TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HALİMİ EFE VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/20470)
|
|
Karar Tarihi: 18/1/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef
EREN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Halimi
EFE
|
|
|
2. Hasan EFE
|
|
|
3. Hüseyin
EFE
|
|
|
4. Mehmet
EFE
|
|
|
5. Mehmet
Naci EFE
|
|
|
6. Nasife ERCAN
|
|
|
7. Nazime ERCAN
|
|
|
8. Şükriye
EFE
|
Vekili
|
:
|
Av. Yazgı
ÇİMEN FİDAN
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular sırasıyla22/12/2014 ve 19/2/2015 tarihlerinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. 2015/3877 sayılı bireysel başvuru dosyası konu yönünden
hukuki irtibat nedeniyle 2014/20470 sayılı dosya üzerinde birleştirilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvuruculardan Halimi Efe'nin eşi ve diğer başvurucuların
babası olan murisleri aleyhine 5/9/1985 tarihinde Savur Kadastro Mahkemesinde
açılan kadastro tespitine itiraz davası Yargıtayın
25/6/2015 tarihli onama kararıyla sona ermiş ve karar kesinleşmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 18/1/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
11. Başvurucular, makul sürede yargılanma ve mülkiyet haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
13. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 50, 52).
14. Başvuruya konu dava, başvurucuların murislerinden intikalle
takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçının
yargılamaya katıldığı an değil somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (Gülseren
Gürdal ve diğerleri, B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
15. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
16. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 30 yıllık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
18. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle taşınmazlarını kullanamadıklarınıbelirterek Anayasa’nın 35. maddesinde
tanımlanan mülkiyet haklarının da ihlal edildiğini iddia etmişlerse de
başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde
yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
20. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
21. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
22. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 3.500 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
23. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç bedelinin
başvurucu Şükriye Efe'ye münferiden; 226,90 TL harç bedelinin diğer
başvurucular Halimi Efe, Mehmet Naci Efe, Hüseyin Efe, Hasan Efe, Mehmet Efe, Nazime Ercan ve Nasife Ercan'a
müştereken; 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin ise tüm
başvuruculara müşterekenödenmesine karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara ayrı ayrı net 3.500 TL manevi tazminat
ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç bedelinin başvurucu Şükriye Efe'ye MÜNFERİDEN
ÖDENMESİNE; 226,90 TL harç bedelinin diğer başvurucular Halimi Efe, Mehmet Naci
Efe, Hüseyin Efe, Hasan Efe, Mehmet Efe, Nazime Ercan
ve Nasife Ercan'a MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE; 1.800 TL
vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin ise tüm başvuruculara MÜŞTEREKEN
ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Savur Kadastro Mahkemesine (E.1985/29,
K.2014/117) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
18/1/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.