TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İSMAİL BULDU BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/20471)
|
|
Karar Tarihi: 21/12/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah
PERDECİOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
İsmail BULDU
|
Vekili
|
:
|
Av. Tuğrul
Taner UÇAR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 30/12/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddia dışındaki iddialar yönünden kısmi kabul edilmezlik kararı
verilerek makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia
yönünden kabul edilebilirlik hususu karara bağlanmadan dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu tarafından 31/8/2007 tarihinde Karşıyaka 2. İş
Mahkemesinde açılan işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında
İlk Derece Mahkemesinin 18/4/2012 tarihli hükmü ile davanın reddine
hükmedilmiş, temyiz incelemesi sonucu hüküm Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin
14/10/2014 tarihli ilamı ile onanmış ve yargılama sona ermiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 21/12/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
10. Başvurucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
12. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin olan iş mahkemelerinde
açılan davalarda yargılama süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi
olarak uyuşmazlığı karara bağlayacak davanın açıldığı tarih; sürenin sona
erdiği tarih olarak yargılamanın sona erdiği (Nesrin
Kılıç, B. No: 2013/772, 7/11/2013 § 69), yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını
verdiği tarih esas alınır (Mehmet Salih
Ayyıldız, B. No: 2012/397, 17/11/2014, § 25).
13. İş mahkemelerinde görülen davalarda yargılama süresinin
makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç
dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu
ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin
niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Nesrin
Kılıç, §§ 57, 58).
14. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 7 yıl 2 aylık
yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir. …”
17. Başvurucu maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
18. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
19. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya net 7.800 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
20. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal
arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge
sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi
gerekir.
21. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekalet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 7.800 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Karşıyaka 2. İş Mahkemesine
(E.2007/623, K.2012/165) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
21/12/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.