TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ERKAN SÖNMEZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/7939)
|
|
Karar Tarihi: 10/5/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
YusufŞevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Fatih ALKAN
|
Başvurucu
|
:
|
Erkan SÖNMEZ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza infaz kurumu ziyaretçi listesinde değişiklik
yapılması talebinin reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 8/5/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla
12/5/2010 tarihinde tutuklanmıştır. Başvurucu, hâlen Tekirdağ 2 No.lu F Tipi
Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu)
bulunmaktadır.
10. Başvurucuya ailesi, yasal temsilcisi ve üçüncü dereceye
kadar kan ve kayın hısımlarının yanı sıra bu kişilerin dışında kendisinin
belirleyeceği üç kişi tarafından ziyaret edilme hakkı tanınmış, başvurucu bu
doğrultuda üç kişinin ismini Ceza İnfaz Kurumu idaresine bildirmiştir.
11. Başvurucu, 2/8/2013 tarihli dilekçesinde ziyaretçi
listesinde bulunan kişilerin kendisini ziyarete gelmemesi nedeniyle listeden
çıkarılmasını ve yeni bir ziyaretçi listesi belirlenmesini talep etmiştir.
12. Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünce verilen cevap yazısında,
17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri
Hakkında Yönetmelik'in (Ziyaret Yönetmeliği) 9. maddesinde ziyaretçilerin ölüm,
ağır hastalık, doğal afet, hükümlü ve tutukluların nakli ya da ziyaretçinin
ziyaret olanağını ortadan kaldıracak yerleşim yeri değişikliği gibi zorunlu
hâller dışında değiştirilemeyeceği hükmü gereğince şartları oluşmadığından
talebin reddedildiği bildirilmiştir.
13. Başvurucu 20/1/2014 tarihli dilekçesiyle Tekirdağ 1. İnfaz
Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunarak anılan kararın kaldırılmasını
talep etmiştir. Başvurucu bu dilekçesinde, 2010 yılı Mayıs
ayından bu yana iki ziyaretçisi ile 2011 yılı Şubat ayından bu yana da diğer
ziyaretçisi ile hiç görüşemediğini ve ziyaretçilerinin akıbeti hakkında bilgi
sahibi olmadığını belirterek ziyaretçi listesinin değiştirilmesine karar
verilmesini istemiştir.
14. İnfaz Hâkimliğinin 12/3/2014 tarihli kararıyla şikâyet
reddedilmiştir. Karar gerekçesinde, ziyaretçi değişikliğine ilişkin zorunlu
hâllerin bulunmadığı ve Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünce verilen kararın Ziyaret
Yönetmeliği'ne uygun olduğu ifade edilmiştir.
15. Başvurucu 24/3/2014 tarihli dilekçesiyle İnfaz Hâkimliğinin
kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin
28/4/2014 tarihli kararıyla İnfaz Hâkimliği kararının usul ve kanuna uygun
olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazı reddedilmiştir. Bu karar, başvurucuya
7/5/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucu 8/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında hükümlü ve
tutukluların ziyaretçi listelerine ceza infaz kurumları tarafından yapılan
müdahalelere dayanak oluşturan mevzuata yer verilmiştir (Mehmet Zahit Şahin, B. No: 2013/4708,
20/4/2016, §§ 18-25, 34-37; Ethem Zariç, B.
No: 2014/4137, 9/11/2017, §§ 15-18).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 10/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
19. Başvurucu, üç kişi ile görüşme hakkı kapsamında ismini Ceza
İnfaz Kurumu Müdürlüğüne bildirdiği ziyaretçileriyle yaklaşık dört yıldır
görüşemediğini ve bu kişilerin akıbetlerini de bilmediğini belirtmiştir.
Başvurucu, ziyaretçi listesinin yenilenmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle
görüşme hakkının kısıtlandığını ve bu suretle dış dünya ile sağlıklı bir ilişki
kurmasının engellendiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, ziyaretçi listesini
değiştirememesi nedeniyle uzun süredir ziyaretçi hakkından yararlanamadığını
belirterek özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
Başvurucu ayrıca tutuklu olması nedeniyle başvuru harç ve giderlerini ödeyecek
gelirinin bulunmadığını belirterek adli yardımdan faydalandırılma talebinde
bulunmuştur.
20. Bakanlık görüşünde; başvurucunun talebinin mevzuatta
öngörülen zorunluluk halleri içerisinde yer almadığı, zorunluluk halinin
bulunduğuna dair başvurucu tarafından herhangi bir gerekçe belirtilmediği ve bu
kapsamda yapılacak değerlendirmelerin Ceza İnfaz Kurumunun ve derece
mahkemelerinin takdirinde olduğu ifade edilmiştir.
B. Değerlendirme
1. Adli Yardım Talebi Yönünden
21. Anayasa Mahkemesinin Mehmet
Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler
dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama
giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça
dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi
gerekir.
2. Kabul Edilebilirlik Yönünden
22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel
hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
3. Esas Yönünden
23. Anayasa'nın 20. maddesinin ilgi kısmı şöyledir:
"Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini
isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine
dokunulamaz..."
24. Anayasa'nın 19. maddesi gereğince hükümlü ve tutukluların
özel ve aile hayatının sınırlanması hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda
tutulmanın kaçınılmaz ve bir sonucudur. Öte yandan hükümlü ve tutukluların özel
ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, ceza infaz kurumu idaresinin hükümlü
ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam ettirecek önlemleri
almasını zorunlu kılmaktadır (Mehmet Zahit
Şahin, § 36).
25. Bununla beraber bu yükümlülük yerine getirilirken ceza infaz
kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal sonuçlarının gözetilmesi
gerekmektedir. Bu bağlamda kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile özel
hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı arasında adil bir denge
sağlanmalıdır. Ancak ceza infaz kurumunda bulunmanın doğal sonucu olarak
idarenin tutuklu ve hükümlülerin özel ve aile hayatına müdahale konusunda
takdir yetkisinin daha geniş olduğu gözetilmelidir (Mehmet Zahit Şahin, § 37).
a. Müdahalenin Varlığı
26. Anayasa Mahkemesi daha önce verdiği Mehmet Zahit Şahin kararında, ceza infaz
kurumlarında ziyaretçi listesinde değişiklik yapılması talebinin reddi
nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasını incelemiştir.
Anayasa Mahkemesi ziyaretçi listesinde değişiklik yapılması talebinin
reddedilmesinin özel hayata saygı hakkına müdahale teşkil edeceği sonucuna
varmıştır (Mehmet Zahit Şahin, §
42). Somut olayda anılan değerlendirmeden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı
gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.
b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı
27. Anılan müdahale Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen
koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 20. maddesini ihlal
edecektir. Bu sebeple sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve
somut başvuruya uygun düşen kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma,
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı
olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
28. Başvurucunun ziyaretçi değişikliği talebinin reddi işlemine
dayanak teşkil eden mevzuat hükümleri dikkate alındığında müdahalenin kanunlar
tarafından öngörülme ölçütüne uygun olduğu değerlendirilmiştir (Mehmet Zahit Şahin, §§ 47-56).
ii. Meşru Amaç
29. Müdahalenin kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi genel
amacı çerçevesinde ceza infaz kurumlarında güvenliğin ve disiplinin sağlanması
şeklinde meşru amaç taşıdığı anlaşılmaktadır (Mehmet
Zahit Şahin, § 57).
iii. Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine
Uygunluk ve Ölçülülük
30. Hükümlü ve tutukluların ziyaret hakkı değerlendirilirken
ceza infaz kurumlarının güvenliğinin ve düzeninin sağlanması ile hükümlü ve
tutukluların dış dünyayla iletişim kurmaları ve sosyalleşmeleri suretiyle
iyileştirilmesi ilkeleri arasında makul bir dengenin kurulması gerekir (Mehmet Zahit Şahin, § 62).
31. Hükümlü ve tutukluların temel haklarına yapılan müdahalelere
gerekçe olarak gösterilebilecek makul nedenlerin somut olayın tüm koşulları
çerçevesi dâhilinde olaya özgü olgu ve bilgilerle gerekçelendirilmesi
gerekmektedir. Bunun yanı sıra yapılacak değerlendirmede kişinin itham edildiği
suçun ve tutuklama sebeplerinin de dikkate alınması gerekmektedir (Mehmet Zahit Şahin, § 63). Bu bağlamda
başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin temel ekseni,
müdahaleye neden olan idari makamlar ve derece mahkemelerinin kararlarında
dayandıkları gerekçelerin özel hayata saygı hakkının kısıtlanması bakımından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk
ve ölçülülük ilkesine uygun
olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (Mehmet Zahit Şahin, § 64; Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015,
§ 68).
32. Demokratik bir toplumda, güvenliğin ve disiplinin sağlanması
amacıyla ceza infaz kurumlarına gelebilecek ziyaretçi sayısının
sınırlandırılması mümkün olmakla birlikte hükümlü ve tutukluların öznel
durumlarının da dikkate alınması ve bu hususta somut olayın koşullarının
gerektirdiği esnekliğin temin edilmesi gerekir. Bu anlamda ceza infaz
kurumlarında güvenliğin ve disiplinin sağlanmasındaki kamu yararı ile tutuklu
ve hükümlülerin sosyal ilişkiler kurabilmelerindeki bireysel yarar arasında
makul bir denge gözetilmelidir.
33. Mevzuatta hükümlü ve tutuklulara üç kişilik ziyaretçi isim
listesinde zorunlu hâllerde değişiklik yapabilme olanağı verilmiş, tadadi şekilde sayılan zorunlu hâllerin neler olduğu
konusunda takdir kamu makamlarına bırakılarak bu konuda esneklik sağlanmıştır (Mehmet Zahit Şahin, §§ 53, 66).
34. Bunun yanı sıra Ziyaret Yönetmeliği'nin 9. maddesinde ceza
infaz kurumu yönetimince gerekli görülmesi hâlinde bildirilen ziyaretçiler
hakkında ziyarette bulunmalarında sakınca bulunup bulunmadığı konusunda kolluk
aracılığıyla araştırma yaptırılacağı ve sakıncalı görülenlere ziyaret izni
verilmeyeceği düzenlenmiştir (Mehmet Zahit
Şahin, § 67). Bu şekildeki bir düzenleme de ziyaretçilerin
belirlenmesinde kamu makamlarının takdir hakkını vurgulamaktadır.
35. Somut olayda başvurucu tarafından ziyaretçi listesinde
bulunan kişilerin akıbetinin bilinmediği ve bu kişilerin yaklaşık dört yıldır
başvurucuyu ziyaret etmedikleri iddia edilmektedir. Bunun üzerine ziyaretçi
listesinin değiştirilmesi talebinde bulunulduğu görülmektedir. Başvurucunun
şikâyeti söz konusu işlemin Ziyaret Yönetmeliği'ne uygun olduğu gerekçesiyle
İnfaz Hâkimliğince reddedilmiştir. Bu karara yapılan itiraz da Ağır Ceza
Mahkemesince usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek reddedilmiştir. İnfaz
Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi kararlarında başvuruya konu talep hakkında
herhangi bir somut değerlendirme yapılmamıştır. Kararlarda, anılan Yönetmelik
hükmü tekrar edilip maddede "...gibi zorunlu hâller" olarak
belirtilen durumların anılan hükümde sayılmış olanlarla sınırlı olduğunun
kabulüyle Ceza İnfaz Kurumu işleminin uygun olduğu belirtilmiştir.
36. Buna göre kamu makamı ve derece mahkemesi kararlarında,
başvurucunun ziyaretçi değişikliğine ilişkin gösterdiği sebeplerin hiçbir
şekilde değerlendirilmediği, bu sebeplerin Ziyaret Yönetmeliği'nin 9. maddesinde
belirtilen "...gibi zorunlu hâller"
kapsamında olup olmadığının tartışılmadığı, Ceza İnfaz Kurumunda
disiplinin ve güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul
gerekliliklerin somut bilgilere dayalı olarak ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla başvurucunun üç kişilik ziyaretçi listesinde değişiklik yapılması
talebinin reddedilmesi suretiyle özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalenin
ilgili ve yeterli gerekçelere dayandırılmadığı ve müdahalenin demokratik toplum
düzeninde gerekli bir müdahale olmadığı kanaatine varılmıştır (Mehmet Zahit Şahin, § 68).
37. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 20.
maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine
karar verilmesi gerekir.
4. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
38. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. ... Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."
39. Başvurucu, ihlalin tespitine karar verilmesi talebinde
bulunmuştur. Başvurucu tazminat talebinde bulunmamıştır.
40. Başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
41. Özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması
için yeniden yargılamasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin
yeniden yargılama yapılmak üzere Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine gönderilmesine
karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata
saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere
Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine (Hâkimliğin 12/3/2014 tarihli ve E.2014/208,
K.2014/437 sayılı kararı ile ilgilidir.) GÖNDERİLMESİNE,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
10/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.