TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İSMAİL ACAR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2020/32355)
|
|
Karar Tarihi: 29/4/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Ali Erdem ŞAHİN
|
Başvurucular
|
:
|
1. İsmail ACAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Emre AKARYILDIZ
|
|
|
2. Mehmet GÖK
|
|
|
3. Selman YUYUCU
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; telefon görüşmelerinin ve kapalı görüşlerin dinlenerek kaydedilmesi nedeniyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucular, somut olaya konu idari uygulamaların yapıldığı tarihlerde ceza infaz kurumlarında bulunmaktadır.
3. Somut olayda başvurucular yakınlarıyla yaptıkları telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve kaydedilmesi uygulamasının kaldırılması veya geçmiş kayıtların silinmesi talebiyle İnfaz Hâkimliklerine şikâyette bulunmuştur. Bununla birlikte başvuruculardan İsmail Acar ve Mehmet Gök anılan şikâyetlere ek olarak kapalı görüşlerin dinlenmesi ve kaydedilmesi uygulamasının da kaldırılmasını talep etmiştir.
4. İnfaz Hâkimlikleri şikâyetleri reddetmiştir. Karar gerekçelerinde, öncelikle 9/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 66. maddesinde yer alan telefon görüşmelerinin dinlenebileceği ve kaydedilebileceğine ilişkin hükümle birlikte birçok mevzuat hükmüne değinilmiştir. Ardından telefon görüşmeleri ve kapalı görüşlere yönelen uygulamaya neden başvurulduğuna dair -ceza infaz kurumunun güvenliği ve örgütsel haberleşmenin engellenmesi gibi- açıklamalarda bulunulmuştur. Nihayetinde uygulamaların usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Başvurucuların itirazları Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından reddedilmiştir.
5. Başvurular, çeşitli tarihlerde yapılmıştır. Konu yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle 2020/33000 ve 2021/31685 bireysel başvuru numaralı dosyaların 2020/32355 bireysel başvuru numaralı dosya ile birleştirilmesine, incelemenin bu başvuru üzerinden yürütülmesine Komisyonca karar verilmiştir.
6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucular İsmail Acar ve Selman Yuyucu'nun adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Kapalı Görüşlerin Dinlenmesi ve Kaydedilmesi Nedeniyle Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkı ile Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
8. Başvurucular İsmail Acar ve Mehmet Gök, kapalı görüşlerdeki konuşmalarının kaydedilmesine ilişkin yargı makamlarını yaptıkları şikâyet ve itirazların reddedilmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucuların özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine yönelik şikâyetleri hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucular, Bakanlık görüşüne cevap vermemiştir.
1. Başvurucu İsmail Acar Yönünden
9. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Eşref Köse ([1. B], B. No: 2017/38098, 3/6/2020) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede kapalı görüşlerde yapılan konuşmaların sistematik bir şekilde teknik araçla dinlenmesi ve kaydedilmesinin şartlarının kanunla düzenlenmediği gerekçesiyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa'nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
2. Başvurucu Mehmet Gök Yönünden
10. Somut olayda yargı makamları, kapalı görüşlerin dinlenmesi şeklindeki müdahalenin hukuka uygun olduğu sonucuna varmıştır. Ancak Elazığ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 13/08/2020 tarihli ve 2020/27088 sayılı yazısında, kurumda kapalı görüşlerin dinlenmesi ve kaydedilmesi şeklinde bir uygulamanın olmadığının açıkça ifade edildiği görülmektedir. Buna göre yargı makamlarınca somut olayda kapalı görüşler yönünden bir müdahalenin olduğu kabul edilmişse de söz konusu yazı içeriği ile başvurucunun müdahale iddiasını salt infaz koruma memurundan aldığı sözlü bilgiye dayandırması dikkate alındığında bu bakımdan başvurucunun özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetine yönelen açık ve görünür bir ihlalin olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Telefon Görüşmelerinin Dinlenmesi ve Kaydedilmesi Nedeniyle Haberleşme Hürriyeti ile Özel Hayata Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
11. Başvurucular, yakınlarıyla yaptıkları telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve kaydedilmesi uygulamasının kaldırılması veya geçmiş kayıtların silinmesine ilişkin yaptıkları şikâyet ve itirazların reddedilmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde; başvurucuların özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine yönelik şikâyetleri hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvuruculardan Selman Yuyucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunarak başvuru formunda yer alan iddia ve taleplerini yinelemiştir.
12. Başvuru, özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir.
13. Anayasa Mahkemesi telefon görüşmelerinin kurum idaresi tarafından dinlenerek kaydedilmesine ilişkin iddiaların kabul edilebilir olduğu ve anılan denetleme yönteminin özel hayata saygı hakkına ve haberleşme hürriyetine müdahale oluşturduğuna karar vermiştir(Hüsamettin Uğur (2), [2. B], B. No: 2020/14791, 15/11/2023, §§ 46, 47).
14. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Hüsamettin Uğur (2) kararında telefon görüşmelerinin dinlenmesi veve kayda alınmasına ilişkin anayasal ilkeleri belirlemiştir. Anılan kararda öncelikle mahpusların telefon görüşmelerinin özel hayata dair mahrem kalmasını istediği konular ile kişisel veri kapsamında kalacak bilgileri içerebileceği gözetilerek mahpusun temel hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılmasını içeren kanunların ve ilgili alt mevzuatın konuyla ilgili temel esasları ve ilkeleri belirleyecek nitelikte olması gerektiği ifade edilmiştir. Bu çerçevede mevzuatın mahpusun telefon görüşmelerinindinlenmesi ve kaydedilmesininkapsamı, süresi, bu kayıtlara üçüncü kişilerin erişimi ile içeriğindeki verilerin kullanılması, imhası ve verilerin gizliliğinin sağlanması hususlarına ilişkin muhataplarının yetki aşımı ve keyfîliğe karşı yeteri kadar güvenceye sahip olmalarını sağlayacak açık ve detaylı kuralları içermesi gerektiği vurgulanmıştır (Hüsamettin Uğur (2), § 58 ; benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ferit Şimşek, [2. B] B. No: 2020/4438, 2/5/2024, § 13; Ümit Karaduman, [2. B] B. No: 2020/20874, 2/2/2022, § 69 ).
15. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi mahpusun telefon görüşmelerinin dinlenerek kaydedilmesine ilişkin uygulmada, görüşme kayıtlarının muhafazasını ve kullanımını içeren tedbirlerin kapsamını, uygulanmasını, idarenin takdir yetkisinin sınırlarını düzenleyen, bununla birlikte muhataplarının yetki aşımı ile keyfîliğe karşı yeteri kadar güvenceye sahip olmalarını sağlayacak nitelikte kuralların mevcut olmadığı gerekçesiyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağının olmadığı sonucuna ulaşmıştır (Ferit Şimşek, § 14; benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Ümit Karaduman, § 71). Somut başvuruda da anılan kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
16. Bu doğrultuda açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa'nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
17. Başvurucular, ihlalin tespiti ve ihlalin tüm sonuçlarıyla giderilmesini talep etmiştir. Bunun yanında başvuruculardan İsmail Acar 30.000 TL, Mehmet Gök 185.000 TL, Selman Yuyucu ise 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
18. Başvurucuların bir kısmı serbest bırakılmışsa da başvuru formlarında mevcut ihlallerin tüm sonuçlarıyla giderilmesine veya kayıt altındaki verilerin silinmesine ilişkin taleplerde bulundukları anlaşıldığından tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
19. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için manevi zararları karşılığında başvuruculardan İsmail Acar'a taleple bağlı olarak net 30.000 TL, diğer başvuruculara ise ayrı ayrı net 34.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucular İsmail Acar ve Selman Yuyucu'nun adli yardım talebinin KABULÜNE,
B.1. Telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve kaydedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Kapalı görüşlerin dinlenmesi ve kaydedilmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın;
a. Başvurucu İsmail Acar yönünden KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
b. Başvurucu Mehmet Gök yönünden açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 1. Telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve kaydedilmesi nedeniyle başvurucuların Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ve Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
2. Kapalı görüşlerin teknik araçla dinlenmesi ve kaydedilmesi nedeniyle başvurucu İsmail Acar'ın Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ve Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Karşıyaka İnfaz Hâkimliğine (E.2020/2260, K.2020/2469); Elazığ İnfaz Hâkimliğine (E.2020/2250, K. 2020/2398); Silivri 2. İnfaz Hâkimliğine (E.2021/704, K. 2021/1047) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvuruculardan İsmail Acar'a net 30.000 TL, diğer başvuruculara ise ayrı ayrı net 34.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
F. 487,60 TL harç bedelinden oluşan yargılama giderinin başvurucu Mehmet Gök'e, 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucu İsmail Acar'a ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.