logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Batuhan Yılmaz [1.B.], B. No: 2015/6071, 28/6/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BATUHAN YILMAZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/6071)

 

Karar Tarihi: 28/6/2018

R.G. Tarih ve Sayı: 31/7/2018-30495

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Volkan ÇAKMAK

Başvurucu

:

Batuhan YILMAZ

Vekili

:

Av. Ahmet BİLGİN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, Kara Harp Okulundan çıkarılma işlemine karşı açılan davada işlemin tesis edilme sürecinde dahli olan kuruma bilirkişi incelemesi yaptırılması nedeniyle çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 7/4/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık 8/2/2018 tarihli yazısı ile görüş bildirmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, 2011 yılında Askerî Liseden mezun olmuştur. İzmir Asker Hastanesi tarafından yapılan muayenesinde harp okulu öğrenciliğine engel bir hâlinin bulunmadığı tespit edilen başvurucu, Kara Harp Okuluna kabul edilmiştir.

9. Kara Harp Okulu öğrencisi iken psikolojik rahatsızlık nedeniyle başvurucuya 2012 yılı içinde olmak üzere farklı tarihlerde toplam beş buçuk ay izin verilmiştir. Bu istirahat izinleri Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) tarafından üç uzman tabip imzalı sağlık raporu ile verilmiştir. İzinler sonrasında başvurucu için GATA tarafından organik olmayan psikoz, tanımlanmamış-kronik nitelik kazanmış psikotik bozukluk tanısı konularak askerî öğrenci olamayacağı yönünde 14/11/2012 tarihli rapor düzenlenmiştir.

10. Başvurucunun söz konusu rapora itiraz etmesi üzerine sevk edildiği Beytepe Asker Hastanesi de GATA tarafından düzenlenen raporla aynı içeriğe sahip olan 24/1/2013 tarihli raporu tanzim etmiştir.Bu tespitlerin ardından 5/8/2013 tarihli işlemle başvurucunun Kara Harp Okulu ile ilişiği kesilmiştir.

11. Diğer taraftan başvurucunun kendi imkânlarıyla Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinden aldığı 2/10/2012 tarihli sağlık raporunda "Kişinin herhangi bir psikiyatrik yakınması yoktur." ibaresine yer verilmiştir. Başvurucunun yine kendi imkânlarıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesinden aldığı belgede "Psikotik bozukluk tanısı muayene ve testlerde öngörülmedi." ifadesi yer almaktadır.

12. Başvurucu, ilişik kesme işleminin iptali için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) nezdinde dava açmıştır. Başvurucu dava dilekçesinde, sağlığının yerinde olduğunu ve psikolojik durumunun tespiti için farklı bir sağlık kurumuna sevki hâlinde psikolojik rahatsızlığının bulunmadığının anlaşılacağını ileri sürmüştür.

13. AYİM İkinci Dairesi (Mahkeme) 10/9/2014 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir.

14. Ret gerekçesinde öncelikle, işlemin hukuka uygunluğunun değerlendirilebilmesi için başvurucunun okulla ilişiğinin kesilmesine neden olan rahatsızlığın mevcut olup olmadığının, mevcut ise askerî öğrenci olmasına engel teşkil edip etmeyeceğinin tespit edilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır. Sağlık koşulları yönünden askerî öğrenciliğe elverişli olup olmama konusunda nihai karar merciinin GATA Profesörler Kurulu olduğu ifade edilerek anılan Kuruldan başvurucunun psikolojik durumuna ilişkin sağlık raporu talep edildiği belirtilmiştir. İstem üzerine GATA Profesörler Kurulu tarafından düzenlenen 7/7/2014 tarihli raporda başvurucu için "Kronik nitelik kazanmış psikotik bozukluk (halen rezidüel bulgular mevcut) - askeri öğrenci olamaz." tespiti yapıldığı ifade edilmiş ve buna göre başvurucunun askerî öğrenciliğe devam etmesinin mümkün olmadığı değerlendirmesi yapılmıştır. Sonuç olarak Mahkeme, GATA raporu uyarınca hukuka uygun olarak tesis edildiği sonucuna vardığı ilişik kesme işlemine yönelik iptal isteminin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle davanın reddine hükmetmiştir.

15. Başvurucu karar düzeltme isteminde bulunmuş ve dilekçesinde farklı bir sağlık kurumuna sevk edilmesi talebinde bulunduğu hâlde yargılama sürecinde yine GATA'dan sağlık raporu aldırılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

16. Karar düzeltme istemi Mahkemenin 18/2/2015 tarihli hükmüyle reddedilmiştir.

17. Başvurucu nihai kararı 11/3/2015 tarihinde tebellüğ etmesinin ardından 7/4/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

18. 11/5/2000 tarihli ve 4566 sayılı Harp Okulları Kanunu'nun "Disiplin ve okuldan çıkarılma" kenar başlıklı 38. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi şöyledir:

"Harp okullarında eğitim ve öğrenim gören öğrenciler aşağıdaki hallerde okuldan çıkarılırlar;

....

e) Sağlık kurullarınca verilecek raporlara dayalı olarak sağlık durumları bakımından harp okulu öğrenimine devam imkânı kalmayanlar,"

19. 27/9/2001 tarihli ve 24536 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Harp Okulları Yönetmeliği'nin "Mahkeme kararı, sağlık ve başarısızlık nedeniyle okuldan çıkarılma" kenar başlıklı 62. maddesinin (b) bendi şöyledir:

"b) Sağlık nedeniyle çıkarılma : Sağlık nedeni ile iki yıldan fazla devre kaybedenler ile sağlık kurulunca verilecek raporlara dayanılarak sağlık durumları bakımından Harp okulu öğrenimine devam olanağı kalmayanların, Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu kararı ile okulla ilişkileri kesilir."

20. 4/7/1972 tarihli ve 1602 sayılı mülga Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 52. maddesi şöyledir:

"Daireler veya Daireler Kurulu, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapabilecekleri gibi, tayin edecekleri süre içinde, lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.''

21. 1602 sayılı mülga Kanun'un 56. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

''Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde; İdari Yargılama Usulü Kanunu ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ...bilirkişi, keşif, delillerin tespitine... ilişkin hükümleri uygulanır.''

22. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir.''

B. Uluslararası Hukuk

23. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir.”

24. Sözleşme’deki hakların etkili bir biçimde korunması için davaya bakan mahkemelerin Sözleşme’nin 6. maddesine göre "tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi" vardır (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000, § 33).

25. Sözleşme’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin davalarının hakkaniyete uygun olarak görülmesini isteme hakları güvence altına alınmıştır. Hakkaniyete uygun yargılanmanın temel unsuru, yargılamanın çelişmeli olması ve taraflar arasında silahların eşitliğinin sağlanmasıdır (Rowe ve Davis/Birleşik Krallık [BD], B. No: 28901/95, 16/2/2000, § 60).

26. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sözleşme’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde hakkaniyete uygun yargılanma hakkını güvence altına aldığını ve mahkeme tarafından dinlenen bir bilirkişinin ise aynı gereksinimleri karşılamasınınzorunlu olmadığını açıkça kaydetmektedir. AİHM; bununla birlikte dava ile gündeme getirilen soruları ele almak için yetkili mahkeme tarafından görevlendirilen bir bilirkişi görüşünün söz konusu mahkemenin davayı değerlendirme biçiminde belirgin bir rol oynayabileceğini, bazı koşullarda bir mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişinin tarafsız olmamasının adil yargılanma kavramının içindeki silahların eşitliği ilkesini ihlal edebileceğini, özellikle bilirkişinin yeri ve rolü gibi etkenlerin dikkate alınması gerektiğini ifade etmektedir. Ayrıca AİHM, uyuşmazlığın esası ile ilgili olarak görüşü istenen kurumun konumu ve oluşumu nedeniyle başvuranın kaygılanabileceğini ancak önemli olan noktanın bu kaygının objektif olarak kanıtlanabilmesi olduğunu belirtmiştir (Sarıdaş/Türkiye, B. No: 6341/10, 7/7/2015, §§35, 36).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

27. Mahkemenin 28/6/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

28. Başvurucu; sivil hastanelerden aldığı sağlık raporlarında herhangi bir psikolojik rahatsızlığının bulunmadığı yönünde tespitlere yer verildiğini, yargılama esnasında farklı sağlık kurumlarına sevkini istemesine karşın Mahkemenin çıkarılma işleminin tesis edilme sürecinde hakkında olumsuz rapor düzenleyen GATA'ya kendisini sevk ettiğini, bu nedenle savunma hakkı, hak arama hürriyeti, tarafsızlık ve silahların eşitliği ilkelerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

29. Bakanlık 8/2/2018 tarihli yazısıyla görüş bildirmiştir. AYİM tarafından askerî öğrenciliğe elverişlilik konusunda nihai karar organının GATA Profesörler Kurulu olduğunun tespit edildiğini belirten Bakanlık, askerî hizmetin kendine özgü gereklilikleri doğrultusunda sağlık yönünden öğrencilerin değerlendirilebilmesi için ayrı bir ihtisas kurulu oluşturulmasının devletin takdir yetkisi içinde olduğunu ifade etmiştir. Sonuç olarak Bakanlık görüşünde, bu hususların da gözetilmesi suretiyle takdirin Anayasa Mahkemesine ait olduğunu bildirilmiştir.

B. Değerlendirme

30. Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

31. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında silahların eşitliği ilkesi yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

32. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

i. Genel İlkeler

33. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan, B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).

34. Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen silahların eşitliği ilkesine Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla anılan ilkenin adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Anılan ilkeye uygun yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete uygun olması olanaklı değildir (Mehmet Fidan, § 38).

35. Silahların eşitliği ilkesi davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).

36. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ilkesi ışığında taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma, inceletme noktasında uygun imkânların tanınması ve yargılamaya etkin katılımlarının sağlanması gerekir. Bu anlamda delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsiz olma iddiaları da yargılamanın bütünü kapsamında değerlendirilecektir. Ceza davaları ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin davaların usul kuralları da dâhil olmak üzere yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ilkesi güvence altına alınarak adil yargılanma hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir (Mustafa Kupal, B. No: 2013/7727, 4/2/2016§§ 50, 51, 52).

37. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi esasen derece mahkemelerine aittir. Mevcut yargılamada somut olayın usul kurallarına uygunluğunu denetlemek, geçerli olan delil sunma ve inceleme yöntemlerinin adil yargılanma hakkına uygun olup olmadığını irdelemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Anayasa Mahkemesinin görevi, başvuru konusu yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığını değerlendirmektir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 27).

38. Kural olarak Anayasa Mahkemesinin görevi, herhangi bir davada bilirkişi raporu veya uzman mütalaasının gerekli olup olmadığına karar vermek değildir. Bilirkişi raporu benzeri delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi hususları derece mahkemelerinin yetkisi dâhilindedir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, § 68). Bununla birlikte Anayasa'daki hakların etkili bir biçimde korunması için davaya bakan mahkemelerin Anayasa'nın 36. maddesine göre tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi vardır (Mehmet Çelikkıran, B. No: 2013/9648, 20/1/2016, § 34).

ii. İlkelerin Olaya Uygulanması

39. Somut olayda başvurucunun sağlık kontrolünden geçirilerek elverişli olduğunun kabulüyle Kara Harp Okulu öğrencisi olarak kaydının yapıldığı ve öğrenci statüsü devam ederken psikolojik rahatsızlık nedeniyle askerî öğrenci olamayacağına karar verilerek ilişiğinin kesildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.

40. Başvuruya konu uyuşmazlıkta başvurucunun temel iddiası; kendisinde psikolojik yönden bir rahatsızlığın bulunmadığı,sivil hastanelerden aldığı sağlık raporları ile bu durumu ortaya koyduğu ve AYİM tarafından ilişik kesilme işleminin tesis edilme sürecinde dahli bulunan kurumdan görüş alınarak hüküm verilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği yönündedir.

41. Somut olay silsilesine bakıldığında Kara Harp Okulu öğrencisi iken psikolojik rahatsızlık nedeniyle birden fazla olmak üzere hava değişimi izni verilen ve izinlerin ardından sevk edildiği GATA tarafından 14/11/2012 tarihli raporla kendisine organik olmayan psikoz, tanımlanmamış-kronik nitelik kazanmış psikotik bozukluk tanısı konulan başvurucunun bu tanı nedeniyle askerî öğrenci olamayacağına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Başvurucunun bu rapora itirazı üzerine sevk edildiği Beytepe Asker Hastanesi tarafından ise GATA'nın verdiği rapor ile aynı yönde rapor düzenlenmesi sonucu başvurucunun askerî okulla ilişiği kesilmiştir. İşlemin iptali istemiyle açılan davada ise AYİM, başvurucunun sağlık durumu ile ilgili olarak ilişik kesme işleminin tesis edilme sürecindeki ilk raporu düzenleyen ve bu raporla başvurucunun askerî öğrenci olmasına engel bir psikolojik rahatsızlığı bulunduğu yönünde tespitte bulunan GATA bünyesindeki Profesörler Kuruluna görüş sormuştur. Profesörler Kurulu, GATA tarafından daha önce verilen 14/11/2012 tarihli raporla aynı tespiti içeren görüşünü Mahkemeye sunmuş ve bu görüş temel alınarak davanın reddine hükmedilmiştir.

42. Başvurucu; yargılama sürecinde verdiği dilekçelerle GATA tarafından hastalık tanısının sadece Kara Harp Okulunun sevk işlemleri baz alınarak yapıldığını,gerekli tetkik ve incelemeler yapılmadan rapor verildiğini, sivil hastanelerden rahatsızlığı olmadığı yönünde sağlık raporları aldığını, ortada çelişkili bir durum olmasına karşın yargılama sürecinde yine askerî bir kurum olan GATA Profesörler Kuruluna sevk edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür. AYİM farklı sağlık kurumuna sevk talebine ilişkin açık bir değerlendirmede bulunmamış, GATA Profesörler Kurulunun askerî öğrenciliğe elverişliliğin değerlendirilmesi noktasında nihai karar organı olduğunu ifade etmekle yetinmiştir.

43. Mahkemece verilen hükme esas olacak nitelikte görüş bildirerek yargılamanın sonucuna önemli ölçüde etki eden bilirkişinin tarafsız olmamasının silahların eşitliği ilkesini ihlal edebileceği gözönünde bulundurularak bilirkişinin yeri ve rolü gibi etkenlerin dikkate alınması adil yargılanma hakkının sağladığı güvencelerin gerçekleşmesi adına bir gerekliliktir. Bu bağlamda somut olay açısından GATA'nın işlemin tesis edilmesine etkisi ile başvurulan Profesörler Kurulunun yeri, konumu ve verdiği görüşün uyuşmazlığın çözümüne esas alınması hususları özellikle dikkate alınmalıdır.

44. Mevcut uyuşmazlıkta bilirkişi heyetinin tarafsızlığı, kurumsal olarak GATA'nın tarafsız olup olmaması veya heyetin aleyhine dava açılan idari teşkilata dâhil bulunup bulunmaması hâlinden ziyade ağırlıklı olarak ilişik kesme işlemine esas olan rahatsızlık hakkında hâlihazırda kurumun/hastanenin tıbbi bir kanaat sahibi olması, işlemin tesis edilme sürecine dâhil olması durumu ile ilgilidir. GATA, bilirkişi sıfatıyla tıbbi görüşünün alındığı konudaki kanaatini uyuşmazlık konusu ilişik kesme işlemine esas olan 14/11/2012 tarihli raporla beyan etmiş durumdadır.

45. Yargılama sürecine bakıldığında AYİM kararı ile bilirkişi raporu arasında sıkı bir bağlantı bulunduğu, Mahkeme tarafından ilişik kesme işleminin hukuka uygun olduğunakarar verilmesinde bilirkişi görüşünün belirleyici olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte başvurucunun başka sağlık kurumlarında muayene edilmesi gerektiği yönündeki itirazlarının AYİM kararlarında tartışılmadığı görülmektedir.İlgili hukuk kısmında alıntısı yapılan 1602 ve 2577 sayılı Kanunların tanıdığı imkânlar dâhilinde AYİM'in sadece askerî yapı içinde yer alan GATA'dan değil farklı sağlık kurumlarından da tıbbi görüş alma imkânına sahip olduğu açıktır. AYİM başvurucunun itirazına rağmen farklı bir sağlık kurumunun incelemesine ihtiyaç duymadan, konuya ilişkin görüşünü daha önce açıklamış olan GATA bünyesindeki Profesörler Kurulunun raporunu benimsemiştir.

46. Bu hâle göre başvurucunun psikolojik yönden rahatsız olduğu ve ilişiğinin kesilmesi gerektiği yönündeki tıbbi görüşünü işlemin tesis edilme sürecinde ortaya koyan GATA bünyesinde bulunan kuruldan hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunun alınması, psikolojik rahatsızlığı bulunmadığı yönünde iki farklı hastaneden rapor alan ve farklı sağlık kurumuna sevk edilmesi gerektiğini ileri süren başvurucu aleyhine dezavantaj oluşturmaktadır. Bu durum yukarıda alıntısı yapılan ilkeler uyarıncasilahların eşitliği ilkesini ihlal eder niteliktedir.

47. Sonuç olarak yargılama safahatında başvurucunun davalı idareye göre daha zayıf bir duruma düşürüldüğü ve bu durumun silahların eşitliği ilkesine yönelik ihlal oluşturduğu kanaatine varılmıştır.

48. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

49. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

50. Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; yargılamanın yenilenmesi ve tazminat talebinde bulunmuştur.

51. Başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde hüküm altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının güvencelerinden olan silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

52. Silahların eşitliği ilkesinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere -Anayasa'nın geçici 21. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (b) alt bendi gereğince-yetkili idari yargı merciine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

53. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde hüküm altına alınan adil yargılanma hakkı kapasımda hakkaniyete uygun yargılanma hakkının güvencelerinden olan silahların eşitliği ilkesinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ilkesinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere-Anayasa'nın geçici 21. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (b) alt bendi gereğince- yetkili idari yargı merciine GÖNDERİLMESİNE (Karar AYİM İkinci Dairesinin 10/9/2014 tarihli ve E.2013/1345, K.2014/1216 sayılı kararına ait dava dosyası ile ilgilidir.),

D. 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/6/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Batuhan Yılmaz [1.B.], B. No: 2015/6071, 28/6/2018, § …)
   
Başvuru Adı BATUHAN YILMAZ
Başvuru No 2015/6071
Başvuru Tarihi 7/4/2015
Karar Tarihi 28/6/2018
Resmi Gazete Tarihi 31/7/2018 - 30495
Basın Duyurusu Var

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, Kara Harp Okulundan çıkarılma işlemine karşı açılan davada işlemin tesis edilme sürecinde dahli olan kuruma bilirkişi incelemesi yaptırılması nedeniyle çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (İdare) İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4566 Harp Okulları Kanunu 38
1602 Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu 52
56
2577 İdari Yargılama Usulü Kanunu 20
Yönetmelik 27/9/2001 Harp Okulları Yönetmeliği 62

31.7.2018

BB 33/18

Kara Harp Okulundan Çıkarılma İşlemine Karşı Açılan Davada Aynı Hastaneden Rapor Alınması Nedeniyle Silahların Eşitliği İlkesinin İhlal Edilmesi

 

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 28/6/2018 tarihinde, Batuhan Yılmaz (B. No: 2015/6071) başvurusunda Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının güvencelerinden silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

 

Olaylar

Başvurucuya Kara Harp Okulu öğrencisi iken psikolojik rahatsızlık nedeniyle aynı yıl içinde farklı tarihlerde sağlık raporu ile toplam beş buçuk ay izin verilmiştir.

İzinler sonrasında Askerî Hastane tarafından başvurucuya organik olmayan psikoz, tanımlanmamış-kronik nitelik kazanmış psikotik bozukluk tanısı konulmuş askerî öğrenci olamayacağı yönünde rapor düzenlenmiştir.

Başvurucunun rapora itiraz etmesi üzerine sevk edildiği bir başka askerî hastane de aynı içeriğe sahip rapor tanzim etmiş ve başvurucunun Kara Harp Okulu ile ilişiği kesilmiştir.

Diğer taraftan başvurucunun kendi imkânlarıyla üniversite hastanesinden aldığı sağlık raporunda "Kişinin herhangi bir psikiyatrik yakınması yoktur" ibaresine, yine kendi imkânlarıyla belediye hastanesinden aldığı belgede de "Psikotik bozukluk tanısı muayene ve testlerde öngörülmedi" ifadesine yer verilmiştir.

Başvurucu, ilişik kesme işleminin iptali için Askerî Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) nezdinde dava açmış, sağlığının yerinde olduğunu ve psikolojik durumunun tespiti için farklı bir sağlık kurumuna sevki hâlinde bunun anlaşılacağını ileri sürmüştür.

AYİM, askerî hastanenin sağlık raporunu esas alarak davayı reddetmiş, başvurucunun karar düzeltme istemini de kabul etmemiştir.

İddialar

Başvurucu; sivil hastanelerden aldığı sağlık raporlarında herhangi bir psikolojik rahatsızlığının bulunmadığı yönünde tespitlere yer verildiğini, yargılama esnasında farklı sağlık kurumlarına sevkini istemesine karşın hakkında olumsuz rapor düzenleyen askerî hastaneye sevk edildiğini, bu nedenle savunma hakkı, hak arama hürriyeti, tarafsızlık ve silahların eşitliği ilkelerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa Mahkemesi birçok kararında, AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkı kapsamına dâhil edilen silahların eşitliği ilkesine bu madde kapsamında yer vermiştir.

Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ilkesi ışığında taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma, inceletme noktasında uygun imkânların tanınması ve yargılamaya etkin katılımlarının sağlanması gerekir.

Somut olayda bilirkişi heyetinin tarafsızlığı, kurumsal olarak askerî hastanenin tarafsız olup olmaması veya heyetin, aleyhine dava açılan idari teşkilata dâhil bulunup bulunmamasından ziyade ağırlıklı olarak ilişik kesme işlemine esas olan rahatsızlık hakkında kurumun hâlihazırda tıbbi bir kanaat sahibi olması ve işlemin tesis edilme sürecine dâhil olması durumu ile ilgilidir.

Askerî hastane, bilirkişi sıfatıyla tıbbi görüşünün alındığı konudaki kanaatini ilişik kesme işlemine esas olan raporla beyan etmiştir.

Başvurucunun başka sağlık kurumlarında muayene edilmesi gerektiği yönündeki itirazlarının AYİM kararlarında tartışılmadığı görülmektedir. Oysa AYİM sadece askerî yapı içinde yer alan hastaneden değil, farklı sağlık kurumlarından da tıbbi görüş alma imkânına sahiptir.

Bilirkişi raporunun, tıbbi görüşünü işlemin tesis edilme sürecinde ortaya koyan askerî hastane bünyesinde bulunan kuruldan alınması psikolojik rahatsızlığı bulunmadığı yönünde iki farklı hastaneden rapor alan ve farklı sağlık kurumuna sevk edilmesi gerektiğini ileri süren başvurucu aleyhine dezavantaj oluşturmaktadır.

Sonuç olarak yargılama safahatında başvurucunun davalı idareye göre daha zayıf bir duruma düşürüldüğü ve bu durumun silahların eşitliği ilkesine yönelik ihlal oluşturduğu kanaatine varılmıştır. 

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının güvencelerinden olan silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.

  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi