TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
KAZİM DAKAK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/5950)
Karar Tarihi: 4/7/2018
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Hicabi DURSUN
Kadir ÖZKAYA
YusufŞevki HAKYEMEZ
Raportör Yrd.
Yusuf Enes KAYA
Başvurucu
Kazim DAKAK
Vekili
Av. Yılmaz POLAT
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, denetimli serbestlik tedbiriyle tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/2/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü sunmuştur.
7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu, Yahyalı Asliye Ceza Mahkemesinin 18/11/2009 tarihli ve E.2004/86, K.2009/325 sayılı kararı ile iki ayrı dolandırıcılık suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
10.Anılan kararın infazı kapsamında başvurucu 13/4/2014 tarihinde Silivri 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alınmıştır.
11. Başvurucu; Silivri İnfaz Hâkimliğinden suç tarihinin 17/6/2005 tarihinden önce olduğunu, ayrıca ceza aldığı suçun 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un geçici 3. maddesindeki istisna suçlardan olmadığını, daha lehe olan 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun uygulandığında hakkındaki cezanın beşte ikisini ceza infaz kurumunda geçirmesi gerekeceğini, 5/4/2012 tarihli ve 6291 sayılı Denetimli Serbestlik Uygulamasına Dair Kanun ile 24/1/2013 tarihli ve 6411 sayılı Kanunlar uyarınca açık cezainfaz kurumuna ayrılmaya hak kazanmasıyla birlikte denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanabileceğini belirterek cezasının geri kalan kısmı için denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasını talep etmiştir.
12.İnfaz Hâkimliği 28/4/2014 tarihli ve E.2014/2269, K.2014/2178 sayılı kararı ile 2/9/2012 tarihli ve 28399 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Açık Ceza İnfaz Kurumuna Ayrılma Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca açık ceza infaz kurumuna ayrılmayı hak etmediği gerekçesi ile talebin reddine hükmetmiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"6291 Sayılı Yasa 1.maddesi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 105/A-1.maddesi" Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;
a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,
b) Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan,
koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir. " hükmü ve,
31/01/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6411 Sayılı Yasa 13.maddesi ile eklenen geçici 4.maddesi "Bu Kanunun 105/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ve ikinci fıkrasında belirtilen altı aylık süre şartı ile birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen cezanın belirli bir süre infaz edilmesine ilişkin şart 31/12/2015 tarihine kadar uygulanmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemelere göre, açık ceza infaz kurumunda bulunan,koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin denetimli serbestlik hükümlerine göre cezalarının infazına karar verilebilceği,hükümlünün ise değerlendirme tarihinde; hükümlünün 13/04/2014 tarihinde ceza infaz kurumuna alındığı, 02/09/2012 tarihli açıkceza infaz kurumuna ayrılma yönetmeliğnin 6/1-a maddesi uyaırnca "Toplam cezalarının beşte birini kapalı kurumlarda iyi hâlli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihine altı yıl veya daha az süre kalanlar açık kurumlara ayrılabilir" AçıkCeza infaz kurumuna ayrılmayı hak etmediği anlaşılmakla talebin bu aşamada reddine...[karar verilmiştir]."
13.Anılan karara yapılan itiraz, Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 30/4/2014 tarihli ve 2014/569 Değişik İş sayılı kararı ile reddedilmiştir. Başvurucu, karardan aynı tarihte haberdar olmuştur.
14.Başvurucu 2/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
15. Silivri 2. İnfaz Hâkimliğince 29/9/2014 tarihinde başvurucunun denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanmasına karar verilmiştir. İstanbul 79. Asliye Ceza Mahkemesi 9/4/2015 tarihli kararıyla koşullu salıverme tarihine kadar olan süredeki denetim süresince yükümlülüklerini yerine getirdiği, denetim planına uygun davrandığı, herhangi bir olumsuz davranışının ve yükümlülüklerinin ihlaline rastlanamadığından başvurucununşartla tahliyesine karar vermiştir. Başvurucu, anılan hükmün infazını 18/9/2016 tarihinde bihakkın tamamlamıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. 6291 sayılı Kanun ile 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a eklenen 105/A maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
" Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;
koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir."
17.6411 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'a eklenen geçici 4. madde şöyledir:
"Bu Kanunun 105/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ve ikinci fıkrasında belirtilen altı aylık süre şartı ile birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen cezanın belirli bir süre infaz edilmesine ilişkin şart 31/12/2015 tarihine kadar uygulanmaz."
18. 6352 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"(2) Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere;
a) Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanların,
b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların,
c) Adli para cezasının infazı sürecinde tazyik hapsine tabi tutulanların,
cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir. Bu fıkra hükümleri 3l/l2/2017 tarihine kadar uygulanır."
19.5275 sayılı Kanun'un 14. maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkrası şöyledir:
"(2) Hükümlülerin açık cezaevlerine ayrılmalarına ilişkin esas ve usûller yönetmelikte gösterilir.
(3) İlk kez suç işleyen ve iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına hükümlü bulunanların cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilebilir."
(15)Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nin "Doğrudan açık kuruma alınacak hükümlüler" başlıklı 5. maddesi şöyledir:
"Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere;
.....
cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir."
20.Anılan Yönetmelik'in 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Hükümlülerden;
a) Toplam cezalarının beşte birini kapalı kurumlarda iyi hâlli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihine altı yıl veya daha az süre kalanlar,
....
açık kurumlara ayrılabilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Mahkemenin 4/7/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
22. Başvurucu, 2 yıl 6 ay hapis cezasının infazı kapsamında kapalı ceza infaz kurumuna alındığını, suç tarihinin 1/6/2005 tarihinden önce olması nedeniyle şartla tahliyeye bir yıl içinde hak kazanacağını, 6352, 6291 ve 6411 sayılı Kanunlar ile yapılan değişiklikler kapsamında açık ceza infaz kurumuna ayrılıp denetimli serbestlik tedbiri kapsamında tahliye olması gerektiğini, buna ilişkin talebinin Yönetmelik hükümleri gerekçe gösterilerek reddedildiğini, açık kanun hükümlerine rağmen tahliyesinin yapılmadığını, adil bir yargılama yapılmadan hatalı ve hukuka aykırı bir kararla talebinin reddedildiğini belirterek Anayasa’nın 19. maddesinde tanımlanan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; uygulamaya son verilmesi ve tazminat talebinde bulunmuştur.
23. Bakanlık görüşünde; başvuruya konu kararların açık ceza infaz kurumuna ayırma talebinin reddine ilişkin olduğu, açık ceza infaz kurumuna ayrılmış olsa bile başvurucu hakkında doğrudan denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmayacağı, yasal düzenlemeler gereğince öncelikle ceza infaz kurumu idaresince hazırlanmış iyi hâl raporu ve sonrasında infaz hâkimince karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
B. Değerlendirme
24. Bir mahkûmiyet kararının infazına ilişkin olarak Anayasa'nın 19. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 5. maddesi açık bir hüküm içermemektedir. Bununla birlikte herkesin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına sahip olması ve bu hakka getirilebilecek sınırlamaların ayrıntılı olarak madde metinlerinde belirtilmesi, keyfi bir biçimde bu haktan kimsenin mahrum bırakılmamasını amaçlamaktadır. Yetkili bir mahkeme tarafından verilen bir mahkûmiyet kararının infazının sağlanması ve ceza infaz kurumunda tutma süresi de bu hak kapsamında değerlendirilmelidir. Ceza mahkemelerinin kararına uygun hareket edilmesi de hakkın korunması açısından bir zorunluluktur. Dolayısıyla hükümlülerin ceza infaz kurumunda kalacakları sürenin mahkûmiyet kararına uygun olması Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi ve AİHS'in 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında güvence altına alınmıştır (Mithat Bakikuşağı, B. No: 2013/4682, 17/9/2014, § 32).
25. 6291 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'a eklenen 105/A maddesi; hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla şartla tahliyelerine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde cezalarının şartla tahliye tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak infaz hâkimi tarafından karar verilebileceğini hükme bağlamaktadır. Sonuç olarak anılan maddenin hükümlülerin ceza infaz kurumunda geçirecekleri süreyi kısalttığı açıktır (Mithat Bakikuşağı, § 35).
26. 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi, infaz hâkiminin takdir yetkisi ve belirlenecek yükümlülükler çerçevesinde hükümlülerin infaz rejiminin şeklini belirleyip cezalarının bir kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak ceza infaz kurumu dışında geçirmelerini sağlamaktadır. Anılan kural uyarınca hükümlünün talebi ve kanuni şartlar oluşmuş olsa dahi infaz hâkimi tedbirin uygulanması talebini reddedebilecektir. Dolayısıyla bütün hükümlüler için Anayasa'nın 19. maddesi kapsamında hapis cezasının tamamının veya bir kısmının denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması suretiyle infaz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile denetimli serbestlik tedbiri kararı, yetkili infaz hâkiminin takdir yetkisinde olduğundan tedbirin Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi ve AİHS'in 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında güvence altına alındığından bahsetmek mümkün değildir. Ancak bu durumun kişi hürriyeti ve güvenliği açısından infaz hâkimlerine açıkça keyfî bir şekilde karar vermesi sonucunu doğurduğu da söylenemez. Öte yandan başvurucunun denetimli serbestlikten yararlanamaması, hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün süresini de uzatmamaktadır (Mithat Bakikuşağı, § 38).
27. Somut olayda başvurucu, cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilebilmesi için talepte bulunmuştur.
28. Silivri İnfaz Hâkimliği, başvurucunun talebini Yönetmelik'in 6. maddesine dayanarak başvuranın cezasının beşte birini kapalı ceza infaz kurumunda geçirmemesi nedeniyle açık ceza infaz kurumuna ayrılmayı hak etmediği gerekçesiyle reddetmiştir.
29. 6291 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'a eklenen 105/A maddesi; hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla şartla tahliyelerine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde cezalarının şartla tahliye tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak infaz hâkimi tarafından karar verilebileceğini hükme bağlamaktadır.
30. Bununla birlikte aynı maddenin birinci fıkrasında, denetimli serbestlik suretiyle cezanın infazı bakımından hükümlü hakkında açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmuş olması aranmaktadır.
31.6352 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasında; terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanların, taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların ve adli para cezasının infazı sürecinde tazyik hapsine tabi tutulanların cezalarının doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirileceği belirtilmiştir.
32. 5275 sayılı Kanun'un 14. maddesinin ikinci fıkrasında, hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına ilişkin esas ve usullerin yönetmelikte gösterileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda Yönetmelik'in 5. maddesi; doğrudan açık ceza infaz kurumuna ayrılacak hükümlüleri belirlemiş ve terör suçlarını, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçları istisna bırakmıştır. 6. maddede ise istisna tutulan suçlar bakımından açık ceza infaz kurumuna ayrılabilmek için toplam cezanın beşte birinin kapalı ceza infaz kurumunda iyi hâlli olarak geçirilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
33. Tüm bu düzenlemeler ışığında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması için hapis cezasının süresi ve açığa ayrılmış olma koşulu yerine getirildikten sonra ceza infaz kurumu idaresinin iyi hâl raporu üzerine başvurulan infaz hâkiminin tedbirin uygulanması yönünde karar vermesi gerekmektedir. Dolayısıyla denetimli serbestlik tedbiri kararı, yetkili infaz hâkiminin takdir yetkisinde olduğundan Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamında güvence altına alınmamıştır.
34. Somut olayda başvuruya konu kararlar açık ceza infaz kurumuna ayırma talebinin reddine ilişkindir. Başvurucu açık ceza infaz kurumuna ayrılmış olsaydı bileinfaz kurumunca hazırlanmış iyi hâl raporu ve infaz hâkimliğinin kararı olmadan doğrudan kendisine denetimli serbestlik tedbiri uygulanamayacağı için kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik açık ve görünür bir ihlal söz konusu değildir.
35. Açıklanan gerekçelerle açık ve görünür bir ihlal olmadığı anlaşılmakla başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 4/7/2018 OYBİRLİĞİYLE karar verildi.