logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Nazım Şafak Korkmaz [1. B.], B. No: 2021/32845, 29/4/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NAZIM ŞAFAK KORKMAZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/32845)

 

Karar Tarihi: 29/4/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportörler

:

Rıdvan DEMİR

 

 

Murat İlter DEVECİ

Başvurucu

:

Nazım Şafak KORKMAZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, mahpusa hastalığına uygun beslenmesi için önerilen diyet listesine uygun besin verilmemesi ve bu konuda infaz hâkimliğine yapılan şikâyetin titiz bir incelemeye tabi tutulmaması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) barındırılmaktadır.

3. Başvurucu; başvuru tarihinden yaklaşık üç yıl önce başvurduğu Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinde görevli doktor tarafından kendisine gastrit teşhisi konulduğunu, ayrıca beslenmesi için kendisine bir diyet listesi verildiğini belirtmiştir. “Gastrit Diyeti” başlıklı bu belgeye göre başvurucunun belli besinleri tüketmemesi gerekir. Aynı belge bir günlük örnek yemek listesini de içermektedir. Belgenin üzerinde diyeti öneren doktorun veya diyetisyenin isim ve soy ismi bulunmamaktadır.

4. Başvurucu 1/2/2021 tarihinden itibaren kendisine yeterince besin temin edilmediği, diyetine uygun beslenemediği, diyetinde öngörülen ara öğünleri alamadığı, ana öğünler için de yeterince beslenemediği iddiasıyla İnfaz Kurumuna başvurmuştur.

5. İdari Gözlem Kurulu, diyet listesinde yasaklandığı belirtilen yemekler yerine iaşe miktarı dikkate alınarak başka yemeklerin verildiğini belirterek başvuruyu reddetmiştir. Anılan ret kararına karşı başvurucu 8/2/2021 tarihinde Kırıkkale İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) şikâyet başvurusunda bulunmuştur. Sözü edilen başvuruda başvurucu 1/2/2021 tarihinden önce ana ve ara öğünler için kendisine haftada iki kez diyet malzemesi verildiğini, bu tarihten sonra iaşe bedeli gerekçe gösterilerek yetersiz malzeme verilmeye başlandığını ve malzemenin ana öğünlere bile yetmediğini iddia etmiştir. Başvurucu; ayrıca her yemeği yiyemediği için yeterli besin alamadığını ve sürekli kilo kaybettiğini, mevcut ceza infaz kurumu uygulamasının sağlığını tehlikeye attığını öne sürmüştür. İddiasına bakılırsa başvurucuya yoğurt bazen hiç verilmemiş, bazen de iki üç kaşık verilmiştir. Ara sıra verilen peynir ise 20 gramdır. Bazı zamanlarda günde iki öğün yasaklı yiyecek verilmiştir.

6. Hâkimlik, başvurucunun İnfaz Kurumuna yaptığı başvuru üzerine hangi işlemlerin yapıldığı hakkında bilgi almak ve başvurucunun diyet listesinin bir örneğini elde etmek için İnfaz Kurumu ile yazışma yapmıştır. İnfaz Kurumunun sunduğu bilgi ve belgelere göre diyetisyen tarafından başvurucuya diyabet hastaları için uygulanan diyet önerilmiştir. Diyet listesine göre yasaklı olmayan yemekler çıktığında başvurucuya günlük yemek verilmekte, yemesi uygun olmayan yemekler söz konusu olduğunda ise stokta bulunan yiyecek maddelerinden iaşe bedeli oranında verilmektedir. Örneğin 2/2/2021 tarihinde başvurucu kadayıf tatlısı yerine 2 domates, 2 biber ve 1 dilim peynir, 4/2/2021 tarihinde ise pirinç pilavı ile hoşaf yerine 2 domates, 2 biber, 1 dilim peynir, 1 haşlanmış yumurta ve 1 kase yoğurt almıştır. 22/3/2021 tarihli yemek listesine göre İnfaz Kurumunda barındırılan tutuklu ve hükümlülere kahvaltı olarak çay, beyaz peynir ve zeytin, öğle yemeği olarak nohut yemeği, pirinç pilavı ve turşu, akşam yemeği olarak taze fasulye yemeği ile yayla çorbası verilmiştir. Aynı gün başvurucu nohut yemeği yerine 2 domates, 2 biber ve bir dilim peynir almıştır.

7. Hâkimlik, başvurucuya verilen diyet listesinde yasaklı yiyeceklerin sayıldığını,listedeki menünün örnek niteliğinde olduğunu belirtip İnfaz Kurumunun verdiği bilgilere işaret ederek İnfaz Kurumunun şikâyete konu uygulamasının yerinde olduğu sonucuna varmış ve başvurucunun şikâyetini reddetmiştir.

8. Başvurucunun karara yaptığı itiraz, Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesince 26/4/2021 tarihinde reddedilmiştir. Başvurucu bu kararı 31/5/2021 tarihinde tebliğ almıştır.

9. Başvurucu, diyet listesinin uygulanmamasının suç teşkil ettiği iddiasıyla Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) suç duyurusunda da bulunmuştur. Başsavcılık, Hâkimlik tarafından verilen kararın gerekçesine benzer bir gerekçeyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Başvurucunun anılan karara yönelik itirazı Kırıkkale Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilmiştir. Başvurucu bu kararı 22/4/2021 tarihinde tebliğ almıştır.

10. Başvuru 29/6/2021 tarihinde yapılmıştır.

11. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

13. Başvurucu, hastalığına uygun beslenmesi için önerilen diyet listesine uygun besin verilmemesinden ve şikâyetinin gerek Hâkimlikçe gerek Başsavcılıkça titiz şekilde incelenmemesinden yakınarak kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucuya göre Başsavcılık konuyla ilgili etkili soruşturma yürütmemiştir. Ayrıca diyet listesine uygun yemek verilmemesi başvurucunun hastalığının ilerlemesine ve başvurucunun 130 kg’dan 75 kg’a düşmesine neden olmuştur. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde başvurucunun sağlık dosyasında herhangi bir doktor tarafından başvurucuya gastrit tanısı konulduğuna dair bir kayıt bulunmadığı ve başvurucunun sözünü ettiği diyet listesinin üzerinde bir bilginin (protokol numarası, belgenin kim için düzenlendiği, belgeyi düzenleyen doktorun adı, soyadı ve sicili vb.) yer almadığı belirtilmiştir. Bu hususlara ek olarak diyet listesinde yazılanların öneri niteliğinde olduğu, belirtilen yiyeceklerin tüketilmesinin zorunlu olduğuna dair bir ibarenin listede yer almadığını, başvurucunun 1/2/2021 tarihinde diyet yemeği almasını zorunlu kılacak kronik bir rahatsızlığı olup olmadığı hususunda muayene edilmek üzere hastaneye sevkinin planlandığı fakat başvurucunun hastanede yapılacak muayeneyi kabul etmediği, ibraz ettiği listede yasaklı olduğu ifade edilmesine rağmen başvurucunun son üç aylık sürede kahve, soda, meyve suyu, kuruyemiş, çikolata gibi ürünleri kurum kantininden satın aldığı açıklanmıştır. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında ihlal iddialarını yineleyip sözü edilen yiyecek ve içecekleri kendisini ziyarete gelen yakınlarına ve koğuş arkadaşlarına ikram etmek için satın aldığını iddia etmiştir.

14. 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun 4. maddesine göre hükümlü ve tutukluların beslenmeleri ile beden ve ruh sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılmasına ilişkin ceza infaz kurumu işlem veya faaliyetlerine yönelik şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak da infaz hâkimliğinin görevlerindendir. Bu bakımdan başvurucuya ihlalin tespiti ve devamının önlenmesi konusunda makul bir başarı şansı sunabilecek başvuru yolu infaz hâkimliğine şikâyet yoludur. Ayrıca başvurucu, yaptığı suç duyurusu nedeniyle yürütülen soruşturma kapsamında verilen nihai karardan sonra süresi içinde bireysel başvuru yapmamıştır. Bu nedenle başvurucunun kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin şikâyeti yalnızca Hâkimliğe yapılan şikâyet başvurusu çerçevesinde değerlendirilecektir.

15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

16. İnsan onurunun korunması amacıyla Anayasa’nın 17. maddesinin ilk fıkrasında maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı güvence altına alınmış; aynı maddenin üçüncü fıkrasıyla da kişilere işkence ve eziyet yapılması, kişilerin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulması yasaklanmıştır. Bu yasak için herhangi bir istisnanın kabul edilmemesi ve Anayasa’nın 15. maddesinde savaş, seferberlik hâllerinde veya olağanüstü hâllerde de maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamayacağının ifade edilmesi, yasağın mutlak niteliğini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte yasak, tüm kötü muamele durumlarını kapsamaz. Bir muamelenin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının kapsamına girebilmesi, asgari bir ağırlık derecesine (ciddiyet seviyesine) ulaşmasına bağlıdır. Asgari ağırlık derecesine ulaşılıp ulaşılmadığı, görecelidir ve somut olayın koşullarının değerlendirilmesiyle belirlenir. Yapılacak değerlendirmede muamelenin süresi, fiziksel ve ruhsal etkileri ile mağdurun cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi etkenler önem taşır. Bu etkenlere ardındaki kasıt veya saik ile birlikte muamelenin amacı da eklenebilir. Ayrıca gerilimin ve duyguların yükseldiği atmosfer gibi muamelenin yapıldığı bağlam da dikkate alınması gereken diğer bir etkendir (Cezmi Demir ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/293, 17/7/2014, §§ 80, 83; Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 72, 74, 75; K.K. [GK], B. No: 2020/34532, 29/5/2024, § 26).

17. Anılan yasak kapsamında kalan hususlar, ceza infaz kurumlarında farklı şekillerde tezahür edebilir. Bunlar ceza infaz kurumu idaresi ve görevlilerinin kasıtlı davranışlarından kaynaklanabileceği gibi yönetimsel hatalar veya yetersiz kaynaklar sebebiyle de ortaya çıkabilir (Turan Günana [1. B.], B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 37).

18. Anayasa’nın 17. maddesi, tutuklu ve hükümlülerin tutulma koşullarının da insan onuruna yakışır bir şekilde olmasını koruma altına alır. Bu nedenle tutuklu ve hükümlüler özgürlükten mahrum kalmalarının doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntı veya eziyet çekecekleri bir duruma sokulmamalıdır. Ayrıca bu kişilerin sağlık ve esenlikleri yeterli bir şekilde güvence altına alınmalı ve bu kişilere gerekli duydukları tıbbi yardım sağlanmalıdır (Turan Günana, § 39). Sözü edilen yükümlülük, tutuklu ve hükümlülerin uygun ve yeterli şekilde beslenmelerini de gerektirir. Dolayısıyla tutuklu ve hükümlülere doktorlar tarafından hastalıklarının tedavisi için gerekli olduğu değerlendirilerek verilen diyet listelerine uygun yiyecekler verilmelidir.

19. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasıyla yasaklanan muamelelerin varlığına ilişkin iddialar, uygun delillerle desteklenmelidir. Bu delillerin değerlendirilmesinde ise sözü edilen delillerin iddiayı makul şüphenin ötesinde ispat edip etmediği gözetilmelidir. Bununla birlikte yeterince ciddi, açık ve tutarlı emareler ya da aksi ispat edilemeyen birtakım karineler de iddianın ispatı için yeterli kanıt teşkil edebilir (K.K., § 28; bazı değişikliklerle birlikte bkz. Cezmi Demir ve diğerleri, § 95; Ali Rıza Özer ve diğerleri, § 83).

20. Somut olayda başvurucu 1/2/2021 tarihinden önceki uygulamadan farklı olarak iaşe bedeli gerekçe gösterilerek kendisine yetersiz diyet malzemesi verildiğini, sürekli kilo kaybettiğini, bu uygulamanın sağlığını tehlikeye attığını iddia ederek Hâkimliğe başvuru yapmış ve bu başvuruyla ilgili dilekçesinde kendisine verilen yiyeceklerden örnekler sunarak bazı zamanlarda günde iki öğün yasaklı yiyecek verildiğini ileri sürmüştür.

21. Hâkimliğin İnfaz Kurumundan elde ettiği bilgi ve belgelere göre diyetisyen tarafından başvurucuya önerilen diyet listesinde yasaklı yiyecekler sayılmıştır. Yasaklı yemekler çıkmadığında başvurucuya günlük yemek, yasaklı yemek çıktığında ise stokta bulunan yiyecek maddelerinden iaşe bedeli oranında yiyecek verilmiştir. İnfaz Kurumu ayrıca Hâkimliğe 2/2/2021, 4/2/2021 ve 22/3/2021 tarihli yemek listelerinden örnekler sunmuştur (bkz. § 6).

22. Hâkimlik, başvurucuya verilen diyet listedeki menünün örnek niteliğinde olduğuna ve İnfaz Kurumunun verdiği bilgilere işaret ederek başvurucunun şikâyetini reddetmiştir (bkz. § 7). Ne var ki Hâkimliğin başvurucunun şikâyeti hakkında titiz bir inceleme yapmadığı anlaşılmaktadır.

23. Başvurucunun sunduğu “Gastrit Diyeti” başlıklı belgenin üzerinde diyeti öneren doktorun veya diyetisyenin isim ve soy ismi bulunmadığı dikkate alındığında Hâkimlik öncelikle başvurucunun tedavisini üstlenen doktorun tedavi için başvurucuya bir diyet listesi düzenleyip düzenlemediğini açıklığa kavuşturmalıydı. Diyet listesinin başvurucunun tedavisi için ilgili doktor tarafından verildiğinin saptanması hâlinde Hâkimlik; başvurucunun şikâyetlerini gözeterek 1/2/2021 tarihinden önceki uygulama ile sonraki uygulama arasında fark olup olmadığını ve şayet fark varsa bunun sebebini İnfaz Kurumundan öğrenmeli, İnfaz Kurumunun sunduğu yemek listesi ile yetinmeyerek 1/2/2021 tarihinden şikâyet tarihine kadar olan tarih aralığındaki yemek listelerini temin etmeli, aynı süre zarfında başvurucuya hangi yiyeceklerin verildiğini öğrenmeli, başvurucuya verilen yiyecekler arasında başvurucunun yememesi gereken yiyecek bulunup bulunmadığını saptamalı, bu bağlamda başvurucunun uygun ve yeterli şekilde beslenip beslenmediğini tespit etmeliydi. Ayrıca Hâkimlik ara öğün almasının başvurucunun tedavisi için gerekli olup olmadığını, iddia ettiği gibi başvurucunun ceza infaz kurumunun beslenmeyle ilgili tutumu nedeniyle kilo kaybı ve/veya sağlık sorunları yaşayıp yaşamadığını araştırmalıydı. Son olarak Hâkimlik; başvurucunun şikâyeti hakkında sonuca varırken 26/10/2005 tarihli ve 25978 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumları Personelinin İaşe Yönetmeliği’nin 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının “Hasta hükümlü ve tutukluya, diyetisyen veya hekimlerin belirleyeceği besinler verilir” hükmünü, (2) numaralı fıkrasının ise “İnancı gereği veya vegan, vejeteryan türü özel bir beslenme şekline sahip hükümlü ve tutukluların talepleri, iaşe miktarı ile sınırlı kalmak üzere karşılanır.” hükmünü içerdiğini dikkate alarak hasta tutuklu ve hükümlülerin hastalıklarının tedavisi için gerekli olan besinlerin günlük iaşe miktarıyla sınırlı olmadığını gözetmeliydi.

24. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Yılmaz AKÇİL bu görüşe katılmamıştır.

25. Başvuru dosyasındaki bilgi ve belgeler imkân vermediğinden bu aşamada kötü muamele yasağının maddi boyutu incelenememiştir.

III. GİDERİM

26. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

27. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa’nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

28. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

29. Başvurucuya talebine bağlı kalınarak manevi zararları karşılığında net 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

C. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE Yılmaz AKÇİL’in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

D. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kırıkkale 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2021/673, K.2021/946) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 50.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/4/2025 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Ceza infaz kurumunda bulunan başvurucu hastalığına uygun bir şekilde beslenememesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasıyla başvuru yapmıştır.

2. Başvurucu; başvuru tarihinden üç yıl önce Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesine başvurduğunu, kendisine gastrit teşhisi konulduğunu, tedavisine yönelik olarak bir diyet öngörüldüğünü, bu diyet programına göre belli besinleri tüketmemesi ve örnek beslenme diyetine devam etmesi gerektiğini, ancak 1/2/2021 tarihinden itibaren diyetine uygun besin temin edilmediğini, diyetinde öngörülen ara öğünleri alamadığını ve ana öğünler için de yeterince beslenemediğini belirterek Ceza İnfaz Kurumuna başvurmuştur.

3. İnfaz Kurumu İdari Gözlem Kurulu, diyet programında yasaklandığı belirtilen yemekler yerine iaşe miktarı dikkate alınarak başkaca yemeklerin verildiğini belirterek başvuruyu reddetmiştir. Başvurucunun anılan ret kararına karşı İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) yaptığı şikâyet başvurusu da "Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü tarafından adı geçen hükümlüye, günlük iaşede tavsiye listesine göre yasaklı olmayan yemekler çıktığında yemeklerin normal olarak verildiği, günlük iaşede bulunan ancak diyet öneri listesine göre yemesi uygun olmayan yemeklerin yerine ise stokta bulunan yiyecek maddelerinden iaşe bedeli oranında verildiğinin belirtildiği, bu uygulamanın yerinde olduğu” gerekçesiyle kabul edilmemiştir. Başvurucu tarafından anılan karara yapılan itiraz da kesin olarak reddedilmiştir.

4. Başvurucu ayrıca, diyet programının uygulanmamasının suç teşkil ettiğinden bahisle Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştur. Cumhuriyet Başsavcılığı yukarıda yer verilen Hâkimlik kararındaki gerekçeye benzer şekilde kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Söz konusu karara yapılan itiraz Sulh Ceza Hâkimliği tarafından kesin olarak reddedilmiştir.

5. Bir muamelenin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen kötü muamele yasağı kapsamına girebilmesi için asgari bir ağırlık eşiğine (derecesine) ulaşması gerekir. Asgari ağırlık eşiğine ulaşılıp ulaşılmadığı konusunda yapılacak değerlendirmede muamelenin süresi, mağdurun üzerinde bıraktığı fiziksel ve ruhsal etki ile mağdurun cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi somut olaydaki tüm etkenler dikkate alınmalıdır (Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, § 75).

6. Anayasa’nın 17. maddesi ceza infaz kurumunda tutulan bir hükümlü veya tutuklunun içinde bulunduğu şartların insan onuruna yakışır bir şekilde olmasını koruma altına alır. İnfazın yöntemi ve infaz sürecindeki tutumlar, mahkûmlara özgürlükten mahrum kalmanın doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntı veya eziyet vermemelidir. Ayrıca tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve esenlikleri gibi hususların yeterli ölçüde güvence altına alınması ve gerekli tıbbi yardımların sağlanması, insan onuruna yakışır şartların sağlanması için gereklidir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 39).

7. Başvurucu gastrit hastası olduğunu belirterek kendisi için öngörülen diyet programına uyulmadığını, örnek diyet programında belirtilen ara öğünlere erişemediğini ve ana öğünlerin yetersiz olduğundan yakınmıştır. Buna karşın başvurucu, kendisinde bulunan gastrit hastalığını tetikleyen veya hastalığın ilerlemesine sebep olan, diyet listesinde kaçınması gereken gıdaların kendisine alternatifsiz sunulduğuna dair bir iddiada bulunmamıştır. Aksine başvurucu, diyet programında tüketilmemesi gerektiği belirtilen gıdaların kendisine verilmediğini kabul etmektedir.

8. Somut olayda, başvurucunun şikâyeti üzerine İnfaz Hâkimliği, başvurucunun hastalığını tetiklemeyecek gıdaların İnfaz Kurumu tarafından iaşe bedeli oranında kendisine verildiğini vurgulamıştır. Başvurucunun diyet listesine uyulmaması nedeniyle yaşadığı sağlık sorunlarıyla ilgili bir kanıt sunmadığı ve diyet listesinde belirtilen yemeklerin verilmediğini iddia etmesine karşın kendisine hangi yemeklerin verildiği yönünde bir bilgi vermediği anlaşılmaktadır. Öte yandan başvurucunun az verildiğini iddia ettiği gıdaların ölçüsünün diyet listesine uygun göründüğü (örneğin yoğurt miktarından şikâyet eden başvurucuya diyet listesinde iki kaşık olarak belirtilen yoğurdun buna uygun olarak verildiği), ara öğün almasının sağlığı için gerekli olduğu yönünde bir rapor bulunmadığı dikkate alındığında başvurucunun yaşadığını iddia ettiği acı ve ıstırabın asgari ağırlık eşiğine ulaştığına dair somut bir belirlemenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

9. Sonuç olarak somut olay yönünden, başvurucunun iddiası doğrultusunda kötü muamele yasağına ilişkin bir ihlalin olmadığı kanaatine ulaştığımdan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.

 

 

 

 

Üye

 Yılmaz AKÇİL

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Nazım Şafak Korkmaz [1. B.], B. No: 2021/32845, 29/4/2025, § …)
   
Başvuru Adı NAZIM ŞAFAK KORKMAZ
Başvuru No 2021/32845
Başvuru Tarihi 29/6/2021
Karar Tarihi 29/4/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, mahpusa hastalığına uygun beslenmesi için önerilen diyet listesine uygun besin verilmemesi ve bu konuda infaz hâkimliğine yapılan şikâyetin titiz bir incelemeye tabi tutulmaması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Tutulanın sağlık durumunun tutulmayla uyumsuzluğu İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi