TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET BAYRAKTAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/2316)
|
|
Karar Tarihi: 15/2/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gizem Ceren
DEMİR KOŞAR
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet
BAYRAKTAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Nezahat PAŞA
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutuklunun başka bir ceza infaz kurumuna nakil
işlemleri sırasında zor kullanılarak kıyafetlerinin çıkarılması ve iç
çamaşırıyla kalacak şekilde çıplak arama yapılması nedeniyle işkence ve kötü
muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/2/2014 tarihinde İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 27/10/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 9/2/2016 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 22/3/2016 tarihli yazısında, başvuru
hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen
soruşturma kapsamında KCK terör örgütü üyesi olduğu şüphesiyle 22/11/2011
tarihinde gözaltına alınmış ve 26/11/2011 tarihinde tutuklanarak Metris T tipi
Ceza İnfaz Kurumuna sevk edilmiştir.
8. 28/11/2011 tarihinde ise başvurucu, Metris T tipi Ceza İnfaz
Kurumundan Kandıra 2 Nolu F tipi Ceza İnfaz Kurumu'na
nakledilmiş, ceza infaz kurumuna kabul işlemleri sırasında, iç çamaşırı kalacak
şekilde çıplak arama gerçekleştirilmek istenmiş, başvurucunun kıyafetlerini
çıkarmayı kabul etmemesi üzerine zor kullanılarak kıyafetleri çıkarılıp arama
gerçekleştirilmiştir.
9. İnfaz koruma memurları tarafından 28/11/2011 tarihinde
düzenlenen tutanakta; başvurucunun da içinde bulunduğu Metris T tipi Kapalı
Ceza İnfaz Kurumundan sevk edilen KCK terör örgütü tutuklularının, 20/3/2006
tarihli ve 2006/10218 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ceza
İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün (2006/10218 sayılı Tüzük) 46. maddesi uyarınca
arama işlemlerinin yapıldığı, tutukluların teker teker arama yapılacak odaya
alındıkları, önce belden yukarısı, daha sonra iç çamaşırı hariç belden
aşağıdaki kıyafetleri olmak üzere soyunmalarının söylendiği, başvurucunun da
içinde bulunduğu bir grup tutuklunun itiraz ettiği ve kıyafetlerini
çıkarmadığı, bunun üzerine zor kullanma yetkisine dayanılarak arama
işlemlerinin gerçekleştirildiği belirtilmiştir.
10. Başvurucu 1/12/2011 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına
iletilmek üzere Ceza İnfaz Kurumu idaresine verdiği dilekçe ile kuruma kabul
işlemleri sırasında kendisine çıplak arama işlemi uygulandığını, işleme
direnmesi nedeniyle darp ve tehdit edildiğini belirterek şikâyetçi olmuştur.
11. Başvurucu ile eş zamanlı olarak tutuklanarak ceza infaz
kurumuna sevk edilen ve aynı şekilde arama işlemine tabi tutulan on tutuklu
daha anılan işlem nedeniyle şikâyetçi olmuş, açılan soruşturma dosyaları
birleştirilmiştir. Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, kurumda görevli
infaz koruma memurları ve infaz koruma başmemuru Ö.S.
hakkında görevi kötüye kullanma, hakaret ve tehdit isnadıyla yürütülen
soruşturma kapsamında başvurucunun ve diğer müştekilerin beyanları ile infaz
koruma başmemuru Ö.S'nin ifadesi alınmıştır. Ayrıca ceza infaz
kurumundan, kurumda bulunan kamera kaydı görüntülerinin içeriğine ilişkin bir
rapor temin edilmiştir.
12. Şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan infaz koruma baş memuru
Ö.S; sevkle gelen tutukluların mahkûm kabul biriminden içeri alınmaları
sırasında bulunduğunu, Tüzük'ün 46. maddesi uyarınca
üst ve eşya araması yapıldığını, tutukluların arama işlemine karşı
çıktıklarını, bunun üzerine Tüzük'ün 46. maddesinin (c)
bendi uyarınca zor kullanma yetkisini kullanarak orantılı güç kullanmak
suretiyle arama işlemini gerçekleştirecekleri yönünde tutukluları uyardığını,
karşı çıkmanın devam etmesi nedeniyle, Tüzük'e göre
önce belden yukarısı daha sonra belden aşağısı olacak şekilde vücut çukurlarına
dokunmadan, herhangi bir tutuklunun utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde ve
kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınmak suretiyle, onur kırıcı
davranışta bulunulmadan orantılı bir şekilde üst aramasının gerçekleştirildiğini
beyan etmiştir.
13. Ceza infaz kurumu kamera kayıtlarının içeriğine ilişkin
olarak alınan raporda tutukluların 28/11/2011 tarihinde 16.35'te kuruma
getirildikleri, üst ve eşya aramalarından sonra 18.57'de odalarına yerleştirme
işlemlerinin sona erdiği belirtilmektedir. Üst aramalarının yapıldığı odalarda
kamera bulunmaması nedeniyle raporda tutukluların çıplak arama işlemlerinin
gerçekleştirilişine ilişkin bir veri bulunmamaktadır.
14. Yürütülen soruşturma neticesinde Kandıra Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından 9/1/2012 tarihli ve S. No: 2011/2641, K. 2012/35 sayılı
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Anılan kararın gerekesi
şöyledir:
"Müştekilerin olay tarihinde Kocaeli 1 ve
2 No'lu F Tipi Ceza İnfaz Kurumlarına naklen
getirildikleri, Cezaevi girişleri sırasında, Cezaevlerinin yüksek güvenlikli
olması itibari ile Ceza İnfaz kurumlarının yönetimi ile Ceza ve Güvenlik tedbirlerininİnfazı hakkında tüzük hükümleri çerçevesinde
iç çamaşırlarıhariç müştekilerin üzerlerinin usule
uygun olarak arandıkları, yapılan arama işlemlerinin taraf olduğumuz
Uluslararası Sözleşmeler dahil başta Anayasa olmak üzere herhangi bir yasa hükümüne aykırılık teşkil etmediği tüm dosya kapsamından
anlaşıldığından,
1- Müştekilerin usul ve yasalara aykırı arandıklarınailişkin iddialarla ilgili suç yokluğundan;
2- Şüpheli Ö... S'nin ilgili müştekilere
hakaret ve tehdit fiillerini işlediğine dair ceza yargılamasını başlatacak
nitelikte yeterli delil elde edilemediğinden kamu adına kovuşturma yapılmasına
yer olmadığına [karar verilmiştir]."
15. Başvurucunun da aralarında bulunduğu bir kısım müştekiler
tarafından anılan karara yapılan itiraz, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin
21/1/2014 tarihli ve 2014/101 Değişik İş sayılı kararıyla, itiraz edilen
kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu
gerekçesiyle reddedilmiştir.
16. Anılan karar başvurucuya 4/2/2014 tarihinde tebliğ edilmiş,
başvurucu 20/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
17. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 36. maddesi şöyledir:
"1) Kurumlarda, odalar ve eklentilerinde,
hükümlülerin üst ve eşyasında habersiz olarak her zaman arama yapılabilir. Her
ay bir kez mutlaka arama yapılır.
(2) Aramalar, gerektiğinde dış güvenlik
görevlileri veya kolluk kuvvetleriyle veya diğer kamu görevlilerince ortaklaşa
gerçekleştirilebilir."
18. 5275 sayılı Kanun'un 116. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Bu Kanunun; yüksek güvenlikli kapalı
ceza infaz kurumları,... kuruma alınma ve kayıt
işlemleri, ... oda ve eklentilerinde bulundurulabilecek kişisel eşyalar,
arama,... şikâyet ve itiraz, nakiller, ... hükümlülerin sayısı ve uygulanacak
güvenlik tedbirleri, ... konularında 9, 16, 21, 22, 26 ilâ 28, 34 ilâ 53, 55
ilâ 62, 66 ilâ 76, 78 ilâ 84 ve 86 ilâ 88 inci maddelerinde düzenlenmiş
hükümlerin tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da
uygulanabilir."
19. 2006/10218 sayılı Tüzük'ün "Arama, güvenlik tatbikatı ve sayım"
kenar başlıklı 46. maddesininilgili kısmı şöyledir:
"...
(2) Hükümlünün üzerinde, kuruma sokulması veya
bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin
varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde, çıplak olarak veya
beden çukurlarında aşağıda belirtilen usullere göre arama yapılabilir.
a) Çıplak arama, hükümlünün utanma duygusunu
ihlal etmeyecek şekilde ve kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınarak
gerçekleştirilir,
b) Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki
giysiler çıkarttırılır, bedenin alt kısmındaki giysiler üst kısmındaki giysiler
giyildikten sonra çıkarttırılır. Bu giysiler de mutlaka aranır,
c) Çıplak arama sırasında bedene dokunulmaması
için gerekli özen gösterilir. Aranan kişinin beden çukurlarında bir şeyin
bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin bulunması hâlinde öncelikle,
hükümlüden madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılması istenir, aksi
hâlde bunun zor kullanılarak gerçekleştirileceği bildirilir. Beden
çukurlarındaki arama, cezaevi tabibi tarafından yerine getirilir,
d) Çıplak olarak arama, mümkün olan en kısa
süre içinde bitirilir.
(3) Beden ve üst aramaları aynı cinsiyetten
güvenlik ve gözetim görevlileri tarafından yapılır.
...
(9) Arama ve sayımlar sırasında insan onuruna
saygı esastır."
20. 2006/10218 sayılı Tüzük'ün "Güvenlik ve gözetim servisi" başlıklı
22. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
"İnfaz ve koruma başmemuru
ile infaz ve koruma memuru, kurumun güvenliğini bozan firara teşebbüs, isyan,
rehin alma, saldırı, yasaya veya düzenlemelere dayalı bir emre karşı aktif veya
pasif fiziki direnme gibi olaylar ile 5237 sayılı Kanunun 25 inci maddesindeki
meşru savunma ve zorunluluk hâli ortaya çıktığında kurum en üst amirinin izni
ile zor kullanabilir. Acil hâllerde tehlikenin ortadan kaldırılması amacıyla
izin alınmaksızın da zor kullanılabilir. Durumu derhâl en üst amire iletir. Zor
kullanan personel gerekenden fazla kuvvet kullanamaz."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Mahkemenin 15/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
22. Başvurucu 28/11/2011 tarihinde Metris Ceza İnfaz Kurumundan
nakil yoluyla sevk edildiği Kandıra 2 nolu F tipi
Ceza İnfaz Kurumunda, tek başına alındığı ve içinde 6 infaz koruma memuru ile
bir jandarma erinin bulunduğu odada soyunmasının istendiğini, buna karşı
gelerek Cumhuriyet Savcısını görmek istediğini belirtmesi üzerine Ö.S. adlı
infaz koruma memurunun yanında iki kişiyle birlikte odaya gelerek kendisini
tehdit ettiğini, odadakilere zorla soyulması talimatı vererek dışarı çıktığını,
odada bulunan sekiz infaz koruma memuru ve bir jandarma erinin ağzını kapatarak
kendisini zorla yere yatırdıklarını, iki kişinin göğsüne oturduğunu, birer
kişinin ayaklarının üstüne oturduklarını, iki kişinin ise başını tuttuğunu ve
ağzını kapattığını, bu şekilde zorla kıyafetlerinin çıkarılarak odada bir süre
çıplak bırakıldığını, bu sırada hakaret ve tehdit edildiğini, bu olay nedeniyle
onurunun kırıldığını ve aşağılandığını, Cumhuriyet Savcılığı tarafından olayla
ilgili soruşturmanın etkili şekilde yürütülmediğini belirterek Anayasa'nın 17.
maddesinin üçüncü fıkrasında koruma altına alınan işkence ve kötü muamele
yasağı, Anayasa'nın 20. maddesinde koruma altına alınan özel hayatın gizliliği
ilkesi, Anayasa'nın 36. maddesinde koruma altına alınan adil yargılanma hakkı,
Anayasa'nın 40. maddesinde koruma altına alınan etkili başvuru hakkı ile Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (Sözleşme) ek 7 No.lu Protokol'ün 2. maddesinde
koruma altına alınan cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüş, ihlalin tespiti ile manevi tazminat talebinde
bulunmuştur.
B. Değerlendirme
23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun ceza infaz kurumunda çıplak
arama işlemi uygulanması ve zor kullanılması sırasında darp edilmesi ile tehdit
ve hakarete maruz kalmasına ilişkin şikâyetleri Anayasa'nın 17. maddesinin
üçüncü fıkrasında koruma altına alınan işkence ve kötü muamele yasağı
kapsamında incelenmiş olup başvurucunun özel hayatın gizliliği ilkesi, adil
yargılanma hakkı ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiği iddialarına
yönelik ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. Başvurucunun, Sözleşme'ye ek 7 No.lu Protokol'ün 2. maddesinde koruma
altına alınan cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddiaları ayrıca incelenmiştir.
1. İki Dereceli
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
24. Başvurucu, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen
kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara karşı temyiz yolunun kapalı olması
ve bu karara karşı yalnızca itiraz yoluna başvurulabilmesi nedeniyle ceza
yargılamasının iki dereceli yürütülmediğini, bu nedenle Sözleşme'ye
ek 7 No.lu Protokol'ün 2. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
25. Anayasa ve 6216 sayılı Kanun hükümlerine göre Anayasa
Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu
gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa'da güvence altına
alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme'nin ve Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerinin
kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme'nin ortak
koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013§ 18).
26. Sözleşme'ye ek 7. Protokol'ün 2.
maddesinde düzenlenen iki dereceli yargılanma hakkı, ceza yargılamasında mahkûm
edilen kişileri kapsamakta olup somut olayda başvurucunun sahip olduğu
katılan/mağdur sıfatını haiz kişiler anılan korumanın kapsamı dışında
kalmaktadır.
27. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. İnsan Haysiyetiyle
Bağdaşmayan Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
28. İncelemeye konu olayda, başvurucu naklen sevk edildiği F
tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna nakil işlemleri sırasında çıplak
arama işlemi yapılmasının insan onuruna aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca
anılan işlemin zor kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi sırasında darbedildiğini ve tehdit ile hakarete maruz kaldığını ileri
sürmektedir.
29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine
karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını
kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya
müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama
şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
30. Bir ceza veya muamelenin “insanlık
dışı” ya da “aşağılayıcı”
olarak nitelendirilebilmesi için, belirli bir yasal muamele veya ceza ile
bağlantılı ıstırap veya aşağılamanın kaçınılmaz unsurlarının ötesine geçmesi
gerekmektedir (Soering/Birleşik Krallık, B. No:
14038/88, 7/7/1989, § 100).
31. Kolluk görevlileri, görevini yaparken direnişle karşılaşması
hâlinde bu direnişi kırmak amacıyla ve direnişi kıracak ölçüde zor kullanmaya
yetkilidir. Fiili bir saldırının varlığı halinde kolluk görevlileri ayrıca
meşru savunma kapsamında zor kullanma yetkisine sahiptir. Ancak, zor kullanma
yalnızca zorunlu hallerde başvurulabilecek bir yol olduğu gibi, başvurulacak
güç ölçülü ve kademeli olmalıdır (Arif
Haldun Soygür, B. No: 2013/2659,
15/10/2015, § 51).
32. Zor kullanma yetkisi bir cezalandırma aracı olmayıp zorunlu
sınırın aşılması, işkence ve kötü muamele yasağının ihlali sonucunu
doğurabilecektir (Arif Haldun Soygür, § 54).
33. Tutuklu veya hükümlülerin cezaevinde çıplak olarak
aranmaları, güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması bakımından gerekli görülebilmekte,
ancak bu kapsamdaki bir aramanın her hâlükârda insan onuruna uygun bir şekilde
ve uygun bir tarzda yapılması gerekmektedir (Turan
Günana (5), B. No: 2013/5545, 15/12/2015,
§ 64).
34. Uygulama biçiminin, çıplak arama müessesesinin getirdiği
kaçınılmaz unsurların ötesine geçmesi, bireyin aşağılanması ya da küçük
düşmesine sebebiyet vermesi hâlinde insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele
yasağının ihlali sonucunu doğurabilecektir.
35. Yapılan incelemede; başvurucunun, tamamı hemcinsi olan infaz
koruma memurları tarafından, başka bir hükümlü ya da tutuklunun ya da görüntü
kaydeden bir cihazın bulunmadığı bir ortamda, üzerinde iç çamaşırı kalacak
şekilde soyularak arandığı anlaşılmıştır. Başvurucu, arama işleminden sonra bir
süre çıplak bekletildiğini belirtmişse de kamera kayıtlarına göre sayıları
toplam on kadar olan tutukluların arama işlemlerinin toplam 150 dakika sürdüğü
ve her bir tutuklu için ortalama olarak geçen 15 dakika gözönüne
alındığında başvurucunun ileri sürdüğü gibi uzun süre bekletilmesinin söz
konusu olmadığı, sonuç olarak anılan tedbirin başvurucuya uygulanış biçiminin,
çıplak arama müessesesinin getirdiği kaçınılmaz unsurların ötesine geçmediği ve
başvurucunun aşağılanması ya da küçük düşmesine sebebiyet vermediği sonucuna
ulaşılmıştır.
36. Başvurucu ayrıca, kıyafetlerinin çıkarılması sırasında darbedildiğini, tehdit ve hakarete maruz kaldığını ileri
sürmektedir. Başvurucunun olay anlatımında anılan hakaret ve tehdit eylemlerine
ilişkin hiçbir ayrıntılı açıklama ve bilgi yer almadığı gibi yapılan
incelemede, başvurucunun darbedildiği ya da zor
kullanma sırasında yaralandığı konusunda soruşturma ve bireysel başvuru
dosyalarında herhangi bir sağlık raporu bulunmadığı ve başvurucunun anılan
eylem nedeniyle yaralandığına ancak, sağlık raporu alamadığına ilişkin bir
iddiasının da olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, infaz koruma memurları
tarafından zor kullanma sınırının aşılmasının ve başvurucunun, arama işleminin
gerçekleştirilmesi için gerekli olandan fazla bir kuvvet kullanımına maruz bırakılmasının
söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
37. Başvuruya konu dosyanın incelenmesinden, insan haysiyetiyle
bağdaşmayan muamele yasağına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu
anlaşılmıştır.
38. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. İki dereceli yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın konu bakımından yetkisizlik
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına
alınan insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine
ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
15/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.