TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MESUT ÜZÜMCÜ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/11547)
Karar Tarihi: 21/12/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Basri BAĞCI
Raportör
Fatma Burcu NACAR YÜCE
Başvurucu
Mesut ÜZÜMCÜ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, kargo yoluyla gönderilen bilgisayar çıktısı niteliğindeki fotokopi dokümanların mahkeme kararlarına rağmen ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucuya teslim edilmemesi nedeniyle kararın icrası hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, olay tarihinde terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu olarak Kozan M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.
3. Başvurucuya ailesi tarafından yazım dili İngilizce olan 102 sayfalık bilgisayar çıktısı şeklindeki fotokopi dokümanlar kargo yoluyla gönderilmiştir. Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu söz konusu dokümanların başvurucuya verilmemesine karar vermiştir.
4. Başvurucu, söz konusu karara karşı Kozan İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) şikâyette bulunmuştur. Hâkimlik başvurucunun talebi hakkında bir karar vermeden önce başvuru konusu İngilizce dokümanlara ilişkin bir bilirkişi raporu almıştır. Bilirkişi raporunda; başvuru konusu dokümanın Kurum güvenliğini tehlikeye düşürebilecek veya yasaklanmış yazılar içermediği, müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsamadığı belirtilmiştir. Öte yandan raporda; başvuru konusu dokümanda değiştirilen veya dokümana eklenen herhangi bir ifade tespit edilmediği, dokümanın yabancı dil eğitimi için kullanılabilen kaynaklar arasında yer aldığı ifade edilmiştir.
5. Hâkimlik bilirkişi raporunun içeriğini dikkate alarak dokümanın başvurucuya verilmesine engel teşkil edecek hukuki bir durumun bulunmadığını kabul etmiş ve başvurucuya teslimine 20/6/2017 tarihinde karar vermiştir. Başvurucu, Hâkimlik kararından kısa süre önce 7/6/2017 tarihinde Osmaniye 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Osmaniye Ceza İnfaz Kurumu) nakledilmiştir.
6. Başvurucunun nakli sonrasında Ceza İnfaz Kurumu başvuru konusu dokümanları Osmaniye Ceza İnfaz Kurumuna kargo yoluyla göndermiştir. Osmaniye Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Osmaniye Eğitim Kurulu) başvuruya konu dokümanları incelemeye almıştır. Osmaniye Eğitim Kurulu başvurucuya yakınları tarafından iletilen dokümanların orijinal bandrollü basılı eser olmamasını ve kargo yoluyla gönderilmesini dikkate alarak başvurucuya teslim edilmemesine 19/7/2017 tarihinde karar vermiştir.
7. Başvurucu, Osmaniye Eğitim Kurulu kararına karşı da Osmaniye İnfaz Hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. Osmaniye İnfaz Hâkimliği, Hâkimlik kararına atıfta bulunarak söz konusu dokümanların başvurucuya verilmesine 4/8/2017 tarihinde karar vermiştir.
8. Osmaniye İnfaz Hâkimliği kararı sonrasında Osmaniye Ceza İnfaz Kurumu Mektup Okuma Komisyonu (Komisyon) 27/10/2017 tarihinde bir tutanak tutmuştur. Komisyon, başvurucunun Osmaniye İnfaz Hâkimliğine yaptığı başvuruda kitaplarının verilmediği gerekçesini ileri sürdüğünü ancak verilmeyen dokümanların fotokopi belge niteliğinde olduğunu, söz konusu evrakları tercüme edecek personelin bulunmadığını tutanakta belirtmiştir. Bundan başka Komisyon tutanakta, içeriği bilinemeyen başvuru konusu dokümanların örgütsel olup olmadığının ve kurum güvenliğini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ve masraflarının başvurucu tarafından karşılanması şartıyla dokümanın tercümesinin yaptırılmasına infaz hâkimliğine itiraz yolu açık olmak üzere karar vermiştir.
9. Başvurucu, Osmaniye İnfaz Hâkimliğine itiraz başvurusunda bulunmuş; Osmaniye İnfaz Hâkimliği 13/11/2017 tarihli kararında başvuruya ilişkin daha önce 4/8/2017 tarihinde karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermiştir. Aynı zamanda karar kesinleştiğinde Osmaniye 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunca düzenlenen 27/10/2017 tarihli tutanak dikkate alınarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 138. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı, oluşturması hâlinde gereğinin takdir ve ifası için Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiştir.
10. İlgili karar başvurucuya 15/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve İngilizce fotokopi doküman aynı tarihte başvurucuya teslim edilmiştir.
11. Başvurucu, dokümanların kendisine verilmemesi üzerine Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) 7/11/2017 tarihinde görevi kötüye kullanma suçundan şikâyette bulunmuştur. Şikâyeti 27/10/2017 tarihli tutanak çerçevesinde inceleyen Başsavcılık, tutanak gereğince başvurucunun istediği İngilizce dokümanların masraflarını karşılayarak tercümesini yaptırması gerektiğini ancak bu hususta herhangi bir talepte bulunmadığını belirtmiş ve anılan suç yönünden Kurum görevlileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına 26/1/2018 tarihinde karar vermiştir.
12. Başvurucu, Başsavcılığın kararına karşı Osmaniye 1. Sulh Ceza Hâkimliğine itirazda bulunmuştur. Sulh Ceza Hâkimliği kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek başvurucunun itirazını 19/3/2018 tarihinde reddetmiştir.
13. Başvurucu nihai kararı 27/3/2018 tarihinde öğrendikten sonra 6/4//2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu 29/5/2018 tarihinde tahliye olmuştur.
14. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Öte yandan başvurucu adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
II. DEĞERLENDİRME
A. İnfaz Hâkimliklerine İlişkin Kararın İcrası Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
15. Başvurucu, lehine olan kesinleşmiş yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
16. Bakanlık görüşünde; Anayasa Mahkemesinin somut olaya benzer olaylarda verdiği bazı kararlara, Disiplin Kurulunun ve derece mahkemelerinin gerekçelerine yer verilmiştir. Daha sonra Bakanlık; başvurucunun haberleşme özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği noktasında inceleme yapılırken görüşte değinilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi içtihadının ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir.
17. Kararın icrası hakkı, mahkemeye erişim hakkı ve karar hakkı ile birlikte adil yargılanma hakkının güvencelerinden olan mahkeme hakkının bir unsurunu oluşturmaktadır (Filiz Fırat, B. No: 2014/10305, 5/12/2017, § 29). Mahkeme kararlarının uygulanması yargılamanın dışında olmakla birlikte onu tamamlayan ve yargılamanın sonuç doğurmasını sağlayan bir unsurdur. Karar uygulanmazsa yargılamanın da bir anlamı olmayacaktır. Bu nedenle yargı kararlarının uygulanması mahkeme hakkı kapsamında değerlendirilmektedir. Buna göre yargılama sonucunda mahkemenin bir karar vermiş olması yeterli değildir, ayrıca bu kararın etkili bir şekilde uygulanması da gerekir. Hukuk sisteminde, nihai mahkeme kararlarını taraflardan birinin aleyhine sonuç doğuracak şekilde uygulanamaz hâle getiren düzenlemeler bulunması veya mahkeme kararlarının icrasının herhangi bir şekilde engellenmesi hâllerinde mahkeme hakkı da anlamını yitirecektir (benzer yönde değerlendirmeler için Ahmet Yıldırım, B. No: 2012/144, 2/10/2013, § 28).
18. Somut olayda da bu ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Söz konusu evrakın Kozan İnfaz Hâkimliğince başvurucuya teslimine karar verilen 20/6/2017 tarihinden evrakın başvurucuya teslim edildiği 15/11/2017 tarihine kadar yaklaşık 5 aylık bir süre geçmiştir. Başvurucu lehine olan nihai ve kesinleşmiş nitelikteki Osmaniye ve Kozan İnfaz Hâkimliğine ilişkin yargı kararlarının 5 ay boyunca uygulanmaması somut olayın koşullarında kararın icrası hakkının ihlaline yol açmıştır.
19. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan kararın icrası hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları Yönünden
20. Başvurucu, eşi tarafından gönderilen ingilizce dokümanların kendisine teslim edilmemesi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Kararın icrası hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
III. GİDERİM YÖNÜNDEN
21. Başvurucu, ihlalin tespiti ve 1.000.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
22. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.
23. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yalnızca ihlal tespitiyle ve kararın Ceza İnfaz Kurumlarına gönderilmesi suretiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 9.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kararın icrası hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki kararın icrası hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Diğer ihlal iddialarının incelenmesine gerek BULUNMADIĞINA,
E. Yargı kararının bilgi için Osmaniye Ceza İnfaz Kurumuna GÖNDERİLMESİNE,
F. Başvurucuya net 9.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/12/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.