TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SERKAN FİLİZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/39365)
Karar Tarihi: 19/10/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Kenan YAŞAR
Raportör
Hüseyin MECEK
Başvurucu
Serkan FİLİZ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, telefonla görüşme gününün öğrenim gören çocuğuyla görüşmeyi sağlayacak şekilde belirlenmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ereğli/Konya T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) tutuklu olarak bulunan başvurucu; Eskişehir'de ikamet eden çocuğunun eğitim durumu nedeniyle haftalık telefonla görüşme gün ve saatinin hafta sonuna alınması için İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığına (Kurul) müracaat etmiştir. Başvurucunun talebi Kurul tarafından reddedilmiştir. Ret kararının gerekçesinde ceza infaz kurumunda kapasitenin üzerinde kişi barındırılması ve personel sayısının yetersizliği nedeniyle hafta sonu görüş yaptırılmasının güvenlik açısından riskli olacağı ifade edilmiştir.
3. Başvurucunun bu karara karşı İnfaz Hâkimliğine yaptığı şikâyet Kurul kararındaki gerekçelere istinaden reddedilmiştir. Ret kararına karşı yapılan itiraz da reddedilmiştir.
4. Başvurucu nihai hükmü 1/11/2019 tarihinde öğrendikten sonra 22/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur
5. Komisyon tarafından başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bireysel başvuru yapıldıktan sonra başvurucu 8/2/2020 tarihinde Eskişehir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucu; çocuğunun eğitim saatiyle çakıştığı için çocuğu ile hafta içi telefonla görüşemediğini, görüşme gününün hafta sonu olacak şekilde tespit edilmesini talep ettiğini, İdare ve Gözlem Kurulu ve İnfaz Hâkimliğince bu talebinin soyut gerekçelerle reddedilerek çocuğuyla kişisel iletişim kurmasının engellendiğini belirterek adil yargılanma, etkili başvuru ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür. Bakanlık görüşünde, Eskişehir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildikten sonra başvurucunun koğuşta bulunan multimedya cihazı ile sesli görüşme yaptığı, mağdur sıfatının ortadan kalktığı belirtilerek kabul edilemezlik kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı Eskişehir'e nakledildikten sonra telefonla görüşebilmesinin daha önce bir yıllık süreçte yaşadığı mağduriyeti ortadan kaldırmadığını belirterek ihlalin tespiti ile tazminata hükmedilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
8. Başvuru, aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
9. Başvurucunun Ereğli/Konya T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bir yıl süreyle çocuğuyla hafta sonu telefonla görüşme hakkından mahrum bırakıldığı, başka bir ceza infaz kurumuna nakledildikten sonra görüşme sağlamasının bir yıl gibi uzun bir zamanda yaşadığı mağduriyeti ortadan kaldırmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
10. Hükümlü ve tutukluların haftalık telefon görüşme gün ve saatlerinin öğrenim gören çocuklarıyla görüşme sağlayacak şekilde tespit edilmesi gerektiğine ilişkin genel ilkeler Anayasa Mahkemesinin Yeliz Erten (B. No: 2020/99, 11/3/2021, §§ 34-38) kararında açıklanmıştır. Bu bağlamda Anayasa’nın 20. ve 41. maddeleri ebeveynin çocuklarıyla bütünleşmesinin sağlanması amacıyla tedbirler alınmasını isteme hakkını ve kamusal makamların bu tür tedbirleri alma yükümlülüğünü içermektedir. Mahkemeler, idari makamlar ve yasama organı tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun üstün yararının gözetilmesi ve aile ilişkilerinin sürdürülmesini sağlayacak şekilde hareket edilmesi devletin pozitif yükümlülüklerinin gereğidir. Hükümlü ve tutukluların bazı haklarının sınırlandırılması, tutulmanın kaçınılmaz sonucu olsa da ceza infaz kurumu idaresi hükümlü ve tutukluların ailesiyle temasını sağlayacak tedbirler almak zorundadır. Bu tedbirler alınırken çocuğun yüksek yararı gözetilerek kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile aile hayata saygı hakkı arasında adil bir denge sağlanmalı ve bu konuda ikna edici gerekçeler ortaya konmalıdır.
11. Başvurucunun ilkokula devam eden çocuğu bulunduğu anlaşılmaktadır. Hafta içi eğitim görmesi nedeniyle başvurucunun çocuğuyla görüşemediği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
12. Başvurucunun talebi personel yetersizliği, güvenlik zaafı gibi nedenlerle reddedilmiş ise de hafta sonu görev yapan personelin sayısı ve görevlerine dair somut bilgilere kararda yer verilmemiş, yaşanacağı belirtilen güvenlik sorunu hakkında genel ifadeler dışında çocuğun üstün yararını da gözeten ikna edici ve objektif bir gerekçe ya da güvenlik riskine ilişkin somut bir olay ortaya konulamamıştır. Telefonla görüşme gün ve saatinin hafta sonu olacak şekilde ayarlanmasının Ceza İnfaz Kurumunun güvenliğini ne şekilde tehlikeye düşüreceği ilgili kararlarda somut ve yeterli şekilde açıklanmamıştır. Bu durumda idarenin uygulaması ve yargı kararları birlikte değerlendirildiğinde çocuğun üstün yararı gözetilerek aile ilişkilerinin devamlılığını sağlayacak şekilde hareket edilmediği, başvurucunun talebinin neden karşılanamadığı hususunda ilgili kararlarda somut ve yeterli bir şekilde gerekçe sunulmadığı anlaşılmakla olayda aile hayatına saygı hakkı bakımından devletten beklenen pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmıştır.
13. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
14. Başvurucu, ihlalin tespiti ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
15. Başvurucunun 8/2/2020 tarihinde Eskişehir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildiği ve burada hafta sonu telefonla görüşme hakkını kullanabildiği anlaşıldığından ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar görülmemiştir.
16. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 13.500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 13.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Ereğli Konya İnfaz Hâkimliğine ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/10/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.