TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İZZETTİN BAYKARA VE YUSUF BAYKARA BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/5598)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
|
Başvurucular
|
:
|
İzzettin BAYKARA
|
|
|
Yusuf BAYKARA
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Hakan GELERİ
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, 15/11/2005
tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları tapu iptali ve
tescil davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, tazminat talebinde bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 24/4/2014 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü
Komisyonunca 3/7/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına ve dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından
15/9/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
Adalet Bakanlığının 19/9/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular, 15/11/2005
tarihinde Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescil davası
açmışlardır.
8. Kızıltepe Asliye Hukuk
Mahkemesi, 10/3/2010 tarihli ve E.2005/512, K. 2010/207 sayılı kararı ile
davanın reddine karar vermiştir.
9. İlk Derece Mahkemesi
kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, 26/4/2011 tarihli
ilamı ile dosyanın eksiklik nedeniyle geri çevrilmesine hükmetmiştir.
10. Eksikliklerin tamamlanması
neticesinde Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, 11/10/2011 tarihli ve E.2011/6212,
K.2011/5575 sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesinin kararını bozmuştur.
11. Bozma kararının ardından
yargılamaya Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmiştir.
12. Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesi, 2/10/2013 tarihli ve E.2013/311, K.2013/962 sayılı kararı ile
davanın, başvurucular aleyhine 5/10/2004 tarihinde açılan aynı Mahkemenin
E.2004/536 sayılı dosyasındaki el atmanın önlenmesi davası ile
birleştirilmesine karar vermiş, yargılamaya E.2004/536 sayılı dava dosyasında
devam etmiştir.
13. Başvurucular 24/4/2014
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşladır.
14. Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesi, 22/5/2014 tarih ve E.2004/536, K.2014/593 sayılı kararı ile
başvurucuların açtıkları davanın kabulüne, birleşen davanın reddine
hükmetmiştir.
15. İlk Derece Mahkemesi kararı
temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesi halen devam etmektedir.
B. İlgili
Hukuk
16. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 30. maddesi, 22/11/2001 tarih ve 4721
sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 716. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 22/6/2015
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 24/4/2014 tarih ve 2014/5598
numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
18. Başvurucular, 15/11/2005
tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları tapu iptali ve
tescil davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
19. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi
sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar
verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas
Yönünden
20. Başvurucular, 15/11/2005 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye
Hukuk Mahkemesinde açtıkları tapu iptali ve tescil davasının makul sürede
sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
21. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de, Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 38–39).
22. Davanın karmaşıklığı,
yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup
olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 41–45).
23. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi
uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede
karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, Asliye Hukuk Mahkemesi
nezdinde açılan tapu iptali ve tescil davasının söz konusu olduğu görülmekle,
1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Kanun’da yer
alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak
ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 49).
24. Medeni hak ve yükümlülüklerle
ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı
kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye
başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru
açısından bu tarih, 15/11/2005
tarihidir.
25. Sürenin bitiş tarihi ise,
çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme
tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin
devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas
alınacak sürenin bitiş anı bireysel başvurunun karara bağlandığı tarihtir (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 52).
26. Başvuruya konu yargılama
sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun, taşınmazın tapu kaydının
iptali ile başvurucular adına tapuya tescili istemine ilişkin olduğu,
15/11/2005 tarihinde açılan davanın İlk Derece Mahkemesinin 10/3/2010 tarihli
kararı ile kabulüne hükmedildiği, bu kararın temyiz incelemesi sonucu Yargıtay
16. Hukuk Dairesinin 11/10/2011 tarihli ilâmı ile bozulduğu, bozma üzerine
yargılamaya devam eden Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 2/10/2013
tarihli kararı ile dava dosyasını, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan
bir diğer dava ile birleştirdiği, 22/5/2014 tarihli kararıyla da başvurucuların
açtığı davanın kabulüne, birleşen davanın reddine hükmettiği, dava dosyasının
temyiz talebi üzerine Yargıtaya gönderildiği ve
temyiz incelemesinin halen devam ettiği anlaşılmıştır.
27. 6100 sayılı Kanun’un
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin
etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde
bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar
verilmiştir (Güher Ergun ve Diğerleri,
B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
28. Başvuruya konu tapu iptali ve tescil davasının incelenmesinde;
hukuki meselenin çözümündeki güçlük, yargılamanın niteliği, maddi olayların
karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller gibi kriterler
dikkate alındığında başvuruya konu yargılamanın karmaşık nitelikte olduğu
anlaşılmışsa da somut başvuru açısından, daha önce verilen kararlar dışında
farklı karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı, söz konusu yaklaşık
on yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu
sonucuna varılmıştır.
29. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanunun 50. Maddesi
Yönünden
30. Başvurucular, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğinin tespiti ile 40.000,00 TL manevi
tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
31. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
32. Başvurucuların tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık on yıldır devam eden yargılama süreci nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında her bir
başvurucuya net 8.300,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
33. Başvurucular tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler
uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
34. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık on yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını
ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir
yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Her bir başvurucuya net 8.300,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Yargıtaya
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.