TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ZEKİYE YEŞİLYURT BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/6981)
Karar Tarihi: 21/9/2017
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör
Gülbin AYNUR
Başvurucu
Zekiye YEŞİLYURT
Vekili
Av. Nazım ATA
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; idare aleyhine açılan tazminat davasının, kararın icra aşamasıyla birlikte makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/5/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6.Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvurucunun eşi, görev yaptığı idarece yürütülen yol yapım çalışmaları sırasında dinamit patlaması neticesinde 19/1/2004 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
8. Başvurucu, olay sebebiyle uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle 16/2/2004 tarihinde Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır.
9. Dava, anılan Mahkemenin Yargıtayın bozma ilamına uyarak verdiği 21/2/2008 tarihli kararıyla idarenin hizmet kusuru ilkesine dayalı olarak açılan davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle reddedilmiştir.
10. Başvurucu, adli yargıdaki görevsizlik kararının 15/6/2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine 25/6/2008 tarihinde idari yargıda tazminat davası açmıştır.
11. Samsun 1. İdare Mahkemesi 13/10/2009 tarihli kararıyla başvurucu adına 102.672,99 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminata adli yargıda davanın açıldığı 16/2/2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte hükmetmiştir.
12. Karar, Danıştay Sekizinci Dairesinin 5/11/2013 tarihli kararıyla onanarak kesinleşmiştir.
13. Nihai karar 17/1/2014 tarihinde davalı idareye, 21/1/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucu, hükmedilen tazminatın tahsili amacıyla 22/1/2014 tarihinde Ankara 20. İcra Dairesinin 2014/997 sayılı dosyasında takip başlatmıştır.
15. İcra takibi süreci devam ederken daha önce 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca tüzel kişiliği kaldırılmış olan Samsun İl Özel İdaresinin borçları Samsun İli Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun27/3/2014 tarihli kararı ile Samsun Büyükşehir Belediyesine devredilmiştir.
16. Başvurucu 16/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
17. Bireysel başvurunun incelenmesi sürecinde 18/7/2014 tarihinde, Samsun Büyükşehir Belediyesi Ankara 20. İcra Dairesindeki icra takip dosyasına başvurucu adına hükmedilen tazminatı yasal faiziyle birlikte yatırmıştır. Söz konusu tutar 22/7/2014 tarihinde İcra Müdürlüğünce başvurucuya ödenmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 21/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, idarenin kesinleşmiş yargı kararının gereğini yerine getirmediğini ve tazminatı ödemediğini belirtmiştir. On yılı aşan yargılama süresinin makul olmadığını ifade eden başvurucu,ilk derece mahkemesince 2009 yılında hükmedilen tazminatın aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra kesinleşerek icraya konulabilir aşamaya gelmesi nedeniyle de paranın reel değerinin düştüğünden şikâyet etmiştir. Başvurucu bu sebeplerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, tazminattalebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
20. Başvurucu, açtığı dava sonunda lehine hükmedilen tazminatın icra yolu ile takip edilmesine rağmen kendisine ödenmediğini ve mahkeme kararının yerine getirilmediğini ileri sürmüştür. Bununla birlikte gerek başvurucunun 15/6/2017 tarihinde gerekse Samsun Büyükşehir Belediyesinin 20/6/2017 tarihinde Anayasa Mahkemesine sundukları dilekçelerden başvurucunun, lehine hükmedilen tazminat tutarını bireysel başvurunun incelenmesi sürecinde 22/7/2014 tarihi itibarıyla borçlu idareden tahsil ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle başvurucunun, lehine hükmedilen tazminat miktarının ödenmediği, dolayısıyla yargı kararının icra edilmediği şikâyeti yönünden ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir. Bununla birlikte başvurucunun yargılamanın makul sürede tamamlanmadığı yönünde de ihlal iddiası bulunmaktadır. Başvurucunun belirtilen şikâyetini yargı kararının icra aşamasını da kapsayacak şekilde dile getirdiği görülmektedir. Bu nedenle yargı kararının icra aşamasına yönelik şikâyetler de mahiyeti itibarıyla makul sürede yargılanma hakkı kapsamında ve tek başlık altında incelenmiştir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
21. Bireysel başvuruya dayanak davadaki nihai kararın başvurucuya 21/1/2014 tarihinde tebliğ edildiği, bireysel başvurunun ise 16/5/2014 tarihinde yapıldığı görülmekte ise de başvurucunun makul süre şikâyetini yargı kararının icra aşamasını da kapsayacak şekilde dile getirdiği, öte yandan bireysel başvurunun yapıldığı tarih itibarıyla henüz kararın icra edilmemiş olduğu gözetildiğinde devam eden ihlal iddiasına dayalı olarak yapıldığı anlaşılan başvurunun süresinde olduğu kabul edilmiştir.
22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
23. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45, 47).
24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).
25. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyete konu edilen ve davalının/borçlunun bir kamu kurumu (Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Samsun İl Özel İdaresi ve devir sonrasında Samsun Büyükşehir Belediyesi) olduğu yargılamanın konusu, başvurucunun eşinin ölümü nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini talebidir. Başvurucunun belirtilen taleple ilk olarak 16/2/2004 tarihinde adli yargıda dava açtığı, bu davanın idari yargının görevli olduğu belirtilerek görevsizlik nedeniyle reddedilmesi üzerine 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 9. maddesinde öngörülen yasal süre içerisinde idari yargıda dava açtığı anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın nihai olarak çözüme kavuşturulduğu başvuruya dayanak idari yargıdaki davanın, aynı uyuşmazlık konusuna yönelik olarak adli yargıda açılan davanın devamı niteliğinde olduğu görüldüğünden adli ve idari yargıdaki belirtilen yargılama sürecinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Keza idarenin,kesinleşmiş bir yargı kararını ilgilisinin ayrıca bir başvuru yapmasına ya da icra takibinde bulunmasına gerek olmaksızın icra etmekle yükümlü olduğu gözetildiğinde nihai kararın icra aşamasında geçen sürenin de yargılama süresine dâhil edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla yargılama süresinin başlangıç tarihi olarak adli yargıda davanın açıldığı 16/2/2004 tarihi; sona erdiği tarih olarak ise yargı kararının icra edildiği, bir başka ifadeyle lehine hükmedilen tazminatın İcra Müdürlüğünce başvurucuya ödendiği 22/7/2014 tarihi esas alınmalıdır.
26. Yukarıda yer verilen ilkeler, Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar ve somut başvuruya konu yargılama sürecinin niteliği dikkate alındığındaicra süreciyle birlikte toplam 10 yıl 5 ay 6 günlük yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…"
29. Başvurucu, 10.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
30. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
31. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığındabaşvurucuya net 12.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
32. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucu,makul sürede yargılanma hakkının ihlali ile maddi zarar arasında illiyet bağı kuracak herhangi bir belge sunmamış olduğundan maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
33. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net12.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Samsun 1. İdare Mahkemesine (E.2008/1008, K.2009/1050)GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/9/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.