TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ONUR ÇALIŞKAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/2744)
Karar Tarihi: 5/9/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Fatih ALKAN
Başvurucular
Onur ÇALIŞKAN ve diğerleri (bkz. ekli tablo)
Başvurucular Vekilleri
bkz. ekli tablonun (D) sütunu
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, yükümlülük süresini tamamlayarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) istifa eden pilotların 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında görevlerine geri çağrılması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Ülkemizin 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmasına ilişkin süreç, Millî Güvenlik Kurulu kararları, darbe teşebbüsünün bastırılmasının akabinde Bakanlar Kurulu tarafından ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl (OHAL) süreci ve bu süreçte uygulanan tedbirler Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında detaylı şekilde yer almaktadır (Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-66; Selçuk Özdemir [GK], B. No: 2016/49158, 26/7/2017, §§ 20, 21; Alparslan Altan [GK], B. No: 2016/15586, 11/1/2018, § 10; ayrıca bkz. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/9/2017 tarihli ve E.2017/16.MD-956, K.2017/370 sayılı kararı).
3. OHAL sürecinde genel ve soyut normlar ihdas edilerek alınan tedbirlerin yanı sıra kişiler hakkında doğrudan etki doğurucu nitelikte işlemler de tesis edilmiştir. Örneğin 25/8/2017 tarihli ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (694 sayılı OHAL KHK'sı) 37. maddesiyle, TSK'dan ayrılan pilot subayların uçuş için gerekli şartları sağlamaları ve haklarında yaptırılacak güvenlik soruşturmalarının olumlu olması kaydıyla ihtiyaç duyulan hava aracı tiplerinde on sekiz yıllık yükümlülük süresini tamamlamaları için yeniden subay nasbedileceklerine yönelik bir kural getirilmiştir.
4. Başvurucular, TSK bünyesinde pilot subay olarak görev yapmışlar ve zorunlu yükümlülük sürelerini doldurmalarının akabinde istifa ederek ya da başka nedenlerle 2017 yılı öncesinde görevlerinden ayrılmışlardır. 15 Temmuz darbe girişiminin sonrasında kabul edilen 694 sayılı OHAL KHK'sının 37. maddesiyle 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na eklenen ek geçici 98. madde ile TSK'dan ayrılan pilot subayların yükümlülük süreleri on sekiz yıla çıkarılmış ve bu kapsamdaki pilotlar kamu görevlerine geri çağrılmıştır. 25/8/2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren söz konusu OHAL düzenlemesi 1/2/2018 tarihli ve 7078 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 35. maddesiyle değiştirilerek kabul edilmiştir.
5. Başvurucular pilotaj muayenesi ve fizyolojik eğitim sürecinin başlatılması amacıyla çağrı yazılarıyla muayeneye davet edilmiştir. Başvurucular, söz konusu zorunlu çağrı işleminin iptal edilmesi talebiyle idare mahkemelerinde iptal davası açmışlardır. Dava dilekçelerinde özetle 2012 yılında yapılan yasal değişikliklerle pilotaj eğitim sürelerinin iki katı süreyle hizmet zorunluluğu getirildiğini, dolayısıyla pilotların on üçüncü hizmet yılında görevlerinden ayrılabilmelerine imkân sağlandığını, kendilerinin söz konusu süreyi tamamlayarak görevlerinden ayrıldıklarını, zorunlu yükümlülük süresini artıran ve geriye dönük şekilde uygulanan düzenlemenin sivil havacılıkta devam eden mesleki kariyerlerini, aile düzenlerini ve beklentilerini olumsuz şekilde etkileyeceğini ifade etmişlerdir.
6. İdare mahkemeleri, başvurucuların on sekiz yıllık zorunlu hizmet süresini tamamlamak üzere yeniden pilot subaylık görevine çağrılmalarına ilişkin dava konusu işlemlerde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davaların reddine karar vermiştir. Kararların gerekçelerinde özetle millî savunma hizmetlerinin önemi ve ülkemizin ulusal güvenliğinin gerekleri çerçevesinde acilen kapatılması gereken personel açığının bulunduğu, pilotların zorlu süreçlerin ve uzun eğitimlerin sonunda göreve başlayabildikleri, bu durumda oluşan ihtiyacın kısa sürede başka türlü giderilemeyeceği, ayrıca kapsama giren personelin olası mali kayıplarını giderici ya da azaltıcı hükümlerin de bulunduğu ifade edilmiştir. İstinaf başvuruları bölge idare mahkemesince kesin şekilde reddedilmiştir.
7. Nihai kararın öğrenilmesinin akabinde başvurucular, muhtelif tarihlerde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucular; görevlerini yerine getirerek zorunlu hizmet sürelerini tamamladıklarını, akabinde istifa ederek sivil havacılık alanında çalışmaya başladıklarını, zorunlu hizmet süresini on sekiz yıla çıkaran düzenlemelerin geriye dönük olarak uygulanmasının kazanılmış haklarına ve hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu ifade ederek adil yargılanma hakkının, özel hayata saygı hakkının ve hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
10. Başvurucular hakkında gerçekleştirilen işlem, özel hayata saygı hakkının otomatik olarak uygulanabilirliğini sağlamamakla birlikte müdahalenin başvurucuların mesleki faaliyetlerinin aksamasına, kariyer planlarının değişmesine, sosyal çevreleriyle olan ilişkilerine önemli derecede etki ettiği ve bu etkinin belirli bir ağırlık düzeyine ulaştığı değerlendirildiğinden başvuru özel hayata saygı hakkı yönünden uygulanabilir bulunmuş ve bu kapsamda incelenmiştir (aynı yönde ayrıntılı değerlendirmeler için bkz. Erdal Erbayram, B. No: 2019/25121, 7/6/2023, §§ 22, 23).
11. Başvuruya konu olan işlemler, tüm ülkede olağanüstü hâlin devam ettiği bir süreçte tesis edilmiştir. Söz konusu işlemlerin terör örgütleriyle irtibatlı ya da iltisaklı olduğu değerlendirilen pilot subayların TSK'dan uzaklaştırılması nedeniyle ortaya çıkan personel açığının giderilmesine yönelik alınan tedbirlerden biri olduğu, bu durumun olağanüstü hâlin ortaya çıkardığı tehlikeleri bertaraf etmek amacına yöneldiği görülmektedir. Dolayısıyla başvurucuların özel hayata saygı haklarının ihlal edilip edilmediğine dair inceleme Anayasa'nın 15. maddesi uyarınca yapılacaktır (Engin Karataş, B. No: 2018/3488, 13/9/2022; Erdal Erbayram, § 24).
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedenin de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
13. Anayasa'nın 15. maddesine göre yapılacak inceleme; müdahalenin Anayasa'daki çekirdek haklarla ilgili olup olmadığı, anılan maddenin ikinci fıkrasında sayılan hak ve özgürlüklere dokunup dokunmadığı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere aykırılık teşkil edip etmediği ve durumun gerektirdiği ölçüde olup olmadığının tespitiyle sınırlı olacaktır (Ayla Demir İşat [GK], B. No: 2018/24245, 8/10/2020, § 146; Erdal Erbayram, § 26).
14. Anayasa'nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan dokunulması yasaklanan çekirdek haklar arasında özel hayata saygı hakkı yer almamaktadır. Dolayısıyla bu hak yönünden OHAL'lerde Anayasa'daki güvencelere aykırı tedbirler alınması mümkündür. Ayrıca anılan hak, milletlerarası hukuktan kaynaklanan yükümlülük olarak insan hakları alanında Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden özellikle Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin 4. maddesinin (2) numaralı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 15. maddesinin (2) numaralı fıkralarında ve bu Sözleşme'ye ek protokollerde dokunulması yasaklanan çekirdek haklar arasında da sayılmamıştır. Yine somut olaydaki tedbirin milletlerarası hukuktan kaynaklanan diğer herhangi bir yükümlülüğe (olağanüstü dönemlerde de korunmaya devam eden bir güvenceye) aykırı olduğu da saptanmamıştır (Ayla Demir İşat, §§ 147, 148; Erdal Erbayram, § 27).
15. Anayasa Mahkemesinin Erdal Erbayram ve Ayla Demir İşat kararlarında belirtildiği üzere; kişilerin kendilerinin, ailelerinin geleceğini ve itibarını etkileyen mesleki hayata yönelik tedbirlerin keyfî olmaması, bu kapsamda doğan uyuşmazlıkların özel hayata saygı hakkının gereklilikleri bağlamında çözümlenmesi olağanüstü yönetim usullerinin benimsendiği dönemlerde de geçerli olan temel güvencelerdir (Ayla Demir İşat, §§ 149, 150; Erdal Erbayram, § 28). Anayasa'nın 15. maddesi uyarınca olağanüstü yönetim rejimlerinin uygulandığı dönemde temel hak ve özgürlüklere müdahale oluşturan tedbirin meşru olup olmadığı hususunda yapılacak son inceleme tedbirin durumun gerektirdiği ölçüde olup olmadığına ilişkindir.
16. Başvuruya konu olan tedbirin incelendiği Erdal Erbayram kararında, tedbirin ölçülü olup olmadığı değerlendirilirken OHAL ilanına sebebiyet veren durumun özelliklerinin ve OHAL ilanı sonrasında ortaya çıkan koşulların dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Söz konusu kararda temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının sınırlandırılması veya durdurulması için başvurulan aracın amacı gerçekleştirmeye elverişli ve bunun için gerekli olması, ayrıca araçla amacın ölçülü bir oran içinde bulunması gerektiği belirtilmiştir (Erdal Erbayram, §§ 30-33).
17. Anayasa Mahkemesinin Erdal Erbayram kararında ülkemizde yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminin savuşturulmasının akabinde alınan tedbirlere, tedbirlerin amaçlarına, 694 sayılı OHAL KHK'sının 37. maddesiyle yapılan düzenlemenin içeriğine, TSK'da farklı rütbelerde görev yapan çok sayıda pilot subayın kamu görevinden çıkarılmasıyla meydana gelen ihtiyaca, başvuruya konu tedbirin gerekliliğine ve ölçülülüğüne ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur. Söz konusu kararda; ülke savunmasının zafiyete uğramaması ve millî güvenliğin temini açısından TSK bünyesinde görev yapan pilot subayların yeterli sayıda ve donanımda olmalarının vazgeçilmez gerekliliklerden biri olduğu, acil ihtiyacın hızlı bir şekilde giderilebilmesinin zaman alabileceği, mevcut kaynakların ya da sınıf değişikliği suretiyle elde edilen kaynağın yetersiz kalabileceği gibi gerekçelerle eski personelin göreve geri çağrılması şeklinde belirlenen aracın amacı gerçekleştirmeye elverişli olmadığının söylenemeyeceği, dolayısıyla öngörülen tedbirin keyfî olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Aynı kararda, görevlerine dönen pilot subaylara tanınan mali imkânlara ilişkin düzenlemelere de yer verilmiştir. Kararda; yapılan iyileştirmelerle kapsamdaki kişilerin üstleneceği külfetlerin azaltılması yolunda adımlar atıldığına, ülke savunması ve millî güvenliğin temin edilmesi konusunda oluşan acil ihtiyaç nedeniyle ortaya çıkan kamu yararı karşısında görevine geri çağrılan ve bir süre daha zorunlu hizmet süresine tabi tutulan pilotların aşırı külfet altına sokulmadığına ve tedbirin ölçülü olduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur. Neticede, kamunun menfaati ile görevlerine geri çağrılan pilotların kişisel menfaatleri arasında kurulmaya çalışılan dengenin adil olduğu, öngörülen güvencelere aykırı olmayan tedbirlerin olağanüstü yönetim usullerinin uygulanmasına neden olan durum karşısında ölçüsüz olduğunun söylenemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır (Erdal Erbayram, §§ 35-41).
18. Somut başvuruda da Anayasa Mahkemesinin Erdal Erbayram kararında ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durumun olmadığı anlaşılmaktadır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların özel hayata saygı haklarına etki eden tedbirin OHAL döneminde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa'nın 15. maddesindeki ölçütlere uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,
C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA,
D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 5/9/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.