logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İsmail Altundal [1.B.], B. No: 2015/8048, 28/6/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İSMAİL ALTUNDAL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/8048)

 

Karar Tarihi: 28/6/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör Yrd.

:

Halil İbrahim DURSUN

Başvurucu

:

İsmail ALTUNDAL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ilk yardım hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde işlememesi sonucu ölüm olayının meydana gelmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 14/5/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu 14/12/2011 tarihinde yaşamını yitiren 1946 doğumlu Ş.A.nın oğludur.

A. Başvurucunun Annesi Ş.A.nın Ölümü

9. Başvurucunun babası M.A. 13/12/2011 tarihinde saat 00.27'de Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezini arayarak rahatsızlanan eşi Ş.A.nın hastaneye sevki için evlerine ambulans gönderilmesi talebinde bulunmuştur.

10. Başvurucunun babası ile Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinde telefonu yanıtlayan görevli arasındaki konuşma şöyledir:

"112 : Alo

M.A. (Başvurucunun babası) : Hayırlı akşamlar.

112 : Buyrun, iyi akşamlar

M.A.: Hanımefendi, benim eşim, acile hemen gitmesi lazım.

112 : Nesi var, şikâyeti nedir

M.A.: Karnı müthiş şiş, nefes alamaz halde, çok zor durumda

112 : Yeni mi oldu?

M.A.: Efendim

112 : Yeni mi oldu?

M.A.: Bu akşam

112 : Kaç yaşında?

M.A.: Efendim

112 : Kaç yaşında

M.A.: 65 yaşında

112 : Başka bir hastalığı var mıydı?

M.A.:Var, şeker var, kalp var

112 : Şu anda nefes alamıyor.

M.A.: Çok zorlanıyor"

112 : Zorlanıyor?

M.A.: Çok zor alıyor

112 : Tamam söyleyin adresi"

(...)

[Başvurucunun babası evin adresini tarif etmeye çalışıyor]

112 : Bakın ben ambulansa bu şekilde tarif edemem de, bana deyin ki, bu caminin önüne gelsinler ordan alayım, ya da Muhtarlığın önüne gelin, neresi yakın böyle

M.A.: Hanımefendi hastanın gelecek durumu yok ki!

112: Hastayı getirmeyeceksiniz, sadece ambulans ile sizi buluşturacağız, eve götüreceksiniz ambulansı

M.A.: Tamam, Şeker Mahallesi Muhtarlığını biliyorlar mı?

112 : Evet, evet

M.A.: Ben Muhtarlığın oraya geleyim.

112 : Tamam, Şeker Mahallesi Muhtarlığı

M.A.:Tamam, ben oraya geliyorum

112 : Tamam, hemen gelin, ben o arada ambulansı

M.A.: Tamam, bir zahmet hemen"

112 : Tabi, hemen çıkacak, geçmiş olsun"

11. Kayseri 112 Acil İl Ambulans Servisi Çağrı Kayıt Formu'na (Çağrı Kayıt Formu) göre çağrı saati 00.27.52 olup ambulansın hareket saati 00.33.02'dir. Çağrı Kayıt Formu'na göre ambulans buluşma noktasına saat 00.43.08'de ulaşmış, olay yerine ise 00.44'te varmıştır. Çağrı Kayıt Formu'na göre saat 00.49.47'de olay yerinden hareket eden ambulans saat 00.55'te Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesine gelmiştir. Çağrı Kayıt Formu'nun Ön Tanı başlıklı kısmında kvs-arrest (kalp durması) açıklaması bulunmaktadır.

12. Başvurucunun anlatımına göre Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde annesinin kalbi yeniden çalıştırılmış ancak evde yaşanan kalp durması sonucu bitkisel hayata giren annesi kurtarılamayarak 14/12/2011 tarihinde yaşamını yitirmiştir.

B. Tam Yargı Davası Süreci

13. Başvurucu 22/3/2012 tarihinde Sağlık Bakanlığına müracaat etmiş ve anılan olay sebebiyle uğramış olduğu manevi zararlarının tazmin edilmesi talebinde bulunmuştur. Sağlık Bakanlığı başvurucunun talebinireddetmiştir.

14. Bunun üzerine başvurucu 20/7/2012 tarihinde Ankara 4. İdare Mahkemesinde tam yargı davası açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde özetle Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin yanlış yönlendirmesi sonucu annesinin yaşamını yitirdiğini ileri sürmüştür. Başvurucu bu kapsamda, kalbi sıkışan annesinin yanındaki tek kişi olan babasının "Adres bulamayız." gerekçesiyle evden dışarı çıkmaya yönlendirilmesinin hatalı olduğunu, kalbi sıkışan bir hasta ve hasta yakınına yapılan yönlendirmenin bu olmaması gerektiğini, bu yönlendirmenin annesini daha da telaşlandırdığını ve kalp krizini ağırlaştırdığını belirtmiştir. Başvurucu bu kapsamda ayrıca Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin evdeki tek kişi olan babasını dışarı çıkmaya yönlendirmek yerine "Beyefendi, beyne kan gitmesi için hastayı rahat bir şekilde yatırınız, hastayı teskin ediniz, bir kalp ilacı varsa veriniz, yine de kendinden geçecek olursa kalp masajı yapınız, suni solunum yapınız." şeklinde yönlendirmesinin daha yerinde olacağını ifade etmiştir. Başvurucu, böyle bir yönlendirme yapılmış olsaydı belki de annesinin şu an hayatta olacağını ifade etmiştir.

15. Davalı idare; Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezine gelen çağrıdan yaklaşık on beş dakika sonra olay yerine varıldığını, hastaya ilk müdahalenin olay yerinde yapıldığını ve ambulansla hastaneye ulaşılana kadar hastaya ambulans içinde gerekli müdahalenin yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı idare, savunma dilekçesinde ayrıca Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezine gelen çağrı üzerine telefonu yanıtlayan personel tarafından hastanın sağlık durumunun ve adresinin öğrenilmeye çalışıldığını, bölgeye en yakın birinci ve ikinci ambulansın görevde olması nedeniyle olay yerine yönlendirilen üçüncü ambulansın bölgeyi iyi bilmeme ihtimaline binaen hasta yakınından daha detaylı adres temin edilmeye çalışıldığını fakat hasta yakınının adresi bulmayı kolaylaştıracak sabit bir nokta belirtememesi üzerine buluşma noktası olarak mahalle muhtarlığının belirlendiğini ifade etmiştir.

16. Ankara 4. İdare Mahkemesi 31/10/2013 tarihli kararla tarafların beyanlarını ve dava dosyasında bulunan diğer bilgi ve belgeleleri dikkate alarak davanın reddine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"(...)

Her ne kadar davacı tarafından 112 acil servis personelince "Beyefendi beynine kan gitmesi için hastayı rahat bir şekilde yatırınız, hastayı teskin ediniz, bir kalp ilacı varsa veriniz, yine de kendinden geçecek olursa kalp masajı yapınız, suni solunum yapınız" gibi yönlendirilmesi gerektiği fakat bu yapılmayarak adresin bulunması için "evden dışarı belli bir yere muhtarlığa çıkın" şeklindeki yönlendirmenin yanlış bir yönlendirme olduğu ve hizmet kusuru oluştuğu ileri sürülmekte ise de; sağlık ekiplerince hasta görülmeden ve rahatsızlığın nedeni anlaşılmadan yapılan yönlendirmelerin hasta aleyhine sonuçlar doğurabileceği, olayda hastaya en hızlı şekilde ulaşmanın öncelikli olduğu dikkate alındığında; davacının söz konusu iddiasına itibar edilmemiştir.

Olayda, acil komuta kontrol merkezine ilk çağrının düştüğü andan itibaren kısa bir süre içinde (yaklaşık 15 dakika) hastaya ulaşılarak müdahale edildiği, davalıidarece sunulan 112 acil sağlık hizmetinde herhangi bir hizmet kusuru bulunduğundan söz edilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, davacının anılan olay nedeniyle davalı idarenin hizmet kusurunda bulunduğundan bahisle toplam 5.000,00 TL manevi tazminat istemi yerinde bulunmamıştır."

17. Başvurucu 30/1/2014 tarihli dilekçeyle ilk derece mahkemesi kararına itiraz etmiştir. Başvurucu itiraz dilekçesinde, genel olarak dava dilekçesindeki hususları yinelemiş ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebinde bulunmuştur.

18. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. Kurulu 4/3/2015 tarihli ilamla başvurucunun itirazının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

19. Bu karar 28/4/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

20. Başvurucu 14/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

21. 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin ikinci maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bakanlığın görevi; herkesin bedenî, zihnî ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hâli içinde hayatını sürdürmesini sağlamaktır."

22. 11/5/2000 tarihli ve 24046 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) "Tanımlar" kenar başlıklı 4. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Bu Yönetmelikte geçen deyimlerden;

 (...)

f) Merkez: Acil sağlık çağrılarının karşılandığı ve ambulansların sevk ve idare edildiği komuta kontrol merkezini,

g) İstasyon: Acil çağrılara olay yerinde ve nakil sırasında sağlık hizmeti vermek üzere ambulans ve ekiplerin bulunduğu birimleri,

h)Acil Servis: Sağlık hizmeti sunan kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişileri ve gerçek kişiler tarafından kurulmuş yataklı tedavi kuruluşları bünyesinde yer alan acil servisleri,

i) Acil Sağlık Hizmetleri: Acil hastalık ve yaralanma hallerinde, konusunda özel eğitim almış ekipler tarafından, tıbbi araç ve gereç desteği ile olay yerinde, nakil sırasında, sağlık kurum ve kuruluşlarında sunulan tüm sağlık hizmetlerini,

j) Acil Yardım: Acil sağlık hizmetleri konusunda özel eğitim görmüş ekipler tarafından, tıbbî araç ve gereç desteği ile olay yerinde ve hastaneye nakil sırasında verilen hizmetlerin bütününü,

k) İlkyardım: Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin tıbbi yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamaları,

l) Acil Tedavi: Hastaneler ile diğer sağlık kurum ve kuruluşlarında acil tıbbî tedaviye ihtiyacı olanlara sunulan hizmetlerin bütününü,

 (...)

r) İl Ambulans Servisi: İldeki tüm ambulans hizmetlerini koordine eden, Bakanlık ve kendisine bağlı diğer ambulanslarla hizmeti sunan başhekimlik, merkez ve istasyonlardan oluşan kuruluşu,

s)Başhekimlik: İl ambulans servisi başhekimliğini,

t)Başhekim: İl ambulans servisi başhekimini,

 (...)

ifade eder.”

23. Yönetmelik'in "Acil sağlık yardımı çağrısı" kenar başlıklı 18. maddesi şöyledir:

"Hizmete ulaşmada ilk aşama, acil sağlık yardımı gerektiren durumlarda merkeze yapılan başvuru niteliğindeki çağrıdır. Çağrı merkeze, ücretsiz aranabilen 112 numaralı telefon aracılığı ile veya diğer iletişim araçları vasıtası ile yapılır. Çağrı, merkezin gerekli hizmeti değerlendirmesi ve planlayabilmesi için olay yeri ve niteliği bilgilerinin yanında hasta ya da yaralı sayısı gibi bilgileri de içerir."

24. Yönetmelik'in "Çağrının Değerlendirilmesi" kenar başlıklı 19. maddesi şöyledir:

"Merkez, topladığı bilgiler ışığında, talebin acil sağlık hizmeti gerektirip gerektirmediğini değerlendirir. Değerlendirme yetkisi çağrıyı alan tabibe aittir. Tabip, talebin acil sağlık hizmeti gerektirmediğine kanaat getirir ise, talebi reddetme yetkisine sahip olup, bu takdirde talebin nasıl karşılanabileceğini bildirmekle de yükümlüdür."

25. Yönetmelik'in "Yönlendirme" kenar başlıklı 20. maddesi şöyledir:

"Bu Yönetmelikte, acil sağlık hizmeti içinde belirtilen istasyonlar, acil servisler ve destek hizmetleri gerektiğinde, Merkez tarafından yönlendirilir. Yönlendirme, yardım talebinin ulaşmasını takiben, Merkez tarafından mevcut iletişim sistemi ile en kısa sürede, talebin mahiyetine en uygun ve/veya en yakın birim veya birimlerin görevlendirilmesi suretiyle yerine getirilir. Ayrıca Merkez, durumun niteliğine göre ihtiyaç duyduğu diğer kuruluşları da hizmetlerini yönlendirebilmeleri maksadıyla bilgilendirir.

Merkez, ekip tarafından müdahale esnasında talep edilen tıbbi danışmanlık için 24 saat süre ile gerekli tıbbi danışman bulundurmak veya tıbbi danışmanlık yapacak Müdürlüğün teklifi Valiliğin onayı ile yetkilendirilmiş bir uzman hekime yönlendirmekle yükümlüdür. Gerektiğinde Eğitim Hastaneleri ve Üniversitelerin ilgili bölümlerindeki uzman hekimlerden de bilgi desteği alınır."

26. Yönetmelik'in "Talebin Yönlendirilen Birim Tarafından Karşılanması" kenar başlıklı 21. maddesi şöyledir:

"Merkez tarafından yönlendirilen birim en kısa sürede olay yerine ulaşır. Olay yerine ulaşan ekip, yönlendirme sırasında ve olay yerinde edindiği bilgiler ışığında acil sağlık yardımını gerçekleştirir. Bu müdahale sırasında hizmeti sunan ekip tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, ileri tıbbî müdahaleye ihtiyacı olan hastanın ambulans ile nakline karar verilir. Hizmet olay yerinde verilmiş ve hastanın daha ileri tıbbî müdahaleye ihtiyacı bulunmuyor ise, ekip sunduğu hizmet ile ilgili bilgileri merkeze bildirir."

27. Yönetmelik'in "Nakil" kenar başlıklı 22. maddesi şöyledir:

"Ekip, nakle karar verir ise, nakil başlamadan Merkez ile iletişime geçerek, gerektiğinde hastanın durumuna en uygun acil servis hakkında yönlendirme ister.

Merkez, hizmet kapsamında yer alan acil servislerin o andaki kapasiteleri ışığında, ekibi yönlendirir. Merkez, yönlendirmeyi takiben, gerektiğinde acil servisi olay hakkında bilgilendirir.

Nakil sırasında gerekli görülüyor ise, tıbbî müdahale sürdürülür. Nakil sırasındaki tıbbı müdahalenin yürütülmesi için, bilgi desteğine ihtiyaç duyulur ise, uygun kurum ve kuruluş ile Merkez üzerinden veya iletişim imkanı var ise doğrudan temas kurulur."

28. Yönetmelik'in "Acil Servise Nakil" kenar başlıklı 23. maddesi şöyledir:

"Hasta acil servise, tıbbî değerlendirme, müdahale ve gerektiğinde stabilizasyon sağlandıktan sonra gerekli bilgilendirmeyi takiben nakledilir."

29. 22/5/2002 tarihli ve 24762 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan (mülga) İlkyardım Yönetmeliği'nin "Tanımlar" kenar başlıklı 4. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Bu Yönetmelikte geçen;

 (...)

e) İlkyardım: Herhangi bir kaza yada yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması yada durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamaları,

 (...)

k) İlkyardımcı: İlkyardım tanımında belirtilen amaç doğrultusunda, hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle, ilaçsız uygulamaları yapan en az Temel İlkyardım Kursu alarak ilkyardımcı sertifikası almış kişiyi,

(...)

ifade eder."

30. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması” kenar başlıklı 13. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

 “İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.”

B. Uluslararası Hukuk

31. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) "Yaşam hakkı" kenar başlıklı 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur."

32. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) göre yaşam hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülükler -ister özel hastane ister devlet hastanesi olsun- hastaların yaşamlarının korunmasını teminat altına alma zorunluluğu getiren düzenleyici bir çerçeve oluşturulmasını gerekli kılar (Asiye Genç/Türkiye, B. No: 24109/07, 27/1/2015, § 67).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

33. Mahkemenin 28/6/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

34. Başvurucu, annesinin yaşamını yitirmesine neden olan olayda babası M.A.yı yanlış yönlendiren Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi personelinin ağır kusurunun bulunduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu; annesinin hayatta kalabilmesi için gerekli olan en basit ilk yardım yönlendirmesinin dahi yapılmadığını, tam aksine ambulans gelene kadar annesine ilk yardımda bulunabilecek tek kişi olan babasının ambulansı beklemek için mahalle muhtarlığına yönlendirildiğini, bu sırada yapayalnız kalan annesinin kalbinin durduğunu belirtmiştir. Başvurucu, Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi personelinin ambulans gelene kadar annesinin hayatta kalmasına ve durumunun daha da kötüye gitmemesine yönelik hiçbir tedbir almadığını ve yönlendirmede bulunmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu, anılan olay sebebiyle açtığı tam yargı davasında derece mahkemelerinin de "hastayı hayatta tuttmanın değil, ambulansın çabuk gelmesinin önemli olduğu" görüşüne itibar ederek ret kararı verdiğini ifade etmiştir. Başvurucu, bu nedenlerle yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

35. Başvurucu, 5.005.000 TL manevi tazminatın ve haksız yere kendisinden alınan yargılama giderlerinin tarafına ödenmesi talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

36. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”

37. Anayasa’nın 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Devletin temel amaç ve görevleri, (...) kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

1. Genel İlkeler

38. Kişinin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma hakkı birbiriyle sıkı bağlantıları olan devredilmez ve vazgeçilmez haklardan olup devletin bu konuda pozitif ve negatif yükümlülükleri bulunmaktadır. Devletin negatif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan hiçbir bireyin yaşamına kasıtlı ve hukuka aykırı olarak son vermeme, bunun yanı sıra pozitif bir yükümlülük olarak yine yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal makamların gerek diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü bulunmaktadır (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, §§ 50, 51).

39. Söz konusu pozitif yükümlülük sağlık alanında yürütülen faaliyetleri de kapsamaktadır. Nitekim Anayasa’nın 56. maddesinde; herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, devletin “herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak (…) amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini” düzenleyeceği, bu görevini kamu kesimindeki ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği kurala bağlanmıştır (İlker Başer ve diğerleri, B. No: 2013/1943, 9/9/2015, § 44).

40. Yaşam hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklere göre devletin öncelikle yaşamı tehlikeye girebilecek kişilerin yaşamını korumak için yeterli yasal ve idari çerçeve oluşturması gerekmektedir.

41. Devlet, bireylerin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlıklarını koruma hakkı kapsamında -ister kamu isterse özel sağlık kuruluşları tarafından yerine getirilsin- sağlık hizmetlerini hastaların yaşamları ile maddi ve manevi varlıklarının korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınabilmesini sağlayacak şekilde düzenlemek zorundadır (Nail Artuç, B. No: 2013/2839, 3/4/2014, § 35).

42. Devletin sorumluluğunu gerektirebilecek şartlar altında gerçekleşen ölüm olaylarında Anayasa’nın 17. maddesi devlete, yaşam hakkını korumak için oluşturulan yasal ve idari çerçevenin gereği gibi uygulanmasını, bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili idari ve yargısal tedbirleri alma görevi yüklemektedir. Bu yükümlülük -kamusal olsun veya olmasın- yaşam hakkının tehlikeye girebileceği her türlü faaliyet bakımından geçerlidir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 52).

43. Yaşam hakkının ihlaline kasten sebebiyet verilmemiş ise etkili bir yargısal sistem kurma yönündeki pozitif yükümlülük her olayda mutlaka ceza davası açılmasını gerektirmez. Bu durumlarda mağdurlara hukuki, idari hatta disiplinle ilgili hukuk yollarının açık olması yeterli olabilir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 59; Nail Artuç, § 37).

44. Mağdurların kendi inisiyatifleri ile başvurabilecekleri tazminat yollarının sadece hukuken mevcut bulunması yeterli olmayıp bu yolların uygulamada da etkili olmasıgerekir. Bir başvuru yolunun ancak hak ihlalini önleyebilmesi, devam etmekteyse sonlandırabilmesi veya sona ermiş bir hak ihlalini karara bağlayabilmesi, bunun için uygun bir giderim sunabilmesi hâlinde etkililiğinden söz etmek mümkün olabilir (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 26; Filiz Aka, B. No: 2013/8365, 10/6/2015, § 39).

45. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın ileri sürüldüğü tazminat ve tam yargı davalarında derece mahkemelerinin Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği özende bir inceleme yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bununla birlikte söz konusu özen yükümlülüğü, yaşam hakkı ile ilgili her davada mutlaka mağdurlar lehine bir sonuca varılmasını garanti altına almamaktadır (Aysun Okumuş ve Aytekin Okumuş, B. No: 2013/4086, 20/4/2016, § 73).

2. İlkelerin Olaya Uygulanması

46. Somut olayda başvurucu, Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin yanlış yönlendirmesi sonucu annesinin yaşamını yitirdiği iddiasıyla idare aleyhine açtığı tam yargı davasının reddedilmesi sonrasında yaşam hakkının ihlal edildiğini belirterek bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu, gerek derece mahkemelerine sunduğu dilekçelerde gerekse Anayasa Mahkemesine sunduğu bireysel başvuru formunda Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi personeli tarafından annesinin hayatta kalabilmesi için gerekli olan en basit ilk yardım yönlendirmesinin dahi yapılmadığından şikâyet etmiş olup sağlık ekibinin olay yerine vardıktan sonra yaptığı işlemlerine yönelik herhangi bir ihlal iddiası ileri sürmemiştir. Başvurucu, Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi tarafından yönlendirilen ambulansın olay yerine geç ulaştığı yönünde bir iddia da ileri sürmemiştir. Bu sebeple başvuru, Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin yanlış yönlendirmesi sonucu ölüm olayının meydana geldiği iddiası ile sınırlı olarak incelenecektir.

47. Mevcut başvuruda yaşam hakkının korunması için oluşturulan yasal çerçevenin yetersiz olduğu şeklinde bir iddia ileri sürülmediği gibi Anayasa Mahkemesi tarafından bu konuda resen gözetilmesi ve incelenmesi gereken bir hususun da bulunmadığı anlaşılmıştır.

48. Bu durumda başvuru konusu olayda incelenmesi gereken asıl meselenin yaşam hakkının korunması için oluşturulan yasal çerçevenin pratikte de etkili bir şekilde işleyip işlemediğinin tespiti ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır.

49. Bu bağlamda idari yargıda görülen tam yargı davası sürecine bakıldığında Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin yanlış yönlendirmesi sonucu ölüm olayının meydana geldiği iddiasıyla Sağlık Bakanlığı aleyhine Ankara 4. İdare Mahkemesinde tam yargı davası açıldığı, açılan bu davanın ise sağlık ekiplerinin hastayı görmeden, hastanın rahatsızlığının nedenini anlamadan yaptığı yönlendirmenin hasta aleyhine sonuçlar doğurabileceği ve olayda hastaya en hızlı şekilde ulaşmanın öncelikli olduğu gerekçesiyle reddedildiği, başvurucunun bu karara yaptığı itirazın reddedilmesi ile anılan kararın kesinleştiği görülmektedir.

50. Somut olayda başvurucunun babası M.A., Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezini arayarak eşinin karnında şişlik olduğunu ve eşinin nefes almakta güçlük çektiğini ifade etmiş; evlerine bir ambulans gönderilmesi talebinde bulunmuştur. Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinde telefonu yanıtlayan görevli personel, başvurucunun babasının anlatımları doğrultusunda olayın acil sağlık hizmeti gerektirebileceğini değerlendirmiş ve olay yerine bir ambulans yönlendirme kararı almıştır. Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi personeli, olay yerine bir an önce varılabilmesi maksadıyla hem ambulans ekibi hem de başvurucunun babası tarafından bilinen bir noktayı başvurucunun babasına buluşma noktası olarak önermiş ve başvurucunun babasının bu öneriyi kabul etmesiyle ambulansı buluşma noktasına gitmesi için yönlendirmiştir. Ambulans ekibi, acil sağlık yardımı çağrısından on altı dakika sonra buluşma noktasına varmış; bundan bir dakika sonra da olay yerine ulaşarak başvurucunun annesine gerekli tıbbi müdahaleyi yapmıştır.

51. Başvurucunun babası M.A., Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi ile gerçekleştirilen telefon görüşmesinde eşinin şişkinlik ve nefes almakta zorluk şikâyetlerinin yanı sıra şeker ve kalp hastalığının bulunduğunu ifade etmiş ise de eşinin hâlihazırda kalp krizi geçirdiği yönünde bir beyanda bulunmamıştır. Bu durumda Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin hastayı görmeden ve hastanın sağlık durumu hakkında yeterli bilgi sahibi olmadan ilk yardım konusunda başvurucunun babasını yönlendirmek yerine yeterli tıbbi teçhizata sahip olan sağlık ekibinin bir an önce olay yerine varmasına öncelik vermesinin somut olayın koşulları bağlamında makul olmadığını söylemek mümkün değildir.

52. Başvurucu, babasının ilk yardım konusunda ehil bir kişi olduğu ve ilk yardım eğitimi aldığı yönünde bir beyanda da bulunmamıştır. Bu bağlamda ilk yardım eğitimi almış kişilerin hastaya yaptığı ufak müdahalelerin hastanın yaşamının korunması bakımından oldukça önemli sonuçlar doğurabileceği, bununla birlikte ilk yardım eğitimi almamış kişilerin bilinçsiz bir şekilde ilk yardım uygulamalarında bulunmasının ise hasta aleyhine son derece sakıncalı sonuçlar doğurabileceği ifade edilmelidir.

53. Tüm bu hususular dikkate alındığında sağlık ekiplerinin hastayı görmeden ve hastanın rahatsızlığının nedenini anlamadan yaptığı yönlendirmenin hasta aleyhine sonuçlar doğurabileceği, olayda hastaya en hızlı şekilde ulaşmanın öncelikli olduğu şeklindeki derece mahkemelerinin yorumunun makul olmadığının söylenemeyeceği değerlendirilmiştir.

54. Dolayısıyla başvuru konusu olayda devletin yaşamı koruma yükümlülüğünü yerine getiremediğini söylemek mümkün gözükmemektedir. Ayrıca dava reddedilmiş bile olsa başvurucunun etkili bir yargısal korumadan yararlanamadığını söylemek de mümkün değildir.

55. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 28/6/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(İsmail Altundal [1.B.], B. No: 2015/8048, 28/6/2018, § …)
   
Başvuru Adı İSMAİL ALTUNDAL
Başvuru No 2015/8048
Başvuru Tarihi 14/5/2015
Karar Tarihi 28/6/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ilk yardım hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde işlememesi sonucu ölüm olayının meydana gelmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Tıbbi ihmal veya sağlık hizmetlerine erişememe sonucu ölüm Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2577 İdari Yargılama Usulü Kanunu 13
KHK 663 Sağlık Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 2
Yönetmelik 11/5/2000 Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği 4
18
19
20
21
22
23
22/5/2002 İlkyardım Yönetmeliği 4
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi