logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İbrahim Kaya [1. B.], B. No: 2021/23881, 3/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İBRAHİM KAYA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/23881)

 

Karar Tarihi: 3/7/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Eren Can BENAKAY

Başvurucu

:

İbrahim KAYA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza infaz kurumu tarafından verilen karara karşı yapılan şikâyette, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinin tebliğ edilmemesine bağlı olarak iddia ve itirazların etkin bir şekilde ileri sürülememesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılanma ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Kocaeli 1 No.lu F tipi Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) hükümlü olan başvurucu, Kuruma 4/5/2016 tarihinde nakil geldiği sırada yanında bulunan kırtasiye malzemeleri, kol saati, çanta, gömlek, parka, nevresim takımı, korse, kazak, şalvar, cımbız, yelek, pike, radyo ve sauna eşofmanının kendisine verilmesini talep etmiştir. Kurum getirilen eşyaları 4/5/2016 tarihinde tutanak altına aldıktan sonra talebi reddetmiştir. Kararda, 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümleri uyarınca hükümlülerin odalarında bulundurabileceği eşyaların tahdidî olarak sayıldığı belirtilmiştir. Başvurucunun yanında getirdiği eşyaların Yönetmelik gereği odada bulundurulması gereken eşyalar arasında olmaması nedeniyle başvurucuya verilmeyerek emanet eşya deposuna kaldırıldığı ifade edilmiştir. Bunun üzerine başvurucu 9/5/2016 tarihinde şikâyet başvurusunda bulunmuştur.

3. Kocaeli İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 15/7/2016 tarihinde şikâyeti kabul ederek eşyaların verilmemesi işlemini iptal etmiştir. Kararda, el konulan pek çok eşyanın Yönetmelik'te sayıldığı ve bunların Kuruma alınabileceği, bazılarının da Kurum kantininden temin edilmek suretiyle bulundurulabilecekleri belirtilmiştir. Bu nedenle Kurum tarafından her bir eşya yönünden tek tek değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

4. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) 1/8/2016 tarihinde karara itiraz etmiştir. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 15/8/2016 tarihinde itirazı reddetmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 3/12/2019 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi kararının kanun yararına bozulmasını talep etmiştir. Tebliğnamede başvurucuya teslimine karar verilen şalvar, yelek, bel kuşağı ve parkanın terör örgütünün sembol hâline getirdiği kıyafetlerden olup Kurum içinde örgüt propagandası yapmak amacına hizmet ettiği belirtilmiştir. Sauna eşofmanının ve kazağın Kurum personelinin giydiği eşofman ve kazak ile aynı renkte olduğu, güvenlik zafiyeti oluşturabileceği, bu sebeple anılan giyim eşyalarının şahsi kullanım eşyası olarak değerlendirilemeyeceği ifade edilmiştir. Yönetmelik'te kesici delici eşyaların tahdidî olarak sayılmadığından cımbızın ve spiralli defterin metal yayının bu hükme aykırı olduğu gerekçesiyle başvurucuya verilmediği vurgulanmıştır. Kurum kantininden satın almak kaydıyla bir adet kulaklıklı küçük el radyosuna izin verilmesi nedeniyle radyonun kurum kantininden alınıp alınmadığının tespit edilmesi gerektiğinden haklı sebeplere dayanan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği belirtilmiştir.

6. Yargıtay 1. Ceza Dairesi (Yargıtay) 2/11/2020 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi kararını kanun yararına bozmuştur. Kararda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteğinin incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğü belirtilmiştir.

7. Ağır Ceza Mahkemesi 19/3/2021 tarihinde kanun yararına bozma kararına uyarak İnfaz Hâkimliğinin kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Kararda, daha önce verilen kararın Yargıtay tarafından kanun yararına bozulduğu belirtilmiştir.

8. Nihai karar başvurucuya 2/4/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 30/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Komisyon tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Başvurucu adli yardımdan faydalandırılma talebinde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay ([2. B.], B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

10. Başvurucu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin ve Yargıtayın kanun yararına bozma kararının kendisine Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karar verilmeden önce gönderilmediğini belirtmiştir. Kendi durumunu doğrudan etkileyen kararlardan haberdar edilmediğinden zayıf konuma düşürülmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılanma ilkelerinin ihlal edildiğini ifade etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği ileri sürülmüştür. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

11. Başvuru, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri yönünden incelenmiştir.

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

13. Ceza davaları ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin davaların usul kuralları da dâhil olmak üzere yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ilkesi ve çelişmeli yargılama hakkının güvence altına alınarak adil yargılanma hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Asıl kural; tarafların eşit şartlarda yargılamaya katılımının sağlanması, gösterdikleri kanıtlardan ve sundukları görüşlerden bilgi sahibi olabilmeleri ve bunlarla ilgili görüşlerini bildirebilme imkânının kendilerine verilmesidir (Taylan Özgür Tor [2. B.], B. No: 2013/2454, 12/3/2015, § 43). Bireylerin aleyhlerine başlatılan dava ve diğer yargısal süreçlerden haberdar edilmeleri, bunlara ilişkin dilekçe ve talep yazılarının kendilerine tebliğ edilmesi; savunma yapabilme, iddia ve görüşlerini dile getirebilme imkânının korunması bakımından büyük önem taşımaktadır (Hacı Karabulut [1. B.], B. No: 2017/14871, 9/10/2019, § 30).

14. Başvurucu, Kuruma nakledildiği sırada yanında getirdiği eşyaların kendisine verilmesini talep etmiştir. Kurum, Yönetmelik hükümleri gereği bunun mümkün olmadığını belirterek talebi reddetmiştir. Bunun üzerine başvurucu şikâyet başvurusunda bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği şikâyet başvurusunu kabul etmiş ve karara karşı yapılan itiraz Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Daha sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kanun yararına bozma talep etmiştir. Tebliğnamede belirtilen hususların yerinde görülmesi üzerine Yargıtay, Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddine dair kararının kanun yararına bozulmasına karar vermiştir. Bunun üzerine Ağır Ceza Mahkemesi kanun yararına bozma kararına uyarak İnfaz Hâkimliğinin şikâyetin kabulüne ilişkin kararını kaldırmıştır.

15. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 297. maddesinin (3) numaralı fıkrasına göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi hâlinde sanık veya müdafii ile katılan veya vekillerine ilgili dairesince tebliğ olunur. İlgili taraf tebliğden itibaren iki hafta içinde yazılı olarak cevap verebilir.

16. Somut olayda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talepli tebliğnamesi başvurucuyu doğrudan etkiler niteliktedir. Zira tebliğname, başvurucunun şikâyetinin kabul edilmemesi gerektiği, söz konusu kararın hukuka aykırı olduğu yönündedir. Anılan kararlar başvurucuya tebliğ edilmemiştir. Başvurucu, söz konusu tebliğnameyi Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kanun yararına bozma kararına uyulması sonrasında öğrenebilmiştir.

17. Ağır Ceza Mahkemesince karar verilene kadar başvurucunun tebliğnameden haberi olmadığı açıktır. 5271 sayılı Kanun uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamenin başvurucuya tebliğ edilmesi gerekmesine rağmen -Ağır Ceza Mahkemesi kararı tebliğ olana kadar- başvurucu ne tebliğnameden ne de Yargıtay tarafından verilen kanun yararına bozma kararından haberdar olmuştur. Bu noktada başvurucuya kanun yararına bozma talebine yönelik olarak yorumda ve itirazda bulunması için pratik ve etkin bir imkânın sunulduğu söylenemez.

18. Bu nedenle başvurucuya kanun yararına bozma talebine dair yorumda/itirazda bulunma konusunda etkin ve pratik imkânın sağlanmamasının silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleriyle bağdaşmadığı ve bu bağlamda adil bir yargılamanın gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.

19. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde hüküm altına alınan adil yargılanma hakkının güvencelerinden olan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

20. Başvurucu tarafından mülkiyet hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğinin ileri sürüldüğü görülmekte ise de silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verildiğinden diğer ihlal iddiaları hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmadığı değerlendirilmiştir.

III. GİDERİM

21. Başvurucu, ihlalin tespiti ile miktar belirtmeksizin manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

22. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir(Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

23. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın neticesiyle ilgili bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

24. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

E. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Yargıtay 1. Ceza Dairesine (E.2019/3860, K.2020/2646) iletilmek üzere Kocaeli İnfaz Hâkimliğine (E.2016/1900, K.2016/2748) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(İbrahim Kaya [1. B.], B. No: 2021/23881, 3/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı İBRAHİM KAYA
Başvuru No 2021/23881
Başvuru Tarihi 30/4/2021
Karar Tarihi 3/7/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumu tarafından verilen karara karşı yapılan şikâyette, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinin tebliğ edilmemesine bağlı olarak iddia ve itirazların etkin bir şekilde ileri sürülememesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılanma ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (ceza) İhlal Yeniden yargılama
Mülkiyet hakkı Müsadere ve Elkoyma İncelenmesine Yer Olmadığı
Ayrımcılık yasağı Ayrımcılık İncelenmesine Yer Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi