TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
CAZİYE İNAL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/9888)
|
|
Karar Tarihi: 21/2/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Tuğba YILDIZ
|
Başvurucu
|
:
|
Caziye İNAL
|
Vekili
|
:
|
Av. Cüneyt
ALKANDEMİR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle
Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan
başvuruya ilişkin yargılama işlemlerinin makul sürede sonuçlandırılmaması
nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 23/6/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvurucu Peyrüze Akalan'ın 3/5/2016 tarihinde vefat ettiği tespit
edilmiştir. Mirasçılarına, başvurucu tarafından yapılan bireysel başvuruya
mirasçı sıfatı ile devam edip etmeyecekleri sorulmuş; devam edecek olmaları hâlinde buna ilişkin belgelerin
Anayasa Mahkemesi Bölümler Başraportörlüğüne
gönderilmesi gerektiği bildirilmiştir. Peyrüze Akalan'ın mirasçılarından Caziye
İnal, vekili Av. Cüneyt Alkandemir aracılığıyla
gönderdiği 2/2/2017 tarihli dilekçele ile murisi Peyrüze Akalan tarafından yapılan bireysel başvuruya devam
edeceğini belirtmiş; diğer mirasçılar başvuruya devam etmek istediklerine dair
herhangi bir belge sunmamışlardır.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Bakanlığın 29/12/2014 tarihli yazısında Anayasa Mahkemesinin
önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında
görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucunun murisi Peyrüze Akalan
oğlunun terör nedeniyle öldüğünü iddia ederek terörden kaynaklı zararların
giderilmesi için 5233 sayılı Kanun kapsamında 27/1/2005 tarihinde Mardin
Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna başvuru yapmış, başvurusu 17/3/2006 tarihinde
reddedilmiştir.
10. Başvurucunun murisi tarafından belirtilen ret işlemi
aleyhine Mardin İdare Mahkemesinde açılan dava oğlunun terör örgütü üyesi
olduğu, bu nedenle olayın Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle
19/2/2008 tarihinde reddedilmiştir.
11. Başvurucunun murisi belirtilen karara ilişkin temyiz
talebinde bulunmuştur.
12. Danıştay tarafından uzun süredir karar verilmediği
belirtilerek 23/6/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
13. Danıştay Onbeşinci Dairesi
8/10/2015 tarihinde temyiz talebini, 24/3/2016 tarihinde de karar düzeltme
talebini reddetmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 21/2/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
15. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüş; maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
17. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak
davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198,
7/11/2013, §§ 45, 47).
18. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).
19. Bu hususlara ek olarak Anayasa Mahkemesi, 5233 sayılı Kanun
kapsamında yapılan yargılamalarda komisyonların belli bir dönem içinde geçici
olarak olağanüstü iş yükü artışı ile karşılaşmasından kaynaklanan gecikmelerde,
kamu otoritelerince zamanında ve yeterli tedbirlerin alınmış olup olmadığını da
gözönünde bulundurmaktadır. Gerekli tedbirler
alınmışsa makul sürenin hesaplanmasında olağan yargılamalara kıyasla daha esnek
bir yaklaşım benimsenmektedir (Sabri Çetin,
B. No: 2013/3007, 6/2/2014, §§ 60-72; Mahmut
Can Arslan, B. No: 2013/3008, 6/2/2014, §§ 59-71; Mehmet Gürgen, B. No: 2013/3202, 6/2/2014,
§§ 57-67; Celal Demir, B. No:
2013/3309, 6/2/2014, §§ 57-69).
20. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda Komisyona başvuru tarihi
(27/1/2005) ile nihai karar tarihi olan karar düzeltme karar tarihi (24/3/2016)
arasında geçen ve toplam 11 yıl 1 aylık yargılama süresinin makul olmadığı
sonucuna varmak gerekir.
21. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
23. Başvuru formunda maddi ve manevi tazminat talebinde
bulunulmuştur.
24. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil
yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
25. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğinin tespit edilmiş olması nedeniyle
yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında
-başvurucunun miras payı da dikkate alınarak- başvurucuya 1.500 TL manevi
tazminatın ödenmesine karar verilmesi gerekir.
26. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.980
TL vekâlet ücretinden oluşan 2.186,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya 1.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata
ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.186,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben Maliye Bakanlığına
başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması
hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için
yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Mardin İdare Mahkemesine (E.2007/626)
GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
21/2/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.