TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
BEKİR KARATAŞ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/8102)
Karar Tarihi: 18/10/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Fatih ALKAN
Başvurucu
Bekir KARATAŞ
Vekili
Av. Ayşe Süeda ÜNAL
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, mahpus hakkında disiplin cezası verilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Tutuklu olan başvurucunun duruşma sonrası ceza infaz kurumuna girişinde yapılan arama sırasında üzerinde savunma evrakı dışında altı adet gül deseni çizili kâğıt olduğu tespit edilmiş ve tutulan tutanağa göre söz konu kâğıtlar şifreli mesajlaşma kapsamında değerlendirilerek muhafaza altına alınmıştır.
3. Disiplin Kurulu; yargılama süreci devam eden başvurucunun üzerinde gül deseni yer alan kâğıtları yasal olmayacak şekilde kuruma sokmaya çalıştığını, bu tür şekillerin şifreli mesaj olarak motivasyonu yükseltme amacıyla Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) suçlarından tutuklu olanlara verildiğini belirterek sevke, nakle veya bunlarla ilgili olarak alınacak tedbirlere karşı çıkmak şeklindeki disiplin suçu kapsamında başvurucunun bir ay süreyle ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
4. Başvurucu; on bir yaşında ... Gül isimli kızının olduğunu, kızına gönderdiği mektuplarda bu nedenle gül desenli kâğıt kullandığını, bu tür kâğıtları getirmesi için duruşma öncesinde avukatına ricada bulunduğunu ve savunma evrakıyla birlikte anılan kâğıtları duruşma sürecinde aldığını belirterek söz konusu işleme karşı İnfaz Hâkimliğine şikâyet dilekçesi sunmuştur. Başvurucu; gül desenli kâğıtları ilgili infaz koruma memuruna kendisinin gösterdiğini, öncesinde bu tür desenli kâğıtlar nedeniyle hiçbir uyarı almadığını ve verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olduğunu ifade etmiştir.
5. İnfaz Hâkimliği, verilen disiplin cezasının hukuka uygun olduğunu belirterek şikâyet başvurusunun reddine karar vermiştir. İtiraz talebini inceleyen ağır ceza mahkemesi, söz konusu kararın usule ve yasaya uygun olduğuna oyçokluğuyla karar vermiştir. Karşıoy gerekçesinde, üzerinde gül resmi bulunan kâğıtların herhangi bir işaret ve amaç taşımadığı, verilen disiplin cezasının orantısız olduğu belirtilmiştir.
6. Başvurucu nihai kararı 7/2/2019 tarihinde öğrendikten sonra 6/3/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu; kızının adının ... Gül olması nedeniyle mektuplaşırken gül desenli kâğıtlar kullandığını, keyfî şekilde verilen cezanın gerekçesinin doğru olmadığını, ceza nedeniyle ailesiyle görüşemediğini, cezanın yasal dayanağının da bulunmadığını ve itirazlarının ilgili mahkemelerce karşılanmadığını belirterek özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, haberleşme hürriyetinin ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarına yer verilmiş ve değerlendirmelerin olayın somut koşulları dikkate alınarak anılan içtihatlar ışığında yapılması gerektiğinin düşünüldüğü ifade edilmiştir. Bakanlık görüşüne karşı başvurucu tarafından sunulan dilekçede, başvuru formunda yer alan iddialar tekrar edilmiştir.
9. Başvuru, aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
11. Ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma şeklindeki disiplin cezasıyla cezalandırılan başvurucunun aile hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin dayanağı olan 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 43. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve infaz kurumunun güvenliğinin sağlanmasına yönelik meşru amacın bulunduğu açıktır. Bu belirlemenin ardından müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılacaktır.
12. Anayasa’nın 19. maddesi gereği hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatına birtakım sınırlamaların getirilmiş olması, hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal bir sonucudur. Bu bağlamda idarenin tutuklu ve hükümlülerin özel ve aile hayatına müdahale konusunda takdir yetkisinin daha geniş olduğu gözetilmelidir. Burada mühim olan ceza infaz kurumunun güvenliğinin sağlanması amacı ile hükümlünün özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı arasında adil bir dengenin sağlanmış olmasıdır (Mehmet Koray Eryaşa, B. No: 2013/6693, 16/4/2015, § 89; Ahmet Çilgin, B. No: 2014/18849, 11/1/2017, § 32). Başvuru konusu olay bakımından müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı incelenirken derece mahkemelerinin kararlarında ortaya konulan gerekçeler değerlendirilmeli ve müdahaleyi doğuran gerekçelerin inandırıcı bir şekilde ortaya konulup konulmadığına ve müdahalenin ölçülülük ilkesine uygun olup olmadığına bakılmalıdır (Beşir Doğan, B. No: 2013/2335, 15/12/2015, § 44; Emre Sönmez, B. No: 2019/890, 13/1/2022, §§ 44, 45).
13. Somut olayda başvurucunun gül desenli kâğıtları infaz kurumuna sokmaya çalışması sevke, nakle veya bunlarla ilgili olarak alınacak tedbirlere karşı çıkmak şeklindeki disiplin suçu kapsamında görülmüş ve başvurucunun bir ay süreyle ziyaretçi kabulünden yasaklanmasına karar verilmiştir. Başvurucu, ismi Gül olan kız çocuğuna yazdığı mektuplarda kullanmak amacıyla söz konusu kâğıtları edindiğini, örgütsel bir amacın bulunmadığını ve verilen cezanın aile hayatına saygı hakkına orantısız bir müdahale oluşturduğunu derece mahkemeleri önünde ileri sürmüştür. Söz konusu iddialara ilişkin olarak ilgili mahkemelerce herhangi bir yeni değerlendirme yapılmamış ve ilgili idari kurulca verilen karar hukuka uygun görülmüştür.
14. Anılan disiplin cezası, süresi kısa olsa dahi aile bireyleriyle ziyaretçi olarak görüşmeye ve temasta bulunmaya engel olacağından müdahalenin başvurucunun aile ilişkilerine etkisinin zayıf olduğu söylenemeyecektir.
15. Başvuruya konu olan süreçte verilen mahkeme kararları değerlendirildiğinde, disiplin cezasına gerekçe olarak kabul edilen desenli kâğıtların ne suretle örgütsel haberleşmeye ve örgütsel motivasyonu artırmaya araç olduğu hususunun müdahalenin haklı olduğunu gösterecek şekilde ikna edici gerekçelerle ortaya konulduğunu söylemek güçtür. Ayrıca başvurucunun süreç içinde sunduğu dilekçelerde ileri sürdüğü nedenlerin disiplin cezasının gerekliliğini ortadan kaldırmaya elverişli kabul edilebilecek derecede somut olduğu açık olmasına rağmen bu hususta ileri sürülen iddiaların derece mahkemelerince gözardı edilerek karşılanmadığı ve müdahalenin gerekliliği konusunda ilgili gerekçeler sunulamadığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla başvurucunun aile hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.
16. Açıklanan gerekçelerle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
17. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
18. Disiplin cezasının infazının tamamlandığı dikkate alındığında ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
19. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Batı 1. İnfaz Hâkimliği (E.2018/6184) ve Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesi (2019/17 D.İş) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/10/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.