logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mesut Ucuzova [1.B.], B. No: 2018/37208, 2/3/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MESUT UCUZOVA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/37208)

 

Karar Tarihi:2/3/2023

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Fatma Burcu NACAR YÜCE

Başvurucu

:

Mesut UCUZOVA

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda saç kesim işleminin kurumun berberi yerine koridorlarda ve koğuş havalandırma alanlarında yapılması nedeniyle kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ve kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 17/12/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edilen, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla tespit edilen şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleşen silahlı darbe teşebbüsü öncesinde öğretmen olan başvurucu, darbe teşebbüsü sonrasında terör örgütü [Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)] üyesi olduğu gerekçesiyle 9/8/2016 tarihinde tutuklanarak Bitlis E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Ceza İnfaz Kurumu) konulmuştur. Başvurucu 4/8/2018 tarihinde Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir.

10. Başvurucu, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesinin 10/5/2018 tarihli kararıyla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Başvurucu 13/4/2020 tarihinde Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak şartıyla tahliye edilmiştir.

11. Başvurucu, Bitlis İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) sunduğu 4/9/2018 tarihli dilekçesinde; Ceza İnfaz Kurumunda 2016 yılının Eylül, Ekim ve Kasım aylarında saç tıraşının Kurumun berberinde yapıldığını, 1/12/2016 tarihinden itibaren saç kesim işleminin Kurumun berberi yerine koridorlar ile koğuş havalandırmalarında yapılmaya başlanıp bunun sadece FETÖ/PDY tutuklularına uygulandığını belirterek ayrımcılığa uğradığını ileri sürmüştür.

12. İnfaz Hâkimliği 8/10/2018 tarihli kararı ile başvurucunun talebini incelemeksizin başvurucunun şikâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.' şeklindedir. İnfaz hakimliklerinin Ceza İnfaz Kurumlarınca alınan kararlarının genelgeler ve üst normlara uygun olup olmadığı konusunda sınırlı inceleme yetkisi bulunmaktadır.

Hüküm özlünün soyut şikayetleri ihtiva ettiği anlaşılan talebi doğrultusunda hakimliğimizce yapılacak bir işlem bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

13. Başvurucu, İnfaz Hâkimliği kararına itiraz etmiş; itirazında İnfaz Hâkimliğinin kararının hukuka aykırı olduğunu, söz konusu şikâyetinin İnfaz Hâkimliğinin görev alanına girip girmediğiyle ilgili olarak yeterli araştırma yapmadığını ve ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verirken zımni şekilde davanın reddine de karar verdiğini, bu durumun çelişki yarattığını öne sürmüştür.

14. Başvurucunun itirazı Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

''4675 sayılı İnfaz hakimliği kanunun İnfaz Hakimliklerinin görevleri başlıklı 4. Maddesinde sınırlı olarak sayılmış olmakla, hüküm özlü olarak bulunan Mesut Ucuzova'nın 04/09/2018 tarihli dilekçesindeki taleplerinin İnfaz hakimliğinin görevine girmediği anlaşılmakla Bitlis İnfaz Hakimliğinin 21/02/2018tarih ve 2018/275 Es.- 2018/293 Kr. sayılı kararının yerinde olduğu, hüküm özlü tarafından yapılan itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.''

15. Anılan karar, başvurucuya 12/12/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.

16. Başvurucu 17/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

17. Başvurucu 20/6/2019 tarihli ek beyan dilekçesinde, hukuka aykırı işlem yapan kişiler hakkında 4/9/2018 tarihinde Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuruda da saç kesimlerinin Kurumun berberi yerine koridorlarda ve koğuş havalandırmalarında gerçekleştirildiğinden şikâyet ettiğini belirtmiştir. Başvurucu; Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığının 12/11/2018 tarihli kararıyla Kurum personeli hakkında görevi ihmal suçundan yapılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, Bitlis Sulh Ceza Mahkemesince de 26/5/2019 tarihinde itirazının reddedildiğini ifade etmiştir. Başvurucu, bunun sadece FETÖ/PDY tutuklularına uygulandığını belirterek ayrımcılığa uğradığını, bu durumun nefret ve ayrımcılık suçunu oluşturduğunu ileri sürmüştür.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

18. İlgili ulusal hukuk için bkz. Yaser Özoğlu, B. No: 2018/2577, 21/4/2021, §§ 17-22.

19. 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun "İnfaz hâkimliğince şikâyet üzerine verilen kararlar" kenar başlıklı 6. maddesi şöyledir:

"MADDE 6. – Şikâyet başvurusu, 5 inci maddede yazılı sürenin geçmesinden sonra veya infaz hâkimliğinin görev ve yetki alanı dışında kalan bir işlem veya faaliyete karşı ya da başvuru hakkı olmayan kimselerce yapılmışsa infaz hâkimi, başvuru dilekçesini esasa girmeden reddeder; şikâyet başvurusu başka bir yargı merciinin görevi içerisinde ise o mercie gönderir.

Şikâyet başvurusu üzerine infaz hâkimi, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir; ancak, gerek gördüğünde karar vermeden önce şikâyet konusu işlem veya faaliyet hakkında re’sen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir; ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili Cumhuriyet savcısının da yazılı görüşünü alır.

İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.

İnfaz hâkimi, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre inceleme ve işlemlerini yürütür ve kararını verir.

İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.

..."

B. Uluslararası Hukuk

20. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) "İnsan haklarına saygı yükümlülüğü" kenar başlıklı 1. maddesi şöyledir:

"Yüksek Sözleşmeci Taraflar kendi yetki alanları içinde bulunan herkesin, bu Sözleşme'nin birinci bölümünde açıklanan hak ve özgürlüklerden yararlanmalarını sağlarlar."

21. Sözleşme'nin 3. maddesi şöyledir:

 “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.”

22. Sözleşme'nin "Etkili başvuru hakkı" kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:

"Bu Sözleşmede düzenlenen hakları ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ihlalin bir resmi sıfatla tasarrufta bulunan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olması dikkate alınmaksızın, ulusal bir makam önünde etkili bir hukuk yoluna başvurma hakkına sahip olacaktır."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

23. Anayasa Mahkemesinin 2/3/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

24. Başvurucu, başvuru harç ve giderlerini ödeyecek gelirinin olmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.

25. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak, geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Kötü Muamele Yasağıyla Bağlantılı Olarak Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

26. Başvurucu, saç tıraşının Ceza İnfaz Kurumu koridorunda ve koğuş havalandırmasında yapıldığını iddia ederek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüş; ayrıca bu konuda İnfaz Hâkimliğine yaptığı itirazın esası incelenmeksizin ret kararı verildiğini belirterek Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası ile36. ve 40. maddelerinde güvence altına alınan kötü muamele yasağı ile adil yargılanma ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

27. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesinin Hasan Çift (B. No: 2017/39367, 12/1/2021) başvurusuna ilişkin verdiği kararına atıf yapılmıştır. Buna göre infaz kurumundaki tutulma koşullarının değerlendirilmesi infaz hâkimliğinin görevi kapsamında ise de tutuklu veya hükümlülerin barınma şartlarının öncelikle infaz kurumunca değerlendirilerek şikâyetleri hususunda gereken önlemlerin ivedi olarak alınmasının devletin pozitif yükümlülüğünün etkin bir şekilde işlemesini sağlayacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda İdare ve Gözlem Kurulunun veya İnfaz Kurumu idaresinin yetki ve sorumluluğu altında bulunan bir meselenin öncelikle bu Kurul tarafından değerlendirilmesinin tutuklu veya hükümlülerin anayasal haklarının korunması bakımından daha işlevsel niteliğe sahip olduğu ifade edilmiştir. Bu durumda tutuklu ve hükümlülerin tutulma koşullarıyla ilgili taleplerini inceleyerek çözüm bulma konusunda daha elverişli şartlara sahip olan İdare ve Gözlem Kuruluna başvurmaksızın doğrudan İnfaz Hâkimliğine yapılan başvuruların İnfaz Kurumuna yönlendirilmesinde başvurucuya yüklenen külfetin aşırı olduğu veya müdahalenin orantılı olduğunun söylenemeyeceği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemeye erişim hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede, bu tespitin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

28. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında, başvuru formunda dile getirdiği hususları yinelemiş; şikâyetlerinin İnfaz Hâkimliği ve itiraz makamınca değerlendirilmemesi nedeniyle anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

29. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

 “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.”

30. Anayasa’nın "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" kenar başlıklı 40. maddesi şöyledir:

"Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.

Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.

Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır."

31. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun ihlal iddiası temelde Ceza İnfaz Kurumu idaresi tarafından yapılan uygulama nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği hususuna dayanmaktadır. Başvurucu bu çerçevede İnfaz Hâkimliği nezdinde dile getirdiği şikâyetlerinin Mahkeme tarafından incelenmeksizin reddedildiğini, bunun da etkili başvuru hakkının ihlaline yol açtığını ileri sürmüştür. Bu nedenle başvurucunun Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri kapsamında dile getirdiği söz konusu ihlal iddiaları kötü muamele yasağı ile bağlantılı olarak 40. maddede güvence altına alınan etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmiştir.

32. Anayasa Mahkemesi saç tıraşının koğuş önünde yapılması hakkındaki benzer bir başvuruda (Yaser Özoğlu, §§ 42-46) Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası çerçevesinde ceza infaz kurumlarında tutulma koşullarını değerlendirirken başvurucular tarafından ileri sürülen somut olaylara ilişkin iddialarla birlikte koşulların bir bütün olarak gözetilmesi ve bu kapsamda önlemlerin şiddetinin, süresinin, amacının ve bireyler için sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Anayasa Mahkemesi bu tür iddialarla yapılan başvurularda her somut olayın özel koşullarının, alınan tedbirin niteliğinin, süresinin, amacının ve söz konusu kişi üzerindeki etkisinin dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.

33. Başvurucunun saçının kesilmesinin kendisi üzerinde bıraktığı etkiden çok saçın kesildiği mekânla ilgili şikâyet ettiği ve bu durumun insan onuruyla bağdaşmadığını ileri sürdüğü görülmüştür. Başka bir ifadeyle başvurucunun saçının koridorda kesilmesi dışında başka bir şikâyeti yoktur. Bu durumda başvurucunun maruz kaldığı muamelenin Anayasa'nın 17. maddesi üçüncü fıkrası kapsamındaki güvenceleri harekete geçirecek asgari ağırlığa ulaştığı söylenemeyecektir. Bu nedenle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddia açıkça dayanaktan yoksundur.

34. Kötü muamele yasağı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaya bakıldığında Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı; anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlamaya) elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı sağlar. Bunun için sözü edilen başvuru yollarının sadece hukuken mevcut bulunması yeterli olmayıp uygulamada da etkili olması, eş ifadeyle başarı şansı sunması gerekir. Ayrıca bir başvuru yolunun gerek hukuken gerekse uygulamada genel anlamda etkili olması, somut olay bakımından etkili başvuru hakkına ilişkin bir müdahale bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine engel değildir (Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayad, B. No: 2016/5604, 24/5/2018, §§ 60, 61). Öte yandan başvurucu tarafından dile getirilen iddiaların büsbütün temelsiz olmaması, bir başka ifadeyle sözü edilen iddiaların savunulabilir tartışmaya, değerlendirmeye değer nitelikte olması gerekir (etkili başvuru hakkından inceleme için bağlantı kurulan hak, özgürlük ya da yasağın savunulabilir olmasının şart olduğuna dair kararlar için birçok karar arasından bkz. Cengiz Kahraman ve Kenan Özyürek, B. No: 2013/8137, 20/4/2016, § 73; Sıtkı Güngör, B. No: 2013/5617, 21/4/2016).

35. Somut olayda başvurucunun kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının asgari eşiği aşmadığı değerlendirilmiştir (bkz. § 33). Bu tespit karşısında başvurucunun dile getirdiği iddiaların savunulabilir (tartışmaya, değerlendirmeye değer) nitelikte olmadığı dikkate alındığında kötü muamele yasağı ile bağlantılı olarak ileri sürülen etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine dair şikâyetinin de kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

36. Somut başvuruda başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Kötü Muamele Yasağıyla Bağlantılı Olarak Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

37. Başvurucu, bunun FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında tutuklanan kişilere ayrımcılık saikiyle uygulandığını belirterek eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

38. Anayasa Mahkemesi, söz konusu ihlal iddiasına ilişkin temel ilkeleri ortaya koyduğu ve değerlendirmelerde bulunduğu kararında bu yöndeki şikâyeti kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak eşitlik ilkesi kapsamında incelemiştir. Anayasa Mahkemesi, yalnızca FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında tutuklanan kişilerin eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine katılmasına izin verilmemesine karar verildiğini ve terör suçlarından tutuklu ya da hükümlü olanlar dâhil diğer mahpuslar hakkında bu yönde bir kısıtlamaya gidilmediğini belirterek öncelikle başvurucuya yönelik farklı muamelede bulunulduğunu tespit etmiştir. Anayasa Mahkemesi, her ne kadar başvurucuya farklı bir muamelede bulunulduğu açık olsa da somut olaya konu muamelenin objektif ve makul bir sebebe dayandığını ve kullanılan yöntemin ölçülü olduğunu değerlendirerek kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak ele alınan eşitlik ilkesine ilişkin bir ihlalin olmadığı sonucuna ulaşmıştır (İbrahim Kaptan, B. No: 2017/30510, §§ 66-82).

39. Somut olayda, başvurucunun şikâyeti yönünden anılan karardan ayrılmayı gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.

40. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Kötü muamele yasağı ile bağlantılı olarak ileri sürülen etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 2/3/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mesut Ucuzova [1.B.], B. No: 2018/37208, 2/3/2023, § …)
   
Başvuru Adı MESUT UCUZOVA
Başvuru No 2018/37208
Başvuru Tarihi 17/12/2018
Karar Tarihi 2/3/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda saç kesim işleminin kurumun berberi yerine koridorlarda ve koğuş havalandırma alanlarında yapılması nedeniyle kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ve kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Kötü muamele yasağı ile bağlantılı etkili başvuru hakkı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Kötü muamele yasağı ile bağlantılı ayrımcılık yasağı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 27
116
39
Tüzük 1/8/1967 Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifevlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzük 226
6/4/2006 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük 112
Yönetmelik 29/3/2020 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik 94
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi