TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AHMET ÇAĞATAY TINMAZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/25763)
|
|
Karar Tarihi: 18/12/2024
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportörler
|
:
|
Ayşe Didem ÖZDEMİR AKCA
|
|
|
Sinan ARMAĞAN
|
Başvurucu
|
:
|
Ahmet Çağatay TINMAZ
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda kalabalık odada tutulma nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 26/2/2018 tutuklanmış ve 1/2/2019 tarihinde Menemen T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Ceza İnfaz Kurumu) naklen alınmıştır(Hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen 7 yıl 6 ay hapis cezası kesinleşen başvurucu, 16/11/2020 tarihinde Afyon 2 No.luT Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir.).
3. Başvurucunun koğuş kapasitesinin üzerinde kişi ile barındırıldığına ilişkin dilekçesi yönünden Ceza İnfaz Kurumu İdari Gözlem Kurulu "7/6/2017 tarihinde koğuş ve odaların kalabalık olması konusunda idarenin üzerine düşen görevi yerine getirdiği, temizlik konusunda hükümlü ve tutukluların da gayretli olması gerektiği, belirtilen konularda yapılacak herhangi işlemin olmadığı" belirterek karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermiştir.
4. Başvurucunun tutulma koşullarına ilişkin 7/3/2019 tarihli şikâyeti Karşıyaka İnfaz Hâkimliğince 18/3/2019 tarihinde reddedilmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
“... Ülkemizin yaşamış olduğu olağanüstü şartlar, cezaevi koşullarının mevcut durum nedeniyle zor olması, tutuklu hükümlü sayılarının çok fazla olması, ceza infaz kurumunun kapasitesini belirleme durumunun Ceza İnfaz Kurumunun görev alanına girmediği gibi hakimliğimizin incelemesinin hukuki nitelikte olduğu, ceza infaz kurumunun yerine geçerek idare yerine karar verilemeyeceğinden, İdare ve Gözlem Kurulu Kararının Yönetmelik gereğinin yerine getirildiği, kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı kanun yasa ve yönetmeliklere uygun olduğu, takdir hakkının kötüye kullanıldığına dair delil de bulunmadığı anlaşılmakla tutuklunun itirazının reddine... [karar verildi.]”
5. Başvurucunun karara itirazı Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesince 1/7/2019 tarihinde reddedilmiş, karar başvurucuya 11/7/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
6. Başvurucu 16/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Ceza İnfaz Kurumu 9/6/2020 tarihinde başvurucunun tutulma koşullarına ilişkin olarak yazılan yazıya 10/6/2020 tarihinde verdiği cevapta;
i. Başvurucunun 1/2/2019 tarihinden itibaren kurumda 14 kişilik kapasiteli bir odada kaldığını,
ii. Başvuru tarihi itibarıyla oda mevcudunun 27 kişi olduğunu,
iii. Başvurucunun tutulduğu A-8 numaralı oda iki katlı olup ortak yaşam alanı, yatakhane kısmı, havalandırma (bahçe) bölümlerinden oluştuğunu, odanın ortak yaşam alanı 28,32 m2, yatakhane 44,88 m2, havalandırma (bahçe) bölümü 34,68 m² olmak üzere toplam 107,88 m2; ortak yaşam alanı 93,4 m3, yatakhane 134,64 m3, havalandırma (bahçe) bölümü 242,76 m3 olmak üzere toplam 470 m3 hacminde olduğunu,
iv. Kurumun 2015 yılının Ağustos ayında hizmete açıldığını, binanın yeni olmasından dolayı koğuş ve odaların bakım/onarım ihtiyacı olmadığını, koğuşun fiziki yapısından ya da elektrik arızasından kaynaklanan durumlar yaşandığı zaman hükümlü ve tutukluların hem sözlü hem de yazılı olarak Kurum idaresine durumu bildirebildiklerini, teknik arızaların Kurum teknisyenleri vasıtasıyla süratle giderildiğini, Kurumda bir elektrik teknisyeni, tesisat ve inşaat işleri için görevlendirilen bir infaz ve koruma memuru bulunduğunu, her ay düzenli olarak bit, pire, kene, tahta kurusu, sıtma, haşere gibi vektörlerden bulaşan hastalıklarla mücadele kapsamında hükümlü ve tutukluların barındırıldığı koğuş ve odalar ile birimlere ait tüm odaların ilaçlandığını, başvurucunun barındırıldığı koğuştan herhangi bir şikâyet (koku, akma gibi) gelmediğini,
v. Koğuşlarda tuvalet ve banyo mevcut olup tuvalet kullanım süresinin bir kişi için 2 saat, banyo kullanım süresinin 1 saat 10 dakika olduğunu,
vi. Kurumda her koğuşun havalandırma (bahçe) kısmı ve ortak yaşam alanı olduğunu, havalandırma bahçelerinin 34,68 m2, ortak yaşam alanının 28,32 m2 olduğunu, koğuşların ortak yaşam bölümlerinde hükümlü ve tutukluların televizyon (varsa) seyredebildiğini, Kurum kantininden aldıkları satranç takımları ile bu bölümlerde vakit geçirebildiğini,
vii. Her koğuşun havalandırma (bahçe) kısmı bulunduğunu, havalandırma bahçelerinin 34,68 m2 olduğunu,
viii. Başvurucunun Kurumda barındırıldığı süre içinde en fazla 65 kişi ile kaldığını,
ix. Banyo ihtiyacı için koğuşlara kişi başına günlük 50 litre sıcak su, 150 litre içme ve kullanım suyu verildiğini, her gün saat 23.00'te otomasyon sisteminin kullanım limitini yenilediğini, başvurucunun bireysel başvuru tarihi olan 27/9/2018 tarihinde B Blok 1 numaralı koğuşta barındırıldığını, koğuş mevcudunun 15 kişi olduğunu, banyo kullanım süresinin bir kişi için ortalama 1 saat olduğunu,
x. Her hükümlü ve tutukluya nevresim takımı, battaniye ve yatak verildiğini, koğuşlarda ranzada yatamayan hükümlü ve tutukluların yer yatağından faydalandırıldığını,
xi. Kurum 14 kişilik 62 oda, 8 kişilik 8 oda, 1 kişilik 18 odada olmak üzere 950 kişilik olarak planlanmasına rağmen 15 Temmuz darbe girişiminden sonra İzmir ve çevre illerde tutuklanan şahısların nakilleri yapıldığından hükümlü ve tutuklu sayısının üzerine çıkıldığını, 14 kişilik odaların mevcudunun 22-25 kişiye ulaştığını, ranzada yer bulamayan hükümlü ve tutukluların yer yatağından faydalandırıldığını, yer yatağında yatan hükümlü ve tutukluların sevk edilen ya da tahliye olan hükümlü ve tutuklulardan boşalan ranzalarda yatmalarının sağlandığını,
xii. Her koğuşun bahçe kısmı bulunduğunu, koğuşta kalan hükümlü ve tutukluların bahçe kısmından faydalandığını, koğuş ve odaların bahçe kapısının kış aylarında saat 07.00'de açılıp saat 16.40'ta kapandığını, yaz aylarında ise 07.00'de açılıp 19.00'da kapandığını,
xiii. Saat 08.00'de ve 20.00'de olmak üzere ortak yaşam alanında günde iki kez sayım yapıldığını,
xiv. Koğuşlarda hükümlü ve tutukluların eşyalarını muhafaza edebilmesi için 14 eşya dolabı olduğunu, eşya dolabı kullanamayan hükümlü ve tutukluların Kurum kantininden plastik eşya komodini alabildiğini,
xv. Başvurucunun 1/2/2019 tarihli ilk kabul muayenesinde herhangi bir rahatsızlığının olmadığını, öncesinde apandisit ameliyatı olduğunu beyan ettiğini, Kurum Aile Hekimliğine muayene ve tedavi amacıyla 17 kez müracaat ettiğini, tedavisinin yapılarak kendisine ilaç yazıldığını, Menemen Devlet Hastanesinden görevlendirilen psikiyatri hekimine sekiz kez muayene olduğunu, kendisine Lustral 50 mg reçete edildiğini, Kurum Diş Polikliniğine iki kez muayene olduğunu, tedavisinin yapıldığını, bekleyen hastane sevki veya tedavisi bulunmadığını bildirmiştir.
8. Ceza İnfaz Kurumu 6/7/2022 tarihinde başvurucunun hangi odada kaç kişi ile hangi tarihler arasında tutulduğuna ilişkin olarak yazılan yazıya 7/7/2022 tarihinde verdiği cevapta;
i. A-23 No.lu odada 1/2/2019-10/1/2020 tarihleri arasında en fazla 38 kişi,
ii. A-8No.lu odada 10/1/2020-30/9/2020 tarihleri arasında en fazla 53 kişi,
iii. A-28No.lu odada 30/9/2020-6/11/2020 tarihleri arasında en fazla 29 kişi barındırıldığını, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) raporlarında koğuşlara giriş tarihlerinin verildiğini ancak koğuştan çıkış tarihlerinin verilmemesi nedeniyle ilgililerin beraber kaldığı sürenin tespit edilemediğini bildirmiştir.
9. Ceza İnfaz Kurumu 6/7/2022 tarihinde başvurucunun hangi odada, kaç kişiyle, hangi tarihler arasında tutulduğuna ilişkin olarak yazılan yazıya 8/7/2022 tarihinde sayım tutanaklarının incelendiğini belirterek verdiği ikinci cevapta;
i. A-23No.lu odada 1/2/2019 giriş tarihinde 18 kişi, 10/1/2020 çıkış tarihinde 19 kişi olduğunu,
ii. A-8No.lu odada 10/1/2020 giriş tarihinde 19 kişi, 30/9/2020 çıkış tarihinde 23 kişi olduğu,
iii. A-28No.lu odada 30/9/2020 giriş tarihinde 25 kişi, 6/11/2020 çıkış tarihinde 28 kişi olduğunu bildirmiştir.
10. Ceza İnfaz Kurumu her iki yazı cevabının yeterli bilgi içermemesi nedeniyle 25/7/2022 tarihinde yazılan yazıya 10/8/2022 tarihinde verdiği cevapta başvurucunun;
i. A-23 No.lu odada kaldığı 343 gün içinde en fazla 20 kişi ile (31 gün süresince),
ii. A-8 No.lu odada kaldığı 233 gün içinde en çok 26 kişi ile (20 gün süresince) (Başvurucunun 22 veya üstü sayıda kişiyle barındırıldığı gün sayısı toplam 140'dır, bunun 111 günü aralıksızdır.),
iii. A-28 No.lu odada kaldığı 42 gün içinde en fazla 19 kişi ile (12 gün süresince),
iv. Söz konusu üç odada tutulduğu toplam süre boyunca en az 16 kişiyle birlikte barındırıldığı (A-23 No.lu odada 1/1/2020 ile 10/1/2020 tarihleri arasında) bildirilmiştir.
11. Ceza İnfaz Kurumuna 8/9/2022 tarihinde yazı yazılarak cevabi yazılar arasındaki çelişkinin giderilmesi istenmiştir. Ceza İnfaz Kurumu gönderdiği 26/9/2022 tarihli cevabi yazıda “7/7/2022 tarihli yazının UYAP raporlarından hazırlandığı ancak raporda hükümlü tutuklu giriş/çıkış tarihlerinin mevcut olmaması sebebiyle sayıların yanlış çıktığı, 10/8/2022 tarihli yazının ise günlük sayım tutanakları incelenerek hazırlandığı, 10/8/2022 tarihli yazı ve eklerinin dikkate alınması gerektiği[ni] ” belirtmiştir.
12. Ceza İnfaz Kurumuna 30/9/2022 tarihinde yazı yazılarak bildirilen cevaplara esas sayım tutanaklarının gönderilmesi istenmiştir. Kurum 10/10/2022 tarihinde verdiği cevabi yazı ekinde sayım tutanaklarını göndermiştir.
13. Ceza İnfaz Kurumu 6/9/2023 tarihinde yazılan yazıya verdiği 7/9/2023 tarihli cevapta; koğuşlarda ortak alanda iki adet 120x100 cm, üst kat yatakhane kısmında dört adet 120x100 cm ebadında tek kanadı açılan pencere bulunduğunu, ışık girmesini engelleyen yapı bulunmadığını, her odada çift katlı 90x200 cm ebadında pencere ve ışığı engellemeyen sekiz ranzalı yatak olduğunu, kişi başına günlük 50 litre sıcak su, günlük kişi başı 150 litre içme ve kullanım suyu verildiğini, merkezî kalorifer sistemi olduğunu, koğuşlarda iki tuvalet, bir banyo olduğunu, tuvalet kullanım süresinin kişi başı 2 saat, banyo kullanım süresinin kişi başı 1 saat 10 dakika olduğunu, havalandırma bahçesinin kapısının saat 08.00'de açılıp saat 19.45'te kapandığını, yatakhane kısmının 6,8x5,1 metre, banyonun 3,6x2,8 metre, ortak kullanım alanının 4,8x3,8 metre, bahçenin 6,8x5,1 metre duvardan duvara ölçülerinin olduğu, yüksekliğin 3,3 metre olduğunu bildirmiştir.
14. Ceza İnfaz Kurumuna kullanım alanı hususunda oluşan çelişkinin giderilmesi için yazı yazılmıştır. Ceza İnfaz Kurumu 21/2/2024 tarihli cevabi yazıda tuvalet kısmının ortak alana dâhil edilmesi nedeniyle çelişki oluştuğunu, A-8, A-23 ve A-28 nolu odaların bahçe kısmının 6,8x5,1 metre ve 34,68 m² (yüksekliğin 7 metre); mutfak ve ortak yaşam alanının 4,8x3,8 ve 18,24 m² (yüksekliğin 3,3 metre), tuvalet kısmının 3,6x2,8 ve 10,08 m² (yüksekliğin 3,3 metre), üst katın 6,8x6,6 ölçülerinde ve 44,88 m² (yüksekliğin 3 metre) olduğunu belirtmiştir.
15. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
16. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
17. Başvurucu; 10 kişi için tasarlanan odada altı aydır 20 kişiyle tutulduğunu, sayının 17 kişinin altına hiç düşmediğini, altı aydır yerde yatırıldığını, ameliyatlı olduğu için yerde yatırılmasının insan haysiyeti ile bağdaşmadığını, bahçe ve tuvaletlerin yetersiz olduğunu, ameliyatından kaynaklanan bağırsak sorunlarına rağmen yerde yatırılması nedeniyle maddi ve manevi bütünlüğünün tehdit altında olduğunu, bu durum sebebiyle psikiyatrik ilaç kullanmak zorunda kaldığını, psikiyatri raporlarını önceki bireysel başvurusunda (2019/11837 numaralı) sunduğunu, İnfaz Hâkimliği tarafından ilgisiz gerekçe ile şikâyetinin reddedildiğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini belirtmiştir.
18. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; Uyuşmazlık Mahkemesinin E.2020/428, K.2020/653 sayılı dosyasında ceza infaz kurumu uygulamaları sebebiyle açılan tazminat davasının asliye hukuk mahkemesi tarafından görülebileceğine karar verildiği, başvurucunun açtığı bir tazminat davasının tespit edilemediği, ceza infaz kurumlarındaki tutulma koşullarının hukuka uygun olmaması nedeniyle doğan zararların manevi tazminat davasına konu edilmesinin mümkün olup olmadığı hususunun Anayasa Mahkemesince yapılacak incelemede dikkate alınması gerektiğinin değerlendirildiği bildirilmiştir. Ayrıca tutulma koşullarına ilişkin Anayasa Mahkemesi içtihadına değinilmiştir.
19. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında kalabalık koğuşta tutulduğu hususunun görüş yazısında da belirtildiğini, söz konusu ihlallerin ortadan kaldırılması için etkili yolun infaz hâkimliği olduğunu ifade etmiştir.
20. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.
21. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
22. İnsan onurunun korunması amacıyla Anayasa’nın 17. maddesinin ilk fıkrasında maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı güvence altına alınmış; aynı maddenin üçüncü fıkrasıyla da kişilere işkence ve eziyet yapılması, kişilerin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulması yasaklanmıştır. Bu yasak için herhangi bir istisnanın kabul edilmemesi ve Anayasa’nın 15. maddesinde savaş, seferberlik veya olağanüstü hâllerde de maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamayacağının ifade edilmesi, yasağın mutlak niteliğini ortaya koymaktadır (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, §§ 80, 83; Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 72, 74, 75).
23. Anılan yasak kapsamında kalan hususlar, ceza infaz kurumlarında farklı şekillerde tezahür edebilir. Bunlar ceza infaz kurumu idaresi ve görevlilerinin kasıtlı davranışlarından kaynaklanabileceği gibi yönetimsel hatalar veya yetersiz kaynaklar sebebiyle de ortaya çıkabilir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 37).
24. Anayasa’nın 17. maddesi, tutuklu ve hükümlülerin tutulma koşullarının da insan onuruna yakışır bir şekilde olmasını koruma altına alır. Bu nedenle tutuklu ve hükümlüler özgürlükten mahrum kalmalarının doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntı veya eziyet çekecekleri bir duruma sokulmamalıdır. Ayrıca bu kişilerin sağlık ve esenlikleri yeterli bir şekilde güvence altına alınmalı ve bu kişilere gerekli duydukları tıbbi yardım sağlanmalıdır (Turan Günana, § 39).
25. Bir muamelenin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının kapsamına girebilmesi, asgari bir ağırlık derecesine (ciddiyet seviyesine) ulaşmasına bağlıdır. Ceza infaz kurumundaki tutulma koşullarının bahsi geçen asgari ağırlık eşiğine ulaşıp ulaşmadığı konusunda yapılacak değerlendirmede tutulma süresi, açık havada egzersiz yapma olanakları, koşulların neden olduğu fiziksel ve psikolojik etkiler, bazı durumlarda mahpusun yaşı, cinsiyeti, sağlığı ve davanın tüm koşulları gibi bir çok faktörün önemli rol oynadığı belirtilmelidir. Bunlarla birlikte tutulma koşullarının kötü muamele oluşturup oluşturmadığı belirlenirken kişisel alan faktörünün temel bir unsur olarak dikkate alınması gerektiği vurgulanmalıdır (Cengiz Yetgin [GK], B. No: 2019/39068, 14/6/2023, § 58; geri gönderme merkezindeki tutulma koşulları yönünden yapılan benzer değerlendirme için bkz. K.A. [GK], B. No: 2014/13044, 11/11/2015, § 93).
26. Ceza infaz kurumlarındaki aşırı kalabalıklaşma ve buna bağlı oluşan kişisel alan eksikliğine ilişkin şikâyetlerin incelenmesinde dikkate alınacak temel ilkeler Levent Cantekin ([GK], B. No: 2019/34408, 9/10/2024, §§ 33, 34) kararında ortaya konmuştur. Sözü edilen ilkelere göre tutuklu ve hükümlülerin tutulduğu çok kişilik koğuşlarda kişi başına düşen yüzey alanı en az 3 m² olmalıdır. Mahpus başına düşen yüzey alanının hesabında banyo ve tuvalet gibi sıhhi tesis bölümü ile havalandırma bahçesi yaşam alanına dâhil edilmese de mobilyaların kapladığı alan dâhil edilir. Çok kişilik koğuşlarda mahpus başına düşen yüzey alanı 3m²den az ise ya da her tutuklu ve hükümlünün ayrı bir uyku yeri yoksa veya koğuşun genel yüzeyi tutuklu ve hükümlülerin mobilyalar arasında serbestçe hareket etmesine izin vermiyorsa tutulma koşullarının kötü muamele yasağını ihlal ettiği yönünde güçlü bir karine oluşur. Bu karine ancak üç unsurun bir arada bulunması durumunda ortadan kaldırılabilir. İlk unsur; asgari kişisel alanın 3 m²nin altına düşmesinin kısa süreli, küçük çaplı ve ara sıra olmasıdır. İkinci unsur, bu tür azalmaların koğuş dışı yeterli dolaşım özgürlüğü ve yeterli koğuş dışı etkinliklerle desteklenmesidir. Son unsur tutuklu ve hükümlünün genel olarak uygun nitelikte olan ve tutulma koşullarını ağırlaştırıcı başka bir unsur taşımayan bir ceza infaz kurumunda tutulmasıdır.
27. Mahpusların 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alana sahip olduğu hâllerde alan faktörü, tutulma koşullarının yeterliliğinin değerlendirilmesinde önemlidir ve bu durumun uygunsuz tutulma koşullarının diğer yönleriyle birleşmesi hâlinde kötü muamele yasağı ihlal edilmiş olur. Mahpusların daha fazla kişisel alana sahip olmaları nedeniyle kişisel alan sorununa ilişkin herhangi bir sorunun ortaya çıkmadığı durumlarda ise tutulma koşullarının yeterliliği konusunda tutulma koşullarının diğer yönleri değerlendirilmelidir. Tutulma koşullarının diğer yönleri arasında temel sıhhi ve hijyen gereklerine uygunluk, tuvalet ve banyonun mahrem kullanılması, açık hava egzersizine, doğal ışık veya havaya erişim, havalandırma ve ısıtma sistemlerinin yeterliliği yer alır. Belirtilen koşullar altında tutulmanın süresi de dikkate alınmalıdır (Levent Cantekin, § 35).
28. Somut başvuruda başvurucu, odada tutulan kişi sayısının fazlalığından şikâyet etmiştir. Ceza İnfaz Kurumunun başvurucuyla birlikte tutulan kişilerin sayısının bildirilmesi için yazılan yazılara verdiği cevaplardan, UYAP raporları temelinde verilen cevabın hükümlü/tutuklu giriş ve çıkış tarihlerini içermemesi sebebiyle gerçeğe uygun olmayabileceği gözetilerek günlük sayım tutanakları temelinde verilen cevap değerlendirmeye esas alınmıştır.
29. Başvurucu, şikâyetçi olduğu infaz kurumunda 655 gün barındırılmıştır. Başvurucunun tutulduğu her üç odanın fiziki boyutları ve yapıları aynıdır. Buna göre sıhhi tesisler ve havalandırma bahçesinde dışında kalan alanın büyüklüğü 63,12 m²dir. Bu durumda odada tutulan kişi sayısı 21 ve altında olduğu durumda kişisel alan büyüklüğü 3 m²nin üstünde olacaktır. İnfaz Kurumu tarafından sağlanan bilgilere göre başvurucuya tahsis edilen kişisel alanın 140 gün 3 m²nin altında olduğu (yani 22 ve üstü sayıda kişinin birlikte tutulduğu) tespit edilmiştir (bkz. § 10). Başvurucu, diğer zamanlarda 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alanda tutulmuştur. Bu nedenle başvurucunun tutulma koşulları, sahip olduğu kişisel yaşam alanı da gözetilerek iki başlık altında incelenecektir:
A. Başvurucunun 3 m²den Daha Az Kişisel Yaşam Alanına Sahip Olduğu Dönem Yönünden
30. Başvurucuya 10/1/2020 ile 30/9/2020 tarihleri arasında A-8 No.lu odada 140 gün3 m²nin altında kişisel alan sağlanabilmiş, bu durum 111 gün boyunca aralıksız devam etmiştir. Asgari kişisel yaşam alanındaki bu azalma kendi başına tutulma koşullarının kötü muamele yasağını ihlal ettiği yönünde güçlü bir karine oluşturmaktadır.
31. Anayasa’nın 17. maddesinin ihlaline yönelik ortaya çıkan güçlü karine üç unsurun bir arada bulunması hâlinde ortadan kaldırılabilecektir. İlk olarak değerlendirilmesi gereken asgari kişisel alanın 3 m²nin altına inmesinin süresi, sıklığı ve çapıdır. Bu kapsamda 111 günü aralıksız toplamda 140 gün devam eden kişisel alan eksikliğinin kısa süreli, küçük çaplı ve ara sıra olduğu söylenemeyecektir.
32. Bu nedenle meydana gelen alan azalmaların -tutulma koşullarının ayrı ayrı ve başvurucu üzerindeki toplu etkileri de hesaba katılarak- Anayasa’nın 17. maddesi anlamında kötü muamele yasağı olarak nitelendirilmesi için gerekli olan ağırlık seviyesine ulaştığı sonucuna varılmıştır. Güçlü karinenin ortadan kalkması için aranan ilk unsurun sağlanmadığı anlaşıldığından asgari kişisel alandaki azalmaların koğuş dışı yeterli dolaşım özgürlüğü ve yeterli koğuş dışı etkinliklerle desteklenmesine, başvurucunun genel olarak uygun nitelikte bulunan ve tutulma koşullarını ağırlaştırıcı başka bir unsur taşımayan bir ceza infaz kurumunda tutuluyor olmasına ilişkin diğer iki unsurun değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
33. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Başvurucunun 3 m² ile 4 m² Arasında Kişisel Yaşam Alanına Sahip Olduğu Dönem Yönünden
34. Başvurucuya tutulduğu odalarda yaklaşık on yedi ay 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alan sağlandığı tespit edilmiştir (bkz. §§ 10, 14). Anayasa Mahkemesi mahpusların asgari kişisel alana sahip olduğu hâllerde kötü muamele yasağı kapsamında bir değerlendirme yaparken kişisel yaşam alanı büyüklüğünün asgari standardı karşılamasının her zaman tek başına yeterli olmadığını, tutulma koşullarının diğer yönlerinin yeterliliğinin/yetersizliğinin incelenmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu durumda alan faktörü asgari standardı karşılasa da açık hava egzersizine, doğal ışığa veya havaya erişim, havalandırmanın mevcudiyeti, ısıtma düzenlemelerinin yeterliliği, tuvaleti özel olarak kullanma, temel sıhhi ve hijyen gerekliliklere uygunluk gibi diğer unsurların eksikliğiyle birleştiğinde 17. maddenin ihlal edildiğine karar verilebilecektir (bkz. § 27). Bu nedenle başvurucunun alan faktörü dışındaki tutma koşullarının kabul edilebilir olup olmadığı belirlenmelidir.
35. Başvurucu, gün ışığından ve temiz havadan yararlanabileceği ve bu alanı temel bireysel egzersiz için kullanabileceği havalandırma bahçesine gün ışığında sınırsız erişime sahiptir ve bu durum kişisel alanın kısıtlı tahsisi ile ilgili olarak önemli ölçüde hafifletici bir faktör olarak dikkate alınmalıdır. Başvurucu, odası dışındaki sosyal ve kültürel faaliyetlere katılamadığını iddia etmemiştir.
36. Başvurucunun tutulma koşullarında -hijyen yönünden ve sıhhi yönden- tutulduğu odalarda iki tuvalet olduğu, her gün hem soğuk hem de sıcak suya erişebildiği tespit edilmiştir. Tuvaletlerin mahrem kullanılabilmesine ilişkin olarak başvurucunun bir şikâyeti yoktur. Odaların ve sıhhi tesislerin temizliği, mevcut tuvalet ve lavabo sayısı, mahpusların bunları kullanmak için harcadıkları zamanın -başvurucunun iddiasının aksine- yetersiz olduğu tespit edilmemiştir. Mahpusların tutulduğu odaların havalandırma bahçesine açılan bir kapısı ve her katta havalandırma ve ışık sağlayan birden fazla pencere olduğu da görülmüştür. Bu nedenlerle temizlik, havalandırma ve aydınlatma dâhil genel koşulların tutma koşullarının standartlarına göre yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.
37. Başvurucu, altı aydan uzun bir süre yerde yatmak zorunda kaldığını iddia etmiştir. Başvurucunun her zaman kendi yatağı, nevresim takımı ve battaniyesinin olduğu anlaşılmıştır. Başvurucu, verilen yatakta vardiyalı olarak uyumak zorunda kaldığını iddia etmemiştir. Bu bakımdan başvurucunun kişisel bir uyku yerinin ve uyumak için yeterli imkânı olduğu görülmüştür. Başvurucu, ameliyatından (laparoskopik apendektomi) kaynaklanan bağırsak sıkıntılarına rağmen yerde yatırılması nedeniyle maddi ve manevi bütünlüğünün tehdit altında olduğunu, bu durum sebebiyle psikiyatrik ilaç kullanmak zorunda kaldığını ileri sürmüş ise de sağlık hizmetlerine erişim imkanı bulabildiği görüldüğünden bireysel başvuru formu ekinde ve formda belirttiği 2019/11837 numaralı bireysel başvuruda ceza infaz kurumunda tutulma koşullarından kaynaklanan bir rahatsızlığa yakalandığını veya yerde yatırılmasının tıbbi açıdan sakıncalı olduğunu gösterir bilgi/belge veya sağlık raporu sunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumun başvurucunun üzerinde ağır bir bedensel veya ruhsal yüke neden olduğu söylenemeyecektir.
38. Sonuç olarak tutulma koşullarının fiziksel ve zihinsel etkileri ayrı ayrı ve başvurucu üzerindeki toplu etkileri hesaba katılarak değerlendirildiğinde başvurucunun söz konusu 3 m² ile 4 m² arasında kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönem yönünden Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı olarak nitelendirmek için gerekli olan ağırlık seviyesine ulaşılmadığı sonucuna varılmıştır.
39. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
40. Başvurucu, ihlalin tespiti ve 1.000.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
41. Başvurucunun şikâyetçi olduğu ceza infaz kurumunda bulunmadığı anlaşıldığından ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. İhlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında kötü muamele yasağının ihlali nedeniyle 100.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. 1. Başvurucunun 3 m²den daha az kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönem yönünden Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının İHLAL EDİLDİĞİNE,
2. Başvurucunun 3 m² ile 4 m² arasında kişisel yaşam alanına sahip olduğu dönem yönünden Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 100.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Karşıyaka İnfaz Hâkimliğine (E.2019/1114, K.2019/1212 sayılı karar) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.