TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/19585)
Karar Tarihi: 20/9/2018
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Recep KÖMÜRCÜ
Celal Mümtaz AKINCI
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Raportör
Yücel ARSLAN
Başvurucu
Halkın Kurtuluş Partisi
Vekili
Av. Pınar AKBİNA
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, izinsiz afiş asılmasından dolayı bir siyasi partiye idari para cezası kesilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı ile ifade ve siyasi örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/12/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu Halkın Kurtuluş Partisi (HKP/Parti), yasal olarak kurulmuş ve faaliyetlerini sürdüren bir siyasi partidir. Üsküdar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından anılan Parti hakkında, izinsiz afiş asmak eylemi nedeniyle 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 42. maddesine göre 27/4/2015 tarihinde 2.000 TL idari para cezası kesilmiştir. Para cezasına ilişkin tutanakta izinsiz afiş asma fiilinin işlendiği yer olarak Mahir İz Caddesi ve Üsküdar Merkez civarları belirtilmiştir.
7. HKP'nin idari para cezasının iptali talebiyle yaptığı itiraz 8/10/2015 tarihinde İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliği (Hâkimlik) tarafından kesin olarak reddedilmiştir.
8. Üsküdar Belediye Başkanlığının (İdare) yapılan itiraza cevap yazısında; başvurucunun yetkili makamlardan izin almadan afiş astığı, bu durumun Zabıta Müdürlüğü personeli tarafından tespit edildiği, afişlerin fotoğraflarının çekildiği ve idari yaptırım karar tutanağının düzenlendiği belirtilmiştir. Aynı yazıda, başvurucunun dilekçesinde belirttiği Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 23/02/2015 tarihli ve 236 sayılı kararının ilan ve reklam yerleri başlıklı kısmında söz konusu afişlerin 8/5/2015 tarihinden sonra asılabileceğinin zikredildiği; başvurucunun afişleri bu tarihten önce astığının belirtildiği ifade edilmiştir.
9. Hâkimlik ret kararında; idarenin cevap yazısı ekinde sunulan tespit ve buna yönelik fotoğraflar, afişlerin içeriği, afişlerin asılması için herhangi bir resmî merciden izin alınmamış olması, YSK'nın 14/03/2015 tarihli ve 350 No.lu karar içeriğinin birlikte değerlendirildiği ve itirazın soyut ve mesnetsiz nitelikte olduğu belirtilerek yaptırım kararının usul ve yasaya uygun olduğu ifade edilmiştir.
10. Ret kararı başvurucuya 18/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
11. Başvurucu 16/12/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. 5326 sayılı Kanun’un "Başvurunun incelenmesi" kenar başlıklı 28. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...(4) Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re'sen tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir..."
13. Aynı Kanun’un "Afiş asma" kenar başlıklı 42. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) ... cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait ... alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez, kâğıt ve benzeri afiş ... asan kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Aynı içerikteki afiş ve ilânlar, tek fiil sayılır.
(2) Birinci fıkra hükmü, yetkili makamlardan alınan açık ve yazılı izne dayalı olarak asılan afiş ve ilânlar açısından uygulanmaz...
...
(4) Bu kabahatler dolayısıyla idarî para cezasına, kolluk veya belediye zabıta görevlileri karar verir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 20/9/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; afişi kimlerin yapıştırdığı belirlenemediği hâlde varsayıma dayalı olarak Partiye ceza kesildiğini, 5236 sayılı Kanun'a göre duruşma açılması ve savunma alınması gerekirken dosya üzerinden karar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırı davranıldığını ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
16. Başvurucu, afişleri kimin astığı belirlenmeden Partiye varsayıma dayalı ceza kesildiğini iddia etmiştir. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42). Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, inceleme yaparken derece mahkemelerinin maddi vakıalarla ilgili değerlendirmeleri veolayın sübutuna ilişkin kabulüyle kural olarak ilgilenmez. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi somut başvuruda başvurucunun kanun yolu şikâyeti niteliğinde olan söz konusu iddialarını incelemeye gerek duymamaktadır.
17. Başvurucu, duruşma yapılması talebinin reddedilmesi nedeniyle de adil yargılanma hakkının unsurlarından sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesi daha önce bu konuyu değerlendirme imkânı bulmuştur. Anayasa Mahkemesi, adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilen fakat ceza hukuku kategorisine girmeyen fiillerin (örneğin trafik kurallarının ihlali) yargılamasında duruşma yapılması her zaman gerekli olmayabileceğine (Ozan Çağlar Akman, B. No: 2014/1622, 21/9/2017, § 22), karmaşık olmayan veya teknik davalar ile tarafların sunduğu görüşlere ve diğer belgelere dayanarak duruşma açılmaksızın karar verilebilecek davalarda(Aziz Ağırlı, B. No: 2013/1377, 25/3/2015, § 27) adil yargılama ilkelerine uyulmak şartıyla usul ekonomisi ve iş yükünün azaltılması gibi amaçlarla bazı yargılamaların duruşmadan istisna tutulabileceğine karar vermiştir (Nevruz Bozkurt, B. No: 2013/664, 17/9/2013, § 32).
18. Somut olayda sözlü yargılamanın mutlak uygulanmadığı uyuşmazlık, tarafların yazılı iddia ve savunmaları alınarak sonuçlandırılmıştır. Hâkimlik tensip zaptında ve ara kararında duruşma açılıp açılmayacağı hususunun tebligatların yapılmasından ve gelen cevaplardan sonra değerlendireceğini belirtmiş ve yazılı beyanları karar vermek için yeterli görmüştür. Mevzuat gereği duruşma açma zorunluluğu da bulunmayan uyuşmazlığın (bkz. § 12) kendine özgü niteliği dikkate alındığında yargılamanın bu şekilde sonuçlandırılması makul görüldüğünden sözlü yargılama hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. İfade ve Siyasi Örgütlenme Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddialar
20. Başvurucu, idari para cezasını uygulayan idarenin seçim döneminde böyle bir yetkisinin bulunmadığını ve bu suretle kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırı davranıldığını iddia etmiştir. Başvurucu afiş asılması nedeniyle HKP'ye idari para cezası kesilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal etmek suretiyle partinin siyaset yapmasını engellediğini öne sürmüştür.
21. Somut olayda idari para cezasına konu fiil 27/4/2015 tarihinde gerçekleşmiştir. Hakimlik YSK'nın -26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun hükümlerine de atıf yapan- 236 sayılı kararı ile 14/03/2015 tarihli ve 350 sayılı kararını ve başvurucunun iddialarını değerlendirerek seçim sürecinde 298 sayılı Kanun ve anılan kararlara göre 8/5/2015 tarihinden önce anılan Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında belirlenen yerler dışında siyasi partilerin kendilerini tanıtıcı poster, parti bayrağı, ilan, pankart veya afiş gibi malzemeleri asmasının ve yapıştırmasının mümkün bulunmadığını dikkate almıştır. Hâkimlik anılan tarihten önce izinsiz afiş asılmasını genel hükümlere göre 5326 sayılı Kanun kapsamında değerlendiren idari yaptırım kararını değerlendirmiş ve hukuka uygun bulmuştur (bkz. § 9).
22. Anayasa’nın 68. maddesine göre siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarındandır. Düşüncelerin ve bunların ifade edilebilmesi özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün hedeflerinden birisi olup bu durum çoğulculuk ve demokrasinin düzgün işlemesinin sağlanması açısından siyasi partilerin önemini daha da artırmaktadır. Yasama organının seçimi konusunda görüş dile getirme özgürlüğünün ülke nüfusu içinde mevcut farklı düşünceleri temsil eden siyasi partilerin çoğunluğunun katılımı olmaksızın tasavvur edilmesi mümkün olmayıp siyasi partiler, demokratik toplum kavramının tam merkezinde yer alan siyasi tartışmalara yeri doldurulamaz bir katkıda bulunmaktadırlar (Metin Bayyar ve Halkın Kurtuluş Partisi [GK], B. No: 2014/15220, 4/6/2015, §§ 46, 47). Öte yandan siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurları oldukları gibi demokrasinin sağlıklı işleyişinin temini bakımından da yürürlükte bulunan kurallara ve Kanun hükümlerine herkes gibi uymak zorundadırlar.
23. Somut başvuruda, başvurucunun idari para cezası verilmesi nedeniyle siyasi faaliyette bulunma hakkını ortadan kaldıracak veya bu hakkın kullanılmasını aşırı derecede güçleştirecek haksız bir müdahalede bulunulduğu ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla ifade ve siyasi örgütlenme özgürlüğüne yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. İfade ve örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 20/9/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.