TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FERHAT ARSLANER VE GÜRKAN EKİCİKOL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2020/11153)
|
|
Karar Tarihi: 12/3/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
Raportör
|
:
|
İsmail ŞAHİN
|
Başvurucular
|
:
|
1.Ferhat ARSLANER
|
|
:
|
2. Gürkan EKİCİKOL
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, açık/kapalı görüş ve telefonla görüşme gününün öğrenim gören çocuklarla görüşmeyi sağlayacak şekilde belirlenmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucular, başvuru tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Marmara 7 No.lu L Tipi ve İzmir 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) hükümlü olarak cezalarını infaz etmekte iken daha sonradan denetimli serbestlik tedbirleri uygulanmak suretiyle tahliye edilmiştir. Başvurucuların ceza infaz kurumundayken okul çağında çocukları bulunmaktadır.
3. Başvurucular öğrenim gören çocuklarının olduğunu belirterek açık/kapalı görüş ve telefonla görüşme gününün hafta sonuna alınması için İnfaz Kurumuna yaptıkları başvurunun reddedilmesi üzerine İnfaz Hâkimliklerine şikâyette bulunmuşlardır. İnfaz Hâkimlikleri şikâyetleri reddetmiştir.
4. İnfaz Hâkimliği kararlarında;
i. COVID-19 salgını kapsamında alınan tedbirler gereğince okulların açılmayarak uzaktan eğitim sistemi ile eğitimlere devam edildiği ve herhangi bir hak mağduriyetinin olmadığı, İnfaz Kurumunda kapasite üstü mahpus barındırıldığı, personel atamaları ve geçici görevlendirmeler gibi nedenlerle personel sayısındaki bariz azalma oluştuğu belirtilmiş; revir, hastane, duruşmalar, açık ve kapalı ziyaretler, ziyaretçileri kabul ve kontrol işlemleri, oda ve koğuşlarda yapılan genel ve kısmi aramalar ve avukat ziyaretleri yapılmasının yoğunluğu artırdığı ifade edilmiştir.
ii. Mahpusların sevk işlemleri, koğuşlarda meydana gelen asayişi bozucu olaylara ve örgütsel toplu hareketlere müdahale, mahpusların sağlık kuruluşlarına sevki, psikiyatri ilaçlarının (huzurda) kullandırılması, güvenlik kameralarının takibi, süreli ve süresiz yayınlar ile iletilerin kontrolü, kuruma intikal ettirilen koliler ve ziyaretçilerin refakatlerinde getirdikleri eşyaların kontrolü ve mahpusların kabulü ile ilgili işlemler gibi kurum içi işlem ve faaliyetlerin yetersiz sayıdaki personel ile yerine getirildiğine dikkat çekilmiştir.
iii. Hafta sonları açık ve kapalı görüş ile telefon görüşü yaptırılması hâlinde aynı personelin hafta sonları da göreve gelmelerini gerektireceği, bu durumun ise hafta sonları çalıştırılan personele hafta içi izin verilmesine yol açacağı ve asayiş ve güvenliği tehlikeye düşürebileceği vurgulanmıştır. İlgili mevzuat hükümlerine göre ziyaret günleri ve saatleri ile bir hükümlü ve tutuklunun görüşebileceği ziyaretçi sayısının kurumun fiziki yapısı ve kapasitesi dikkate alınarak belirleneceğinin, yine hükümlülerin telefonla görüşme gün ve saatleri, kurumda bulunan telefon adedi, başvuru sırası, kurumun asayiş ve güvenliği dikkate alınarak idare tarafından belirleneceğinin öngörüldüğü belirtilmiştir.
iv. Kurumda mevcut mahpus ve personel sayısı, mahpusların suç türlerinin çeşitliliği itibarıyla ziyaret ve telefonla görüş saat ve günlerinin çakıştırılmamaya çalışılması, mahpusların öğrenim gören çocukları için haftalık ziyaret ve telefon görüşlerinin hafta sonuna alınması durumunda toplam personel sayısı, hafta sonu çalıştırılabilecek personel sayısı, özellikle hafta sonu avukat görüşlerinin olması, barındırılan mahpus profili ile bunların risk düzeyleri birlikte değerlendirildiğinde, Kurum güvenliğinin ve kişi güvenliğinin tehlikeye düşebileceği, kurum düzeninin bozulabileceği belirtilerek Kurumun takdir hakkını kullanmasında mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı ifade edilmiştir.
5. Başvurucuların itirazları Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından reddedilmiştir.
6. Başvurular, süresi içinde yapılmıştır.
7. Başvurucular sırasıyla 25/2/2020 ve 7/1/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. 2021/4826 numaralı bireysel başvuru dosyasının konu yönünden hukuki irtibatı olması nedeniyle 2020/11153 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin 2020/11153 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmesi gerekir.
9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
10. Başvurucular; çocuklarının öğrenimlerine devam etmesi nedeniyle hafta içi açık/kapalı görüşlere gelemediğini ve telefon görüşmesi yapamadığını, çocuklarıyla iletişiminin zayıfladığını, mağdur edildiklerini belirtmiştir. İnfaz Kurumlarının çocuğu örgün eğitime devam edenlerin hafta sonu görüş yapabileceklerine dair daha önce aldıkları kararlara rağmen idare ile mahkemelerin taleplerini reddettiğini belirten başvurucular, uygulamanın Anayasa Mahkemesi kararlarına ve uluslararası düzenlemelere aykırı olduğuna dikkat çekmiştir. Başvurucular, taleplerinin reddedilmesi nedeniyle eğitim- öğretim hakkı, aile hayatına saygı hakkı ve anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucuların aile hayatına saygı hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı verdiği cevaplarda iddialarını yinelemiştir.
12. Başvuru, aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
14. Hükümlü ve tutukluların haftalık telefon görüşme gün ve saatlerinin öğrenim gören çocuklarıyla görüşme sağlayacak şekilde tespit edilmesi gerektiğine ilişkin genel ilkeler Anayasa Mahkemesinin Yeliz Erten ([2. B.], B. No: 2020/99, 11/3/2021, §§ 34-38) kararında açıklanmıştır. Bu bağlamda Anayasa’nın 20. ve 41. maddeleri ebeveynin çocuklarıyla bütünleşmesinin sağlanması amacıyla tedbirler alınmasını isteme hakkını ve kamusal makamların bu tür tedbirleri alma yükümlülüğünü içermektedir. Mahkemeler, idari makamlar ve yasama organı tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun üstün yararının gözetilmesi ve aile ilişkilerinin sürdürülmesini sağlayacak şekilde hareket edilmesi devletin pozitif yükümlülüklerinin gereğidir. Hükümlü ve tutukluların bazı haklarının sınırlandırılması, tutulmanın kaçınılmaz sonucu olsa da ceza infaz kurumu idaresi hükümlü ve tutukluların ailesiyle temasını sağlayacak tedbirler almak zorundadır. Bu tedbirler alınırken çocuğun yüksek yararı gözetilerek kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile aile hayata saygı hakkı arasında adil bir denge sağlanmalı ve bu konuda ikna edici gerekçeler ortaya konmalıdır. Telefonla görüşme hakkı konusunda tespit edilen bu ilkeler, açık ve kapalı görüşlerin çocuk ve ebeveynin aile bağlarını sürdürecek şekilde temas etmesini sağlaması bakımından da geçerlidir (Aynı yönde bkz. Kenan Gülbay [2. B.], B. No: 2020/9239, 8/6/2023, § 10; Enes Akelma ve diğerleri [1. B.], B. No: 2020/37466, 8/2/2024, § 10; Şaban Cinoğlu [2. B.], B. No: 2020/8674, 8/6/2023, § 9).
15. Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan Yeliz Erten ve aynı yöndeki diğer kararlarında (Yeliz Erten,§ 43, Kenan Gülbay, § 12; Enes Akelma ve diğerleri, § 12; Şaban Cinoğlu, § 11) çocuğun üstün yararının da gözetilerek aile ilişkilerinin devamlılığını sağlayacak şekilde hareket edilmediği, telefonla görüşme ve ziyaret gününün hafta sonu olacak şekilde ayarlanmasının kurumun güvenliğini ne şekilde tehlikeye düşüreceğinin ilgili kararlarda somut ve yeterli şekilde açıklanmadığı belirtilerek aile hayatına saygı hakkı bakımından devletten beklenen pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmıştır.
16. Başvurucuların çocuklarının örgün eğitime devam ettiği ve açık/kapalı görüş ile telefonla görüşme hakkının hafta içi kullandırılması nedeniyle çocuklarıyla görüşemediği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Buna rağmen idari ve yargısal makamlar, başvurucuların talepleri bağlamında çocuğun üstün yararını da gözönüne alarak aile ilişkilerinin devamlılığını sağlayacak şekilde hareket etmemiş; kararlarında telefonla görüşme ve ziyaret gününün hafta sonu olacak şekilde ayarlanmasının İnfaz Kurumunun güvenliğini ne şekilde tehlikeye düşüreceğine yönelik ilgili ve yeterli gerekçelere yer vermemiştir. Bu nedenle somut başvuruda yukarıda değinilen kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
17. Bu doğrultuda başvurucuların Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
18. Başvurucular; ihlalin tespitine, yeniden yargılama yapılmasına ve 500.000 TL ve 1.000.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
19. Başvurucular tahliye edilmiş olduğundan yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
20. Öte yandan eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarının giderilmesi bakımından manevi zararı karşılığında başvuruculara ayrı ayrı 34.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,
B. Başvurucuların adli yardım talebinin KABULÜNE,
C. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
D. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
E. Başvuruculara net 34.000 TL manevi tazminatın AYRI AYRI ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Silivri 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2019/5190, K.2019/5299), Silivri Ağır Ceza Mahkemesine (2020/41 D.İş), Karşıyaka İnfaz Hâkimliğine (E.2020/3142, K.2020/3205), Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2020/2738 D.İş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE12/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.