logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Abdullah Turan [1. B.], B. No: 2020/36580, 13/3/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ABDULLAH TURAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/36580)

 

Karar Tarihi: 13/3/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Rıdvan DEMİR

Başvurucu

:

Abdullah TURAN

Vekili

:

Av. Vedat ECE

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, sağlık koşulları nedeniyle tahliye talebinin reddedilmesi ve ceza infaz kurumundaki koşullarının sağlık durumuna elverişli olmaması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiasıyla 27/12/2017 tarihinde tutuklanmış, isnat edilen suç nedeniyle 6/1/2018 tarihinde 7 yıl 15 ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Mahkûmiyet kararı Yargıtay incelemesinden geçerek 7/11/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

3. Başvurucu 30/4/2019 tarihinde, tutuklu bulunduğu Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda intihara teşebbüs etmiş; bunun sonucunda boynu kırılmış ve geçirdiği operasyon sonrası vücudunun boynundan aşağı bölümü felç kalmıştır. Bunun üzerine ceza infaz kurumunda hayatını yalnız idame ettiremeyeceğini ve sağlık durumunun ciddi tehlike altında olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesine 26/11/2020 tarihinde tedbiren tahliye talebiyle başvuruda bulunmuştur. Başvurucu, infaz hâkimliğine yaptığı başvuru hakkında henüz karar verilmediğini, bu sebeple doğrudan Anayasa Mahkemesine başvurduğunu belirtmiştir.

4. Hükümlü olan başvurucu 27/12/2017 tarihinde Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna, 15/2/2019 tarihinde Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir. Başvurucu, burada tutulurken intihara teşebbüs etmiş, bunun sonucunda yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle 15/6/2019 tarihinde Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Rehabilitasyon Merkezi) yerleştirilmiştir.

5. 30/4/2019 tarihinde Beşikdüzü T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda intihara teşebbüs etmesi sonucu tedavisine başlanan ve sağlık sorunları nedeniyle 15/6/2019 tarihinde Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilen başvurucu hakkında düzenlenen sağlık raporlarının içeriği şöyledir:

i. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 29/5/2019 tarihli raporuna göre başvurucunun durumunun tehlike oluşturduğu, ceza infaz kurumunda kalamayacağı, hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, sürekli hastalığı olup sakat olduğu, hastaneden takibi gerektiği ve bir yılın sonunda tekrar değerlendirilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir.

ii. Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunca yapılan 15/6/2019 tarihli muayenede 42 gün önce yüksekten düşmeye bağlı servikal fraktür (boyunda kırılma) oluştuğu, üst ekstemiteler (organların uç kısmı) sağ 2/5, sol 1/5 hemiparezik (kas zayıflığı), alt ekstemiteler plejik (duyu kaybı) olarak rapor edildiği, sağ ve sol omuz arkasında yaklaşık 3 cm çapında, anüsten sakruma doğru yaklaşık 7x4 cm çapında dekübit (yatak yarası) ve boynun arkasında, orta hatta, yaklaşık 10 cm uzunluğunda insizyon (cerrahi kesi) yaraları olduğu, Clexane 0,4 mg, Ketia 100 mg, Citoles 10 mg, Panto 40 mg medikal tedavi aldığı belirtilmiştir.

iii. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 26/6/2019 tarihli raporda dosyadaki mevcut belgeler ve muayene bulgularına göre Anayasası'nın 104. maddesinde belirtilen sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hâli kapsamında değerlendirilmediği, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 16. maddesinin (2) numaralı fıkrası (cezanın infazının mahkumun hayatı için kesin engel teşkil durumunu düzenleyen hüküm) kapsamında değerlendirilmediği, 5275 sayılı Kanun'un 16. maddesinin (6) numaralı fıkrası kapsamında değerlendirildiği, hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, aynı maddede sözü geçen "toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturup oluşturmayacağı" değerlendirmesinin adli tıp biliminin inceleme alanında olan bir konu olmadığı belirtilmiştir.

iv. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR) Poliklinikliğince3/9/2019 tarihinde düzenlenen FTR Polikliniği görüşüne göre başvurucunun fizik tedavi ve rehabilitasyon programına alınmasının uygun olduğu, Nöroloji Polikliniği değerlendirmesi ise quatroparejik, üst prox 2/5, alt ext. 2/5, distal 0/5 düzeyinde olduğu, nörolojik olarak ek işleme gerek olmadığı, FTR görüşünün uygun olduğu belirtilmiştir. Başvurucuya Ceza İnfaz Kurumunun Fizik Tedavi Ünitesinde fizik tedavi programı uygulanmıştır.

v. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi FTR Poliklinikliğinin 29/11/2019 tarihli tedavi ve tanısı "7 Ay önce yüksekten düşme sonucu servikal ven. Fraktür opere. Tetrapleji. Sağ üst ekstremitede dirsek ileri supunasyon [el veya avuç içinin yukarı doğru bakması] pozisyonunda duruyor. Sakral Bölge’de [omurganın en alt kısmı] dekübit mevcut. Sağ Üst ekstremite spastik sekeli [beynin kasları kontrol edememesi]. Ortopedi Görüşü önerilir. Kontraktür, üst ve alt ekstremitede spastisite. Nöroloji görüşü önerilir. Dekübit için Plastik Cerrahi görüşü önerilir. Bölgesine yakın Rehabilitasyon Hastanesi’nde değerlendirilmesi önerilir.” şeklindedir.

vi. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve FTR Poliklinikliğinin 30/1/2020 tarihli raporlarında beyin cerrahi takipli olan hastanın ameliyat olduğu, branş hekimine danışılması gerektiği, yüksekten düşme sonrası servikal vertebra kırığına bağlı tetraplejik hasta kontrolü yapıldığı, rehabilitasyonuna devam etmesi için rehabilitasyon hastanesine yönlendirilmesinin önerildiği, her iki ayak bileği için istrahat afosu ve sağ bileği için antispastisite ateli kullanmasının uygun olduğu belirtilmiştir.

vii. Başvurucuya Ceza İnfaz Kurumunca, afo ve istrahat ateli sağlandığı, rehabilitasyon hastanelerinde mahkum koğuşu bulunmaması nedeniyle, fizik tedavi ve rehabilitasyonuna uzman hekim önerileri doğrultusunda fizyoterapist eşliğinde Ceza İnfaz Kurumunun Fizik Tedavi Ünitesinde devam ettirildiği belirtilmiştir.

viii. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 6/3/2020 tarihli raporda dosyadaki belgeler ve Kurulun muayene bulgularına göre rahatsızlığın Anayasa'nın 104. maddesinde belirtilen sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hâli kapsamında ve 5275 sayılı Kanun'un 16. maddesinin (2) numaralı fıkrası kapsamında değerlendirilmediği, 5275 sayılı Kanun'un 16. maddesinin (6) numaralı fıkrası kapsamında değerlendirildiği, hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, aynı maddede sözü geçen "toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturup oluşturmayacağı" değerlendirmesinin adli tıp biliminin inceleme alanında olan bir konu olmadığı belirtilmiştir.

ıx. 26/8/2020 tarihinde başvurucunun hemorajik (yumurtalık) vasıflı idrarı olması ve başkaca patolojiye rastlanmaması nedeniyle 28/8/2020 tarihinde sevki yapıldığı Prof. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesince düzenlenen 2/9/2020 tarihli rapora göre fizyoterapist tarafından düzenli nörolojik rehabilitasyon programında çalıştırılmasının uygun görüldüğü, mesane tümörü tanısı ile gerekli tetkiklerin istendiği, 3/9/2020 tarihinde "İYE" (idrar yolları enfeksiyonu) tanısı ile tedavi ve sonrasında ameliyat edilmek üzere taburcu edildiği bildirilmiştir.

x. 23/11/2020 tarihinde genel durum bozukluğu, tansiyon yüksekliği ve titreme şikayeti nedeniyle Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi acil servisine nakledildiği, başvurucunun tüm bilgilendirmelere ragmen kendi rızasıyla muayene, tetkik ve tedaviyi reddettiği, ölüm dâhil doğacak tüm sorumlulukları üstlenerek tetkik ve tedavi ret formunu imzalaması nedeniyle hastanede işlem yapılamadığı, başvurucunun genel durumunun kötüye gitmesi üzerine ikna edilerek ambulansla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesine götürüldüğü, idrar yolları enfeksiyonu tanısı ile medikal tedavi verilerek taburcu edildiği bildirilmiştir.

6. Başvuru kapsamında Anayasa Mahkemesince yapılan 27/11/2020 tarihli ara kararına cevaben Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu tarafından destekleyici tedavilerle başvurucunun genel durumunun iyiye gittiği, günlük kontrollerinin yapıldığı, Kurumun Fizik Tedavi Ünitesinde fizyoterapist eşliğinde ve uzman hekim önerisi doğrultusunda fizik tedavi ve rehabilitasyon programına devam edildiği, başvurucunun günlük ve kişisel ihtiyaçlarını hasta bakım personelinin yerine getirdiği, kurum hekiminin 24 saat muayenesini sağladığı ve Prof. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Üroloji Bölümünde planlanan ameliyat için sıra beklendiği bildirilmiştir.

7. Başvurucu, sağlık koşulları nedeniyle 25/11/2020 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığından (Başsavcılık) cezasının infazının ertelenmesi talebinde bulunmuştur.

8. Başsavcılık tarafından Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne gönderilen 25/11/2020 tarihli yazıda başvurucunun cezasının infazının ertelenmesi durumunda “toplum güvenliği bakımından somut ve ağır bir tehlike oluşturup oluşturmayacağı” konusunda araştırma yapılması istenmiştir.

9. Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü 30/11/2020 tarihli raporunda "... ABDULLAH TURAN'ın APE MUSA olarak adlandırılan kırsal aland görev yapmak istediği, şahsın PKKlKCK terör örgütünün hedef ve amacını kendisinin amacı olarak kabul ederek PKKlKC terör örgütünün hedef ve amaçları doğrultusunda sonuna kadar mücadele vereceği, sahsın PKK/KCK terör örgütünün 1984 yılından beri varmak istediği amaç olan Birleşik Bağımsız Kürdistan devleti kurma hayali için terör örgütü içerisne katılım yaparak eğitim aldığı ve PKK/KCK terör örgütü saflarında silahlı/bombalı eylem ve faaliyetlerde bulunduğu bu kapsamda şahsın serbest kalması durumunda PKK/KCK terör örgütü ile iltisaklı şahıslar/gruplar ile tekrar irtibat kurabileceği ve örgüt adına faaliyetlerde bulunabileceği..." şeklinde değerlendirmede bulunmuştur. Müdürlük 29/11/2020 tarihli ek raporunda başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 5 ay hapis cezasından hükümlü olduğu, terör örgütü eylem ve faaliyetleri nedeniyle ceza infaz kurumunda bulunan örgüt mensuplarının hastalıkları sebebiyle serbest kalması hâlinde örgütsel faaliyetlere devam ettiği bilgisini vermiştir. Bu bağlamda başvurucunun toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturacağını belirtmiştir.

10. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 30/11/2020 tarihli kararıyla ve "...Şahsın kendi isteği doğrultusunda eğitim alarak PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜ SAFLARINDA SİLAHLI/BOMBALI EYLEM VE FAALİYETLERE KATILDIĞI DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE, cezasının ertelenip tekrardan serbest kalması durumunda PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyetlerine devam edebileceği bu bağlamda ABDULLAH TURAN isimli şahsın toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturacağı bildirildiğinden, Adli Tıp Kurulunun ilgili kararı ile.... Hayatını yalnız idame ettiremeyeceği bildirilmiş ise de hükümlünün cezasının ertelenmesinin toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturacağı..." gerekçesiyle başvurucunun hastalık nedeniyle cezasının infazının ertelenmesi talebini reddetmiştir.

11. Anayasa Mahkemesi 1/12/2020 tarihinde başvurucunun ceza infaz kurumunda tutulması nedeniyle yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlikenin ortaya çıktığına dair bilgi ya da bulgu olmaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 73. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca dosyanın Bölüme gönderilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

 “... Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu (Rehabilitasyon Merkezi) Müdürlüğünce 30/11/2020 tarihinde ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca 6/3/2020 tarihinde gönderilen yazılara göre; başvurucunun maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve iyileşinceye kadar geri bırakılabilecek nitelikte olduğu, Adlî Tıp Kurumunca onaylanan rapor üzerine değerlendirilme yapılması için infazın yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, başvurucunun Metris R Tipi (Rehabilitasyon) Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 3 kişilik odalarda barındırıldırıldığı, 23/11/2020 tarihinde Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesine sevk edilmesinerağmen kendi rızasıyla muayene, tetkik ve tedaviyi reddettiği, medikal tedavisinin kurumda uygulandığı, fizik tedavi ve rehabilitasyon programı uygulandığı, günlük ve kişisel ihtiyaçları hasta bakım personelleri tarafından yerine getirildiği,Prof. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Üroloji bölümünde ameliyatı planlandığı ve genel sağlık durumunun iyiye gittiği bildirilmiştir...

12. Anayasa Mahkemesinin tedbir talebinin değerlendirilmesine ilişkin 1/12/2020 tarihli kararı sonrasında başvurucunun 6/12/2020 tarihinde nefes darlığı şikâyeti ile Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesine sevk edildiği, bağırsaklarında oluşan gaz sancısı sebebi ile nefes darlığı yaşadığı,tedavisinin yapılarak taburcu edildiği anlaşılmıştır.

13. Başvurucu, infazın özel usullerde (ev hapsi vs. gibi) gerçekleştirilmesi için infaz hakimliğine 30/11/2020 tarihinde başvurmuştur.

14. Anayasa Mahkemesi başvurucunun yaşamının, maddi ve manevi bütünlüğünün korunması için Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü tarafından gerekli tedbirlerin alınmasına karar vermiştir. Bireysel başvurudan sonraki süreçte başvurucu, infazın ertelenmesi kararına istinaden 24/12/2020 tarihinde tahliye edilmiştir. Başvurucu, tedbir kararına kadar geçen sürede infaz kurumunda tutulmuştur.

15. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

16. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Sağlık Durumuna Rağmen İnfazın Ertelenmemesi Nedeniyle Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

17. Başvurucu; felçli olması sebebiyle sağlık durumuna uygun olmamasına rağmen ceza infaz kurumunda tutulduğunu, infazın ertelenmesi ve tahliye taleplerinin reddedildiğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucu hakkında düzenlenen adli raporların başvurucunun doğrudan tahliyesini gerektirmediğini, önceki içtihatlar doğrultusunda bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

18. Tutuklu veya hükümlü olan başvurucuların sağlık durumlarının tahliyeyi veya mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesini veya durdurulmasını gerektirdiğine, tutuldukları süre boyunca kendilerine sunulan sağlık hizmetlerinin yeterli olmadığına ya da ceza infaz kurumlarının koşullarının sağlık durumlarına uygun olmadığına yönelik şikâyetlerinin incelenmesi sırasında yararlanılan genel ilkeler pek çok kararda belirtilmiştir (birçok karar arasından bkz. Ergin Aktaş, B. No: 2014/14810, 21/9/2016, §§ 68-80; Hayati Kaytan, B. No: 2014/19527, 16/11/2016, §§ 36-45).

19. Anayasa’nın 17. veya başka bir maddesi, herhangi bir hastalıktan muzdarip kişilere tutuklanmayacakları yönünde mutlak bir güvence bahşetmez. Bununla birlikte tutuklularınrahatsızlıklarından kaynaklanan acılarının yetkililerin sorumlu tutulabileceği tutukluluk koşullarından dolayı artması ya da artma yönünden bir risk doğması hâlinde Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlali söz konusu olabilir (Fatih Hilmioğlu, B. No: 2014/648, 18/9/2014, § 66; Yusuf Özmen, B. No: 2019/13637, 30/6/2021, § 110). Bu bakımdan ihlal iddiasıyla ilgili olarak bir sonuca varılabilmesi için başvurucu hakkında tanzim edilen tıbbi raporlar dikkatli bir şekilde incelenmelidir.

20. Başvurucu öncelikle sağlık durumu ve engellilik hâli nedeniyle cezasının infazının ertelenmemesinin yaşamını tehlikeye soktuğunu iddia etmiştir. Başvurucunun dayanak gösterdiği 26/6/2019 ve 6/3/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporlarında sadece başvurucunun hayatını tek başına idame ettiremeyeceğinin belirtildiği, başkaca bir belirlemede bulunulmadığı görülmüştür. Bu durumda başvurucunun iddialarını teyit eden bir tıbbi veri başvuru dosyasında mevcut değildir. Bu nedenle söz konusu iddia açıkça dayanaktan yoksundur.

21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Ceza İnfaz Kurumundaki Koşulların Sağlık Durumuna Elverişli Olmaması Nedeniyle Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

22. Başvurucu; ceza infaz kurumunda hayatını idame ettiremediğini, koğuşunda bulunan kişilerin de hasta olması sebebiyle zorluk yaşadığını, ceza infaz kurumundaki koşulların sağlığına elverişli olmadığını belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.

24. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte de dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).

25. Somut olayda başvurucunun ceza infaz kurumuna ilişkin şikâyetleri için infaz hâkimliğine başvurduğuna ilişkin herhangi bir bilgi veya belge bulunmamaktadır. Bu durumda başvurucunun başvuru yollarını tükettiğinden bahsedilemeyecektir.

26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Sağlık durumuna rağmen infazın ertelenmemesinden dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Ceza infaz kurumundaki koşulların sağlık durumuna elverişli olmamasından dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 13/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Abdullah Turan [1. B.], B. No: 2020/36580, 13/3/2025, § …)
   
Başvuru Adı ABDULLAH TURAN
Başvuru No 2020/36580
Başvuru Tarihi 26/11/2020
Karar Tarihi 13/3/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, sağlık koşulları nedeniyle tahliye talebinin reddedilmesi ve ceza infaz kurumundaki koşullarının sağlık durumuna elverişli olmaması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Tutulanın sağlık durumunun tutulmayla uyumsuzluğu Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
İnfaz Kurumunun fiziki koşulları Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi