logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ahmet Tarık Aydın [2.B.], B. No: 2021/26906, 18/9/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET TARIK AYDIN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/26906)

 

Karar Tarihi: 18/9/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Hüseyin Özgür SEVİMLİ

Başvurucu

:

Ahmet Tarık AYDIN

Vekili

:

Av. Mehmet TÜRKARSLAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza davasında sanığın hazır bulunma talebi reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya uzaktan katılımının sağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, olayların geçtiği tarihte Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında subay olarak görev yapmaktadır. 15/7/2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi sonrası Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) aralarında başvurucunun da bulunduğu şüpheliler hakkında başlatılan soruşturma sırasında başvurucu 22/7/2016 tarihinde Anayasa'yı ihlal suçundan tutuklanmıştır.

3. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından Başsavcılık 15/3/2017 tarihinde -diğer şüphelilerin yanı sıra- başvurucu hakkında Anayasa'yı ihlal ve Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçlarını işlediğinden bahisle iddianame düzenlemiştir. Anılan iddianamede başvurucunun HTS kayıtlarıyla görev yaptığı askerî birlikteki kamera görüntülerine, askerî birliğin nöbet çizelgesi ile santral kayıtlarına, tanık olarak ifadeleri alınan kişilerle haklarında soruşturma yürütülen diğer şüphelilerin beyanlarına dayalı olarak atılı suçları işlediği kanaatine varılmıştır.

4. Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılama 62 celsede tamamlanmıştır. Başvurucu, diğer sanıklarla birlikte savunmasının alındığı 3 ila 10 arası celselerde tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan (İnfaz Kurumu) getirtilerek duruşmada müdafii ile hazır bulunmuştur. 10. celse sonunda Mahkeme 21/11/2017 tarihinde yapılması kararlaştırılan bir sonraki celseye katılımının başvurucunun İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla sağlanmasına karar vermiştir.

5. Celse arasında Mahkeme, terör örgütü üyeliği suçundan farklı kişiler hakkında ayrı bir dosyada devam eden yargılama sırasında tanık sıfatıyla ifadesi alınan M.A.nın kendisi hakkında terör örgütünün askerî mahrem yapılanmasında yer alan mensuplarından sorumlu abi konumunda olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma sırasında kolluk tarafından alınan ifadesiyle M.A.ya yaptırılan fotoğraf teşhisine dair tutanağı, başvurucu yönünden de anlatımlar bulunduğu gerekçesiyle dosya arasına almış ve bu kişinin 21/11/2017 tarihli celsede hazır bulunması hususunda kolluğa 2/10/2017 tarihinde yazı yazmıştır.

6. M.A.nın kollukta alınan ifadesinde kendisine ve başvurucuya dair anlatımların ilgili kısımları şöyledir:

i. Örgütün Konya'da faaliyet gösteren askerî mahrem yapılanması içinde müdür yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde kendisine bağlı olarak faaliyet gösteren ve örgüt içerisinde öğretmen konumunda örgüt mensupları olduğunu, bu kişilerin Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli çeşitli rütbelerdeki subaylarla ilgilendiğini, örgüt içerisinde öğrenci konumunda yer alan askerî personelle önceden kararlaştıkları günlerde görüşüp örgütsel faaliyetler gerçekleştirdiklerini ve bu kişilerden aidat veya himmet adı altında aldıkları paraları kendisine verdiklerini, kendisinin de toplanan parayı bu askerî birlikteki mahrem yapılanmanın en üst konumunda yer alan kişiye teslim ettiğini beyan etmiştir.

ii. Kendisine bağlı öğretmenlerin ve onlara bağlı askerî personelin isimlerini bildiren M.A. aralarında başvurucunun da bulunduğu bazı askerlerin bazen doğrudan kendisine, bazen de ismini verdiği diğer öğretmen konumundaki örgüt mensuplarına bağlı olarak örgütsel faaliyet yürüttüklerini, kendisi gibi öğretmen yardımcısı konumundaki kişilerden birinin de M.F. adlı kişi olduğunu söylemiş ve kendisine gösterilen fotoğraflar arasında başvurucuyu teşhis etmiştir.

7. Yargılamanın 21/11/2017 tarihli celsesinde tanık M.A. ve başvurucu müdafii hazır bulunmuş, başvurucunun duruşmaya katılımı ise SEGBİS aracılığıyla sağlanmıştır. Anılan celseye dair duruşma tutanağında M.A.nın başvurucuyla ilgili beyanda bulunduğundan bahisle kolluktaki beyanlarını içeren tutanağın dosya arasına alındığı belirtildikten sonra M.A.nın tanık sıfatıyla ifadesi alınmıştır. M.A.nın ifadesi şöyledir:

i. 2014 yılının Ekim ya da Kasım ayında M.F. adlı kişinin başvurucuyu evine getirip kendisiyle tanıştırdığını ve başvurucunun bundan sonra eve gelip gideceğini söylediğini, bu şekilde başvurucunun mahrem abisi olduğunu, bunun üzerine başvurucunun eve gidip gelmeye başladığını, geldiğinde namaz kıldıklarını ve başvurucuya Kur'an okumayı öğrettiğini, ayrıca FETÖ'ye ait videolar izlediklerini, başvurucunun kendisine himmet adı altında para verdiğini, bu durumun 2015 yılının Haziran ya da Temmuz ayına kadar devam ettiğini söylemiştir.

ii. Hatırladığı kadarıyla sonradan evine gelen M. adlı kişiyle başvurucuyu tanıştırdığını ve başvurucunun toplantı yapmaya onunla devam ettiğini beyan etmiştir.

8. Tanık beyanına karşı başvurucu müdafiinin sorusu üzerine başvurucu ile görüşmeleri sırasında bir sonraki buluşma tarihini kararlaştırdıklarını, gelemezse bir sonraki hafta görüştüklerini, telefonla irtibat kurmadıklarını, başvurucunun himmet adı altında kendisine elden para verdiğini beyan eden M.A., duruşma tutanağına göre kendisine SEGBİS üzerinden gösterilen başvurucuyu teşhis etmiştir. Başvurucu ise; tanığın beyanlarını inkâr ederek tanığı tanımadığını, onun ya da başka bir örgüt mensubunun evine gitmediğini savunmuştur.

9. Başvurucu celse arasında Mahkemeye sunduğu 27/11/2017 ve 23/1/2018 tarihli dilekçelerde de duruşma sırasında tanığın kendisini başta tanıyamadığını ve mübaşir tarafından ayağa kaldırılması üzerine tanığın teşhis ettiğini ancak esasa etkili olan bu hususun duruşma tutanağında belirtilmemesi nedeniyle tutanak içeriğine itiraz ettiğini, ismine ve fotoğrafına internet ortamında erişilebilir olması nedeniyle ve tanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için ifadesinde kendisi aleyhine beyanda bulunduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu anılan dilekçelerinde ayrıca tanığın beyanında dile getirdiği iddiaların doğruluğunun araştırılması açısından ifadesinde belirttiği diğer kişilerin de tanık olarak dinlenmesini, tanık ile arasında telefon görüşmesi olup olmadığının belirlenmesi için HTS kayıtlarının incelenmesini ve tanığın evinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.

10. Başvurucu SEGBİS aracılığıyla katıldığı 46. celsede bağlantıda kesintiler yaşandığı için duruşmada bizzat hazır bulunmak istediğini ve önceki celse ifadesi alınan tanık M.A.ya soru soramadığını beyan etmiştir. Yargılamanın bir sonraki celsesinde yeniden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılımı sağlanan başvurucu, tanık M.A.nın beyanlarının araştırılması hususunda celse arasında sunduğu dilekçelerinde yer alan taleplerini yinelemiş; başvurucu müdafii de tanığın ifadesinin yeniden alınmasını, ayrıca tanığın ifadesinde geçen ve başvurucuyu tanıdığı söylenen diğer örgüt mensuplarının tespit edilerek bu kişilerin de tanık sıfatıyla dinlenilmelerini talep etmiştir. Mahkeme başvurucu müdafiinin talebini kabul etmiş ve Başsavcılıktan tanığın ifade verdiği dosyalar hakkında bilgi istenilmesine, sonucuna göre ifadesinde geçen diğer kişilerin dinlenilmesi hususunun sonradan değerlendirilmesine karar vermiştir. Başvurucu SEGBİS aracılığıyla katıldığı 55. celsede de tanık M.A.nın örgütün askerî mahrem yapılanmasında kendisine bağlı olarak faaliyet gösterdiğini söylediği kişilerin tanık sıfatıyla ifadelerinin alınmasına dair yeniden talepte bulunmuş ancak celse sonunda Mahkeme bu taleple ilgili herhangi bir karar vermemiştir.

11. Başvurucu, yargılamanın bir sonraki celsesine de SEGBİS aracılığıyla katılmış; anılan celsede Başsavcılık esas hakkındaki mütalaasını sunmuştur. Diğer sanıkların tanık dinletme taleplerinin yanı sıra başvurucu ve müdafiinin tanık M.A. ile ifadesinde adları geçen müdür yardımcısı konumundaki kişilerin Mahkeme huzuruna getirtilerek ifadelerinin alınmasına dair talebi Mahkemece reddedilmiştir. Mahkeme ret gerekçesinde; yargılama boyunca bir çok kişinin tanık olarak dinlendiği, ülkenin her yerinde duruşmaların yoğun olarak devam etmesi ve SEGBİS bağlantılarında yaşanan sorunlar itibarıyla sanıklarla dinlenmesi istenen tanıkların aynı anda hazır edilmelerinin imkânsız olduğu, sanık ve müdafilerine dinlenmesini istedikleri tanıklara sorulmasını istedikleri hususları bildirmeleri için önceden süre de verildiği değerlendirmelerinde bulunmuştur.

12. Mahkeme celse sonunda, SEGBİS bağlantılarında kopmalar meydana geldiği ve bir sonraki celsede karar verileceği gerekçesiyle aralarında başvurucunun da bulunduğu tutuklu sanıkların ceza infaz kurumlarından getirtilerek duruşmada bizzat hazır bulundurulmaları talimatını vermiş, bu doğrultuda başvurucu hükmün kurulduğu 31/5/2018 tarihli celsede müdafii ile hazır bulunarak esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapmıştır. Yargılama sonucunda Mahkeme, başvurucunun Anayasa'yı ihlal suçundan beraatine, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ise 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkûmiyet kararının gerekçesinde Mahkeme, tanık M.A.nın 21/11/2017 tarihli celsede alınan beyanına ve başvurucuda ele geçirilen dijital materyalde örgütle irtibatlı Rotahaber adlı internet sitesine giriş yapıldığına dair tespit içeren bilirkişi raporuna yer vermiştir.

13. Bu tespitler sonucunda Mahkeme; başvurucunun asker olarak görev yaparken örgütün mahrem imamları ile irtibat hâlinde olduğu, örgüt tarafından gizlilik ve sadakat bilinciyle yetiştirildiği, örgütün mahrem abisi ile örgütsel aidiyeti artırmaya yönelik gerçekleştirdiği buluşmalar sırasında örgüt elebaşısının videolarını izleyip ve himmet adı altında para ödediği, mahrem abi değişikliğinin de bizzat önceki mahrem abinin başvurucuyu sonraki mahrem abi ile görüştürmek suretiyle gerçekleştiği, başvurucunun bu suretle atılı suçu işlediği sonucuna ulaşmıştır.

14. Başvurucu mahkûmiyet kararına karşı -diğerlerinin yanı sıra- rızasına aykırı olarak yargılamanın bazı celselerine katılımının SEGBİS aracılığıyla sağlandığını, özellikle beyanı belirleyici delil olarak hükme esas alınan ve duruşmaya geleceğinden haberinin olmadığı tanık M.A.yı ilk kez tanık sıfatıyla ifadesinin alındığı duruşmada gördüğünü, hazırlıksız olarak ve duruşmaya da SEGBİS ile katıldığı için tanığı sorgulayamadığını, duruşma tutanağında belirtilmemekle birlikte tanığın kendisini başta teşhis de edemediğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi (Daire) istinaf başvurusunu 28/2/2019 tarihinde reddetmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesi, benzer itirazlar dile getirilerek temyiz edilmesi üzerine Daire kararını onamıştır.

15. Başvurucu, nihai kararı 29/3/2021 tarihinde öğrendikten sonra 15/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

16. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

17. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).

18. Başvurucu; rızasına aykırı olarak esaslı işlemlerin yapıldığı celselere katılımının SEGBİS aracılığıyla sağlandığını, özellikle tanık M.A.nın ifadesinin alındığı celsede SEGBİS ile duruşmaya katılması ve tanığın bu celsede bulunacağından haberdar olmadığı için tanığı etkili şekilde sorgulayamadığı gibi tanığa yaptırılan teşhisin de duruşmada hazır bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı şekilde gerçekleştirildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

19. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucu bazı celselere SEGBİS aracılığıyla katılmışsa da savunmasının alındığı ve hükmün kurulduğu celselerde duruşmalara bizzat katıldığı, SEGBİS ile katıldığı celselerde ise başvurucu müdafiinin hazır bulunduğu, yargılama sırasında ve kanun yolu başvurularında başvurucu ve müdafiinin esasa etkili itirazlarını yargı makamlarına sunabildikleri ifade edilmiştir.

20. Başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkı kapsamında incelenmiştir.

21. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

22. Anayasa Mahkemesi, Şehrivan Çoban ([GK], B. No: 2017/22672, 6/2/2020 ve Emrah Yayla ([GK], B. No: 2017/38732, 6/2/2020) kararlarında duruşmada hazır bulunma hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi, bu kararlarda öncelikle kişilerin talebine aykırı olarak SEGBİS yoluyla duruşmaya katılmasının duruşmada hazır bulunma hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir. Bu müdahalenin kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük yönünden inceleneceğini ifade etmiştir. Anılan kararlarda 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 196. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin usul ekonomisinin gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşmıştır (Şehrivan Çoban, §§ 72-104; Emrah Yayla, §§ 58-86).

23. Anılan kararlarda ölçülülük yönünden yapılan incelemede ise başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebinin hangi zorlayıcı nedene dayanılarak kabul edilmediğinin ortaya konulmaması ve başvurucunun SEGBİS yoluyla katıldığı celselerde esaslı işlemlerin yapılması nedeniyle müdahalenin gerekli olmadığı değerlendirilmiştir.

24. Öte yandan Anayasa Mahkemesi, daha önce adil yargılanma hakkı güvencelerinden açık veya örtülü şekilde feragat edilmesinin mümkün olduğunu belirterek feragatin Anayasa'ya uygun kabul edilebilmesi için feragat iradesinin açık ve sonuçlarının kişi yönünden makul olarak öngörülebilir olmasının gerektiğini belirtmiştir. Buna ek olarak asgari usul güvencelerinin sağlanmış olması, ayrıca adil yargılanma hakkından feragat edilmesini meşru olmaktan çıkaran üstün bir kamu yararının da bulunmaması gerekir (Nurettin Balta, B. No: 2016/10023, 28/12/2021, § 45). Örtülü feragatin hangi durumlarda Anayasa'ya uygun kabul edileceğine ilişkin ilkeler genel olarak Ansar Onat (B. No: 2019/14515, 15/6/2022) kararında belirtilmiştir. Buna göre örtülü feragatin geçerli olabilmesi için feragat eden tarafın söz konusu eylemlerinin sonuçlarını makul olarak öngörebileceği ortaya konulmalıdır. Dolayısıyla yetkili yargı organları bu konuda varsayıma dayalı bir değerlendirme yapmamalıdır (duruşmada hazır bulunma hakkı bakımından yapılan benzer değerlendirmeler için bkz. Emrah Yayla, § 75). Bununla birlikte adil yargılanma hakkı güvencelerinden feragat iradesi, bunu gösteren olguların bulunmasından veya suç isnadı altındaki kişinin tutum ve davranışlarından anlaşılabilir (Ansar Onat § 21).

25. Somut olayda başvurucu savunmasının alındığı, esas hakkındaki mütalaanın sunulduğu ve hükmün kurulduğu celselerde hazır bulunmuş (bkz. §§ 4, 12), tanık M.A.nın ifadesinin alındığı 21/11/2017 tarihli celse ile sonraki iki celseye SEGBİS aracılığı ile katılmıştır (bkz. §§ 5-6, 9-10). Başvurucunun doğrudan duruşmada hazır bulunma hakkından feragat ettiğine dair bir beyanı bulunmamaktadır. Dahası başvurucu 21/11/2017 tarihinden sonraki celsede de SEGBİS bağlantısında kesintiler olması nedeniyle duruşmaya bizzat katılmak istediğini dile getirmiştir (bkz. § 10). Bu çerçevede duruşmada hazır bulunma hakkından açık bir şekilde feragat etmeyen başvurucunun zımnen feragat iradesinin ortaya konulduğunu gösteren somut olguların varlığından söz etmek de mümkün gözükmemektedir.

26. Diğer yandan Mahkeme 21/11/2017 tarihli celseden önce, iddianamede beyanı yer almayan ve aynı Mahkemede görülen ayrı bir davada yargılanmakta olan tanık M.A.nın kollukta verdiği ifadesini celse arasında dosya arasına alıp tanığın bu celsede hazır edilmesine dair müzekkere düzenlemiştir. Söz konusu kolluk ifadesinden celse öncesinde başvurucu ya da müdafiinin haberdar edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı gibi söz konusu kolluk ifadesinin dosyaya konulduğu hususuna da anılan celseye dair duruşma tutanağında yer verilmiştir (bkz. § 5). Nitekim başvurucu da hem bu celseden sonra verdiği hem de kanun yolu başvurularına dair dilekçelerinde tanığın kollukta kendisi hakkında beyanda bulunduğunu ve anılan celsede hazır edileceğini önceden bilmediğini, tanığı ilk kez celse sırasında gördüğünü beyan etmiştir.

27. Bu noktada Mahkemenin, başvurucunun SEGBİS ile katıldığı celsede tanık M.A.nın başvurucu aleyhine verdiği ifadeyi mahkûmiyet kararına götüren belirleyici delil olarak değerlendirdiğinin de altı çizilmelidir (bkz. § 13). Buradan hareketle, başvurucuya olayları kendi bakış açısına göre anlatma ve delillerini sunma imkânı tanınmışsa da, tanığın beyanının denetlenmesi açısından yeniden dinlenilmesine ve beyanında adları geçen diğer kişilerin de tanık sıfatıyla dinlenilmelerine dair taleplerin Mahkemece reddedilmesi karşısında (bkz. § 11) başvurucunun hazır bulunduğu celselerde başkaca esaslı işlemler yapılmış ise de başvurucunun SEGBİS aracılığıyla katıldığı celsede tanık M.A.nın ifadesinin alınmasının mahkûmiyet kararı açısından son derece önemli ve başlı başına yargılamanın bütününü etkileyen bir esaslı işlem olduğu vurgulanmalıdır.

28. Sonuç olarak, 21/11/2017 tarihine kadar yapılan celselerde bizzat hazır bulundurulan başvurucunun 21/11/2017 tarihli celsede hangi nedenle SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılımının sağlanmasına karar verildiğinin ortaya konulmaması ve bu celsede mahkûmiyet kararında belirleyici delil olarak değerlendirilen tanık M.A.nın beyanının alınmasına dair esaslı işlemin yapılması nedeniyle müdahalenin gerekli olmadığı değerlendirilmiştir. Başvurucunun bir sonraki celsede bağlantılarda kesinti olması nedeniyle duruşmaya bizzat katılmak istediğini dile getirmesi ve Mahkemenin de sonradan benzer nedenle sanıkların duruşmaya katılımlarının SEGBİS ile sağlanmasından vazgeçmesi, başvurucunun tanık M.A.nın ifadesinin alındığı ve kendisinin SEGBİS yoluyla katıldığı oturumda, bu tanığın önceki beyanlarından ve duruşmada hazır edileceğinden haberdar olmadığına, tanığa SEGBİS yoluyla yaptırılan teşhis sırasında usulî hatalar yapıldığına ve savunmasını önceden hazırlayamadığı için tanığı sorgulama hakkını etkili şekilde kullanamadığına ilişkin itirazlarını sonraki celselerin yanı sıra istinaf ve temyiz dilekçelerinde de dile getirmesi dikkate alındığında yukarıda anılan kararlarda yer alan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

29. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

30. Başvuruda duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden adil yargılanma hakkı kapsamındaki diğer şikâyetler hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek bulunmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

31. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

32. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

33. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından manevi tazminat, başvurucu uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi/belge sunmadığından da maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK BULUNMADIĞINA,

C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin duruşmada hazır bulunma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/251, K.2018/194) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

F. 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/9/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ahmet Tarık Aydın [2.B.], B. No: 2021/26906, 18/9/2024, § …)
   
Başvuru Adı AHMET TARIK AYDIN
Başvuru No 2021/26906
Başvuru Tarihi 15/4/2021
Karar Tarihi 18/9/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza davasında sanığın hazır bulunma talebi reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya uzaktan katılımının sağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Sözlü yargılanma hakkı (aleni yargılanma, duruşmada hazır bulunma vs.) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi