TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ZEKERİYA BORA BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/30974)
Karar Tarihi: 20/7/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Çağlar ÖNCEL
Başvurucu
Zekeriya BORA
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucuya tedavisine ilişkin belgelerin verilmemesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Osmaniye 1 No.lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) tutuklu olarak bulunan başvurucu; kan tahlilinin sonucuna ilişkin belgelerin verilmesi için Osmaniye 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığına (Kurul) müracaat etmiştir. Başvurucunun talebi reddedilmiştir. Ret kararının gerekçesinde; ceza infaz kurumunun yapısı itibarıyla koğuşta çok sayıda evrak bulunmasının yangın çıkmasına veya çıkarılmasına sebebiyet verebileceği belirtilerek ilgili kurum kuruluşlar veya mahkemeler tarafından istenilmesi durumunda bu belgelerin ivedi olarak istenilen yere gönderilebileceği ifade edilmiştir.
3. Başvurucu, Osmaniye İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) müracaat ederek kan tahlili sonuçlarını istemesine rağmen İnfaz Kurumu tarafından verilmediğini belirtmiş ve mağduriyetinin giderilmesini talep etmiştir. İnfaz Hâkimliği 1/7/2019 tarihinde İnfaz Kurumunun gerekçeleri doğrultusunda şikâyetinin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı yapılan itiraz da Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmiştir.
4. Başvurucu, nihai hükmü 20/8/2019 tarihinde öğrendikten sonra 29/8/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
II. DEĞERLENDİRME
5. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
6. Başvurucu; sağlık kuruluşunda yaptırmış olduğu kan tahlili sonuçlarının odalarda gazeteler ve kâğıtlar olmasına rağmen yangın çıkarılacağı gerekçesiyle verilmediğini, hangi kan değerinin düşük olduğunu yazılı bir şekilde görmek istediğini belirterek adil yargılanma hakkı, eşitlik ilkesi, maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde, süreçte verilen kararların gerekçelerine ve ilgili mevzuat ile içtihada yer verilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
7. Başvurucunun iddiaları, özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
8. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
9. Somut başvuruda ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucuya tıbbi belgeler verilmemiştir. Söz konusu uygulamaların temel hakları ihlal edip etmediği konusunda başvurucu ile kamu makamları arasında ihtilaf bulunmaktadır.
10. Başvurucunun bireysel başvuru formunda; tıbbi tahlil sonuçlarının kendisine verilmesini isteme nedenine ve İnfaz Kurumundaki odasında bulundurma gerekliliğine ilişkin bir beyanda bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca İnfaz Kurumunun yangın ve güvenlik riskine ilişkin iddialarına karşı da bir gerekçe sunmayan, sadece tahlil sonuçlarının verilmemesinden yakınan başvurucunun uygulama nedeniyle mağdur olduğunu gösterecek şekilde bir açıklama yapmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan başvurucu tahlil sonucu hakkında bilgi sahibi olmadığını beyan etmediği gibi bu tıbbi belgenin kendisine verilmesini hangi sebeple istediğine ilişkin somut bir bilgi de vermemiştir (benzer yönde bkz. Veysal Gök, B. No: 2018/20084, 7/10/2021).
11. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlali iddialarına ilişkin olarak bir ihlalin olmadığı açık olduğundan, başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 20/7/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.