleyhine 16/1/2013 tarihinde Eskişehir 2. Asliye
Hukuk Mahkemesinde açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında
davacı Odunpazarı Belediye Başkanlığı, Eskişehir ili Merkez Orta Mahallesi'nde bulunan 960
ada 7 parselde başvuruculara ait taşınmazın Odunpazarı
Belediye Encümeninin 13/11/2012 tarihli ve 2161 sayılı kararı ile
kamulaştırılmasına karar verilmesi üzerine söz konusu taşınmazın rıza ile satın
alınması için yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığını belirterek taşınmazın
kamulaştırma bedelinin tespitine ve Odunpazarı
Belediye Başkanlığı adına tapuya tescil edilmesine karar verilmesini
istemiştir.
8. Başvurucular, aleyhlerine açılan davaya karşı sundukları
cevap dilekçelerinde uyuşmazlık konusu taşınmazın konumu itibarıyla
Eskişehir'in en merkezî yerinde bulunduğunu, tarihî, sosyal ve kültürel
merkezlere çok yakın olduğunu, kamulaştırma bedeli olarak Odunpazarı
Belediyesi Kıymet Takdir Komisyonunca tespit edilen tutarın çok düşük
kaldığını, esasen yaklaşık değerin 300.000 TL civarında bulunduğunu
belirtmişler; taşınmaza gerçek rayiç bedeline uygun bir kamulaştırma bedeli
tespit edilmesini istemişlerdir.
9. Davanın ilk duruşması 14/2/2013 tarihinde
gerçekleştirilmiştir. Bu duruşmada başvurucular Mahkemeye sundukları
"emsallerimiz" konulu
dilekçelerinde daha önce kamulaştırmaya konu olan Eskişehir ili Merkez Şarkiye Mahallesi'nde bulunan 148 ada 6
ve 3 nolu parsellerin kamulaştırma bedellerinin
tespiti ve idare adına tescili için açılan davalar kapsamında alınan bilirkişi
raporlarında bu taşınmazların 2005 yılı itibarıyla m² değerlerinin sırasıyla
330 TL ve 300 TL olarak tespit edildiğini ifade ederek, kendi taşınmazlarına
çok yakın olan bu yerleri emsal olarak belirtmişler, yaklaşık sekiz yıl önce
ortaya çıkan 330 TL ve 300 TL m² değerlerinin-görülmekte olan dava tarihi
olan2013 yılı esas alındığında- 1.500 TL olarak güncellenip kendi
taşınmazlarına uygulanması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
10. Yargılama sürecinde İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlık
konusu taşınmazın ayrıntılı tapukaydı, çevre
komşularını gösterirşekilde krokisi, taşınmaza emsal
olabilecek taşınmazların ayrıntılı tapu kayıtları ve satış bedellerine ilişkin
bilgi ve belgeler taşınmazın dava tarihi itibarıyla; emsal olarak incelenen
taşınmazların ise satış tarihleri itibarıyla imar durumlarına ilişkin Eskişehir
Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı ile Odunpazarı Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün
yazıları, taşınmaz için en son verilen emlak vergisi beyannamesi sureti,
taşınmaza ve emsal olarak alınan taşınmazlara ilişkin Odunpazarı
Belediyesi tarafından emlak vergisine esas olmak üzere tespit edilen asgari
metrekare değerlerine ilişkin listeler dava dosyasına alınmış; taşınmaz
mahallinde 25/2/2013 tarihinde keşif yapılmıştır.
11. Keşfe katılan bilirkişilerden olan kadastro bilirkişisi
tarafından düzenlenen 4/3/2013 tarihli rapor İlk Derece Mahkemesine sunulmuş,
raporda öncelikle uyuşmazlık konusu taşınmazın sınırları pafta örneği ve uydu
fotoğrafı aracılığıyla belirlenmiş, ardından dava dosyasında yer alan ve
uyuşmazlık konusu taşınmaza en az 58 metre en fazla 115 metre mesafede olan
emsal taşınmazlara ilişkin fiziki tespitlere yer verilmiştir.
12. Keşfe katılan diğer bilirkişiler, üç inşaat mühendisi ve bir
ziraat mühendisi ile bir harita mühendisi tarafından hazırlanan 11/3/2013
tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise taşınmazın değerini belirleyecek
etmenler başlıklar hâlinde incelenmiş; bu incelemeye dava dosyasında bulunan,
tapu sicil müdürlüğünce gönderilen ve resen tespit edilen emsal olabilecek,
yedi tanesi Eskişehir ili Orta Mahallesi'nde,
bir tanesi Eskişehir ili Bahçelievler
Mahallesi'nde, bir tanesi Eskişehir ili Akarbaşı Mahallesi'nde bulunan
toplam dokuz adet taşınmazın satışlarına göre bedelleri de dâhil edilmiştir.
13.Bilirkişi heyetince yapılan inceleme sonucu emsal olabileceği
düşünülerek incelemeye alınan dokuz adet taşınmazdan Orta Mahallesi'nde bulunan yedi taşınmazın satışları sırasında
beyan edilen değerlerinin gerçeği yansıtmadığı kanaatine varılmış, Akarbaşı ve Bahçelievler Mahallelerinde bulunan
taşınmazların ise emsal olarak değerlendirilebileceği sonucuna ulaşılmış, bu
doğrultuda bedeli etkileyebilecek diğer etmenler de dikkate alınarak uyuşmazlık
konusu taşınmaz için 121.427,86 TL kamulaştırma bedeli hesaplanmıştır.
14. Bilirkişi raporuna karşı taraflarca itirazda bulunulmuş;
davacı idarece sunulan 25/3/2013 tarihli itiraz dilekçesinde bilirkişilerin
yeterli açıklama ve emsal araştırması yapmadıkları, raporda kamulaştırma
bedelinin neye göre tespit edildiğinin belirtilmediği ve resen dikkate alınan
taşınmazlar üzerinden değer tespiti yapıldığı hususları itiraz konusu yapılmış;
bu usulde yapılan tespitin kabul edilemeyeceği ifade edilmiştir.
15. Bilirkişi raporuna karşı başvurucular da 3/4/2013 tarihinde
sundukları dilekçe ile itirazda bulunmuşlar, keşiften önce 14/2/2013 tarihinde
dava dosyasına sundukları, uyuşmazlık konusu taşınmazın hemen yanında bulunan
ve söz konusu taşınmaz ile aynı usulde kamulaştırılmış olan emsallerin
bilirkişi raporunda hiç tartışılmadığını belirtmişlerdir.
16. İlk Derece Mahkemesi, dava dosyasına sunulan bilirkişi
raporunda hesaplanan kamulaştırma bedeli ile Kıymet Takdir Komisyonunca
hesaplanan kamulaştırma bedeli arasında bariz fark bulunduğunu belirtmiş ve
tarafların da bilirkişi raporlarına itirazlarını dikkate alarak keşfin
tekrarlanması yönünde karar almış ve 10/6/2013 tarihinde farklı kişilerden
oluşan bilirkişi heyeti ile keşfi tekrarlamıştır.
17. İkinci kez yapılan keşfin ardından bu defa dört inşaat
mühendisi bilirkişi ile bir ziraat mühendisi bilirkişiden oluşan heyetçe
20/6/2013 tarihli yeni bir rapor düzenlenmiştir.
18. Anılan bilirkişi heyeti raporunda taşınmazın değerini
belirleyecek etmenler başlıklar hâlinde incelenmiş; bu incelemeye dava
dosyasında bulunan, Tapu Sicil Müdürlüğünce gönderilen ve resen tespit edilen
emsal olabilecek, yedi tanesi Eskişehir ili
Orta Mahallesi'nde, bir tanesi Eskişehir
ili Akarbaşı Mahallesi'nde bulunan ve 11/3/2013 tarihli
bilirkişi raporunda da incelemeye alınan taşınmazlar ile Eskişehir ili Güllük Mahallesi'nde bulunan toplam dokuz adet taşınmazın satışlarına
göre bedelleri de dâhil edilmiştir.
19.Bilirkişi heyetince yapılan inceleme sonucu emsal olabileceği
düşünülerek incelemeye alınan dokuz adet taşınmazdan 11/3/2013 tarihli raporda
da incelenerek aynı sonuca ulaşılan Orta
Mahallesi'nde bulunan yedi taşınmazın satışları sırasında beyan
edilen değerlerinin gerçeği yansıtmadığı kanaatine varılmış, Akarbaşı ve GüllükMahallelerinde
bulunan taşınmazların ise emsal olarak değerlendirilebileceği sonucuna
ulaşılmış, bu doğrultuda bedeli etkileyebilecek diğer etmenler de dikkate
alınarak uyuşmazlık konusu taşınmaz için 118.740,83 TL kamulaştırma bedeli
hesaplanmıştır.
20.Taraflar ikinci kez yapılan keşfin ardından düzenlenen
bilirkişi raporuna da itirazda bulunulmuşlar, davacı idare 1/7/2013 kayıt
tarihli itiraz dilekçesinde, bilirkişilerin yeterli açıklama ve emsal
araştırması yapmadıklarını, raporda kamulaştırma bedelinin neye göre tespit
edildiğinin belirtilmediğini, resen dikkate alınan taşınmazlar üzerinden değer
tespiti yapıldığını, ilk bilirkişi heyeti raporundan farklı bir rapor
düzenlenmediğini, dolayısıyla bu usulde yapılan tespitin kabul edilemeyeceğini
ifade etmiştir.
21. Başvurucular da bilirkişi raporuna 2/7/2013 tarihinde
sundukları dilekçe ile itirazda bulunmuşlar, 14/2/2013 tarihinde dava dosyasına
sundukları emsal listesinin yine dikkate alınmadığını, bu bağlamda ya ek rapor
aldırılmasını ya da sundukları emsal listesinin neden dikkate alınmadığının
açıklanmasını istemişlerdir.
22. Yargılama sonunda Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 19/7/2013
tarihli ve E.2013/28, K.2013/425 sayılı kararı ile 20/6/2013 tarihli bilirkişi
raporunda hesaplanan 118.740,86 TL tutarın kamulaştırma bedeli olarak
tespitine, uyuşmazlık konusu taşınmazın Odunpazarı
Belediyesi adına tapuya tesciline hükmetmiştir. Kararın ilgili kısımları
şöyledir:
"...
Mahkememizce mahallinde yapılan 2. keşif sonucu alınan 25.06.2013
havale tarihli bilirkişi heyeti raporu içeriği, gerekçeleri ve özellikle
mahkememizce yapılan 1. keşif sonucu alınan 11.03.2013 havale tarihli bilirkişi
heyeti raporunu büyük oranda teyit etmesi ve taşınmazın kamulaştırma tarihi
itibarıyla rayiç ekonomik değerini yansıtması ve keza adil ve hakkaniyete uygun
olması nedeniyleyeterli kabul ve takdir edilmiştir.
...
Bunun üzerine davacı tarafa, dava konusu taşınmaz için mahkememizce
mahallinde yapılan 2. keşif ve alınan 25.06.2013 havale tarihli bilirkişi
heyeti raporunda kamulaştırma bedeli olarak tespit ve takdir edilen ve
mahkememizce de uygun görülenmiktarın, 2942 sayılı
Kanunun 10. maddesi gereğince davalı taraf adınaTürkiye
Vakıflar Bankası T.A.O. Eskişehir Şubesinedepo
edilmesi hususunda 15 gün süre verilmiş ve davacı tarafça bu konuda gerekli
usulü işlemlerin yapılarak dekontun bir suretinin mahkememize sunulduğu müşahade edilmekle, aşağıdaki şekilde karar verilmesi
gerekmiştir.
..."
23. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı idare tarafından
temyiz talebinde bulunulmuş; başvurucular da temyiz talebine karşı sundukları
cevap dilekçelerinde taşınmaz için tespit edilen bedelin gerçek değeri yansıtmadığını,
yargılama sırasında sundukları emsal olabilecek nitelikteki taşınmazlar
yönünden değerlendirme yapılmadığını, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi hükmünün
bozulması gerektiğini belirtmişlerdir.
24. Temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 6/2/2014
tarihli ve E.2013/16585, K.2014/534 sayılı ilamı ile onamaya hükmetmiştir.
25. İlk Derece Mahkemesi kararının onanması üzerine başvurucular
bu defa karar düzeltme talebinde bulunmuşlar, karar düzeltme istemli
dilekçelerinde temyiz aşamasındaki itirazlarını tekrarlamışlardır.
26. Yapılan değerlendirme sonucu başvurucuların karar düzeltme
istemleri de Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 20/10/2014 tarihli ve E.2014/14463,
K.2014/14463 sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
27. Karar düzeltme talebinin reddine ilişkin ilam başvuruculara
24/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
28. Başvurucular 23/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
29. 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun "Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve
taşınmaz malın idare adına tescili" kenar başlıklı 10.
maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Kamulaştırmanın satın alma usulü ile
yapılamaması halinde idare, ... asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve
taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, ... idare adına tesciline
karar verilmesini ister.
Mahkeme, idarenin başvuru tarihinden itibaren
en geç otuz gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, ... taşınmaz malın
malikine ... bildirerek duruşmaya katılmaya çağırır. Duruşma günü idareye de
tebliğ olunur.
...
Mahkemece belirlenen günde yapılacak duruşmada
hakim, taşınmaz malın bedeli konusunda tarafları anlaşmaya davet eder.
Tarafların bedelde anlaşması halinde hakim, taraflarca anlaşılan bu bedeli
kamulaştırma bedeli olarak kabul eder ve ...
Mahkemece yapılan duruşmada tarafların bedelde
anlaşamamaları halinde hakim, en geç on gün içinde keşif ve otuz gün sonrası
için de duruşma günü tayin ederek, 15 inci maddede sayılan bilirkişiler
marifetiyle ve tüm ilgililerin huzurunda taşınmaz malın değerini tespit için
mahallinde keşif yapar. ...
Bilirkişiler, taraflar ve diğer ilgililerin
beyanını da dikkate alarak, 11 inci maddedeki esaslar doğrultusunda taşınmaz
malın değerini belirten raporlarını onbeş gün içinde
mahkemeye verirler. Mahkeme bu raporu, duruşma günü beklenmeksizin taraflara
tebliğ eder. Yapılacak duruşmaya hakim, taraflar veya vekillerini ve
bilirkişileri çağırır. Bu duruşmada tarafların bilirkişi raporlarına varsa
itirazları dinlenir ve bilirkişilerin bu itirazlara karşı beyanları alınır.
Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde
gerektiğinde hakim tarafından onbeş gün içinde
sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hakim,
tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından
yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder.
Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının
kamulaştırılma bedelidir. . İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına
yatırıldığına . dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare
adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir
ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil
hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır.
(Ek fıkra: 11/04/2013-6459 S.K./6. md)
Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde
sonuçlandırılamaması hâlinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden
itibaren kanuni faiz işletilir.
..."
30.2942 sayılı Kanun'un
"Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları" kenar başlıklı
11. maddesi şöyledir:
"15 inci madde uyarınca oluşturulacak
bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere
mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra
taşınmaz mal veya kaynağın;
a)Cins ve nevini,
b) Yüzölçümünü,
c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve
unsurlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,
d)Varsa vergi beyanını,
e)Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca
yapılmış kıymet takdirlerini,
f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın
kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması
halinde getireceği net gelirini.
g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki
özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini,
h) Yapılarda, (.)(2) resmi birim fiyatları ve
yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,
ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer
objektif ölçüleri,
Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu
unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da
dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz
malın değerini tespit ederler.
Taşınmaz malın değerinin tespitinde,
kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer
artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kâr
dikkate alınmaz.
..."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
31. Mahkemenin 12/1/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
32. Başvurucular, tarafı oldukları kamulaştırma bedelinin
tespiti ve tescil davasında tespit edilecek kamulaştırma bedeline emsal
oluşturabilecek, 2005 yılında kendi taşınmazlarının da dâhil edildiği aynı
proje kapsamında kamulaştırılan taşınmazları yargılamanın başında Mahkemeye
bildirmelerine, yargılama boyunca iki kez keşif yapılarak bedel konusunda iki
ayrı bilirkişi raporu düzenlenmesine ve yargılamanın her aşamasında emsal
olarak sundukları taşınmazların da dikkate alınmasını ya da dikkate alınmama
sebebinin bildirilmesini istemelerine rağmen bu itirazlarına yönelik Mahkemece
hiçbir değerlendirme yapılmadığını belirterek adil yargılanma haklarının, bu
hâliyle yargılama sonunda tespit edilen bedelin uyuşmazlık konusu taşınmazın
gerçek değerini yansıtmadığını belirterek mülkiyet haklarının ve eşitlik
ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüşler, ihlalin tespiti ile yeniden
yargılama yapılmasına karar verilmesini, lehlerine 200.000 TL tazminata
hükmedilmesini talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
33. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).
34. Başvurucuların, yukarıda sayılan şikâyetlerinden bireysel
başvuruya konu edilen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında,
tespit edilecek kamulaştırma bedeline emsal oluşturabilecek taşınmazları
yargılamanın başında Mahkemeye bildirmelerine, yargılama boyunca iki kez keşif
yapılarak bedel konusunda iki ayrı bilirkişi raporu düzenlenmesine ve
yargılamanın her aşamasında emsal olarak sundukları taşınmazların da dikkate
alınmasını ya da dikkate alınmama sebebinin bildirilmesini istemelerine rağmen
bu itirazlarına yönelik Mahkemece hiçbir değerlendirme yapılmadığı iddialarının
gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmesi uygun görülmüştür.
35. Başvurucuların diğer ihlal iddialarının ise gerekçeli karar
hakkına yönelik incelemenin ardından değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
36. Başvurucular, tarafı oldukları kamulaştırma bedelinin
tespiti ve tescil davasında tespit edilecek kamulaştırma bedeline emsal
oluşturabilecek, 2005 yılında kendi taşınmazlarının da dâhil edildiği aynı
proje kapsamında kamulaştırılan taşınmazları yargılamanın başında Mahkemeye
bildirmelerine, yargılama boyunca iki kez keşif yapılarak bedel konusunda iki
ayrı bilirkişi raporu düzenlenmesine ve yargılamanın her aşamasında emsal
olarak sundukları taşınmazların da dikkate alınmasını ya da dikkate alınmama
sebebinin bildirilmesini istemelerine rağmen bu itirazlarına yönelik Mahkemece
hiçbir değerlendirme yapılmadığını belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
37. Başvurucuların söz konusu şikâyetlerinin açıkça dayanaktan
yoksun olmadığı anlaşıldığından ve şikâyetlerin kabul edilemezliğine karar
verilmesini gerektirecek bir neden de görülmediğinden başvurunun bu şikâyetler
yönünden kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
38. Anayasa’nın “Hak arama
hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile
adil yargılanma hakkına sahiptir.”
39.Anayasa’nın 141. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Bütün mahkemelerin her türlü kararları
gerekçeli olarak yazılır."
40.Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme
yaptığı birçok kararında ilgili hükmü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin
(Sözleşme) 6. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı
ışığında yorumlamak suretiyle Sözleşmenin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen gerekçeli karar
hakkı ve silahların eşitliği ilkesi gibi ilke ve haklara Anayasa’nın 36.
maddesi kapsamında yer vermektedir (Güher
Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 38).
41. Hakkaniyete uygun yargılamanın bir unsuru olan gerekçeli
karar hakkı, Anayasa’nın 141. maddesinin birinci fıkrası uyarınca mahkemelerin
uyması gereken bir yükümlülük olarak düzenlenmiştir. Bir muhakemede usule
ilişkin koruma sağlayan adil yargılanma hakkının önemli unsurlarından biri olan
gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve
denetlemeyi amaçlamaktadır (Sencer Başat ve
diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, § 31).
42. Mahkeme kararlarının gerekçeli olması adil yargılanma
hakkının unsurlarından biri olmakla beraber bu hak, yargılamada ileri sürülen
her türlü iddia ve savunmaya ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi şeklinde
anlaşılamaz. Bu nedenle gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı kararın
niteliğine göre değişebilir. Bununla birlikte başvurucunun ayrı ve açık bir
yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddialarının cevapsız
bırakılmış olması bir hak ihlaline neden olacaktır (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm
Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, B. No: 2013/1213,
4/12/2013, § 26).
43. Yargılama makamları yargılamanın taraflarınca ileri sürülen
iddiaları ve gösterdikleri delilleri gereği gibi incelemek zorundadır. Bununla
birlikte belirtilmelidir ki, belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri
değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına
karar verme yetkisi esasen derece mahkemelerine aittir (Yüksel Hançer, B. No: 2013/2116,
23/1/2014, § 19).
44.Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği
davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Bununla birlikte yargılama
sırasında açık ve somut biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın
sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek
nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara
mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri, § 35).
45. AİHM'e göre mahkemeler ve yargı mercileri verdikleri
kararlarda yeterli gerekçe göstermelidirler. Gerekçe gösterme yükümlülüğünün
kapsamı, kararın niteliğine göre değişir ve davaya konu olayın içinde bulunduğu
şartlar ışığında değerlendirilerek belirlenir (Mustafa
Kahraman B. No: 2014/2388, 4/11/2014, § 36).
46. Somut olayda, başvurucuların maliki oldukları taşınmaz için
kamulaştırma kararı alınması ancak kamulaştırma bedeli noktasında taraflar
arasında anlaşma sağlanamaması üzerine açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve
tescil davası söz konusudur. Dava kapsamında çözümlenmesi gereken temel mesele
2942 sayılı Kanun'da ayrıntılı olarak açıklanan usuller (bkz. §§
29,30)uygulanarak dava konusu taşınmazın kamulaştırmaya esas değerinin tespit
edilmesi hususudur.
47. Başvuruya konu davada İlk Derece Mahkemesinin dava konusu
taşınmazın kamulaştırmaya esas değerini tespit edebilmek için resmî kurumlardan
ayrıntılı olarak bilgi topladığı, tayin ettiği bilirkişiler ile keşif
gerçekleştirdiği ve bilirkişi raporu hazırlattığı, sunulan raporda hesaplanan
bedelin Kıymet Takdir Komisyonunca hesaplanan bedelden bariz farklı olduğunungörülmesi ve rapora her iki tarafın da itiraz
etmesi üzerine yeniden tayin ettiği farklı bilirkişiler ile tekrar keşif
yaparak ikinci bilirkişi raporunu hazırlattığı, bu raporda hesaplanan bedeli
ise uygun bularak hükme esas aldığı görülmektedir (bkz. §§ 10-13, 16-19,22).
48. Başvurucuların ise bu süreçte öncelikle yargılamanın ilk
duruşmasında "emsallerimiz" konulu
dilekçeleri ile Eskişehir ili Merkez Orta Mahallesi'nde yer alan taşınmazlarına
çok yakın olduklarını belirttikleri Eskişehir ili Merkez Şarkiye Mahallesi'nde
bulunan iki adet taşınmazın yaklaşık sekiz sene önce kamulaştırmaya konu
olduğunu belirterek bu taşınmazlar için açılan kamulaştırma bedelinin tespiti
davalarında ortaya konan metrekare/fiyat değerinin görülmekte olan davanın
tarihi olan 2013 yılına güncellenerek uygulanmasını, kısacası dilekçelerinde
belirttikleri taşınmazların bedel tespiti yönünden emsal olarak alınmasını
istedikleri, İlk Derece Mahkemesince bu taleplerine herhangi bir cevap
verilmemesi nedeniyle de ilerleyen safhalarda bu taleplerini her bilirkişi raporundan
sonra tekrarladıkları görülmektedir (bkz. §§ 9, 15, 21).
49. Bu durumda İlk Derece Mahkemesinin Yargıtay denetiminden de
geçerek kesinleşen 19/7/2013 tarihli hükmü ile belirlenen kamulaştırma
bedelinin tespitinde izlenen yöntemin ortaya konulması önem arz etmektedir.
50. İlk Derece Mahkemesinin kesinleşen 19/7/2013 tarihli hükmüne
dayanak olduğu anlaşılan 20/6/2013 tarihli bilirkişi raporunda, uyuşmazlık
konusu Eskişehir ili Merkez Orta Mahallesi'nde bulunan taşınmazın kamulaştırma
bedelinin tespiti için taşınmazın değerini belirleyecek etmenlerin başlıklar
hâlinde incelendiği, bu incelemeye dava dosyasında bulunan, Tapu Sicil
Müdürlüğünce gönderilen ve resen tespit edilen emsal olabilecek, yedi tanesi
Eskişehir ili Merkez Orta Mahallesi'nde, bir tanesi Eskişehir ili Merkez Akarbaşı Mahallesi'nde ve bir tanesi de Eskişehir ili
Merkez Güllük Mahallesi'nde bulunan toplam dokuz adet taşınmazın satışlarına
göre bedellerinin de dâhil edildiği, bilirkişilerce yapılan değerlendirme
sonucu emsal olabileceği düşünülerek incelemeye alınan dokuz adet taşınmazdan
Orta Mahallesi'nde bulunan yedi taşınmazın satışları sırasında beyan edilen
değerlerinin gerçeği yansıtmadığı kanaatine varılması üzerine uyuşmazlık konusu
taşınmazın bulunduğu Orta Mahallesi dışında kalan Akarbaşı
ve Güllük Mahallelerinde bulunan taşınmazların emsal olarak alınabileceği
sonucuna ulaşılmış; bu taşınmazlardan yararlanılarak hesaplanan metrekare
değerleri ile birlikte bedeli etkileyebilecek diğer etmenler de dikkate
alınarak kamulaştırma bedeli hesabının yapıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla
uyuşmazlık konusu Orta Mahallesi'nde bulunan taşınmaz için kamulaştırma bedeli
hesaplanırken Akarbaşı ve Güllük Mahallelerinde yer
alan taşınmazların metrekare değerlerinin esas alındığı görülmüştür.
51. Bu durumda başvurucuların davanın 14/2/2013 tarihli ilk
duruşmasında Mahkemeye sundukları "emsallerimiz" konulu dilekçelerinde, taşınmazlarının
değer tespiti için emsal gösterdikleri Şarkiye Mahallesi'nde bulunan ve
taşınmazlarına çok yakın olduklarını belirttikleri (bkz. § 9), ayrıca ilk
bilirkişi raporuna sundukları itiraz dilekçelerinde de (bkz. § 15) kendi
taşınmazları ile aynı usulde kamulaştırılmış olduklarını ileri sürdükleri ve
emsal olarak değerlendirilmesini açıkça talep ettikleri taşınmazların emsal
olarak kabul edilip edilemeyeceği hususunun yargılama makamlarınca
değerlendirilmesi gerekliliğinin önem arz ettiği anlaşılmaktadır.
52. Ayrıca temyiz ve karar düzeltme aşamalarında da tekrarlanan
(bkz. §§ 23, 25) davanın sonucunu etkileyebilecek bu hususa yönelik herhangi
bir değerlendirmenin kanun yolu incelemesinde de yapılmadığı görülmekte,
dolayısıyla başvurucuların gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna
varılmaktadır.
53. Açıklanan nedenlerle başvurucular tarafından açıkça ileri
sürülen ve yargılamanın sonucunu etkileyebilecek nitelikteki esaslı hususların
İlk Derece Mahkemesi ve Yargıtay kararlarında tartışılmamasından dolayı
başvurucuların gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
54. Öte yandan başvurucuların bireysel başvuru konusu yaptıkları
yargılama neticesinde tespit edilen bedelin uyuşmazlık konusu taşınmazın gerçek
değerini yansıtmadığı, bu nedenle mülkiyet haklarının ve eşitlik ilkesinin
ihlal edildiği şikâyetlerinin, söz konusu yargılama sürecine yönelik gerekçeli
karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varıldığından bu aşamada incelenmesine
gerek görülmemiştir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
55. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
56.
Başvurucular, adil yargılanma ve mülkiyet hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal
edildiğini ileri sürmüşler; ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılmasına
karar verilmesini, ayrıca lehlerine 200.000 TL tazminata hükmedilmesini talep
etmişlerdir.
57.Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.
58. Gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan
kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Eskişehir 2. Asliye
Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
59. Verilen ihlal kararı gözönüne
alındığında başvurucuların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi
gerekir.
60. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin
başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan gerekçeli
karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere
Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucular tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.800 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvuruculara
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
12/1/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.