TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET ERDOĞAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/18371)
Karar Tarihi: 16/11/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Fatih ALKAN
Başvurucu
Mehmet ERDOĞAN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, tutuklu olan başvurucuya antialerjik özellikli pamuklu iç çamaşırlarının teslim edilmemesi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Olay tarihinde Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) tutuklu olan başvurucu; kronik ürtiker ve vitiligo hastası olduğunu, antialerjik özellikli yüzde yüz pamuk olan iç çamaşırları giymesi gerektiğini belirterek ailesi tarafından getirilen ve emanet eşya deposuna kaldırılan bu özelliğe sahip iç çamaşırlarının kendisine teslim edilmesi talebiyle Kuruma başvurmuştur. Başvurucu, aile hekimliği tarafından 27/10/2017 tarihinde düzenlenen ve "Kronik ürtiker ve vitiligo hastalığı nedeniyle antialerjik pamuklu iç çamaşırı kullanması zorunludur." şeklinde değerlendirmeler içeren sağlık raporunu da Kuruma sunmuştur.
3. Kurum 23/10/2018 tarihinde başvurucunun Manisa Devlet Hastanesi Cildiye Polikliniğine sevkini sağlamıştır. Uzman hekim tarafından düzenlenen raporda başvurucunun on beş yıldır devam eden söz konusu rahatsızlığı nedeniyle antialerjik iç çamaşırı giymesi gerektiği ifade edilmiştir.
4. Kuruma yaptığı başvuruların reddedilmesi üzerine başvurucu 10/12/2018 tarihinde Manisa İnfaz Hâkimliğine şikâyet dilekçesi sunmuştur. Dilekçesinde, yaşadığı sağlık sorunlarının günden güne arttığını ve ailesinin getirdiği iç çamaşırlarının verilmemesi şeklindeki uygulamanın keyfî ve hukuksuz olduğunu ileri sürmüştür.
5. İnfaz Hâkimliği 8/4/2019 tarihinde şikâyetin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, Kuruma müzekkere yazılarak pamuklu iç çamaşırı satışının yapılıp yapılmadığının sorulduğu belirtilmiş ve cevap yazısında Kurum kantininde yüzde doksan beş pamuklu ve yüzde yüz pamuklu olmak üzere iç çamaşırı satışının yapıldığının bildirildiği ifade edilmiştir. Başvurucu tarafından anılan karara karşı yapılan itiraz kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmiştir.
6. Başvurucu nihai hükmü 24/4/2019 tarihinde öğrendikten sonra 23/5/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Komisyonca adli yardım talebinin kabulüne, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu; rahatsızlığını ortaya koyan sağlık raporlarına rağmen talep ettiği iç çamaşırlarının verilmemesi nedeniyle sağlığının olumsuz etkilendiğini, Kurumda satışı yapılan çamaşırların kendisi için uygun olmadığını belirtmiş ve süreçte verilen kararlar nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Bakanlık görüşünde, başvurucuyu 23/10/2018 tarihinde muayene eden doktorun bu hususta herhangi bir test yapmadığı ve beyana istinaden öneride bulunduğu gerekçesiyle başvurucunun 15/10/2021 tarihinde hastaneye sevk edildiği ifade edilmiştir. Görüşte, Kurum tarafından söz konusu iç çamaşırlarını giymenin zaruri olup olmadığı hususunda kati rapor düzenlenmesinin talep edildiği ve erişkin alerji bölümüne sevk edilen başvurucu hakkında yüzde yüz pamuklu iç çamaşırı kullanmasının gerekli olmadığı yönünde rapor düzenlendiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
9. Başvuru, kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı kapsamında incelenmiştir.
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
11. Başvurucunun ailesi tarafından getirilen ve emanet eşya deposuna kaldırılan iç çamaşırlarının başvurucuya teslim edilmemesi şeklindeki müdahalenin dayanağı olan 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 35. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve infaz kurumunun güvenliğinin sağlanmasına yönelik meşru amacın bulunduğu açıktır. Bu belirlemenin ardından müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılacaktır.
12. Ceza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve tutuklular, Anayasa'da düzenlenen temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir. Ancak tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin temini gibi ceza infaz kurumunda güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda hükümlü ve tutukluların sahip oldukları haklar ölçülülük ilkesi gözardı edilmeden sınırlandırılabilir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 35).
13. Başvurucu, özellikli iç çamaşırı edinme talebinin gerekçesi olarak yaşadığı rahatsızlığı göstermiştir. Dosya kapsamında yapılan incelemede, mevcut olan sağlık sorunları nedeniyle başvurucu hakkında 27/10/2017 ve 23/10/2018 tarihlerinde düzenlenen sağlık raporlarında antialerjik özellikli iç çamaşırı giymesi gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucunun taleplerinin haksız yere karşılanmadığı iddiasıyla ilgili olarak derece mahkemelerince yapılan değerlendirmelerde ise Kurum kantininde pamuklu iç çamaşırı satışının yapıldığı belirtilmiştir.
14. Başvuruya konu süreç değerlendirildiğinde kronik ürtiker ve vitiligo rahatsızlığı bulunan başvurucunun yeterli tıbbi donanımı ve personeli bulunan sağlık kuruluşlarına sevkinin yapıldığı ve sağlık sorununun takip edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca ceza infaz kurumunun güvenliğinin sağlanması amacıyla aileler tarafından tutuklu ve hükümlülere kıyafet teslimine yönelik olarak kısıtlayıcı düzenlemeler yapılması makul karşılanmalıdır.
15. Bununla birlikte müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olabilmesi, müdahale için seçilen aracın ceza infaz kurumunun güvenliğinin sağlanması amacına ulaşılabilmesi bakımından elverişli olmasına bağlıdır. Süreçte düzenlenen sağlık raporlarında başvurucunun özellikli iç çamaşırları kullanması gerektiği yönünde tıbbi gereklilik bulunduğunun ifade edildiği dikkate alındığında seçilen aracın öngörülen amaç için elverişli olduğunun kabulü güçtür. Zira başvurucunun ailesi tarafından Kuruma teslim edilen iç çamaşırlarının uygun yöntemlerle denetlenerek başvurucuya verilmemesinin onun sağlığı üzerindeki muhtemel etkileri dikkate alınmamış ve çatışan menfaatlerin dengelenmesi çabasına girilmeden kurum güvenliğinin sağlanması amacına öncelik verilmiştir.
16. Ceza infaz kurumlarının güvenliğini sağlayacak tedbirlerin alınması konusunda kamusal makamların geniş takdir yetkileri bulunsa da alınacak tedbirler tutuklu ve hükümlülerin tutulma hâlinin gerektirdiğinin ötesinde fiziksel ve ruhsal bütünlüklerinin bozulmasına neden olmamalıdır. Somut olayda ise Kurum kantininde pamuklu iç çamaşırı satışının yapıldığı gerekçesiyle talebi reddedilen başvurucunun satışı yapılan söz konusu çamaşırların kendisi için uygun olmadığı hususunda sağlık raporlarına dayalı olarak ileri sürdüğü nedenler irdelenmemiş ve başvurucunun özel durumunu gözardı eden bir yaklaşımla değerlendirmeler yapılmıştır. Bu durumda müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyaca cevap verdiği de söylenemeyecektir.
17. Neticede başvurucunun katlanması gereken bireysel külfet karşısında Kurum güvenliğinin sağlanmasına yönelik güdülen amaca neden üstünlük tanındığı hususunda bir açıklama yapılmaması ve zorunlu bir toplumsal ihtiyacın bulunduğu konusunda ikna edici gerekçeler ortaya konulmaması nedenleriyle başvurucunun maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.
18. Açıklanan gerekçelerle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
19. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 100.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
20. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
21. Ayrıca eski hâle getirme kuralı gereğince başvurucuya manevi zararları karşılığında net 13.500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Manisa İnfaz Hâkimliğine (E.2019/173) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucuya net 13.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2019/666 D. İş) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.