TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YAŞAR ASLAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/15731)
|
|
Karar Tarihi: 23/5/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef
EREN
|
Başvurucu
|
:
|
Yaşar ASLAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir dokümanın ceza infaz kurumu idaresince hükümlü
olan başvurucuya verilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/9/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucu, başvuru tarihinde devletin egemenliği altında
bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak suçundan
hükümlü olarak Ankara 2 No.lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu)
bulunmaktadır.
9. İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu) 30/7/2015 tarihli
ve 2015/98 sayılı kararında, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 62. maddesi uyarınca "Demokratik
Uygarlık Çözümü I Uygarlık Maskeli Tanrılar ve Örtük Krallar Çağı",
"Demokratik Uygarlık Çözümü II Kapitalist Uygarlık Maskesiz Tanrılar ve
Çıplak Krallar Çağı", "Demokratik Uygarlık Çözümü III Özgürlük
Sosyolojisi Tekrar Özgürlük Ütopyalarıyla Yaşama Çağı" ve "Demokratik
Uygarlık Çözümü IV Ortadoğu'da Uygarlık Krizi Ortadoğu Kültürünü
Demokratikleştirmek" isimli kitapların başvurucuya verilmemesine karar
vermiştir. Eğitim Kurulu söz konusu kitaplar hakkında toplatma ve el koymanın
devamına kararı bulunduğunu ifade etmiştir.
10. Eğitim Kurulu 30/7/2015 tarihli ve 2015/100 ile 2015/101
sayılı kararlarında, "Demokratik Ulus" isimli gazetenin 10-17 Haziran
2015 ve 23-30 Haziran 2015 tarihli nüshaları ile "Özgür Halk" isimli
derginin 2015 yılı 10. Sayısının, 5275 sayılı Kanun'un 3. maddesi uyarınca
başvurucuya verilmemesine karar vermiştir. Eğitim Kurulu, bahse konu dergi ve
gazetelerin içeriğinde örgüt propagandası yapıldığını, ayrıca terör örgütü
liderlerinin açıklamalarına ve üyelerini öven ifadelere yer verildiğini tespit
etmiştir.
11. Eğitim Kurulu, başvuru konusu dergi ve gazetelerin verilmesi
hâlinde başvurucunun mensubu olduğu terör örgütüyle olan bağının
zayıflamayacağını, aksine başvurucunun terör örgütünün hedefleri doğrultusunda
hareket etmeye devam edeceğini ve örgütle olan bağının kuvvetleneceğini, bu durumun
cezanın infazı ile ulaşılmak istenen temel amacı ortadan kaldıracağını ifade
etmiştir.
12. Söz konusu Eğitim Kurulu kararlarına karşı başvurucunun
Ankara Batı İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) yaptığı şikâyet, İnfaz
Hâkimliğinin 5/8/2015 tarihli kararında aynı gerekçelerlereddedilmiştir.
13. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin ret kararına karşı itiraz
yoluna başvurmuştur. İtirazı inceleyen Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi,
İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 13/8/2015 tarihinde
başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir.
14. Başvurucu 4/9/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
15. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan ulusal hukuk kaynakları için bkz. Halil Bayık [GK], (B. No: 2014/20002,
30/11/2017, §§ 15, 16); Mehmet Çelebi Çalan
(3), (B. No: 2014/4163, 19/12/2017, § 14).
B. Uluslararası Hukuk
16. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan uluslararası hukuk kaynakları için
bkz. Ahmet Temiz (6), (B. No:
2014/10213, 1/2/2017, §§ 17, 18).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 23/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
18. Başvurucu, başvuruya konu dokümanların kendisine
verilmemesinin keyfî olduğunu, derece mahkemelerinin yeterli bir inceleme
yapmadan soyut bir gerekçeyle itirazlarını reddettiğini belirtmiş ve anayasal
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki nitelendirmesini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu kapsamda başvurucunun şikâyeti ifade
özgürlüğü bağlamında incelenecektir.
20. Anayasa’nın 26. maddesinin ilgili bölümüşöyledir:
"Herkes,
düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya
toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların
müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de
kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması, ... kamu
düzeni, kamu güvenliği, ... suçların önlenmesi, ... gereğine uygun olarak
yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir...
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir."
1. Adli Yardım Talebi
Yönünden
21. Anayasa Mahkemesinin Mehmet
Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler
dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama
giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça
dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi
gerekir.
2. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
a. Hakkında Toplatma
Kararı Bulunan Kitaplar Yönünden
22. Başvurucunun şikâyet ettiği, Eğitim Kurulunun 2015/98 sayılı
kararında başvurucuya teslim edilmemesine karar verilen kitaplar hakkında
toplatma ve el koymanın devamına kararları bulunduğu, Eğitim Kurulu tarafından
toplatma kararı veren mahkeme ve karar numarasının da açıkça belirtildiği
anlaşılmaktadır.
23. Anayasa Mahkemesi Sinan İyit (B. No: 2013/1495, 30/11/2017, §§ 52, 53) kararında, hakkında toplatma
kararı bulunan yayınların ya da bu yayınlardan alıntı içeren dokümanların
hükümlü ya da tutuklulara verilmemesi şeklindeki müdahalenin demokratik bir
toplumda gerekli olduğu sonucuna varmıştır. Anılan kararda, bireylerin ifade
özgürlüğüne toplatma ve el koyma kararlarıyla müdahalede bulunulduğu hâllerde
mevcut olan zorunlu toplumsal ihtiyacın, özellikle terörle mücadelenin söz
konusu olduğu durumlarda hükümlü ve tutuklular yönünden de mevcut olduğunda
şüphe bulunmadığı belirtilmiştir. Bu doğrultuda hakkında toplatma kararı
bulunan yayınlar ya da bu yayınlardan alıntı içeren dokümanların hükümlü ve
tutuklulara verilmemesi şeklindeki müdahalenin ceza infaz kurumunun güvenliği,
düzeni, disiplininin sağlanması ve mahkûmun ıslahı amaçlarının
gerçekleştirilmesi için gerekli olmadığından bahsedilemeyeceği ifade
edilmiştir.
24. Bu bağlamda terör suçundan mahkûm olan başvurucuya, hakkında
toplatma ve el koyma kararı bulunan kitapların verilmemesi şeklindeki
müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olduğu ve müdahalede açık bir
dengesizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır (Benzer bir karar için bkz. Mehmet Çelebi Çalan (3), § 26).
25. Açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlal
olmadığının açık olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Diğer Yayınlar
Yönünden
26. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan
başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
3. Esas Yönünden
a. Müdahalenin Varlığı
27. İnfaz Kurumunda hükümlü olan başvurucuya gönderilen yazılı
bir dokümanın kendisine verilmemesinin, haber veya fikir alma özgürlüğü ve
dolayısıyla ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale oluşturduğu kabul
edilmiştir.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
28. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin
ihlalini teşkil edecektir.Anayasa’nın
13. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Temel
hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen
sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ...
demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı
olamaz."
29. Sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut
başvuruya uygun düşen; kanun tarafından öngörülme, Anayasa’nın 26. maddesinin
ikinci fıkrasında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanma,
demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama
koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
30. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun’un 3. maddesinin
kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
31. Başvuruya konu doküman mahkûmun ıslahı ve suçun önlemesi
amaçlarıyla başvurucuya verilmemiştir. Anılan müdahalenin, Anayasa’nın 26.
maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç taşıdığı sonucuna
varılmıştır.
iii. Demokratik Toplum
Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük
(1) İlkeler
32. Başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin
temel ekseni, müdahaleye neden olan idarenin ve derece mahkemelerinin
kararlarında dayandıkları gerekçelerin ifade özgürlüğünü kısıtlama bakımından
“demokratik toplum düzeninin gereklerine” ve “ölçülülük” ilkelerine uygun
olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (Demokratik
toplum düzeninin gereklerine uygunluk ilkesine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151,
4/6/2015, § 51; Mehmet Ali Aydın [GK],
B. No: 2013/9343, 4/6/2015, § 68; Halil
Bayık, § 28; ölçülülük ilkesine ilişkin açıklamalar için bkz. AYM,
E.2007/4, K.2007/81, 18/10/2007; Bekir
Coşkun, §§ 53, 54; Sebahat Tuncel,
B. No: 2012/1051, 20/2/2014, § 84; Mehmet
Ali Aydın, §§ 70-72). İfade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya
Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri (Halil Bayık, §§ 28-43) karşılamayan bir gerekçe ile yapılan
müdahaleler Anayasa'nın 26. maddesini ihlal edecektir (Halil Bayık, § 43).
33. Anayasa Mahkemesi Halil
Bayık kararında, mevcut başvuruya benzer şikâyetlerde derece
mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların gerekçelerinin ilgili
ve yeterli sayılabilmesi için kararlarda bulunması gereken ve benzer
başvuruların koşullarına göre değişebilecek unsurları şu şekilde belirlemiştir:
i. Başvurucunun hangi suçtan dolayı hangi tür ceza infaz
kurumunda bulunduğu ve başvurucunun bulunduğu ceza infaz kurumu ile işlediği
suçun söz konusu tedbirin alınmasında bir etkisinin bulunup bulunmadığı
değerlendirilmelidir.
ii. Bir yayının tümünün veya bir kısmının mahkûma verilmemesi
şeklindeki kısıtlamanın mahkûmun ıslahı ile bağlantısı var ise yayının içeriği
ile mahkûmun ıslahı arasındaki ilişkinin tam olarak gösterilmesi gerekir.
iii. Her mahpusun toplumsal geçmişi ve suç sicili, entelektüel
kapasitesi ve kabiliyeti, şahsi tabiatı, hapis cezasının süresi ve tahliye
edildikten sonrası için beklentileri dikkate alınmalıdır.
iv. Bu bağlamda söz konusu yayınların, terör suçlarından mahpus
olan kişilerin iddia edilen mağduriyetlerin sorumlusu olarak gördükleri
kişilere veya devlete karşı daha fazla şiddete yönelmelerine sebebiyet verip
vermediği değerlendirilmelidir.
v. Mahpusa verilmeyen süreli veya süresiz yayının cinsi,
içeriği, yayımlayanı ve sorunlu görülen kısımların hangileri olduğu
belirtilmeli ve mahpusa verilmesi sakıncalı bulunan kısımların detaylı analizi
yapılmalıdır.
vi. Böyle bir analizin yapılabilmesi için eğer söz konusu
yayının terör örgütleriyle veya terör faaliyetlerinin meşru gösterilmesiyle bir
ilişkisi varsa mahpusun ifade özgürlüğü ile demokratik toplumun terör
örgütlerinin faaliyetlerine karşı kendini korumaya ilişkin meşru hakkı arasında
denge kurulmalıdır.
vii. Zikredilen dengelemenin yapılabilmesi için;
-Bütünüyle ele alındığında müdahaleye konu yayının özel bir
kişiyi, kamu görevlilerini, halkın belirli bir kesimini veya devleti hedef
gösterip göstermediğinin, onlara karşı şiddete teşvik edip etmediğinin,
- Bireylerin fiziksel şiddet tehlikesine maruz bırakılıp
bırakılmadığının, bireylere karşı nefreti alevlendirip alevlendirmediğinin,
-Yayında iletilen mesajda şiddete başvurmanın gerekli ve haklı
bir önlem olduğunun ileri sürülüp sürülmediğinin,
-Şiddetin yüceltilip yüceltilmediğinin; kişileri nefrete, intikam
almaya, silahlı direnişe tahrik edip etmediğinin,
-Suçlamalara yer vererek veya nefret uyandırarak ülkenin bir
kısmında veya tamamında daha fazla şiddete sebebiyet verip vermeyeceğinin,
-Söz konusu yayında yer alan ifadelerin ceza infaz
kurumunun güvenliğini, disiplinini ve düzenini tehlikeye düşürüp
düşürmediğinin,
-Terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri
mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olup olmadığının,
-Kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış
bilgileri, tehdit ve hakaret oluşturan ifadeleri içerip içermediğinin,
- Yayın tarihinde veya mahpusa verilmesinin istendiği sırada
ülkenin bir kısmında veya tamamında çatışmaların yoğunluk derecesi ile ceza
infaz kurumundaki ve ülkedeki tansiyonun yükseklik derecesinin yayının mahpusa
verilmesine etki edip etmediğinin,
- Karara konu sınırlayıcı tedbirin, demokratik bir toplumda
zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olup olmadığının
ve tedbirin başvurulabilecek en son çare niteliğinde bulunup bulunmadığının,
- Son olarak sınırlamanın, güdülen kamu yararı amacını
gerçekleştirmek için ifade özgürlüğüne en az müdahale eden ölçülü bir sınırlama
niteliğinde olup olmadığının yayının içeriğiyle birlikte değerlendirilmesi
gerekir.
viii. Derece
mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların söz konusu
değerlendirmeleri yaparken olayın koşullarına göre uzman kişilerin
görüşlerinden faydalanmaları, gerekirse konusunda uzman sosyal bilimciler,
araştırmacılar ve akademisyenlerden rapor ve görüş almaları her zaman
mümkündür. Böylece süreli veya süresiz bir yayının bir mahpusa verilmemesi
şeklindeki müdahalenin kanunlar ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarında ortaya
konan kriterlere uygunluğunun denetimi daha etkili yapılabilecektir (Halil Bayık, § 45).
(2) İlkelerin Olaya
Uygulanması
34. Başvuruya ilişkin olayda dergi ve gazete biçimindeki yazılı
dokümanlar, Eğitim Kurulu tarafından içeriğinde örgüt propagandası yapıldığı,
ayrıca terör örgütü liderlerinin açıklamalarına ve üyelerini öven ifadelere yer
verildiği, bu durumun ise mahkûmun ıslahını engelleyeceği gerekçesiyle terör
suçundan hükümlü olarak bulunan başvurucuya verilmemiştir. Eğitim Kurulunun
kararına yapılan itirazı değerlendiren İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi
aynı gerekçeyle itirazı reddetmiştir.
35. Somut olayda derece mahkemeleri tarafından yukarıda sayılan
hususlar değerlendirilmemiş, başvuru konusu dergi ve gazetelerle, içeriğinde
yer alan ifadelerin mahkûmun ıslahını engelleyeceği şeklindeki gerekçeyi soyut
olmaktan çıkaracak ölçüde somut bir bağlantı kurulmamıştır.
36. Yine bu nitelikte kabul edilen ifadelerin yer aldığı
bölümler çıkarılarak geri kalan kısmın başvurucuya teslim edilmesinin mümkün
olup olmadığı da tartışılmamıştır. Sakıncalı kısımların yayından ayrılmasının
mümkün olmadığı veya bu kısımlar çıkartıldığında geri kalan bölümün bir
öneminin kalmadığı hâllerde yayının tümünün mahpusa verilmemesi yoluna
gidilebilirse de bu özel durumun da ilgili kararda gerekçelendirilmesi gerekir
(bkz. Sinan İyit
(2), § 56).
37. Dolayısıyla başvuruya konu dergi ve gazete biçimindeki
yazılı dokümanların başvurucuya verilmemesinin demokratik bir toplumda gerekli
olduğu ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilebilmiş değildir.
38. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
39. Bu ihlal kararı başvuruya konu dergi ve gazetelerin
başvurucuya verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. İlgili derece
mahkemeleri, Anayasa Mahkemesi kararında ortaya konulan kriterler ve gösterilen
yöntemle yeniden yargılama yaparak yargılamanın sonucuna göre bahse konu
yayınların ya da bir kısmının başvurucuya verilmesine veya verilmemesine karar
vermelidirler.
4. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
40. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Esas inceleme
sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar
verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. …
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir."
41.Başvurucu ihlalin tespiti ile manevi tazminat talebinde
bulunmuştur.
42. Başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna
varılmıştır. Bu ihlal kararı başvuruya konu yayınların başvurucuya verilmesi
gerektiği şeklinde yorumlanamaz.
43. İfade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan
kararın bir örneğinin -Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterler ve
gösterilen yöntemle- yeniden yargılama yapmak ve yargılamanın sonucuna göre
başvurucunun itirazı hakkında yeni bir karar vermek üzere Ankara Batı İnfaz
Hâkimliğine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
44. İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucuya bir
dokümanın verilmemesi şeklindeki müdahale yönünden, ifade özgürlüğünün ihlal
edildiğinin tespiti ile kararın, yeniden yargılama yapmak üzere ilgili yargı
merciine gönderilmesine hükmedilmesinin yeterli olacağı değerlendirildiğinden
başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Hakkında toplatma kararı bulunan yayınlar yönünden ifade
özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Diğer yayınlar yönünden ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
D. Diğer yayınlar yönünden Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
E. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Batı İnfaz
Hâkimliğine (E.2015/3494 ve K.2015/3498) GÖNDERİLMESİNE,
F. Başvurucunun manevi tazminat talebinin REDDİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
23/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.