TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET BAYRAKTAR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/2316)
Karar Tarihi: 15/2/2017
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör Yrd.
Gizem Ceren DEMİR KOŞAR
Başvurucu
Mehmet BAYRAKTAR
Vekili
Av. Nezahat PAŞA
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutuklunun başka bir ceza infaz kurumuna nakil işlemleri sırasında zor kullanılarak kıyafetlerinin çıkarılması ve iç çamaşırıyla kalacak şekilde çıplak arama yapılması nedeniyle işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/2/2014 tarihinde İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 27/10/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 9/2/2016 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 22/3/2016 tarihli yazısında, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında KCK terör örgütü üyesi olduğu şüphesiyle 22/11/2011 tarihinde gözaltına alınmış ve 26/11/2011 tarihinde tutuklanarak Metris T tipi Ceza İnfaz Kurumuna sevk edilmiştir.
8. 28/11/2011 tarihinde ise başvurucu, Metris T tipi Ceza İnfaz Kurumundan Kandıra 2 Nolu F tipi Ceza İnfaz Kurumu'na nakledilmiş, ceza infaz kurumuna kabul işlemleri sırasında, iç çamaşırı kalacak şekilde çıplak arama gerçekleştirilmek istenmiş, başvurucunun kıyafetlerini çıkarmayı kabul etmemesi üzerine zor kullanılarak kıyafetleri çıkarılıp arama gerçekleştirilmiştir.
9. İnfaz koruma memurları tarafından 28/11/2011 tarihinde düzenlenen tutanakta; başvurucunun da içinde bulunduğu Metris T tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan sevk edilen KCK terör örgütü tutuklularının, 20/3/2006 tarihli ve 2006/10218 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün (2006/10218 sayılı Tüzük) 46. maddesi uyarınca arama işlemlerinin yapıldığı, tutukluların teker teker arama yapılacak odaya alındıkları, önce belden yukarısı, daha sonra iç çamaşırı hariç belden aşağıdaki kıyafetleri olmak üzere soyunmalarının söylendiği, başvurucunun da içinde bulunduğu bir grup tutuklunun itiraz ettiği ve kıyafetlerini çıkarmadığı, bunun üzerine zor kullanma yetkisine dayanılarak arama işlemlerinin gerçekleştirildiği belirtilmiştir.
10. Başvurucu 1/12/2011 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmek üzere Ceza İnfaz Kurumu idaresine verdiği dilekçe ile kuruma kabul işlemleri sırasında kendisine çıplak arama işlemi uygulandığını, işleme direnmesi nedeniyle darp ve tehdit edildiğini belirterek şikâyetçi olmuştur.
11. Başvurucu ile eş zamanlı olarak tutuklanarak ceza infaz kurumuna sevk edilen ve aynı şekilde arama işlemine tabi tutulan on tutuklu daha anılan işlem nedeniyle şikâyetçi olmuş, açılan soruşturma dosyaları birleştirilmiştir. Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, kurumda görevli infaz koruma memurları ve infaz koruma başmemuru Ö.S. hakkında görevi kötüye kullanma, hakaret ve tehdit isnadıyla yürütülen soruşturma kapsamında başvurucunun ve diğer müştekilerin beyanları ile infaz koruma başmemuru Ö.S'nin ifadesi alınmıştır. Ayrıca ceza infaz kurumundan, kurumda bulunan kamera kaydı görüntülerinin içeriğine ilişkin bir rapor temin edilmiştir.
12. Şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan infaz koruma baş memuru Ö.S; sevkle gelen tutukluların mahkûm kabul biriminden içeri alınmaları sırasında bulunduğunu, Tüzük'ün 46. maddesi uyarınca üst ve eşya araması yapıldığını, tutukluların arama işlemine karşı çıktıklarını, bunun üzerine Tüzük'ün 46. maddesinin (c) bendi uyarınca zor kullanma yetkisini kullanarak orantılı güç kullanmak suretiyle arama işlemini gerçekleştirecekleri yönünde tutukluları uyardığını, karşı çıkmanın devam etmesi nedeniyle, Tüzük'e göre önce belden yukarısı daha sonra belden aşağısı olacak şekilde vücut çukurlarına dokunmadan, herhangi bir tutuklunun utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde ve kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınmak suretiyle, onur kırıcı davranışta bulunulmadan orantılı bir şekilde üst aramasının gerçekleştirildiğini beyan etmiştir.
13. Ceza infaz kurumu kamera kayıtlarının içeriğine ilişkin olarak alınan raporda tutukluların 28/11/2011 tarihinde 16.35'te kuruma getirildikleri, üst ve eşya aramalarından sonra 18.57'de odalarına yerleştirme işlemlerinin sona erdiği belirtilmektedir. Üst aramalarının yapıldığı odalarda kamera bulunmaması nedeniyle raporda tutukluların çıplak arama işlemlerinin gerçekleştirilişine ilişkin bir veri bulunmamaktadır.
14. Yürütülen soruşturma neticesinde Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 9/1/2012 tarihli ve S. No: 2011/2641, K. 2012/35 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Anılan kararın gerekesi şöyledir:
"Müştekilerin olay tarihinde Kocaeli 1 ve 2 No'lu F Tipi Ceza İnfaz Kurumlarına naklen getirildikleri, Cezaevi girişleri sırasında, Cezaevlerinin yüksek güvenlikli olması itibari ile Ceza İnfaz kurumlarının yönetimi ile Ceza ve Güvenlik tedbirlerininİnfazı hakkında tüzük hükümleri çerçevesinde iç çamaşırlarıhariç müştekilerin üzerlerinin usule uygun olarak arandıkları, yapılan arama işlemlerinin taraf olduğumuz Uluslararası Sözleşmeler dahil başta Anayasa olmak üzere herhangi bir yasa hükümüne aykırılık teşkil etmediği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından,
1- Müştekilerin usul ve yasalara aykırı arandıklarınailişkin iddialarla ilgili suç yokluğundan;
2- Şüpheli Ö... S'nin ilgili müştekilere hakaret ve tehdit fiillerini işlediğine dair ceza yargılamasını başlatacak nitelikte yeterli delil elde edilemediğinden kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına [karar verilmiştir]."
15. Başvurucunun da aralarında bulunduğu bir kısım müştekiler tarafından anılan karara yapılan itiraz, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/1/2014 tarihli ve 2014/101 Değişik İş sayılı kararıyla, itiraz edilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
16. Anılan karar başvurucuya 4/2/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 20/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
17. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 36. maddesi şöyledir:
"1) Kurumlarda, odalar ve eklentilerinde, hükümlülerin üst ve eşyasında habersiz olarak her zaman arama yapılabilir. Her ay bir kez mutlaka arama yapılır.
(2) Aramalar, gerektiğinde dış güvenlik görevlileri veya kolluk kuvvetleriyle veya diğer kamu görevlilerince ortaklaşa gerçekleştirilebilir."
18. 5275 sayılı Kanun'un 116. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Bu Kanunun; yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları,... kuruma alınma ve kayıt işlemleri, ... oda ve eklentilerinde bulundurulabilecek kişisel eşyalar, arama,... şikâyet ve itiraz, nakiller, ... hükümlülerin sayısı ve uygulanacak güvenlik tedbirleri, ... konularında 9, 16, 21, 22, 26 ilâ 28, 34 ilâ 53, 55 ilâ 62, 66 ilâ 76, 78 ilâ 84 ve 86 ilâ 88 inci maddelerinde düzenlenmiş hükümlerin tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilir."
19. 2006/10218 sayılı Tüzük'ün "Arama, güvenlik tatbikatı ve sayım" kenar başlıklı 46. maddesininilgili kısmı şöyledir:
"...
(2) Hükümlünün üzerinde, kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde, çıplak olarak veya beden çukurlarında aşağıda belirtilen usullere göre arama yapılabilir.
a) Çıplak arama, hükümlünün utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde ve kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınarak gerçekleştirilir,
b) Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarttırılır, bedenin alt kısmındaki giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarttırılır. Bu giysiler de mutlaka aranır,
c) Çıplak arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Aranan kişinin beden çukurlarında bir şeyin bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin bulunması hâlinde öncelikle, hükümlüden madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılması istenir, aksi hâlde bunun zor kullanılarak gerçekleştirileceği bildirilir. Beden çukurlarındaki arama, cezaevi tabibi tarafından yerine getirilir,
d) Çıplak olarak arama, mümkün olan en kısa süre içinde bitirilir.
(3) Beden ve üst aramaları aynı cinsiyetten güvenlik ve gözetim görevlileri tarafından yapılır.
...
(9) Arama ve sayımlar sırasında insan onuruna saygı esastır."
20. 2006/10218 sayılı Tüzük'ün "Güvenlik ve gözetim servisi" başlıklı 22. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
"İnfaz ve koruma başmemuru ile infaz ve koruma memuru, kurumun güvenliğini bozan firara teşebbüs, isyan, rehin alma, saldırı, yasaya veya düzenlemelere dayalı bir emre karşı aktif veya pasif fiziki direnme gibi olaylar ile 5237 sayılı Kanunun 25 inci maddesindeki meşru savunma ve zorunluluk hâli ortaya çıktığında kurum en üst amirinin izni ile zor kullanabilir. Acil hâllerde tehlikenin ortadan kaldırılması amacıyla izin alınmaksızın da zor kullanılabilir. Durumu derhâl en üst amire iletir. Zor kullanan personel gerekenden fazla kuvvet kullanamaz."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Mahkemenin 15/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
22. Başvurucu 28/11/2011 tarihinde Metris Ceza İnfaz Kurumundan nakil yoluyla sevk edildiği Kandıra 2 nolu F tipi Ceza İnfaz Kurumunda, tek başına alındığı ve içinde 6 infaz koruma memuru ile bir jandarma erinin bulunduğu odada soyunmasının istendiğini, buna karşı gelerek Cumhuriyet Savcısını görmek istediğini belirtmesi üzerine Ö.S. adlı infaz koruma memurunun yanında iki kişiyle birlikte odaya gelerek kendisini tehdit ettiğini, odadakilere zorla soyulması talimatı vererek dışarı çıktığını, odada bulunan sekiz infaz koruma memuru ve bir jandarma erinin ağzını kapatarak kendisini zorla yere yatırdıklarını, iki kişinin göğsüne oturduğunu, birer kişinin ayaklarının üstüne oturduklarını, iki kişinin ise başını tuttuğunu ve ağzını kapattığını, bu şekilde zorla kıyafetlerinin çıkarılarak odada bir süre çıplak bırakıldığını, bu sırada hakaret ve tehdit edildiğini, bu olay nedeniyle onurunun kırıldığını ve aşağılandığını, Cumhuriyet Savcılığı tarafından olayla ilgili soruşturmanın etkili şekilde yürütülmediğini belirterek Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında koruma altına alınan işkence ve kötü muamele yasağı, Anayasa'nın 20. maddesinde koruma altına alınan özel hayatın gizliliği ilkesi, Anayasa'nın 36. maddesinde koruma altına alınan adil yargılanma hakkı, Anayasa'nın 40. maddesinde koruma altına alınan etkili başvuru hakkı ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (Sözleşme) ek 7 No.lu Protokol'ün 2. maddesinde koruma altına alınan cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, ihlalin tespiti ile manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun ceza infaz kurumunda çıplak arama işlemi uygulanması ve zor kullanılması sırasında darp edilmesi ile tehdit ve hakarete maruz kalmasına ilişkin şikâyetleri Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında koruma altına alınan işkence ve kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiş olup başvurucunun özel hayatın gizliliği ilkesi, adil yargılanma hakkı ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiği iddialarına yönelik ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. Başvurucunun, Sözleşme'ye ek 7 No.lu Protokol'ün 2. maddesinde koruma altına alınan cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaları ayrıca incelenmiştir.
1. İki Dereceli Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
24. Başvurucu, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara karşı temyiz yolunun kapalı olması ve bu karara karşı yalnızca itiraz yoluna başvurulabilmesi nedeniyle ceza yargılamasının iki dereceli yürütülmediğini, bu nedenle Sözleşme'ye ek 7 No.lu Protokol'ün 2. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
25. Anayasa ve 6216 sayılı Kanun hükümlerine göre Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa'da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme'nin ve Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerinin kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013§ 18).
26. Sözleşme'ye ek 7. Protokol'ün 2. maddesinde düzenlenen iki dereceli yargılanma hakkı, ceza yargılamasında mahkûm edilen kişileri kapsamakta olup somut olayda başvurucunun sahip olduğu katılan/mağdur sıfatını haiz kişiler anılan korumanın kapsamı dışında kalmaktadır.
27. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. İnsan Haysiyetiyle Bağdaşmayan Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
28. İncelemeye konu olayda, başvurucu naklen sevk edildiği F tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna nakil işlemleri sırasında çıplak arama işlemi yapılmasının insan onuruna aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca anılan işlemin zor kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi sırasında darbedildiğini ve tehdit ile hakarete maruz kaldığını ileri sürmektedir.
29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
30. Bir ceza veya muamelenin “insanlık dışı” ya da “aşağılayıcı” olarak nitelendirilebilmesi için, belirli bir yasal muamele veya ceza ile bağlantılı ıstırap veya aşağılamanın kaçınılmaz unsurlarının ötesine geçmesi gerekmektedir (Soering/Birleşik Krallık, B. No: 14038/88, 7/7/1989, § 100).
31. Kolluk görevlileri, görevini yaparken direnişle karşılaşması hâlinde bu direnişi kırmak amacıyla ve direnişi kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir. Fiili bir saldırının varlığı halinde kolluk görevlileri ayrıca meşru savunma kapsamında zor kullanma yetkisine sahiptir. Ancak, zor kullanma yalnızca zorunlu hallerde başvurulabilecek bir yol olduğu gibi, başvurulacak güç ölçülü ve kademeli olmalıdır (Arif Haldun Soygür, B. No: 2013/2659, 15/10/2015, § 51).
32. Zor kullanma yetkisi bir cezalandırma aracı olmayıp zorunlu sınırın aşılması, işkence ve kötü muamele yasağının ihlali sonucunu doğurabilecektir (Arif Haldun Soygür, § 54).
33. Tutuklu veya hükümlülerin cezaevinde çıplak olarak aranmaları, güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması bakımından gerekli görülebilmekte, ancak bu kapsamdaki bir aramanın her hâlükârda insan onuruna uygun bir şekilde ve uygun bir tarzda yapılması gerekmektedir (Turan Günana (5), B. No: 2013/5545, 15/12/2015, § 64).
34. Uygulama biçiminin, çıplak arama müessesesinin getirdiği kaçınılmaz unsurların ötesine geçmesi, bireyin aşağılanması ya da küçük düşmesine sebebiyet vermesi hâlinde insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlali sonucunu doğurabilecektir.
35. Yapılan incelemede; başvurucunun, tamamı hemcinsi olan infaz koruma memurları tarafından, başka bir hükümlü ya da tutuklunun ya da görüntü kaydeden bir cihazın bulunmadığı bir ortamda, üzerinde iç çamaşırı kalacak şekilde soyularak arandığı anlaşılmıştır. Başvurucu, arama işleminden sonra bir süre çıplak bekletildiğini belirtmişse de kamera kayıtlarına göre sayıları toplam on kadar olan tutukluların arama işlemlerinin toplam 150 dakika sürdüğü ve her bir tutuklu için ortalama olarak geçen 15 dakika gözönüne alındığında başvurucunun ileri sürdüğü gibi uzun süre bekletilmesinin söz konusu olmadığı, sonuç olarak anılan tedbirin başvurucuya uygulanış biçiminin, çıplak arama müessesesinin getirdiği kaçınılmaz unsurların ötesine geçmediği ve başvurucunun aşağılanması ya da küçük düşmesine sebebiyet vermediği sonucuna ulaşılmıştır.
36. Başvurucu ayrıca, kıyafetlerinin çıkarılması sırasında darbedildiğini, tehdit ve hakarete maruz kaldığını ileri sürmektedir. Başvurucunun olay anlatımında anılan hakaret ve tehdit eylemlerine ilişkin hiçbir ayrıntılı açıklama ve bilgi yer almadığı gibi yapılan incelemede, başvurucunun darbedildiği ya da zor kullanma sırasında yaralandığı konusunda soruşturma ve bireysel başvuru dosyalarında herhangi bir sağlık raporu bulunmadığı ve başvurucunun anılan eylem nedeniyle yaralandığına ancak, sağlık raporu alamadığına ilişkin bir iddiasının da olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, infaz koruma memurları tarafından zor kullanma sınırının aşılmasının ve başvurucunun, arama işleminin gerçekleştirilmesi için gerekli olandan fazla bir kuvvet kullanımına maruz bırakılmasının söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
37. Başvuruya konu dosyanın incelenmesinden, insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
38. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. İki dereceli yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 15/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.