logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Selim Cayvarlı [1.B.], B. No: 2018/27436, 13/12/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SELİM CAYVARLI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/27436)

 

Karar Tarihi: 13/12/2023

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Zehra GAYRETLİ

Başvurucu

:

Selim CAYVARLI

Vekili

:

Av. Ekrem KAYA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, öğretmen olarak görev yapmakta iken 1/9/2016 tarihli ve 29818 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarılmıştır.

3. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 14/3/2017 tarihli iddianamesi ile aralarında başvurucunun da olduğu bir kısım şüpheli hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olma ve terörizmin önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet suçlarından kamu davası açılmıştır.

4. Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen yargılama on üç celsede tamamlanmıştır. Duruşmanın 19/6/2017 tarihli üçüncü celsesinde Banka Asyaya müzekkere yazılarak başvurucunun hesap hareketlerinin Mahkemeye bildirilmesine karar verilmiştir.

5. Dosyaya gelen müzekkere cevabı üzerine Mahkeme, başvurucunun Bank Asyadaki hesap hareketlerinin incelenmesi için bilirkişiden rapor alınmasına karar vermiş, muhasebeci bilirkişi A.A.nın hazırladığı 17/10/2017 tarihli rapor celse arasında Mahkemeye sunulmuştur. Banka hesap hareketliliğine ilişkin bilirkişi raporunda özetle başvurucunun 18/2/2014 tarihinde katılım hesabı açtığı, bu hesabına başka bir bankada bulunan mevduatını havale ettiği ve 28/9/2016 tarihine kadar hesabını kullandığı belirtilmiştir.

6. Başvurucu, bilirkişi raporuna karşı yaptığı savunmada özetle 2014 yılında Bank Asyada hesap açtırdığını, faizsiz finans kuruluşu olması sebebiyle bu Bankayı tercih ettiğini, örgüt liderinin talimatıyla para yatırmadığını ileri sürmüştür.

7. Yargılama sonucunda başvurucunun FETÖ/PDY içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediği sonucuna varılarak mahkûmiyetine karar verilmiştir. Gerekçeli kararda mahkûmiyete temel olarak başvurucunun FETÖ/PDY'ye müzahir Aktif Eğitimciler Sendikasına (AKTİF EĞİTİM-SEN) üye olmasına, yine örgüte müzahir Kimse Yok Mu isimli dernekle iletişim kaydı tespitine ve Bank Asya verilerine dayanılmıştır. Mahkeme kararın gerekçesinde başvurucunun daha önceki tarihlerde Bank Asyada hesabı olmadığı hâlde örgütün talimatı sonrasında bu Bankada hesap açtırdığı hususuna yer vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde sanık Selim Cayvarlı’nın örgüte müzahir Aktif Sen isimli sendikaya üyeliğinin bulunduğu, yine örgüte müzahir Kimse Yok mu isimli dernekle iletişim kaydının bulunduğu, örgüt liderinin Asya Katılım bankasının kötü gidişini durdurabilmek için para yatırılması konusunda 21-25 Aralık 2013 tarihinde talimat verdiği ve 15/01/2014 tarihinden itibaren bu talimatın basında yer almaya başladığı, sanığın hesap hareketleri incelendiğinde örgüt elebaşının talimatı üzerine örgüt üyelerinin bu bankaya katılım hesabı açarak para yatırdığı dönemde daha önce hesabı bulunmadığı halde 18/02/2014 tarihinde hesap açtırdığı ve aynı tarihte Ziraat Bankası’nda bulunan hesabından Asya Katılım Bankası’nda açmış olduğu hesabına 24.000,00 TL EFT yaptığı vebu miktarda da katılım hesabı açtırdığı, sanığın bu şekilde gerçekleşen eylemininörgütüyesi olmadığı halde örgütün bağlılarına bu şekilde destek olup yardımda bulunduğu anlaşıldığından sanık Selim Cayvarlı’nın eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nun 220/7 maddesi anlamında örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütün amaç ve stratejisini gerçekleştirmeyeyardım etmek mahiyetinde olduğu düşünülmüştür."

8. Başvurucu hakkındaki hüküm, istinaf ve temyiz kanun yollarından geçerek kesinleşmiştir.

9. Başvurucu, nihai karardan sonra süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. 2021/29653 numaralı bireysel başvuru dosyası kişi ve konu yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle 2018/27436 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmiş, 2021/29653 numaralı bireysel başvuru dosyası kapatılmış ve inceleme 2018/27436 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmüştür.

11. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne ve gerekçeli karar hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile örgütlenme özgürlüğü dışındaki iddiaların kabul edilemez olduğuna, anılan şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

12. Başvurucu; işlendiği tarihte suç olarak kabul edilmeyen fiillere dayanılarak cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu yönündeki iddia ve itirazlarına karşı yargı mercilerince yeterli açıklamalara yer verilmediğini belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen birçok başvuruda gerekçeli karar hakkının kapsam ve içeriğini belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi özellikle açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, §§ 25, 26; Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, §§ 56, 57; Vesim Parlak, B. No: 2012/1034, 20/3/2014, §§ 33, 34; Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31-39; Münür Ata, B. No: 2014/4958, 22/1/2015, §§ 37-43; Hikmet Çelik ve diğerleri, B. No: 2013/4894, 15/12/2015, §§ 54-59; Şah Tarım İnş. Tur. Ltd. Şti., B. No: 2013/7847, 9/3/2016, §§ 36-48).

15. Anayasa Mahkemesi, Bank Asya verilerinin mahkûmiyette belirleyici delil olarak kabul edildiği bir yargılamanın şikâyet konusu yapıldığı başvuruda başvurucunun mutat hesap hareketlerine dayanılarak ceza verildiği yönündeki savunması hakkında mahkûmiyet kararında yeterli açıklamalara yer verilmemiş olmasını gerekçeli karar hakkı kapsamında değerlendirmiştir (Gürcan Balık, B. No: 2020/16435, 17/11/2022).

16. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi Gürcan Balık kararında başvurucunun Bank Asyadaki mevduatına ilişkin ileri sürdüğü iddiasının karar sonucunu değiştirebilecek nitelikte esaslı bir iddia olduğu hâlde bunun gerekçede karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır (aynı kararda bkz. §§ 68-72). Anayasa Mahkemesi anılan kararında öncelikle ilgili Yargıtay içtihadına atıf yapmak suretiyle bahse konu Bankada parasal bir işlem yapılmasının kategorik olarak örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilmediğini belirtmiştir. Nitekim Yargıtay kararlarında 22/7/2016 tarihinde faaliyet izni kaldırılıncaya kadar faaliyetlerine devam eden ve FETÖ/PDY ile iltisaklı olan Bank Asyada gerçekleştirilen mutat hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceği kabul edilmektedir. Ancak Yargıtay mutat işlemlerin dışında kalan, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve Bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemleri suç delili olarak kabul etmektedir (bkz. Gürcan Balık, §§ 39-47). Bununla birlikte kişinin örgüt liderinin talimatı ile işlem yaptığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tespiti bakımından Bank Asya nezdinde 2014 yılı öncesi de dâhil olmak üzere hesap açılış bilgileri, aylık bakiye gelişimi ve tüm hesap hareketlerine ilişkin kayıtların dosyaya celbedilip incelenmesi, temin edilen kayıtlar üzerinde uzman bilirkişi raporu alınıp örgüt liderinin talimatından sonra ve bu talimat doğrultusunda katılım hesabı açma, döviz veya altın alma, para yatırma vb. işlemlerinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir (Yargıtay kararları için bkz. Raziye Akçay, B. No: 2019/1665, 28/6/2022, §§ 24, 27; Serkan Gölge, B. No: 2019/22453, 13/9/2022, §§ 30-39; Hakan Darıcı ve diğerleri, B. No: 2021/34045, 20/7/2023, §§ 13-21).

17. Somut olayda Mahkeme, başvurucunun terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediğine ilişkin mahkûmiyet kararını AKTİF EĞİTİM-SEN üyeliğine, örgüte müzahir bir dernekle iletişiminin bulunduğuna dair bir kayda ve Bank Asyada mevduat bulundurmaya dayandırmıştır.

18. Kararın gerekçesinde hükme esas alınan delillerin ağırlığı hususunda Mahkemece herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı görülmüştür. Bununla birlikte Yargıtay uygulamasına göre kişilerin örgüte bağlı dernek ve sendika üyesi olma şeklindeki eylemlerinin sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüte yardım etme kastıyla hareket edildiğini ispat eden faaliyetler kapsamında değerlendirilmediği görülmüştür (Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 30/6/2022 tarihli ve E.2021/13507, K.2022/4206 sayılı, 29/9/2022 tarihli ve E.2021/21414, K.2022/5210 sayılı kararları). Buna göre başvurucunun Bank Asya hesap hareketliliğine ilişkin delilin mahkûmiyet kararına götüren tek olmasa da belirleyici nitelikte delil olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

19. Mahkeme, bankacılık verileri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmıştır. Ancak yerleşik Yargıtay uygulamasının aksine bilirkişi raporunun Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde, açıklayıcı olmadığı anlaşılmıştır. Nitekim bilirkişi raporuna göre başvurucu 2014 yılında Bank Asyada katılım hesabı açtırmış ve 2016 yılının Eylül ayına kadar bu hesabı kullanmıştır. Bilirkişi raporunda bundan başka herhangi bir değerlendirme bulunmamaktadır.

20. Başvurucu, bilirkişi raporuna karşı yaptığı savunmada 2014 yılında Bank Asyada hesap açtırdığını kabul ederek faizsiz finans kuruluşu olması sebebiyle bu Bankayı tercih ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucunun bu savunması karşısında söz konusu hesap açma ve bankacılık işlemlerinin başvurucunun ekonomik çıkarları dışında farklı bir amacı gerçekleştirme saiki ile yapıldığı hususunda gerekçeli kararda yeterli bir değerlendirmede bulunulduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir. Aynı şekilde Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucunun örgütle irtibatlı olduğu kabul edilen dernek ve sendikaya üye olma şeklindeki eylemlerinin sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüte yardım etme kastıyla hareket ettiğini ortaya koyan değerlendirmelerin yapılmadığı görülmüştür. Sonuç olarak başvurucunun kararın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki iddialarının gerekçede karşılanmadığı anlaşılmıştır.

21. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

22. Başvurucu mahkûmiyete bağlı tutmanın hukuka uygun olmadığını iddia etmiştir.

23. Anayasa Mahkemesi Ç.Ö. ([GK], B. No: 2014/5927, 19/7/2018) kararında mahkûmiyete bağlı tutmanın hukuka aykırı olduğu, kanun yolu aşamasında tahliye taleplerinin veya resen tutukluluk incelemelerinin yapılmaması gibi bir mahkûmiyete bağlı olarak tutuklulukla ilgili şikâyetlerin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğunu değerlendirmiştir (Ç.Ö., §§ 27-53). Benzer şikâyetler içeren somut başvuruda anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir yön bulunmamaktadır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedenleriyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

C. Diğer İhlal İddiaları

25. Başvuruda gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden başvurucunun diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

D. Giderim

26. Başvurucu ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.

27. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

28. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/160, K.2018/69) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 13/12/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Selim Cayvarlı [1.B.], B. No: 2018/27436, 13/12/2023, § …)
   
Başvuru Adı SELİM CAYVARLI
Başvuru No 2018/27436
Başvuru Tarihi 10/8/2018
Karar Tarihi 13/12/2023
Birleşen Başvurular 2021/29653

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Gerekçeli karar hakkı (ceza) İhlal Yeniden yargılama
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Mahkumiyete bağlı tutma Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi