TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
DENİZ ÖZEL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/5590)
|
|
Karar Tarihi: 17/11/2014
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Deniz ÖZEL
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali AYDEMİR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, 18/7/2006 tarihinde Maliye Hazinesi ve Kaşıklı
köyü tüzel kişiliği aleyhine Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı
tescil davasının makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 24/4/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine
yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 16/6/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 18/7/2014
tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 10/9/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, 18/7/2006 tarihinde Maliye Hazinesi ve Kaşıklı
köyü tüzel kişiliği aleyhine imar ve ihyaya dayalı kazandırıcı zamanaşımı
nedeniyle Kızıltepe 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde tescil davası açmıştır.
8. Mahkeme, 13/10/2008 tarih ve E.2006/489, K.2008/694
sayılı kararıyla davanın kabulüne karar vermiştir.
9. Davalı Maliye Hazinesi tarafından temyiz edilen karar,
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10/12/2009 tarih ve E.2009/4861, K.2009/5984
sayılı ilamıyla bozulmuştur.
10. Bozma sonrası yapılan yargılamada Kızıltepe 1. Asliye
Hukuk Mahkemesi, 15/10/2010 tarih ve E.2010/271, K.2010/841 sayılı kararıyla
davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
11. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk
Dairesi, 26/3/2012 tarih ve E.2011/4116, K.2012/2173 sayılı ilamıyla birtakım
eksikler olduğu gerekçesiyle dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine
karar vermiştir.
12. Eksiklerin tamamlanmasından sonra yapılan temyiz
incelemesinde Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 6/2/2014 tarih ve E.2013/20928,
K.2014/1720 sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesinin kararını bozmuştur.
13. Bozma kararı sonrasında dosya, henüz yeni bir esas
numarasına kaydedilmemiş olup yargılama Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde
halen devam etmektedir.
B. İlgili Hukuk
14. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 22/11/2001 ve 4721 sayılı
Türk Medeni Kanunu’nun 713. ve 716. maddeleri
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
15. Mahkemenin 17/11/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 24/4/2014 tarih ve 2014/5590 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu, 18/7/2006 tarihinde Maliye Hazinesi ve Kaşıklı
köyü tüzel kişiliği aleyhine Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı
tescil davasının makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
17. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek
başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
18. Başvurucu, 18/7/2006 tarihinde Maliye Hazinesi ve Kaşıklı
köyü tüzel kişiliği aleyhine Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı
tescil davasının makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
19. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul
sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
20. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
21. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu taşınmazın tescili
davasında 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı
Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin,
medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B.
No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
22. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı
karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle
davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 18/7/2006 tarihidir.
23. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
24. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
başvurucu tarafından 18/7/2006 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde
açılan tescil davasında Mahkemece 10/12/2006 tarihinde ziraat, fen
bilirkişileri refakatinde keşif yapıldığı, keşif sonrası bilirkişi raporu
alındığı ve toplanan deliller doğrultusunda 13/10/2008 tarihinde davanın
kabulüne karar verildiği, kararın temyiz incelemesi neticesinde bozulduğu,
bozma sonrası yapılan yargılamada 14/6/2010 tarihinde bilirkişiler refakatinde
tekrar keşif yapıldığı, bilirkişi raporu alındığı ve toplanan diğer deliller
doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın temyiz
incelemesi neticesinde bozulduğu, bozma üzerine dosyanın henüz yeni bir esas
numarasına kaydedilmediği anlaşılmıştır. Yargılamanın halen Kızıltepe 1. Asliye
Hukuk Mahkemesinde devam ettiği belirlenmiştir.
25. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi
mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki
iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi
tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul
hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir. (B.No:2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
26. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle
icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık
niteliğinin bulunmadığını ortaya koymaktadır. Davaya bütün olarak bakıldığında,
6100 sayılı Kanun hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru
açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve
sekiz yılı aşkın bir süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
27. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
28. Başvurucu, 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini
talep etmiştir.
29. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
30. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin sekiz yılı
aşkın bir süredir devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama
faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan
manevi zararları karşılığında başvurucuya net 5.850,00 TL manevi tazminat
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler
uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
32. Başvuruya konu yargılamanın sekiz yılı aşkın süredir devam
ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek,
anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka,
adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi
amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine
gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1.
Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 5.850,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine
gönderilmesine,
17/11/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.