TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
DENİZ AKTAŞ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/2758)
Karar Tarihi: 30/3/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Raportör
Mücahit AYDIN
Başvurucu
Deniz AKTAŞ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, mahpusun ziyaretçi listesine bir kişi ekleme yapılması talebinin reddi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvuruya konu olay tarihinde ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan başvurucu daha önce yalnızca bir isim bildirdiği ziyaretçi listesine bir kişinin daha eklenmesini talep etmiştir. Başvurucunun talebi, ceza infaz kurumuna geldiğinden itibaren altmış günlük yasal süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
3. Başvurucunun infaz hâkimliğine yaptığı şikâyet altmış günlük süreden sonra ziyaretçi listesine ekleme yapılmasının yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiş, bu karara yaptığı itiraz da infaz hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle ağır ceza mahkemesince reddedilmiştir.
4. Başvurucu, nihai hükmü 11/12/2019 tarihinde öğrendikten sonra 8/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
6. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
7. Başvurucu; ailesinin başka bir şehirde yaşadığı için ancak ayda bir görüşe gelebildiğini, diğer mahpuslar haftalık görüş yaparken kendisinin yalnızca aylık görüş yapabildiğini, kendi isteği dışında nakledildiği ceza infaz kurumunun bulunduğu şehirde kimseyi tanımadığını ancak ceza infaz kurumunda tanıştığı ve sonradan tahliye olan bir arkadaşını listeye ekletmek istediğini, talebinin reddedilmesi nedeniyle zaten kısıtlı olarak faydalanabildiği ziyaretçi imkânından mahrum kaldığını ve psikolojisinin bozulduğunu, benzer durumdaki kişilerin değişiklik taleplerinin karşılandığını, bu nedenlerle özel hayata saygı hakkının, eşitlik ilkesinin ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarına yer verilerek başvurunun yasal düzenlemeler ve mevzuat dikkate alınarak anılan içtihatlar ışığında yapılmasının uygun olacağı ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
8. Başvuru, özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
10. Ceza infaz kurumlarında bulunan mahpusların ziyaretçi listesinde değişiklik yapma ve ziyaretçi listesi oluşturma taleplerinin reddedilmesi suretiyle özel hayata saygı hakkına yönelik müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (benzer kararlar için bkz. Mehmet Zahit Şahin, B. No: 2013/4708, 20/4/2016, §§ 33-37; Mehmet Sevik, B. No: 2017/24068, 18/7/2018, §§ 31-34).
11. Başvurucunun ziyaretçi listesine bir kişinin eklenmesi talebinin reddedilmesi suretiyle ortaya çıkan müdahalenin kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğu açıktır (ayrıntılı açıklama için bkz. Mehmet Zahit Şahin, §§ 47-57; Mehmet Sevik, §§ 28, 29).
12. Anayasa'nın 19. maddesi gereğince hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatının sınırlanması hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz bir sonucudur. Öte yandan hükümlü ve tutukluların ziyaret hakkı değerlendirilirken ceza infaz kurumlarının güvenliğinin ve düzeninin sağlanması ile hükümlü ve tutukluların dış dünyayla iletişim kurmaları ve sosyalleşmeleri suretiyle iyileştirilmesi ilkeleri arasında makul bir dengenin kurulması gerekir (Mehmet Zahit Şahin, § 62).
13. Hükümlü ve tutukluların temel haklarına yapılan müdahalelere gerekçe olarak gösterilebilecek makul nedenlerin somut olayın tüm koşulları dâhilinde olaya özgü olgu ve bilgilerle gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra yapılacak değerlendirmede kişinin itham edildiği suçun ve tutuklama sebeplerinin de dikkate alınması gerekmektedir (Mehmet Zahit Şahin, § 63). Bu bağlamda başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin temel ekseni, müdahaleye neden olan idari makamlar ve derece mahkemelerinin kararlarında dayandıkları gerekçelerin özel hayata saygı hakkının kısıtlanması bakımından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine uygun olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (Mehmet Zahit Şahin, § 64; Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, § 68).
14. Somut olayda başvurucunun ziyaretçi listesine bir kişi eklenmesi yönündeki talebi altmış günlük süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Anayasa Mahkemesi benzer bir başvuruda ziyaretçi isim listesinin bildirilmesi için mevzuatta öngörülen altmış günlük sürenin hak düşürücü değil düzenleyici süre olarak yorumlanması gerektiğini, aksi bir yorumla ziyaret hakkına getirilen kısıtlamanın hükümlü ve tutukluların dış dünyayla iletişim kurması ve sosyalleşmesi suretiyle iyileştirilmesi ilkesine uygun düşmeyeceğini ifade etmiştir (Mehmet Sevik, § 36). Kamu makamlarının başvurucunun ziyaretçi olarak görüşmek istediği kişiler hakkında kolluk vasıtasıyla araştırma yapma, kurumun güvenliği ve disiplini bakımından uygun görülmeyenlere ziyaret izni vermeme şeklindeki geniş takdir yetkisi de gözetildiğinde, başvurucunun talebinin salt altmış günlük sürenin geçtiğinden bahisle reddedilmesinin özel hayata saygı hakkı ile kamu güvenliği amacı arasında adil denge sağlamaktan uzak olduğu anlaşılmaktadır (benzer yönde bkz. Mehmet Sevik, § 37). Bu nedenle başvurucunun ziyaretçi listesine bir kişinin eklenmesi talebinin reddedilmesi suretiyle özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalenin ilgili ve yeterli gerekçelere dayandırılmadığı ve demokratik toplum düzeninde gerekli olmadığı sonucuna varılmıştır.
15. Açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
16. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
17. Başvurucunun cezasını hükümlü olarak infaz ederken 29/7/2021 tarihinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak üzere salıverildiği gözetildiğinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
18. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Kocaeli İnfaz Hâkimliği (E.2019/4327, K.2019/5468) ve Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi (2019/2274 D.İş) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 30/3/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.