TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AHMET TEMİZ BAŞVURUSU (11)
|
(Başvuru Numarası: 2015/16566)
|
|
Karar Tarihi: 7/3/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef
EREN
|
Başvurucu
|
:
|
Ahmet TEMİZ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, adları aşağıda belirtilen kitapların ceza infaz
kurumu idaresince hükümlü olan başvurucuya verilmemesi nedeniyle ifade
özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/10/2015 ve 14/10/2015 tarihlerinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. 2015/16683 sayılı dosya, konu yönünden hukuki irtibat
nedeniyle 2015/16566 sayılı dosya üzerinde birleştirilmiştir.
5. Komisyonca, başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar
verilmiştir.
6. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
7. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
8. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
10. Başvurucu başvuru tarihinde, devletin egemenliği altında
bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak suçundan
hükümlü olarak Ankara 2 No.lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu)
bulunmaktadır.
11. İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu) 25/8/2015 tarihli
kararında, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin
İnfazı Hakkında Kanun'un 62. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca
haklarında mahkemelerce verilmiş toplatma kararı bulunduğundan,
"Demokratik Uygarlık Çözümü Uygarlık (Birinci kitap)",
"Demokratik Uygarlık Çözümü Kapitalist Uygarlık (İkinci kitap)",
"Demokratik Uygarlık Çözümü Özgürlük Sosyolojisi (Üçüncü kitap)" ve
"Demokratik Uygarlık Çözümü Ortadoğu'da Uygarlık Krizi (Dördüncü
kitap)" isimli kitapların başvurucuya verilmemesinekarar
vermiştir.
12. Eğitim Kurulu aynı tarihli diğer bir kararında ise 5275
sayılı Kanun'un 3. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle "İlkler Gerilla
Anıları 1", "Çağın Çığları Gerilla Anıları 2", "Sis Gerilla
Anıları 3", "Direniş Yuvası Dağlar Gerilla Anıları 4" ve
"Zamanın Ruhuna Yolculuk Gerilla Anıları 5" isimli kitapların
başvurucuya verilmemesine karar vermiştir. Eğitim Kurulu, anılan kitaplarda PKK
terör örgütü mensuplarının dağdaki yaşamlarının anlatıldığını, Abdullah
Öcalan'ın düşünceleri ile PKK terör örgütünün ideolojisinin övüldüğünü ve
anılan örgütün faaliyetleri meşru gösterilerek gençleri dağdaki yaşama
özendiren ifadelere yer verildiğini tespit etmiş fakat somut olarak hangi
bölümlerin bu nitelikte kabul edildiğini belirtmemiştir. Söz konusu kitapların
verilmesi hâlinde başvurucunun mensubu olduğu terör örgütüyle olan bağının
zayıflamayacağını, aksine başvurucunun terör örgütünün hedefleri doğrultusunda
hareket etmeye devam edeceğini ve örgütle olan bağının kuvvetleneceğini
belirten Eğitim Kurulu, bu durumun cezanın infazı ile ulaşılmak istenen temel
amacı ortadan kaldıracağını ifade etmiştir.
13. Anılan Eğitim Kurulu kararlarına karşı başvurucunun Ankara
Batı İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) yaptığı şikâyet, İnfaz Hâkimliğinin
2/9/2015 tarihli kararında aynı gerekçelerlereddedilmiştir.
14. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin ret kararına karşı itiraz
yoluna başvurmuştur. İtirazı inceleyen Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi,
İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun
itirazının reddine karar vermiştir. Bu karar, başvurucuya5/10/2015 tarihinde
tebliğ edilmiştir.
15. Başvurucu 12/10/2015 ve 14/10/2015 tarihlerinde bireysel
başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
16. 5275 sayılı Kanun'un "İnfazda
temel amaç" kenar başlıklı 3. maddesi şu şekildedir:
"Ceza ve güvenlik
tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve
özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini
engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün;
yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve
toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu
kolaylaştırmaktır."
17. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan diğer ulusal hukuk kaynakları için
bkz. Mehmet Çelebi Çalan, B. No:
2014/4163, 19/12/2017, §§ 14-15; Halil Bayık
[GK], B. No: 2014/20002, 30/11/2017, §§ 15-16.
B. Uluslararası Hukuk
18. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan uluslararası hukuk kaynakları için
bkz. Ahmet Temiz (6), B. No:
2014/10213, 1/2/2017, §§ 17-18.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 7/3/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
20. Başvurucu, başvuruya konu dokümanların kendisine
verilmemesinin keyfî olduğunu, söz konusu dokümanların mahkemelerce
yasaklanmadığını, ayrıca derece mahkemelerinin yeterli bir inceleme yapmadan
soyut bir gerekçeyle itirazlarını reddettiğini belirtmiş ve anayasal haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu kapsamda başvurucunun şikâyetleri ifade
özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.
22. Anayasa’nın 26. maddesinin ilgili bölümüşöyledir:
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı,
resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma
hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya
fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması, ... kamu
düzeni, kamu güvenliği, ... suçların önlenmesi, ... gereğine uygun olarak
yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir...
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.”
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan
başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Müdahalenin Varlığı
24. İnfaz Kurumunda hükümlü olan başvurucuya gönderilen yazılı
bir dokümanın ona verilmemesinin, haber veya fikir alma özgürlüğü ve
dolayısıyla ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale oluşturduğu kabul
edilmiştir.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
25. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin
ihlalini teşkil edecektir.Anayasa’nın
13. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Temel hak ve hürriyetler,
... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak
ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum
düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
26. Sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut
başvuruya uygun düşen; kanun tarafından öngörülme, Anayasa’nın 26. maddesinin
ikinci fıkrasında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanma,
demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama
koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
27. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun’un 62. maddesinin
kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
28. Başvuruya konu doküman mahkûmun ıslahı ve suçun önlemesi
amacıyla başvurucuya verilmemiştir. Anılan müdahalenin, Anayasa’nın 26.
maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç taşıdığı sonucuna
varılmıştır.
iii. Demokratik Toplum
Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük
(1) İlkeler
29. Başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin
temel ekseni, müdahaleye neden olan idarenin ve derece mahkemelerinin
kararlarında dayandıkları gerekçelerin ifade özgürlüğünü kısıtlama bakımından
“demokratik toplum düzeninin gereklerine” ve “ölçülülük” ilkelerine uygun
olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (demokratik
toplum düzeninin gereklerine uygunluk ilkesine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151,
4/6/2015, § 51; Mehmet Ali Aydın [GK],
B. No: 2013/9343, 4/6/2015, § 68; Halil
Bayık, § 28; ölçülülük ilkesine ilişkin açıklamalar için bkz. AYM,
E.2007/4, K.2007/81, 18/10/2007; Bekir
Coşkun, §§ 53-54; Sebahat Tuncel,
B. No: 2012/1051, 20/2/2014, § 84; Mehmet
Ali Aydın, §§ 70-72). İfade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya
Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri (Halil Bayık, §§ 28- 43) karşılamayan bir gerekçe ile yapılan
müdahaleler Anayasa'nın 26. maddesini ihlal edecektir (Halil Bayık, § 43).
30. Anayasa Mahkemesi Halil
Bayık kararında, mevcut başvuruya benzer şikâyetlerde derece
mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların gerekçelerinin ilgili
ve yeterli sayılabilmesi için kararlarda bulunması gereken ve benzer
başvuruların koşullarına göre değişebilecek unsurları şu şekilde belirlemiştir:
i. Başvurucunun hangi suçtan dolayı hangi tür ceza infaz
kurumunda bulunduğu ve başvurucunun bulunduğu ceza infaz kurumu ile işlediği
suçun söz konusu tedbirin alınmasında bir etkisinin bulunup bulunmadığı
değerlendirilmelidir.
ii. Bir yayının tümünün veya bir kısmının mahkûma verilmemesi
şeklindeki kısıtlamanın, mahkûmun ıslahı ile bağlantısı var ise yayının içeriği
ile mahkûmun ıslahı arasındaki ilişkinin tam olarak gösterilmesi gerekir.
iii. Her mahpusun toplumsal geçmişi ve suç sicili, entelektüel
kapasitesi ve kabiliyeti, şahsi tabiatı, hapis cezasının süresi ve tahliye
edildikten sonrası için beklentileri dikkate alınmalıdır.
iv.Bu bağlamda söz konusu yayınların,
terör suçlarından mahpus olan kişilerin iddia edilen mağduriyetlerin sorumlusu
olarak gördükleri kişilere veya devlete karşı daha fazla şiddete yönelmelerine
sebebiyet verip vermediği değerlendirilmelidir.
v.Mahpusa verilmeyen süreli veya süresiz
yayının cinsi, içeriği, yayımlayanı ve sorunlu görülen kısımların hangileri
olduğu belirtilmeli ve mahpusa verilmesi sakıncalı bulunan kısımların detaylı
analizi yapılmalıdır.
vi.Böyle bir analizin yapılabilmesi için
eğer söz konusu yayının terör örgütleriyle veya terör faaliyetlerinin meşru
gösterilmesiyle bir ilişkisi varsa mahpusun ifade özgürlüğü ile demokratik
toplumun terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı kendini korumaya ilişkin meşru
hakkı arasında denge kurulmalıdır.
vii. Zikredilen dengelemenin yapılabilmesi için;
- Bütünüyle ele alındığında müdahaleye konu yayının özel bir
kişiyi, kamu görevlilerini, halkın belirli bir kesimini veya devleti hedef
gösterip göstermediğinin, onlara karşı şiddete teşvik edip etmediğinin,
- Bireylerin fiziksel şiddet tehlikesine maruz bırakılıp bırakılmadığının,
bireylere karşı nefreti alevlendirip alevlendirmediğinin,
- Yayında iletilen mesajda şiddete başvurmanın gerekli ve haklı
bir önlem olduğunun ileri sürülüp sürülmediğinin,
- Şiddetin yüceltilip yüceltilmediğinin; kişileri nefrete,
intikam almaya, silahlı direnişe tahrik edip etmediğinin,
- Suçlamalara yer vererek veya nefret uyandırarak ülkenin bir
kısmında veya tamamında daha fazla şiddete sebebiyet verip vermeyeceğinin,
- Söz konusu yayında yer alan ifadelerin ceza infaz
kurumunun güvenliğini, disiplinini ve düzenini tehlikeye düşürüp
düşürmediğinin,
- Terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri
mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olup olmadığının,
-Kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış
bilgileri, tehdit ve hakaret oluşturan ifadeleri içerip içermediğinin,
- Yayın tarihinde veya mahpusa verilmesinin istendiği sırada
ülkenin bir kısmında veya tamamında çatışmaların yoğunluk derecesi ile ceza
infaz kurumu ve ülkedeki tansiyonun yükseklik derecesinin yayının mahpusa
verilmesine etki edip etmediğinin,
- Karara konu sınırlayıcı tedbirin, demokratik bir toplumda
zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olup olmadığının
ve tedbirin başvurulabilecek en son çare niteliğinde bulunup bulunmadığının,
- Son olarak sınırlamanın, güdülen kamu yararı amacını
gerçekleştirmek için ifade özgürlüğüne en az müdahale eden ölçülü bir sınırlama
niteliğinde olup olmadığının yayının içeriğiyle birlikte değerlendirilmesi
gerekir.
viii. Derece
mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların söz konusu
değerlendirmeleri yaparken olayın koşullarına göre uzman kişilerin
görüşlerinden faydalanmaları, gerekirse konusunda uzman sosyal bilimciler,
araştırmacılar ve akademisyenlerden rapor ve görüş almaları her zaman
mümkündür. Böylece süreli veya süresiz bir yayının bir mahpusa verilmemesi
şeklindeki müdahalenin kanunlar ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarında ortaya
konan kriterlere uygunluğunun denetimi daha etkili yapılabilecektir (Halil Bayık, § 45).
(2) İlkelerin Olaya
Uygulanması
31. Başvuruya ilişkin olayda Eğitim Kurulu, kitap biçimindeki
dokümanların bir kısmı hakkında mahkemelerce verilmiş toplatma kararı bulunduğu
gerekçesiyle terör suçundan hükümlü olarak bulunan başvurucuya verilmemesine
karar vermiştir. Eğitim kurulu, diğer dokümanların ise içeriğinde PKK terör
örgütü mensuplarının dağdaki yaşamlarının anlatıldığı, Abdullah Öcalan'ın
düşünceleri ile PKK terör örgütünün ideolojisinin övüldüğü, ayrıca anılan
örgütün faaliyetleri meşru gösterilerek gençleri dağdaki yaşama özendiren
ifadelere yer verildiği ve bu durumun mahkûmun ıslahını engelleyeceği
gerekçeleriyle söz konusu kitapların başvurucuya teslim edilmemesine karar
vermiştir. Eğitim Kurulunun kararına yapılan itirazı değerlendiren İnfaz
Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi aynı gerekçelerle itirazı reddetmiştir.
32. Başvurucunun şikâyeti, söz konusu kitapların kendisine
verilmemesidir. Başvurucu, bir kısım kitapların kendisine verilmemesine gerekçe
olarak gösterilen toplatma kararına karşı herhangi bir hukuk yoluna
başvurmamıştır. Bu doğrultuda Anayasa Mahkemesinin önündeki mesele söz konusu
kitapların verilmemesine gerekçe olarak gösterilen toplatma ve el koyma
kararının Anayasa'ya uygun olup olmadığı değil hakkında toplatma ve el koyma
kararı bulunan kitapların başvurucuya verilmemesine ilişkindir (Sinan İyit (2) [GK],
B. No: 2013/1495, 30/11/2017, § 51).
33. Anayasa Mahkemesi Sinan İyit (2) kararında, hakkında toplatma kararı
bulunan yayınların ya da bu yayınlardan alıntı içeren dokümanların hükümlü ya
da tutuklulara verilmemesi şeklindeki müdahalenin demokratik bir toplumda
gerekli olduğu sonucuna varmıştır. Anılan kararda, bireylerin ifade özgürlüğüne
toplatma ve el koyma kararlarıyla müdahalede bulunulduğu hâllerde mevcut olan
zorunlu toplumsal ihtiyacın, özellikle terörle mücadelenin söz konusu olduğu
durumlarda hükümlü ve tutuklular yönünden de mevcut olduğunda şüphe bulunmadığı
belirtilmiştir. Bu doğrultuda hakkında toplatma kararı bulunan yayınlar ya da
bu yayınlardan alıntı içeren dokümanların hükümlü ve tutuklulara verilmemesi
şeklindeki müdahalenin ceza infaz kurumunun güvenliği, düzeni, disiplininin
sağlanması ve mahkûmun ıslahı amaçlarının gerçekleştirilmesi için gerekli olmadığından
bahsedilemeyeceği ifade edilmiştir (Sinan İyit (2), §§ 52-53).
34. Bu bağlamda terör suçundan mahkûm olan başvurucuya, hakkında
toplatma ve el koyma kararı bulunan kitapların verilmemesi şeklindeki
müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olduğu ve müdahalede açık bir
dengesizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
35. Öte yandan somut olayda hakkında toplatma kararı bulunmayan
kitaplar yönünden derece mahkemelerince yukarıda sayılan hususlar (bkz. §§
29-30) değerlendirilmemiş, söz konusu kitaplarla içeriğinde yer alan ifadelerin
mahkûmun ıslahını engelleyeceği şeklindeki gerekçeyi soyut olmaktan çıkaracak
ölçüde somut bir bağlantı kurulmamıştır.
36. Yine bu nitelikte kabul edilen ifadelerin yer aldığı
bölümler çıkarılarak geri kalan kısmın başvurucuya teslim edilmesinin mümkün
olup olmadığı da tartışılmamıştır. Sakıncalı kısımların yayından ayrılmasının
mümkün olmadığı veya bu kısımlar çıkartıldığında geri kalan bölümün bir
öneminin kalmadığı hâllerde yayının tümünün mahpusa verilmemesi yoluna gidilebilirse
de bu özel durumun da ilgili kararda gerekçelendirilmesi gerekir (Sinan İyit(2), § 56).
37. Dolayısıyla hakkında toplatma kararı bulunmayan başvuru
konusu kitapların başvurucuya verilmemesinin demokratik bir toplumda gerekli
olduğu ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilebilmiş değildir.
38. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
39. Bu ihlal kararı başvuruya konu yayınların başvurucuya
verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. İlgili derece mahkemeleri, Anayasa
Mahkemesi kararında ortaya konulan kriterler ve gösterilen yöntemle yeniden
yargılama yaparak yargılamanın sonucuna göre bahse konu yayınların ya da bir
kısmının başvurucuya verilmesine veya verilmemesine karar vermelidirler.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
40. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Esas inceleme
sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar
verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir."
41. Başvurucu ihlalin tespiti ile manevi tazminat talebinde
bulunmuştur.
42. Başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna
varılmıştır. Bu ihlal kararı başvuruya konu yayının başvurucuya verilmesi
gerektiği şeklinde yorumlanamaz.
43. İfade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan
kararın bir örneğinin -Anayasa Mahkemesinceortaya
konulan kriterler ve gösterilen yöntemle- yeniden yargılama yapmak ve
yargılamanın sonucuna göre başvurucunun itirazı hakkında yeni bir karar vermek
üzere Ankara Batı İnfaz Hâkimliğine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
44. İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucuya bir
dokümanın verilmemesi şeklindeki müdahale yönünden, ifade özgürlüğünün ihlal
edildiğinin tespiti ile kararın, yeniden yargılama yapmak üzere ilgili yargı
merciine gönderilmesine hükmedilmesinin yeterli olacağı değerlendirildiğinden
başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade
özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Batı İnfaz
Hâkimliğine (E.2015/3988 ve K.2015/3944) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun manevi tazminat talebinin REDDİNE,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
7/3/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.