TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HALİL ŞAHİN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/16870)
|
|
Karar Tarihi: 21/3/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef
EREN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Halil
ŞAHİN
|
|
|
2. Küçük
Hasan ÇOBAN
|
|
|
3. Naki
DEMİR
|
Vekili
|
:
|
Av. Aylin
KIRIKÇU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir
dokümanın ceza infaz kurumu idaresince hükümlü olan başvuruculara verilmemesi
nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 23/10/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucular başvuru tarihinde, terör suçundan hükümlü olarak
Ankara 1 No.lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.
9. İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu) 31/7/2015 tarihli
kararında, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin
İnfazı Hakkında Kanun'un 3. maddesi ile 62. maddesinin (3) numaralı fıkrası
uyarınca "İşçi Meclisi" isimli gazetenin 2015/58 sayılı nüshasının birinci
ve ikinci başvuruculara verilmemesine karar vermiştir. Eğitim Kurulu adı geçen
dokümanın 2. ve 9. sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti devletini suçlu gösteren,
şiddete çağrı yapan, ayrıca kamu görevlileri ve kurumları hakkında hedef
gösterici, doğru olmayan, terör örgütüne eleman kazandırma ve sempatizanlarını
radikalleştirmeye yönelik ifadeler bulunduğunu tespit etmiştir. Bu ifadelerin
kamu düzenini bozucu, anayasal düzeni yıkıcı ve bölücü nitelikte olduğunu
belirtmiştir.
10. Eğitim Kurulu kararına karşı anılan başvurucuların Ankara
Batı İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) yaptığı şikâyet, İnfaz Hâkimliğinin
19/8/2015 tarihli kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle
reddedilmiştir.
11. Başvurucular, İnfaz Hâkimliğinin ret kararına karşı itiraz
yoluna başvurmuştur. İtirazı inceleyen Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi,
İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle
başvurucuların itirazının reddine karar vermiştir. Bu karar,
başvuruculara28/9/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucular 23/10/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
13. 5275 sayılı Kanun'un "İnfazda
Temel Amaç" kenar başlıklı 3. maddesi şöyledir:
"Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel
amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden
suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak,
hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara,
nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine
uyumunu kolaylaştırmaktır."
14. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan diğer ulusal hukuk kaynakları için
bkz. Halil Bayık [GK], B. No:
2014/20002, 30/11/2017, §§ 15-16.
B. Uluslararası Hukuk
15. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan uluslararası hukuk kaynakları için
bkz. Ahmet Temiz (6), B. No:
2014/10213, 1/2/2017, §§ 17-18.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 21/3/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
17. Başvurucular; başvuruya konu dokümanın kendilerine
verilmemesinin keyfî olduğunu, derece mahkemelerinin yeterli bir inceleme
yapmadan soyut bir gerekçeyle itirazlarını reddettiğini belirtmiş ve anayasal
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki nitelendirmesini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu kapsamda başvurucuların şikâyeti ifade
özgürlüğü bağlamında incelenecektir.
19. Anayasa’nın 26. maddesinin ilgili bölümüşöyledir:
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı,
resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma
hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya
fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması, ... kamu
düzeni, kamu güvenliği, ... suçların önlenmesi, ... gereğine uygun olarak
yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir...
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.”
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
a. Başvurucu Naki Demir
Yönünden
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (4) ve(6) numaralı fıkraları şöyledir:
"(4) Başvurucu bir avukat tarafından temsil ediliyorsa, vekâletnamenin
sunulması gerekir.
(6) Başvuru evrakında herhangi bir eksiklik bulunması hâlinde, Mahkeme
yazı işleri tarafından eksikliğin giderilmesi için başvurucu veya varsa
vekiline onbeş günü geçmemek üzere bir süre verilir
ve geçerli bir mazereti olmaksızın bu sürede eksikliğin tamamlanmaması
durumunda başvurunun reddine karar verileceği bildirilir."
21. Başvurucu Naki Demir'in usulüne uygun vekâletname -aslı ya
da onaylı örneği- başvuruya eklenmediği ve süresinde anılan eksikliğin
tamamlanmaması hâlinde başvurunun reddedileceğine dair eksiklik bildirimi
26/2/2016 tarihinde diğer başvurucular vekiline tebliğ edilmiştir. Anılan
bildirim üzerine verilen cevapta, başvurunun birinci ve ikinci başvurucuların
taraf olduğu yargılama sürecine özgülendiği, başvurucu Naki Demir'e ilişkin
eksiklik yönünden bir işlem yapılmayacağı belirtilmiştir.
22. Bu bağlamda 6216 sayılı Kanun uyarınca başvuru şartı olarak
belirlenen vekâletnamenin sunulmaması nedeniyle başvurunun reddine karar
verilmiştir.
b. Diğer Başvurucular
Yönünden
23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan
başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Müdahalenin Varlığı
24. İnfaz Kurumunda hükümlü olan başvuruculara gönderilen yazılı
bir dokümanın onlara verilmemesinin, haber veya fikir alma özgürlüğü ve
dolayısıyla ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale oluşturduğu kabul
edilmiştir.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
25. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin
ihlalini teşkil edecektir.Anayasa’nın
13. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Temel hak ve hürriyetler,
... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak
ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum
düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
26. Sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut
başvuruya uygun düşen; kanun tarafından öngörülme, Anayasa’nın 26. maddesinin
ikinci fıkrasında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanma,
demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama
koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
27. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun’un 62. maddesinin
kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
28. Başvuruya konu dokümanın, Eğitim Kurulu ve derece
mahkemeleri kararlarında yer verilen kanuni hükümler doğrultusunda mahkûmun
ıslahı, suçun önlemesi ve İnfaz Kurumu güvenliğinin sağlanması amaçlarıyla
başvuruculara verilmediği anlaşılmaktadır. Anılan müdahalenin, Anayasa’nın 26.
maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç taşıdığı sonucuna
varılmıştır.
iii. Demokratik Toplum
Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük
(1) İlkeler
29. Başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin
temel ekseni, müdahaleye neden olan idarenin ve derece mahkemelerinin
kararlarında dayandıkları gerekçelerin ifade özgürlüğünü kısıtlama bakımından
“demokratik toplum düzeninin gereklerine” ve “ölçülülük” ilkelerine uygun olduğunu
inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (demokratik toplum
düzeninin gereklerine uygunluk ilkesine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151,
4/6/2015, § 51; Mehmet Ali Aydın [GK],
B. No: 2013/9343, 4/6/2015, § 68; Halil
Bayık, § 28; ölçülülük ilkesine ilişkin açıklamalar için bkz. AYM,
E.2007/4, K.2007/81, 18/10/2007; Bekir
Coşkun, §§ 53-54; Sebahat Tuncel,
B. No: 2012/1051, 20/2/2014, § 84; Mehmet
Ali Aydın, §§ 70-72). İfade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa
Mahkemesince ortaya konulan kriterleri (Halil
Bayık, §§ 28- 43) karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahaleler
Anayasa'nın 26. maddesini ihlal edecektir (Halil
Bayık, § 43).
30. Anayasa Mahkemesi Halil
Bayık kararında, mevcut başvuruya benzer şikâyetlerde derece
mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların gerekçelerinin ilgili
ve yeterli sayılabilmesi için kararlarda bulunması gereken ve benzer
başvuruların koşullarına göre değişebilecek unsurları şu şekilde belirlemiştir:
i. Başvurucunun hangi suçtan dolayı hangi tür ceza infaz
kurumunda bulunduğu ve başvurucunun bulunduğu ceza infaz kurumu ile işlediği
suçun söz konusu tedbirin alınmasında bir etkisinin bulunup bulunmadığı
değerlendirilmelidir.
ii. Bir yayının tümünün veya bir kısmının mahkûma verilmemesi
şeklindeki kısıtlamanın mahkûmun ıslahı ile bağlantısı var ise yayının içeriği
ile mahkûmun ıslahı arasındaki ilişkinin tam olarak gösterilmesi gerekir.
iii. Her mahpusun toplumsal geçmişi ve suç sicili, entelektüel
kapasitesi ve kabiliyeti, şahsi tabiatı, hapis cezasının süresi ve tahliye
edildikten sonrası için beklentileri dikkate alınmalıdır.
iv.Bu bağlamda söz konusu yayınların,
terör suçlarından mahpus olan kişilerin iddia edilen mağduriyetlerin sorumlusu
olarak gördükleri kişilere veya devlete karşı daha fazla şiddete yönelmelerine
sebebiyet verip vermediği değerlendirilmelidir.
v.Mahpusa verilmeyen süreli veya süresiz
yayının cinsi, içeriği, yayımlayanı ve sorunlu görülen kısımların hangileri
olduğu belirtilmeli ve mahpusa verilmesi sakıncalı bulunan kısımların detaylı
analizi yapılmalıdır.
vi.Böyle bir analizin yapılabilmesi için
eğer söz konusu yayının terör örgütleriyle veya terör faaliyetlerinin meşru
gösterilmesiyle bir ilişkisi varsa mahpusun ifade özgürlüğü ile demokratik
toplumun terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı kendini korumaya ilişkin meşru
hakkı arasında denge kurulmalıdır.
vii.Zikredilen dengelemenin yapılabilmesi için;
- Bütünüyle ele alındığında müdahaleye konu yayının özel bir
kişiyi, kamu görevlilerini, halkın belirli bir kesimini veya devleti hedef
gösterip göstermediğinin, onlara karşı şiddete teşvik edip etmediğinin,
- Bireylerin fiziksel şiddet tehlikesine maruz bırakılıp
bırakılmadığının, bireylere karşı nefreti alevlendirip alevlendirmediğinin,
- Yayında iletilen mesajda şiddete başvurmanın gerekli ve haklı
bir önlem olduğunun ileri sürülüp sürülmediğinin,
- Şiddetin yüceltilip yüceltilmediğinin; kişileri nefrete,
intikam almaya, silahlı direnişe tahrik edip etmediğinin,
- Suçlamalara yer vererek veya nefret uyandırarak ülkenin bir
kısmında veya tamamında daha fazla şiddete sebebiyet verip vermeyeceğinin,
- Söz konusu yayında yer alan ifadelerin ceza infaz
kurumunun güvenliğini, disiplinini ve düzenini tehlikeye düşürüp
düşürmediğinin,
- Terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri
mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olup olmadığının,
-Kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış
bilgileri, tehdit ve hakaret oluşturan ifadeleri içerip içermediğinin,
- Yayın tarihinde veya mahpusa verilmesinin istendiği sırada
ülkenin bir kısmında veya tamamında çatışmaların yoğunluk derecesi ile ceza
infaz kurumu ve ülkedeki tansiyonun yükseklik derecesinin yayının mahpusa
verilmesine etki edip etmediğinin,
- Karara konu sınırlayıcı tedbirin, demokratik bir toplumda
zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olup olmadığının
ve tedbirin başvurulabilecek en son çare niteliğinde bulunup bulunmadığının,
- Son olarak sınırlamanın, güdülen kamu yararı amacını
gerçekleştirmek için ifade özgürlüğüne en az müdahale eden ölçülü bir sınırlama
niteliğinde olup olmadığının yayının içeriğiyle birlikte değerlendirilmesi
gerekir.
viii.Derece mahkemelerinin ve kamu gücünü
kullanan diğer organların söz konusu değerlendirmeleri yaparlarken olayın
koşullarına göre uzman kişilerin görüşlerinden faydalanmaları, gerekirse
konusunda uzman sosyal bilimciler, araştırmacılar ve akademisyenlerden rapor ve
görüş almaları her zaman mümkündür. Böylece süreli veya süresiz bir yayının bir
mahpusa verilmemesi şeklindeki müdahalenin kanunlar ve Anayasa Mahkemesi
içtihatlarında ortaya konan kriterlere uygunluğunun denetimi daha etkili
yapılabilecektir (Halil Bayık, §
45).
(2) İlkelerin Olaya
Uygulanması
31. Başvuruya ilişkin olayda gazete biçimindeki yazılı doküman,
içeriğinde kamu düzenini bozucu, anayasal düzeni yıkıcı ve bölücü nitelikte
ifadelere yer verilmesi nedeniyle başvuruculara verilmemiştir. Eğitim Kurulu bu
dokümanın terör suçundan hükümlü olarak bulunan başvuruculara verilmesinin
İnfaz Kurumu güvenliği ile mahkûmların ıslahını engelleyeceğini belirtmiştir
Eğitim Kurulunun kararına yapılan itirazı değerlendiren İnfaz Hâkimliği ve Ağır
Ceza Mahkemesi aynı gerekçeyle itirazı reddetmiştir.
32. Somut olayda derece mahkemeleri tarafından yukarıda sayılan
hususlar değerlendirilmemiş, başvuru konusu gazeteyle 2. ve 9. sayfaların
içeriğinde yer alan ifadelerin İnfaz Kurumu güvenliği için tehlike oluşturacağı
ve mahkûmların ıslahını engelleyeceği şeklindeki gerekçeyi soyut olmaktan
çıkaracak ölçüde somut bir bağlantı kurulmamıştır.
33. Yine bu nitelikte kabul edilen ifadelerin yer aldığı
sayfalar belli olmasına rağmen bu bölümlerin çıkarılarak geri kalan kısmın
başvuruculara teslim edilmesinin mümkün olup olmadığı da tartışılmamıştır.
Sakıncalı kısımların yayından ayrılmasının mümkün olmadığı veya bu kısımlar
çıkartıldığında geri kalan bölümün bir öneminin kalmadığı hâllerde yayının
tümünün mahpusa verilmemesi yoluna gidilebilirse de bu özel durumun da ilgili
kararda gerekçelendirilmesi gerekir (Sinan İyit (2) [GK], B. No: 2013/1495, 30/11/2017, §
56).
34. Dolayısıyla başvuruya konu gazete biçimindeki yazılı
dokümanın başvuruculara verilmemesinin demokratik bir toplumda gerekli olduğu
ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilemediği gibi yapılan müdahalenin
ölçülü de olmadığı anlaşılmaktadır.
35. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
36. Bu ihlal kararı başvuruya konu yayının başvuruculara
verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. İlgili derece mahkemeleri, Anayasa
Mahkemesi kararında ortaya konulan kriterler ve gösterilen yöntemle yeniden
yargılama yaparak yargılamanın sonucuna göre bahse konu yayının ya da bir
kısmının başvuruculara verilmesine veya verilmemesine karar vermelidirler.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
37. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. …
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir."
38. Başvurucular ihlalin tespiti ile manevi tazminat talebinde
bulunmuşlardır.
39. Başvurucuların ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna
varılmıştır. Bu ihlal kararı başvuruya konu yayının başvuruculara verilmesi
gerektiği şeklinde yorumlanamaz.
40. İfade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması
için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir
örneğinin -Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterler ve gösterilen
yöntemle- yeniden yargılama yapmak ve yargılamanın sonucuna göre başvurucunun
itirazı hakkında yeni bir karar vermek üzere Ankara Batı İnfaz Hâkimliğine
gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
41. İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan başvuruculara bir
dokümanın verilmemesi şeklindeki müdahale yönünden, ifade özgürlüğünün ihlal
edildiğinin tespiti ile kararın, yeniden yargılama yapmak üzere ilgili yargı mercine gönderilmesine hükmedilmesinin yeterli olacağı
değerlendirildiğinden başvurucuların manevi tazminat talebinin reddine karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucu Naki Demir yönünden başvurunun REDDİNE,
B. Diğer başvurucular yönünden ifade özgürlüğünün ihlal
edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade
özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Batı İnfaz
Hâkimliğine (E.2015/3724 ve K.2015/3717) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucuların manevi tazminat talebinin REDDİNE,
F. 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.206,90 TL yargılama giderinin birinci ve ikinci BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN
ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/3/2018
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.