TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
TAMER ÖZARSLAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/22961)
Karar Tarihi: 16/3/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Ceren Sedef EREN
Başvurucu
Tamer ÖZARSLAN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ailesi tarafından getirilen namaz takkesinin ceza infaz kurumuna alınmamasına dair uygulamaya karşı şikâyeti derece mahkemelerince kabul edilmesine rağmen mahkeme kararının uygulanmaması nedeniyle başvurucunun din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, başvuru konusu olaylar tarihinde terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu olarak Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) bulunmaktadır. Başvurucu 30/3/2018 tarihinde ziyaretçileri tarafından namaz takkesi getirildiğini fakat kurum idaresince içeri kabul edilmediğini belirtmiştir. Başvurucu nisan ve mayıs aylarında birçok kez idareye başvurduğunu fakat sonuç alamadığını ifade etmiştir.
3. Başvurucu 26/11/2018 tarihinde namaz takkesinin kendisine verilmemesine ilişkin Kurum uygulamasını İnfaz Hâkimliğine şikâyet etmiştir. İnfaz Hâkimliği tarafından başvurucunun talebi kabul edilmiştir. Cumhuriyet Savcısının kabul kararına karşı itirazı ise ağır ceza mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Nihai nitelikteki bu karar başvurucuya 20/3/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
4. Başvurucu bireysel başvuru formunda, olağan kanun yollarının tüketilmesi sonucunu doğuran nihai nitelikteki ağır ceza mahkemesi kararını öğrendiği tarih kısmını "Mayıs 2019" şeklinde doldurmuştur. Başvurucu 24/6/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.
II. DEĞERLENDİRME
6. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
7. Başvurucu; hukuka aykırı olarak namaz takkesinin alınmaması nedeniyle din ve vicdan özgürlüğünün, lehine karar veren İnfaz Hâkimliği kararının uygulanmaması nedeniyle ise hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Bakanlık görüşünde; başvurucunun olağan kanun yollarının tüketilmesi sonucunu doğuran nihai karardan 20/3/2019 tarihinde haberdar olduğu, bireysel başvurunun ise 30 günlük bireysel başvuru süresinden sonra 24/6/2019 tarihinde yapıldığı, bu nedenle başvurunun süre aşımı gerekçesiyle kabul edilemez bulunması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında namaz takkesinin Kuruma kabul edilmediği 30/3/2018 tarihinden namaz takkesinin mahkeme kararı üzerine verildiği 17/5/2019 tarihine kadar ihlalin sürdüğünü, kaldı ki bu sorunun çözümü için Kurum uygulamalarında yapılması gereken değişikliğin henüz gerçekleştirilmediğini, dolayısıyla ihlalin hâlen devam ettiğini belirtmiştir.
8. Başvurucunun şikâyetlerinin tamamı din ve vicdan özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.
9. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler ... "
10. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de otuz günlük süre kuralıdır. Sürenin başvurunun her aşamasında dikkate alınması gerekir (Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013, § 32). Otuz günlük süreye ilişkin başlangıç tarihinin tespitinde kanun hükmü gereği öğrenme tarihi esas alınmalıdır (Hüseyin Aşkan, B. No: 2017/15649, 21/7/2020, § 20).
11. Başvurucu, namaz takkesinin Kuruma kabul edilmemesine ilişkin uygulamaya karşı olağan kanun yollarına başvurmuş ve süreç lehine sonuçlanmıştır. Başvurucu bireysel başvuru formunda, olağan kanun yollarının tüketilmesi süresi boyunca namaz takkesinin kendisine teslim edilmediğinden ve bu süreçte namaz takkesini kullanamadığından şikâyet etmemiştir. Başvurucunun şikâyeti açıkça olağan kanun yolları lehine sonuçlanmış olmasına rağmenmahkeme kararının uygulanmaması ve bu süreçte namaz takkesinin kendisine teslim edilmemesine ilişkindir. Başvurucu, bu sürecin de 17/5/2019 tarihinde namaz takkesinin kendisine teslim edilmesiyle sonlandığını belirtmiştir. Bu durumda başvurucunun ileri sürdüğü ihlalden en geç 17/5/2019 tarihinde haberdar olduğunun kabul edilmesi gerekir.
12. Bu doğrultuda en geç 17/6/2019 Pazartesi günü yapılması gerekirken 24/6/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu görüldüğünden başvurunun süre aşımı gerekçesiyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 16/3/2023tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.