logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ahmet Ünsür [1.B.], B. No: 2020/3918, 23/5/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET ÜNSÜR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/3918)

 

Karar Tarihi: 23/5/2023

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Mehmet ALTUNDİŞ

Başvurucu

:

Ahmet ÜNSÜR

Vekili

:

Av. Feyzi YAVUZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, işe iade talebiyle açılan davada aleyhe yargılama giderlerine hükmedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Vakıf üniversitesinde yardımcı doçent unvanıyla çalışmakta olan başvurucunun iş sözleşmesi, üniversite yönetimi tarafından 26/5/2017 tarihinde feshedilmiştir. Başvurucu, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek işe iade ve tazminat talebiyle 22/6/2017 tarihinde dava açmıştır. İstanbul Anadolu 27. İş Mahkemesi (Mahkeme) 1/11/2018 tarihli kararla davanın kabulüne karar vermiştir. Davalının söz konusu karara yönelik istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi (Daire) 28/11/2019 tarihli kararıyla mahkemenin kabulüne dair kararını kaldırarak davanın usulden reddine kesin olarak karar vermiştir. Daire gerekçeli kararında, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23/1/2019 tarihli ve E.2017/19693, K.2019/2131 sayılı kararına atıfla başvurucu ile üniversite arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunu ifade ederek sözleşmenin feshine ilişkin uyuşmazlığın çözümlenmesi görevinin idari yargı mercilerine ait bulunduğuna işaret etmiştir.

3. Nihai karar, başvurucu vekiline 13/1/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 22/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

4. Başvurucu, dava açıldığı sırada öngörülemeyecek biçimde içtihat değişikliği sebebiyle davanın reddine karar verildiği hâlde yargılama giderlerinden sorumlu tutulduğundan yakınmıştır. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde başvurunun süresi içinde yapılmadığı, idari yargıda dava açılmadan bireysel başvuru yapıldığı için başvuru yollarının tüketilmediği ve mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin orantılı olduğunu belirtmiştir. Başvurucu Bakanlık görüşüne karşı beyanında, süresi içinde başvuruda bulunduğunu, başvuru yollarının tüketildiğini ve davanın açıldığı tarihten sonraki içtihatlar nedeniyle yargılama gideri ödemek zorunda kalındığını belirtmiştir.

5. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.

6. Davanın reddedilmesi sonucu başvurucu yargılama giderleri ödemek zorunda kalması malvarlığından eksilmeye yol açacağı için başvurucunun mülkiyet hakkına müdahalede bulunulduğu kuşkusuzdur.

7. Mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin kanuna dayalı olması, müdahaleye ilişkin yeterince ulaşılabilir, belirli ve öngörülebilir kanun hükümlerinin bulunmasını gerektirmektedir (Türkiye İş Bankası A.Ş. [GK], B. No: 2014/6192, 12/11/2014, § 44; Ford Motor Company, B. No: 2014/13518, 26/10/2017, § 49). Yargılama giderlerinden sorumluluk 12/1/2011 tarihli 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Dolayısıyla müdahalenin kanuni bir dayanağının bulunduğu kuşkusuzdur. Yargı harcının abartılı, zorlama veya ciddiyetten yoksun taleplerin disipline edilmesi ve gereksiz başvuruların önüne geçilerek mahkemelerin meşgul edilmesinin önlenmesi amacına hizmet ettiği de açıktır. Bu durumda başvurucunun harç ve diğer yargılama giderlerini ödemekle yükümlü kılınmasının anayasal açıdan meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmıştır (Famiye Beğim ve Mehmet Tahir Beğim, B. No: 2017/21882, 10/2/2021, § 45).

8. Son olarak kamu makamlarınca başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyle gerçekleştirilmek istenen amaç ile bu amacı gerçekleştirmek için kullanılan araçlar arasında makul bir ölçülülük ilişkisinin olup olmadığı değerlendirilmelidir. Anayasa'nın 13. maddesinde yer alan ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen müdahalenin amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, gereklilik amaç bakımından müdahalenin zorunlu olmasını yani aynı amaca daha hafif bir müdahale ile ulaşılmasının mümkün olmamasını, orantılılık ise bireyin hakkına yapılan müdahale ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir (AYM, E.2011/111, K.2012/56, 11/4/2012; E.2016/16, K.2016/37, 5/5/2016; Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013, § 38).

9. Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli kararında, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23/1/2019 tarihli içtihadına atıfla başvurucu ile üniversite arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunu ifade ederek sözleşmenin feshine ilişkin uyuşmazlığın çözümlenmesi görevinin idari yargı mercilerine ait bulunduğuna işaret etmiştir. Nitekim bu içtihattan önce Uyuşmazlık Mahkemesinin 5/11/2012 tarihli ve E.2012/189, K.2012/234 sayılı kararında da aynı sonucuna ulaşılmıştır. Bu kararda; vakıf üniversitesinde, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalışan kişilerin statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, idare hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu, bu açıdan iş akdinin feshine ilişkin işleminin idari yargının görev alanında bulunduğu gösterilmiştir.

10. Somut olayda vakıf üniversitesinde çalışan başvurucunun adli yargı mercilerinde işe iade davası açtığı ve idari yargı yerlerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddi sonucunda yargılama giderleri ödemekle yükümlü tutulduğu anlaşılmaktadır. Başvurucunun iddia ettiğinin aksine davanın açıldığı tarihte vakıf üniversitesinde çalışan öğretim üyelerinin işe iade davalarında görevli yargı kolunun idari yargı yerleri olduğu yönünde içtihat da mevcuttur. Bu durumda başvurucunun idari yargı mercilerinde görülmesi gereken bir davayı adli yargıda açması sonucu yargılama giderlerini ödemesine karar verilmesi suretiyle yapılan müdahalenin, hükmedilen miktar dikkate alındığında ve müdahalenin amacı ile karşılaştırıldığında başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediğinden ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun mülkiyet hakkına yönelik bir ihlalin olmadığı açıktır.

11. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine yönelik iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedenleriyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 23/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ahmet Ünsür [1.B.], B. No: 2020/3918, 23/5/2023, § …)
   
Başvuru Adı AHMET ÜNSÜR
Başvuru No 2020/3918
Başvuru Tarihi 22/1/2020
Karar Tarihi 23/5/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, işe iade talebiyle açılan davada aleyhe yargılama giderlerine hükmedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Yargılama gideri Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi